|
- I used to share my bedroom with my brother.
- Eskiden yatak odamı kardeşimle paylaşırdım.
- These are our very well furnished one bedroom apartments.
- Bunlar çok iyi döşenmiş tek yatak odalı dairelerimizdir.
- This is a bedroom we designed for Jaeden.
- Burası Jaeden için tasarladığımız bir yatak odası.
- This is an ideal design solution for the kitchen, bedroom or living room.
- Bu mutfak, yatak odası veya oturma odası için ideal bir tasarım çözümüdür.
- The living room and bedroom are likely the two most important spaces in your place.
- Oturma odası ve yatak odası muhtemelen evinizdeki en önemli iki alandır.
- A bedroom is a place where people spend a lot of time.
- Yatak odası, insanların çok fazla zaman geçirdiği bir yerdir.
- Use a high-efficiency particulate air (HEPA) filter in your bedroom and other rooms where you spend a lot of time.
- Yatak odanızda ve çok fazla zaman harcadığınız diğer odalarda yüksek verimli partikül hava (HEPA) filtresi kullanın.
- I don’t know why I went into the bedroom.
- Neden yatak odasına gittiğimi bilmiyorum.
- I don't know why I went into the bedroom.
- Neden yatak odasına gittiğimi bilmiyorum.
- Clarify any other sexual goals that you might have, such as trying out new things in the bedroom.
- Yatak odasında yeni şeyler denemek gibi sahip olabileceğiniz diğer cinsel hedefleri netleştirin.
- The humidifier in my house found a place in the bedroom, a better night's sleep.
- Evimdeki nemlendirici yatak odasında bir yer buldu, daha iyi bir gece uykusu.
- The fourth bedroom is also on this floor.
- Dördüncü yatak odası da bu kattadır.
- The living room and each bedroom must have at least one window.
- Oturma odası ve her yatak odasında en az bir pencere bulunmalıdır.
- The bedroom carpet should primarily be soft.
- Yatak odası halısı öncelikle yumuşak olmalıdır.
- The bedroom is a place to sleep.
- Yatak odası uyumak için bir yerdir.
- The bedroom is the very best selection.
- Yatak odası en iyi seçimdir.
- The bedroom should be as dark as possible.
- Yatak odası mümkün olduğunca karanlık olmalıdır.
- The design of the bedroom is both complex and simple at the same time.
- Yatak odasının tasarımı aynı anda hem karmaşık hem de basittir.
- The fourth bedroom is also located on this floor.
- Dördüncü yatak odası da bu katta yer almaktadır.
- Will you be laying laminate flooring in a bedroom, the living room or on the staircase?
- Laminat parkeyi yatak odasına mı, oturma odasına mı yoksa merdivenlere mi döşeyeceksiniz?
- Hang a damp towel in your child's bedroom.
- Çocuğunuzun yatak odasına nemli bir havlu asın.
- Use a humidifier in your home, especially in your bedroom at night.
- Evinizde, özellikle geceleri yatak odanızda bir nemlendirici kullanın.
- What could a bedroom look like in a modern mountain hut?
- Modern bir dağ kulübesinde bir yatak odası nasıl görünebilir?
- What Kind of a Bedroom do you NEED?
- Nasıl bir yatak odasına ihtiyacınız var?
- You can literally set up a business in your bedroom and attract clients within minutes, even on a tiny budget.
- Kelimenin tam anlamıyla yatak odanızda bir iş kurabilir ve küçük bir bütçeyle bile dakikalar içinde müşteri çekebilirsiniz.
- You have decided on the bedroom furniture.
- Yatak odası mobilyalarına karar verdiniz.
- Your bedroom should be a relaxing environment.
- Yatak odanız rahatlatıcı bir ortam olmalıdır.
- Each student has a private bedroom, shared bathroom and common living space.
- Her öğrencinin özel bir yatak odası, ortak banyosu ve ortak yaşam alanı vardır.
- There isn’t a magic trick to the layout of the small bedroom.
- Küçük yatak odasının düzeninde sihirli bir numara yoktur.
- Would you like a bedroom like this?
- Böyle bir yatak odası ister misiniz?
- You will find inspirational bedroom interiors here.
- Burada ilham verici yatak odası iç mekanlarını bulacaksınız.
- From the bedroom, he calls out to her.
- Yatak odasından ona sesleniyor.
- In the bedroom, accessories become even more important.
- Yatak odasında aksesuarlar daha da önem kazanıyor.
- In my bedroom I still have a filled bookcase and the rest of the books are in the attic.
- Yatak odamda hala dolu bir kitaplığım var ve kitapların geri kalanı tavan arasında.
- In her bedroom, Danielle wakes up screaming in horror.
- Danielle yatak odasında dehşet içinde çığlık atarak uyanır.
- Most floor plans have a separate bedroom, living room and gourmet kitchen.
- Çoğu kat planında ayrı bir yatak odası, oturma odası ve gurme mutfak bulunmaktadır.
- As a rule, the second floor is used only as a bedroom.
- Kural olarak, ikinci kat sadece yatak odası olarak kullanılır.
- Better cardiovascular health may be as close as the bedroom.
- Daha iyi kardiyovasküler sağlık, yatak odası kadar yakın olabilir.
- Create a calm environment in your bedroom.
- Yatak odanızda sakin bir ortam yaratın.
- Do not use a night light in the bedroom.
- Yatak odasında gece lambası kullanmayın.
- Elsa and Anna both want a new bedroom.
- Elsa ve Anna yeni bir yatak odası istiyor.
- In addition to a room you do not use, you can also create a small dressing corner in your existing bedroom.
- Kullanmadığınız bir odanın yanı sıra mevcut yatak odanızda da küçük bir giyinme köşesi oluşturabilirsiniz.
- Invest in a warm and inviting bedroom.
- Sıcak ve davetkar bir yatak odasına yatırım yapın.
- It can be used in the bedroom.
- Yatak odasında kullanılabilir.
- Our only drawback was the happiness in our bedroom.
- Tek eksiğimiz yatak odamızdaki mutluluktu.
- If the bevel is not too low, then the bedroom in the attic acquires the features of romance.
- Eğim çok düşük değilse, çatı katındaki yatak odası romantizmin özelliklerini kazanır.
- I bought lace curtains for my bedroom window.
- Yatak odamın penceresi için dantel perdeler aldım.
- I go back to the bedroom and get dressed.
- Yatak odasına dönüp giyiniyorum.
- If your bedroom is not dark enough, try using a sleep mask.
- Yatak odanız yeterince karanlık değilse uyku maskesi kullanmayı deneyin.
- Say good night and leave the bedroom.
- İyi geceler deyin ve yatak odasından çıkın.
- She turned her head to the bedroom.
- Başını yatak odasına çevirdi.
- So stop taking selfies in your messy bedroom.
- Bu yüzden dağınık yatak odanızda selfie çekmeyi bırakın.
- It can be a bedroom for older family members.
- Yaşlı aile üyeleri için bir yatak odası olabilir.
- It can cause problems in the bedroom for men of all ages.
- Her yaştan erkek için yatak odasında sorunlara neden olabilir.
- There are certain reasons why you may want to keep your phone out of your bedroom.
- Telefonunuzu yatak odanızın dışında tutmak isteyebileceğiniz belirli nedenler vardır.
- It is equipped with both a bedroom and a mini-gym, cinema or spa.
- Hem yatak odası hem de mini spor salonu, sinema veya spa ile donatılmıştır.
- There is no window in the bedroom.
- Yatak odasında pencere yoktur.
- There was no light in the bedroom.
- Yatak odasında ışık yoktu.
- Lighting in the bedroom should be thought out in advance, even at the design stage.
- Yatak odasındaki aydınlatma, tasarım aşamasında bile önceden düşünülmelidir.
- They can appear only in the bedroom.
- Sadece yatak odasında görünebilirler.
- This can resolve the issues that are occurring both in the relationship and in the bedroom.
- Bu, hem ilişkide hem de yatak odasında meydana gelen sorunları çözebilir.
- So the bathroom is always hidden and directly depends on the bedroom.
- Yani banyo her zaman gizlidir ve doğrudan yatak odasına bağlıdır.
- Keeping your bedroom cool can also help.
- Yatak odanızı serin tutmak da yardımcı olabilir.
- Make sure your bedroom is a quiet, relaxing, clean and enjoyable place.
- Yatak odanızın sessiz, dinlendirici, temiz ve keyifli bir yer olduğundan emin olun.
- This relaxing shade can be safely used to design the wardrobe in the bedroom.
- Bu rahatlatıcı gölge, yatak odasındaki gardırobun tasarımında güvenle kullanılabilir.
- Turn the bar door into a feature for the bedroom.
- Bar kapısını yatak odası için bir özelliğe dönüştürün.
- Use a HEPA air filter in the bedroom.
- Yatak odasında bir HEPA hava filtresi kullanın.
- Do you want a change in your bedroom?
- Yatak odanızda değişiklik mi istiyorsunuz?
- On June 5, 2002, Smart was abducted at knifepoint from her bedroom in her family's house in Salt Lake City, Utah.
- Smart, 5 Haziran 2002'de Utah Salt Lake City'deki ailesinin evindeki yatak odasından bıçak zoruyla kaçırıldı.
- A good assortment of such warm colors would certainly add up to the bedroom's beauty.
- Bu kadar sıcak renklerin iyi bir çeşitliliği kesinlikle yatak odasının güzelliğine katkıda bulunacaktır.
- Photograph your child in their bedroom with their toys.
- Çocuğunuzu yatak odasında oyuncaklarıyla birlikte fotoğraflayın.
- Run a humidifier in your bedroom to minimize these problems.
- Bu sorunları en aza indirmek için yatak odanızda bir nemlendirici çalıştırın.
- She then took me to the bedroom and removed my shirt.
- Daha sonra beni yatak odasına götürdü ve gömleğimi çıkardı.
- How would you incorporate modern lighting into a more traditional bedroom?
- Modern aydınlatmayı daha geleneksel bir yatak odasına nasıl dahil edersiniz?
- What is important to you when it comes to the design of your bedroom?
- Yatak odanızın tasarımı söz konusu olduğunda sizin için önemli olan nedir?
- Still, as an option, just a bedroom with a wooden wall is made.
- Yine de, bir seçenek olarak, sadece ahşap duvarlı bir yatak odası yapılır.
- Building a nook in your bedroom can make a warm and welcoming effect in style.
- Yatak odanızda bir köşe oluşturmak, sıcak ve davetkar bir etki yaratabilir.
- According to the National Sleep Foundation, the ideal bedroom temperature is between 60°F and 67°F.
- Ulusal Uyku Vakfı'na göre ideal yatak odası sıcaklığı 60°F ile 67°F arasındadır.
- It has a shared bathroom with the South Caphouse Bedroom.
- Güney Caphouse Yatak Odası ile ortak banyo bulunmaktadır.
- Superior accommodation (single bedroom with private shower) is also offered.
- Superior konaklama (özel duşlu tek kişilik yatak odası) da sunulmaktadır.
- The bedroom can be combined with a library or office.
- Yatak odası bir kütüphane veya ofis ile birleştirilebilir.
- The bedroom should be as quiet as possible.
- Yatak odası mümkün olduğunca sessiz olmalıdır.
- A cool, quiet and dark bedroom may help you relax and rest better.
- Serin, sessiz ve karanlık bir yatak odası rahatlamanıza ve daha iyi dinlenmenize yardımcı olabilir.
- A bedroom of 18 square meters is a predictable solution in a modern apartment.
- 18 metrekarelik bir yatak odası, modern bir dairede öngörülebilir bir çözümdür.
- A happy bedroom is the heart of a good relationship.
- Mutlu bir yatak odası iyi bir ilişkinin kalbidir.
- Are you looking for bedroom color ideas?
- Yatak odası renk fikirleri mi arıyorsunuz?
- As you know, in the bedroom the main piece of furniture is the bed.
- Bildiğiniz gibi, yatak odasında ana mobilya parçası yataktır.
- I am writing to you from my bedroom.
- Size yatak odamdan yazıyorum.
- I must have left it back in the bedroom.
- Yatak odasında bırakmış olmalıyım.
- I would like to paint my bedroom.
- Yatak odamı boyamak istiyorum.
- I didn't dare go into the bedroom.
- Yatak odasına girmeye cesaret edemedim.
- Bowman finds himself in a bedroom appointed in the neoclassical style.
- Bowman kendini neoklasik tarzda döşenmiş bir yatak odasında bulur.
- Choose a corner of your living room or bedroom and add an armchair or small sofa.
- Oturma odanızın veya yatak odanızın bir köşesini seçin ve bir koltuk veya küçük bir kanepe ekleyin.
- Create a sleep-supportive and safe bedroom and home environment.
- Uykuyu destekleyici ve güvenli bir yatak odası ve ev ortamı yaratın.
- Do not keep the radio in the bedroom or on the desktop.
- Radyoyu yatak odasında veya masaüstünde tutmayın.
- Do not keep your bedroom too hot.
- Yatak odanızı çok sıcak tutmayın.
- For example, part of a spacious bedroom may be reserved for an office, library or dressing room.
- Örneğin, geniş bir yatak odasının bir kısmı ofis, kütüphane veya giyinme odası için ayrılabilir.
- He wants to add a bedroom to the basement.
- Bodrum katına bir yatak odası eklemek istiyor.
- How do you make your bedroom sexy?
- Yatak odanızı nasıl seksi hale getirirsiniz?
- Entering the deceased's bedroom usually wouldn't cause any issues.
- Merhumun yatak odasına girmek genelde bir soruna neden olmaz.
- When it comes to the bedroom, the kid will be passionate enough to forget all these details.
- Söz konusu yatak odası olduğunda, oğlan tüm bu ayrıntıları unutacak kadar tutkulu olacaktır.
- Entering the deceased's bedroom usually wouldn't cause any issues.
- Merhumun yatak odasına girmek genellikle herhangi bir soruna neden olmaz.
- Mate, I had this whole massive bedroom to myself.
- Dostum, bu devasa yatak odasının tamamı bana kalmıştı.
- When it comes to the bedroom, the kid will be passionate enough to forget all these details.
- Konu yatak odasına gelince, çocuk tüm bu detayları unutacak kadar tutkulu olur.
- Mate, I had this whole massive bedroom to myself.
- Dostum, bu kocaman yatak odası bana aitti.
- Okay Red, remember don't tire yourself out today, because tonight is a special night in the bedroom.
- Pekala Red, bugün kendini sakın fazla yormayasın, çünkü bu gece yatak odasında özel bir gece.
- Okay Red, remember don't tire yourself out today, because tonight is a special night in the bedroom.
- Tamam Red, unutma ki bugün kendini yormayacaksın, çünkü bu gece yatak odasında özel bir gece.
- Mate, I had this whole massive bedroom to myself.
- Dostum, kendime ait kocaman bir yatak odam vardı.
- My bedroom is cleaner than my brother's.
- Benim yatak odam kardeşiminkinden daha temiz.
- Tom and I shared a bedroom.
- Tom ve ben bir yatak odasını paylaştık.
- There's an empty bedroom in the house.
- Evde boş bir yatak odası var.
- Tom converted his bedroom into an office.
- Tom yatak odasını bir ofise dönüştürdü.
- Tom converted his bedroom into an office.
- Tom yatak odasını ofise dönüştürdü.
- I have my own bedroom.
- Benim kendi yatak odam var.
- I can hear Tom playing guitar in his bedroom.
- Tom'un yatak odasında gitar çaldığını duyabiliyorum.
- Sami fled into a bedroom.
- Sami bir yatak odasına kaçtı.
- In the bedroom Tom and Mary only speak French.
- Yatak odasında Tom ve Mary sadece Fransızca konuşurlar.
- In the bedroom Tom and Mary only speak French.
- Yatak odasında Tom ve Mary sadece Fransızca konuşurlardı.
- Layla was asleep in her bedroom.
- Leyla yatak odasında uyuyordu.
- Layla was asleep in her bedroom.
- Layla yatak odasında uyuyordu.
- Tom found his bedroom unlocked.
- Tom yatak odasını kilitlenmemiş buldu.
- I could hear her sobbing in her bedroom.
- Yatak odasında hıçkıra hıçkıra ağladığını duyabiliyordum.
- Tom had to share a bedroom with his younger brother.
- Tom, küçük erkek kardeşiyle bir yatak odası paylaşmak zorunda kaldı.
- Tom had to share a bedroom with his brother when he was younger.
- Tom küçükken yatak odasını kardeşiyle paylaşmak zorundaydı.
- Tom has a large bedroom.
- Tom'un geniş bir yatak odası var.
- Tom has a large bedroom.
- Tom'un büyük bir yatak odası var.
- My bedroom is dark.
- Yatak odam karanlık.
- Tom had to share a bedroom with his younger brother.
- Tom küçük kardeşiyle yatak odasını paylaşmak zorunda kaldı.
- Tom is planning to redecorate his bedroom.
- Tom yatak odasını yeniden dekore etmeyi planlıyor.
- Tom is supposedly cleaning his bedroom.
- Tom sözde yatak odasını temizliyor.
- Tom painted his son's bedroom with images of dogs and cats.
- Tom oğlunun yatak odasını kedi ve köpek resimleriyle boyadı.
- Tom painted his son's bedroom with images of dogs and cats.
- Tom oğlunun yatak odasını köpek ve kedi resimleriyle boyadı.
- Tom shared his bedroom with his older brother.
- Tom yatak odasını ağabeyi ile paylaşıyordu.
- My bedroom is smaller than Tom's.
- Benim yatak odam Tom'unkinden daha küçük.
- My bedroom is too small.
- Yatak odam çok küçük.
- This room is my bedroom, and the other one is my office.
- Bu oda benim yatak odam, diğeri ise ofisim.
- It is my bedroom.
- Bu benim yatak odam.
- It is my bedroom.
- Burası benim yatak odam.
- I heard a noise in the bedroom.
- Yatak odasında bir gürültü duydum.
- This is my bedroom.
- Burası benim yatak odam.
- I went to my bedroom and cried.
- Yatak odama gittim ve ağladım.
- I heard a noise in the bedroom.
- Yatak odasında bir ses duydum.
- Tom shared his bedroom with his younger brother.
- Tom yatak odasını küçük erkek kardeşiyle paylaştı.
- Tom slammed his bedroom door.
- Tom yatak odası kapısını çarptı.
- Sami fled into a bedroom.
- Sami yatak odasına kaçtı.
- Sami walked into Layla's bedroom.
- Sami, Layla'nın yatak odasına girdi.
- She heard him scream, so she ran into his bedroom.
- Çığlık attığını duydu ve yatak odasına koştu.
- She locked herself in her bedroom.
- Kendini yatak odasına kilitledi.
- She went upstairs to her bedroom.
- Yukarı yatak odasına çıktı.
- The door opens into the bedroom.
- Kapı, yatak odasına açılıyor.
- Tom barricaded himself in his bedroom.
- Tom kendini yatak odasına kapattı.
- Sami left the iron on in his bedroom.
- Sami ütüyü yatak odasında açık bırakmış.
- Tom is in his bedroom.
- Tom yatak odasında.
- Permission is needed before you go into my bedroom.
- Yatak odama girmeden önce izin almanız gerekiyor.
- Is there a computer in your bedroom?
- Yatak odanızda bir bilgisayar var mı?
- Tom is upstairs in his bedroom.
- Tom üst katta yatak odasında.
- Is there a stereo in your bedroom?
- Yatak odanızda müzik seti var mı?
- Tom entered the bedroom quietly.
- Tom sessizce yatak odasına girdi.
- Tom is upstairs in his bedroom.
- Tom üst katta, yatak odasında.
- Sami was lying dead in his bedroom.
- Sami, yatak odasında ölü yatıyordu.
- I don't have a desk in my bedroom.
- Yatak odamda masam yok.
- Sami was napping in his bedroom.
- Sami yatak odasında uyukluyordu.
- Tom straightened up his bedroom.
- Tom yatak odasını düzeltti.
- Tom vacuumed his bedroom.
- Tom yatak odasını süpürdü.
- Tom's bedroom door is shut.
- Tom'un yatak odası kapısı kapalı.
- Tom has a picture of Mary on his bedroom wall.
- Tom'un yatak odası duvarında Mary'nin bir resmi vardır.
- Tom has his own bedroom.
- Tom'un kendi yatak odası vardır.
- Tom has his own bedroom.
- Tom'un kendi yatak odası var.
- Tom jumped out of his bedroom window.
- Tom yatak odası penceresinden dışarı atladı.
- Tom knocked on Mary's bedroom window.
- Tom, Mary'nin yatak odası penceresini tıklattı.
- Tom opened the bedroom windows.
- Tom yatak odası pencerelerini açtı.
- Tom glanced round the bedroom.
- Tom yatak odasına baktı.
- Did you close your bedroom's door?
- Yatak odanızın kapısını kapattınız mı?
- I'm back in my bedroom.
- Yatak odama döndüm.
- Tom's bedroom is cleaner than mine.
- Tom'un yatak odası benimkinden daha temiz.
- Tom had the desk moved to Mary's bedroom.
- Tom masayı Mary'nin yatak odasına taşıttı.
- Tom's bedroom is much larger than mine.
- Tom'un yatak odası benimkinden çok daha büyük.
- I don't have a desk in my bedroom.
- Yatak odamda bir masam yok.
- Sami left the iron on in his bedroom.
- Sami ütüyü yatak odasında bıraktı.
- Sami was sleeping in the bedroom.
- Sami yatak odasında uyuyordu.
- Did you have to share a bedroom with your brothers or sisters?
- Kardeşlerinizle yatak odanızı paylaşmak zorunda kaldınız mı?
- Tom cleaned out his bedroom closet.
- Tom yatak odasındaki dolabı temizledi.
- Tom shared his bedroom with his younger brother.
- Tom yatak odasını küçük kardeşiyle paylaşırdı.
- Dan's bedroom was in disarray.
- Dan'in yatak odası darmadağınıktı.
- Tom doesn't like the color of the walls in his bedroom.
- Tom yatak odasındaki duvarların rengini beğenmiyor.
- Dan's bedroom was in disarray.
- Dan'in yatak odası karman çorman bir haldeydi.
- Everyone has a bedroom.
- Herkesin bir yatak odası vardır.
- Tom's bedroom is cleaner than mine.
- Tom'un yatak odası benimkinden daha temizdir.
- Tom had the desk moved to Mary's bedroom.
- Tom masayı Mary'nin yatak odasına taşıdı.
- Tom hid the knife he'd killed Mary with in John's bedroom.
- Tom Mary'yi öldürdüğü bıçağı John'un yatak odasına sakladı.
- Tom's house has only one bedroom.
- Tom'un evinde sadece bir yatak odası var.
- Sami was in the bedroom.
- Sami yatak odasındaydı.
- Tom doesn't like the color of the walls in his bedroom.
- Tom yatak odasındaki duvarların rengini sevmiyor.
- Is there a TV in your bedroom?
- Yatak odanızda televizyon var mı?
- Sami was lying dead in his bedroom.
- Sami yatak odasında ölü yatıyordu.
- Is there an air conditioner in your bedroom?
- Yatak odanızda klima var mı?
- Tom entered the bedroom quietly.
- Tom yatak odasına sessizce girdi.
- Tom sat staring at the tropical fish swimming around in the aquarium in his bedroom.
- Tom yatak odasındaki akvaryumda yüzen tropik balıklara bakarak oturdu.
- Tom sat staring at the tropical fish swimming around in the aquarium in his bedroom.
- Tom oturmuş, yatak odasındaki akvaryumda yüzen tropik balıklara bakıyordu.
- He left the bedroom and entered the living room.
- Yatak odasından çıktı ve oturma odasına girdi.
- I heard strange noises coming from his bedroom.
- Ben yatak odasından gelen garip sesler duydum.
- I heard strange noises coming from his bedroom.
- Yatak odasından gelen garip sesler duydum.
- Sami walked out of the bedroom.
- Sami yatak odasından çıktı.
- Tom hates his tiny bedroom.
- Tom küçücük yatak odasından nefret ediyor.
- We can smell an odor of tobacco in this bedroom.
- Bu yatak odasından tütün kokusu alabiliyoruz.
- Why's the bedroom door closed?
- Yatak odası kapısı neden kapalı?
- My apartment has a living room, a bedroom, a kitchen and a bathroom.
- Dairemde oturma odası, yatak odası, mutfak ve banyo bulunmaktadır.
- My apartment has a living room, a bedroom, a kitchen and a bathroom.
- Dairemde bir oturma odası, bir yatak odası, bir mutfak ve bir banyo var.
- This is Tom's bedroom.
- Burası Tom'un yatak odası.
- Dan hid the murder weapon in Linda's bedroom.
- Dan cinayet silahını Linda'nın yatak odasına sakladı.
- Tom was in his bedroom.
- Tom yatak odasındaydı.
- Tom is in his bedroom talking on the phone.
- Tom yatak odasında telefonla konuşuyor.
- Dan converted his bedroom into an office.
- Dan yatak odasını bir ofise dönüştürdü.
- In my new house, the living room is on the ground floor and the bedroom is on the first floor.
- Yeni evimde oturma odası zemin katta ve yatak odası birinci katta.
- Don't leave the bedroom window open.
- Yatak odasının penceresini açık bırakma.
- Mary ran off crying and slammed her bedroom door.
- Mary ağlayarak kaçtı ve yatak odasının kapısını çarptı.
- Mary slammed her bedroom door shut.
- Mary yatak odasının kapısını çarparak kapattı.
- We're thinking of adding on another bedroom to the house.
- Eve bir yatak odası daha eklemeyi düşünüyoruz.
- Sami was in the upstairs bedroom.
- Sami üst kattaki yatak odasındaydı.
- I said that this was a meeting room, not a bedroom!
- Buranın bir toplantı odası olduğunu söyledim, yatak odası değil!
- I have a full-length mirror in my bedroom.
- Yatak odamda bir boy aynası var.
- I have a TV in my bedroom.
- Yatak odamda bir televizyonum var.
- The table is not in the bedroom.
- Masa yatak odasında değil.
- Do you want to see my bedroom?
- Yatak odamı görmek ister misin?
- The woman sleeps in the bedroom.
- Kadın yatak odasında uyuyor.
- I bought lace curtains for my bedroom window.
- Yatak odamın penceresi için dantel perdeler aldım.
- Tom disappeared into his bedroom, slamming the door behind him.
- Tom kapıyı arkasından çarparak yatak odasında kayboldu.
- Tom found Mary in her bedroom.
- Tom, Mary'yi yatak odasında buldu.
- Tom has a large closet in his bedroom.
- Tom'un yatak odasında büyük bir dolabı var.
- Tom is asleep in his bedroom.
- Tom yatak odasında uyuyor.
- Tom is in his bedroom changing his shirt.
- Tom yatak odasında gömleğini değiştiriyor.
- What color are you going to paint Tom's bedroom?
- Tom'un yatak odasını ne renge boyayacaksın?
- What color are you going to paint Tom's bedroom?
- Tom'un yatak odasını hangi renk boyayacaksın?
- Would you help me clean the bedroom?
- Yatak odasını temizlememe yardım eder misin?
- Everyone has their own bedroom.
- Herkesin kendi yatak odası var.
- Fadil, Layla and their children had one bedroom.
- Fadıl, Leyla ve çocuklarının tek bir yatak odası vardı.
- Fadil, Layla and their children had one bedroom.
- Fadıl, Leyla ve çocuklarının bir yatak odası vardı.
- Her bedroom is just above.
- Yatak odası hemen yukarıda.
- The table is not in the bedroom.
- Masa, yatak odasında değil.
- There's a raccoon in my bedroom!
- Yatak odamda bir rakun var!
- I keep my money in a hole behind a painting in my bedroom.
- Paramı yatak odamdaki bir tablonun arkasındaki bir delikte saklıyorum.
- I keep my money in a hole behind a painting in my bedroom.
- Paramı yatak odamdaki tablonun arkasındaki bir delikte saklıyorum.
- I was in my bedroom.
- Ben yatak odamdaydım.
- I was in my bedroom.
- Yatak odamdaydım.
- I'm back in my bedroom.
- Yeniden yatak odamdayım.
- I prefer a lighter blue for that bedroom.
- O yatak odası için daha açık bir maviyi tercih ederim.
- Sami's bedroom became a crime scene.
- Sami'nin yatak odası bir suç mahalli haline geldi.
- Sami's bedroom became a crime scene.
- Sami'nin yatak odası suç mahalli oldu.
- She has a large bedroom to herself.
- Onun kendine ait büyük bir yatak odası var.
- She has a large bedroom to herself.
- Kendine ait büyük bir yatak odası var.
- The bedroom is upstairs.
- Yatak odası üst katta.
- Tom walked into the bedroom to get some clothes.
- Tom kıyafet almak için yatak odasına gitti.
- I entered Tom's bedroom and saw him asleep in his bed.
- Tom'un yatak odasına girdim ve onun yatağında uyuduğunu gördüm.
- Tom walked into the bedroom to get some clothes.
- Tom bazı kıyafetler almak için yatak odasına girdi.
- Tom went back to his bedroom.
- Tom yatak odasına geri döndü.
- Tom went into his bedroom.
- Tom yatak odasına gitti.
- Tom went to his bedroom.
- Tom yatak odasına gitti.
- Tom went upstairs to his bedroom.
- Tom üst kata yatak odasına gitti.
- Tom went upstairs to his bedroom.
- Tom üst kattaki yatak odasına çıktı.
- Tom stayed in his bedroom all afternoon.
- Tom tüm öğleden sonra yatak odasında kaldı.
- He had to share his bedroom with his brother.
- O da yatak odasını kardeşiyle paylaşmak zorundaydı.
- I'll go to check out the bedroom.
- Gidip yatak odasını kontrol edeceğim.
- Mary shared her bedroom with her older sister.
- Mary yatak odasını ablasıyla paylaştı.
- Mary shared her bedroom with her older sister.
- Mary yatak odasını ablasıyla paylaşırdı.
- How many windows are in your bedroom?
- Yatak odanda kaç tane pencere var?
- Tom knocked on Mary's bedroom window.
- Tom, Mary'nin yatak odasının penceresine vurdu.
- Tom opened the bedroom windows.
- Tom yatak odasının pencerelerini açtı.
- Tom pushed open the bedroom door.
- Tom yatak odasının kapısını iterek açtı.
- Tom quietly closed the bedroom door.
- Tom sessizce yatak odasının kapısını kapattı.
- Tom slammed his bedroom door closed.
- Tom yatak odasının kapısını çarparak kapattı.
- Tom slammed his bedroom door.
- Tom yatak odasının kapısını çarptı.
- Tom's bedroom door is shut.
- Tom'un yatak odasının kapısı kapalı.
- Is there a computer in your bedroom?
- Yatak odanda bir bilgisayar var mı?
- Is there a stereo in your bedroom?
- Yatak odanda bir müzik seti var mı?
- Tom's bedroom door was closed.
- Tom'un yatak odasının kapısı kapalıydı.
- Tom's bedroom only has one small window.
- Tom'un yatak odasının sadece küçük bir penceresi var.
- Mary's bedroom is cleaner than mine.
- Mary'nin yatak odası benimkinden daha temiz.
- Tom kept his valuables in his bedroom.
- Tom değerli eşyalarını yatak odasında tuttu.
- Tom kept his valuables in his bedroom.
- Tom değerli eşyalarını yatak odasında saklardı.
- Tom locked himself in his bedroom and turned off the light.
- Tom kendini yatak odasında kilitledi ve ışığı kapattı.
- Tom sleeps in the master bedroom.
- Tom büyük yatak odasında uyuyor.
- Tom sometimes eats in his bedroom.
- Tom bazen yatak odasında yemek yiyor.
- Tom sometimes eats in his bedroom.
- Tom bazen yatak odasında yemek yer.
- He had to share a bedroom with his brother.
- O kardeşiyle aynı yatak odasını paylaşmak zorunda kaldı.
- Tom walked into his bedroom.
- Tom yatak odasına girdi.
- I entered Tom's bedroom and saw him asleep in his bed.
- Tom'un yatak odasına girdim ve onu yatağında uyurken gördüm.
- Tom keeps his bedroom door locked.
- Tom yatak odasının kapısını kilitli tutuyor.
- Tom told me not to go into his bedroom.
- Tom bana yatak odasına girmememi söyledi.
- The windows of my bedroom face the courtyard.
- Yatak odamın pencereleri iç bahçeye bakar.
- The windows of my bedroom face the courtyard.
- Yatak odamın pencereleri avluya bakıyor.
- They ransacked our bedroom.
- Yatak odamızı aradılar.
- I've cleaned every room except your bedroom.
- Yatak odan hariç her odayı temizledim.
- Where is your bedroom?
- Yatak odan nerede?
- Where's your bedroom?
- Yatak odan nerede?
- This is your bedroom.
- Burası senin yatak odan.
- This washer is so quiet that you could put it in your bedroom.
- Bu çamaşır makinesi o kadar sessiz ki onu yatak odana koyabilirsin.
- Is that Tom's bedroom?
- Burası Tom'un yatak odası mı?
- Tom isn't in his bedroom.
- Tom yatak odasında değil.
- Tom is sleeping in his bedroom.
- Tom yatak odasında uyuyor.
- There were footprints outside Tom's bedroom window.
- Tom'un yatak odasının penceresinin dışında ayak izleri vardı.
- I can see the castle from my bedroom window.
- Yatak odamın penceresinden kaleyi görebiliyorum.
- Tom retreated to his bedroom after dinner.
- Tom yemekten sonra yatak odasına çekildi.
- Aimee is dressing in her bedroom.
- Aimee yatak odasında giyiniyor.
- The house has a dining room, a bedroom and a study.
- Evde bir yemek odası, bir yatak odası ve bir çalışma odası var.
- I suspect there was an intruder who got into the bedroom.
- Yatak odasına giren davetsiz bir misafir olduğundan şüpheleniyorum.
- I'm going up to Tom's bedroom.
- Tom'un yatak odasına gidiyorum.
- John ran into the bedroom.
- John yatak odasına koştu.
- Layla even moved into a separate bedroom.
- Hatta Leyla ayrı bir yatak odasına taşındı.
- Mary locked herself in her bedroom and cried for nearly an hour.
- Mary kendini yatak odasına kilitledi ve yaklaşık bir saat boyunca ağladı.
- Mary locked herself in her bedroom.
- Mary kendini yatak odasına kilitledi.
- Mary retreated to her bedroom after dinner.
- Mary yemekten sonra yatak odasına çekildi.
- Tom thought Mary was in her bedroom.
- Tom, Mary'nin yatak odasında olduğunu düşündü.
- Why's the bedroom door closed?
- Yatak odasının kapısı neden kapalı?
- Sami was painting the bedroom.
- Sami yatak odasını boyuyordu.
- Tom wasn't in his bedroom.
- Tom yatak odasında değildi.
- Andrew is fixing some shelves in the bedroom.
- Andrew yatak odasındaki bazı rafları onarıyor.
- She had to share a bedroom with her sister.
- Kız kardeşiyle aynı yatak odasını paylaşmak zorunda kaldı.
- I have a large bedroom.
- Büyük bir yatak odam var.
- You wanted a one bedroom apartment.
- Tek yatak odalı bir daire istemiştiniz.
- There's no one in your bedroom.
- Yatak odanda kimse yok.
- On entering the bedroom, she started sobbing.
- Yatak odasına girince hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.
- On entering the bedroom, she started sobbing.
- Yatak odasına girerken, hıçkırmaya başladı.
- Is there an air conditioner in your bedroom?
- Yatak odanda bir klima var mı?
- The house has a dining room, a bedroom and a study.
- Evin bir yemek odası, bir yatak odası ve bir çalışma odası var.
- Tom walked into Mary's bedroom.
- Tom, Mary'nin yatak odasına girdi.
- Tom stayed in his bedroom all afternoon.
- Tom bütün öğleden sonra yatak odasında kaldı.
- He commanded me to leave the bedroom immediately.
- Yatak odasını hemen terk etmemi emretti.
- Tom's bedroom only has one small window.
- Tom'un yatak odasında sadece küçük bir pencere var.
- I've been lurking all night, waiting for you to come out of your bedroom.
- Bütün gece gizlendim, yatak odandan çıkmanı bekledim.
- Can you clean your bedroom?
- Yatak odanı temizler misin?
- We can smell an odor of tobacco in this bedroom.
- Biz bu yatak odasında bir tütün kokusu alabiliyoruz.
- We heard a noise in the bedroom.
- Yatak odasında bir gürültü duydum.
- We heard a noise in the bedroom.
- Yatak odasında bir ses duyduk.
- You can sleep in the spare bedroom.
- Boş yatak odasında uyuyabilirsin.
- You can stay in the extra bedroom if you want.
- İstiyorsanız ekstra yatak odasında kalabilirsiniz.
- You can stay in the extra bedroom if you want.
- İstersen ekstra yatak odasında kalabilirsin.
- Tom is in his bedroom, sound asleep.
- Tom yatak odasında, derin uykuda.
- Sami's pillow is in Layla's bedroom.
- Sami'nin yastığı Layla'nın yatak odasında.
- I'm going to clean your bedroom today.
- Bugün yatak odanı temizleyeceğim.
- Please tidy up your bedroom.
- Lütfen yatak odanı topla.
- What happened to the girl you were sharing the bedroom with?
- Yatak odanı paylaştığın kıza ne oldu?
- Did you close your bedroom's door?
- Yatak odanın kapısını kapattın mı?
- This washer is so quiet that you could put it in your bedroom.
- Bu çamaşır makinesi o kadar sessiz ki yatak odanıza koyabilirsiniz.
- How many windows are in your bedroom?
- Yatak odanızda kaç pencere var?
- Sami can't go in that bedroom.
- Sami o yatak odasına gidemez.
- Sami entered Layla's bedroom.
- Sami, Layla'nın yatak odasına girdi.
- I could hear her sobbing in her bedroom.
- Onun kendi yatak odasında hıçkırarak ağladığını duyabiliyordum.
- The police couldn't find any footprints outside Tom's bedroom window.
- Polisler Tom'un yatak odası penceresinin dışında herhangi bir ayak izi bulamadılar.
- Sami carefully entered the empty bedroom.
- Sami dikkatlice boş yatak odasına girdi.
- Andrew is fixing some shelves in the bedroom.
- Andrew yatak odasında bazı rafları tamir ediyor.
- The largest bedroom faces south.
- En büyük yatak odası güneye bakıyor.
- Sami carefully entered the empty bedroom.
- Sami boş yatak odasına dikkatlice girdi.
- Tom was in his bedroom, studying.
- Tom yatak odasında ders çalışıyordu.
- Tom was in his bedroom, studying.
- Tom yatak odasında çalışıyordu.
- This was my childhood bedroom.
- Burası çocukluğumun yatak odasıydı.
- Sami opened the bedroom door.
- Sami yatak odasının kapısını açtı.
- The bedroom curtains have faded at the edges.
- Yatak odasının perdelerinin kenarları solmuş.
- I can see mountains from my bedroom window.
- Yatak odamın penceresinden dağları görebiliyorum.
- Where is the bedroom?
- Yatak odası nerede?
- Tom is in his bedroom, doing his homework.
- Tom yatak odasında ödevini yapıyor.
- Tom retreated to his bedroom after dinner.
- Tom akşam yemeğinden sonra yatak odasına çekildi.
- Tom hid the knife he'd killed Mary with in John's bedroom.
- Tom, Mary'yi öldürdüğü bıçağı John'un yatak odasına sakladı.
- Tom locked himself in his bedroom and turned off the light.
- Tom kendini yatak odasına kilitledi ve ışığı kapattı.
- Tom locked himself in his bedroom.
- Tom kendini yatak odasına kilitledi.
- Tom moved the desk to Mary's bedroom.
- Tom masayı Mary'nin yatak odasına taşıdı.
- Tom ran into the bedroom and slammed the door.
- Tom yatak odasına koştu ve kapıyı çarptı.
- Tom ran to his bedroom and slammed the door.
- Tom yatak odasına koştu ve kapıyı çarparak kapattı.
- Tom ran to his bedroom and slammed the door.
- Tom yatak odasına koştu ve kapıyı çarptı.
- Tom is in his bedroom, doing his homework.
- Tom, yatak odasında ev ödevini yapıyor.
- In my new house, the living room is on the ground floor and the bedroom is on the first floor.
- Yeni evimde oturma odası zemin katta, yatak odası ise birinci katta.
- The police couldn't find any footprints outside Tom's bedroom window.
- Polis Tom'un yatak odasının penceresinin dışında herhangi bir ayak izi bulamadı.
- Tom is not in his bedroom.
- Tom yatak odasında değil.
- The windows of my bedroom face the courtyard.
- Yatak odamın pencereleri avluya bakar.
- Is that Tom's bedroom?
- Bu Tom'un yatak odası mı?
- I carried Tom upstairs to his bedroom.
- Tom'u üst kattaki yatak odasına taşıdım.
- Tom said that he wanted to be alone and then he went upstairs to his bedroom.
- Tom yalnız kalmak istediğini söyledi ve sonra üst kattaki yatak odasına çıktı.
- Tom closed the door of his bedroom.
- Tom yatak odasının kapısını kapattı.
- I'd like to book a bedroom.
- Bir yatak odası ayırtmak istiyorum.
- I can often hear pigeons cooing outside my bedroom window.
- Yatak odamın penceresinden sık sık güvercinlerin ötüşünü duyabiliyorum.
- He locked himself in his bedroom.
- Kendini yatak odasına kilitledi.
- Tom is reading in his bedroom.
- Tom yatak odasında okuyor.
- I carried Tom upstairs to his bedroom.
- Tom'u yukarıdaki yatak odasına taşıdım.
- Tom told me not to go into his bedroom.
- Tom onun yatak odasına gitmememi söyledi.
- Tom jumped out of his bedroom window.
- Tom yatak odasının penceresinden atladı.
- Tom has a picture of Mary on his bedroom wall.
- Tom'un yatak odasının duvarında Mary'nin bir resmi var.
- Tom is reading in his bedroom.
- Tom yatak odasında kitap okuyor.
Show More (383)
|