|
- When it comes to the bedroom, the kid will be passionate enough to forget all these details.
- Konu yatak odasına gelince, çocuk tüm bu detayları unutacak kadar tutkulu olur.
- Entering the deceased's bedroom usually wouldn't cause any issues.
- Merhumun yatak odasına girmek genellikle herhangi bir soruna neden olmaz.
- Okay Red, remember don't tire yourself out today, because tonight is a special night in the bedroom.
- Pekala Red, bugün kendini sakın fazla yormayasın, çünkü bu gece yatak odasında özel bir gece.
- Mate, I had this whole massive bedroom to myself.
- Dostum, bu devasa yatak odasının tamamı bana kalmıştı.
- Entering the deceased's bedroom usually wouldn't cause any issues.
- Merhumun yatak odasına girmek genelde bir soruna neden olmaz.
- Okay Red, remember don't tire yourself out today, because tonight is a special night in the bedroom.
- Tamam Red, unutma ki bugün kendini yormayacaksın, çünkü bu gece yatak odasında özel bir gece.
- Mate, I had this whole massive bedroom to myself.
- Dostum, kendime ait kocaman bir yatak odam vardı.
- When it comes to the bedroom, the kid will be passionate enough to forget all these details.
- Söz konusu yatak odası olduğunda, oğlan tüm bu ayrıntıları unutacak kadar tutkulu olacaktır.
- Mate, I had this whole massive bedroom to myself.
- Dostum, bu kocaman yatak odası bana aitti.
- Is there a TV in your bedroom?
- Yatak odanda bir tv var mı?
- Is there a TV in your bedroom?
- Yatak odanızda televizyon var mı?
- Can you clean your bedroom?
- Yatak odanı temizler misin?
- Tom barricaded himself in his bedroom.
- Tom kendini yatak odasına kapattı.
- Tom entered the bedroom quietly.
- Tom sessizce yatak odasına girdi.
- Tom kept his valuables in his bedroom.
- Tom değerli eşyalarını yatak odasında saklardı.
- It is my bedroom.
- Burası benim yatak odam.
- Tom's bedroom door is shut.
- Tom'un yatak odası kapısı kapalı.
- Her bedroom is just above.
- Yatak odası hemen yukarıda.
- I entered Tom's bedroom and saw him asleep in his bed.
- Tom'un yatak odasına girdim ve onu yatağında uyurken gördüm.
- My bedroom is cleaner than my brother's.
- Benim yatak odam kardeşiminkinden daha temiz.
- The largest bedroom faces south.
- En büyük yatak odası güneye bakıyor.
- She had to share a bedroom with her sister.
- Kız kardeşiyle aynı yatak odasını paylaşmak zorunda kaldı.
- Tom retreated to his bedroom after dinner.
- Tom yemekten sonra yatak odasına çekildi.
- Mary ran off crying and slammed her bedroom door.
- Mary ağlayarak kaçtı ve yatak odasının kapısını çarptı.
- I've been lurking all night, waiting for you to come out of your bedroom.
- Bütün gece gizlendim, yatak odandan çıkmanı bekledim.
- This washer is so quiet that you could put it in your bedroom.
- Bu çamaşır makinesi o kadar sessiz ki yatak odanıza koyabilirsiniz.
- There's an empty bedroom in the house.
- Evde boş bir yatak odası var.
- Mary's bedroom is cleaner than mine.
- Mary'nin yatak odası benimkinden daha temiz.
- Tom locked himself in his bedroom and turned off the light.
- Tom kendini yatak odasında kilitledi ve ışığı kapattı.
- I'll go to check out the bedroom.
- Yatak odasını kontrol etmek için gideceğim.
- Tom went upstairs to his bedroom.
- Tom üst kattaki yatak odasına çıktı.
- I carried Tom upstairs to his bedroom.
- Tom'u üst kattaki yatak odasına taşıdım.
- The table is not in the bedroom.
- Masa yatak odasında değil.
- Everyone has their own bedroom.
- Herkesin kendi yatak odası var.
- On entering the bedroom, she started sobbing.
- Yatak odasına girerken, hıçkırmaya başladı.
- Tom isn't in his bedroom.
- Tom yatak odasında değil.
- Sami entered Layla's bedroom.
- Sami, Layla'nın yatak odasına girdi.
- Tom has a large closet in his bedroom.
- Tom'un yatak odasında büyük bir dolabı var.
- I've cleaned every room except your bedroom.
- Yatak odan hariç her odayı temizledim.
- Tom had to share a bedroom with his brother when he was younger.
- Tom küçükken yatak odasını kardeşiyle paylaşmak zorundaydı.
- Tom jumped out of his bedroom window.
- Tom yatak odası penceresinden dışarı atladı.
- She heard him scream, so she ran into his bedroom.
- Çığlık attığını duydu ve yatak odasına koştu.
- Tom's house has only one bedroom.
- Tom'un evinde sadece bir yatak odası var.
- What color are you going to paint Tom's bedroom?
- Tom'un yatak odasını ne renge boyayacaksın?
- Andrew is fixing some shelves in the bedroom.
- Andrew yatak odasındaki bazı rafları onarıyor.
- Tom found his bedroom unlocked.
- Tom yatak odasını kilitlenmemiş buldu.
- Tom's bedroom is cleaner than mine.
- Tom'un yatak odası benimkinden daha temizdir.
- Tom's bedroom only has one small window.
- Tom'un yatak odasında sadece küçük bir pencere var.
- Is there a computer in your bedroom?
- Yatak odanda bir bilgisayar var mı?
- Tom is in his bedroom talking on the phone.
- Tom yatak odasında telefonla konuşuyor.
- Dan converted his bedroom into an office.
- Dan yatak odasını bir ofise dönüştürdü.
- Tom had to share a bedroom with his younger brother.
- Tom, küçük erkek kardeşiyle bir yatak odası paylaşmak zorunda kaldı.
- Tom walked into his bedroom.
- Tom yatak odasına girdi.
- Tom jumped out of his bedroom window.
- Tom yatak odasının penceresinden atladı.
- Is that Tom's bedroom?
- Bu Tom'un yatak odası mı?
- Tom sometimes eats in his bedroom.
- Tom bazen yatak odasında yemek yer.
- Tom sometimes eats in his bedroom.
- Tom bazen yatak odasında yemek yiyor.
- Tom ran to his bedroom and slammed the door.
- Tom yatak odasına koştu ve kapıyı çarptı.
- Sami carefully entered the empty bedroom.
- Sami dikkatlice boş yatak odasına girdi.
- I heard a noise in the bedroom.
- Yatak odasında bir gürültü duydum.
- Tom kept his valuables in his bedroom.
- Tom değerli eşyalarını yatak odasında tuttu.
- Sami fled into a bedroom.
- Sami bir yatak odasına kaçtı.
- Sami was sleeping in the bedroom.
- Sami yatak odasında uyuyordu.
- Tom has a picture of Mary on his bedroom wall.
- Tom'un yatak odasının duvarında Mary'nin bir resmi var.
- Where is the bedroom?
- Yatak odası nerede?
- My bedroom is smaller than Tom's.
- Benim yatak odam Tom'unkinden daha küçük.
- Tom locked himself in his bedroom.
- Tom kendini yatak odasına kilitledi.
- Andrew is fixing some shelves in the bedroom.
- Andrew yatak odasında bazı rafları tamir ediyor.
- Is there a computer in your bedroom?
- Yatak odanızda bir bilgisayar var mı?
- The windows of my bedroom face the courtyard.
- Yatak odamın pencereleri avluya bakıyor.
- Please tidy up your bedroom.
- Lütfen yatak odanı topla.
- Mary locked herself in her bedroom and cried for nearly an hour.
- Mary kendini yatak odasına kilitledi ve yaklaşık bir saat boyunca ağladı.
- Tom converted his bedroom into an office.
- Tom yatak odasını ofise dönüştürdü.
- She went upstairs to her bedroom.
- O üst kata yatak odasına gitti.
- Tom pushed open the bedroom door.
- Tom yatak odasının kapısını iterek açtı.
- Tom doesn't like the color of the walls in his bedroom.
- Tom yatak odasındaki duvarların rengini sevmiyor.
- Mary retreated to her bedroom after dinner.
- Mary yemekten sonra yatak odasına çekildi.
- Where's your bedroom?
- Yatak odan nerede?
- Sami was in the upstairs bedroom.
- Sami üst kattaki yatak odasındaydı.
- Tom doesn't like the color of the walls in his bedroom.
- Tom yatak odasındaki duvarların rengini beğenmiyor.
- Tom slammed his bedroom door closed.
- Tom yatak odasının kapısını çarparak kapattı.
- Dan's bedroom was in disarray.
- Dan'in yatak odası darmadağınıktı.
- Sami was painting the bedroom.
- Sami yatak odasını boyuyordu.
- Tom closed the door of his bedroom.
- Tom yatak odasının kapısını kapattı.
- Mary shared her bedroom with her older sister.
- Mary yatak odasını ablasıyla paylaştı.
- What happened to the girl you were sharing the bedroom with?
- Yatak odanı paylaştığın kıza ne oldu?
- Tom's bedroom door is shut.
- Tom'un yatak odasının kapısı kapalı.
- Tom is planning to redecorate his bedroom.
- Tom yatak odasını yeniden dekore etmeyi planlıyor.
- Tom entered the bedroom quietly.
- Tom yatak odasına sessizce girdi.
- Tom is in his bedroom, sound asleep.
- Tom yatak odasında, derin uykuda.
- They ransacked our bedroom.
- Yatak odamızı aradılar.
- Did you close your bedroom's door?
- Yatak odanızın kapısını kapattınız mı?
- Tom told me not to go into his bedroom.
- Tom onun yatak odasına gitmememi söyledi.
- Tom told me not to go into his bedroom.
- Tom bana yatak odasına girmememi söyledi.
- There were footprints outside Tom's bedroom window.
- Tom'un yatak odasının penceresinin dışında ayak izleri vardı.
- The police couldn't find any footprints outside Tom's bedroom window.
- Polisler Tom'un yatak odası penceresinin dışında herhangi bir ayak izi bulamadılar.
- He left the bedroom and entered the living room.
- Yatak odasından çıktı ve oturma odasına girdi.
- The bedroom is upstairs.
- Yatak odası üst katta.
- I have my own bedroom.
- Benim kendi yatak odam var.
- This is your bedroom.
- Burası senin yatak odan.
- Would you help me clean the bedroom?
- Yatak odasını temizlememe yardım eder misin?
- We can smell an odor of tobacco in this bedroom.
- Biz bu yatak odasında bir tütün kokusu alabiliyoruz.
- Don't leave the bedroom window open.
- Yatak odasının penceresini açık bırakma.
- Sami left the iron on in his bedroom.
- Sami ütüyü yatak odasında açık bırakmış.
- Sami carefully entered the empty bedroom.
- Sami boş yatak odasına dikkatlice girdi.
- The house has a dining room, a bedroom and a study.
- Evin bir yemek odası, bir yatak odası ve bir çalışma odası var.
- I have a large bedroom.
- Büyük bir yatak odam var.
- Tom opened the bedroom windows.
- Tom yatak odası pencerelerini açtı.
- Sami left the iron on in his bedroom.
- Sami ütüyü yatak odasında bıraktı.
- Tom sat staring at the tropical fish swimming around in the aquarium in his bedroom.
- Tom yatak odasındaki akvaryumda yüzen tropik balıklara bakarak oturdu.
- Tom locked himself in his bedroom and turned off the light.
- Tom kendini yatak odasına kilitledi ve ışığı kapattı.
- You can stay in the extra bedroom if you want.
- İstiyorsanız ekstra yatak odasında kalabilirsiniz.
- Is there an air conditioner in your bedroom?
- Yatak odanızda klima var mı?
- Sami's bedroom became a crime scene.
- Sami'nin yatak odası bir suç mahalli haline geldi.
- Tom retreated to his bedroom after dinner.
- Tom akşam yemeğinden sonra yatak odasına çekildi.
- Tom's bedroom is cleaner than mine.
- Tom'un yatak odası benimkinden daha temiz.
- Tom went back to his bedroom.
- Tom yatak odasına geri döndü.
- Tom said that he wanted to be alone and then he went upstairs to his bedroom.
- Tom yalnız kalmak istediğini söyledi ve sonra üst kattaki yatak odasına çıktı.
- Tom is supposedly cleaning his bedroom.
- Tom sözde yatak odasını temizliyor.
- I suspect there was an intruder who got into the bedroom.
- Yatak odasına giren davetsiz bir misafir olduğundan şüpheleniyorum.
- He locked himself in his bedroom.
- Kendini yatak odasına kilitledi.
- I'm back in my bedroom.
- Yeniden yatak odamdayım.
- Tom is upstairs in his bedroom.
- Tom üst katta, yatak odasında.
- Tom is in his bedroom.
- Tom yatak odasında.
- Tom stayed in his bedroom all afternoon.
- Tom tüm öğleden sonra yatak odasında kaldı.
- The police couldn't find any footprints outside Tom's bedroom window.
- Polis Tom'un yatak odasının penceresinin dışında herhangi bir ayak izi bulamadı.
- Sami opened the bedroom door.
- Sami yatak odasının kapısını açtı.
- Tom walked into the bedroom to get some clothes.
- Tom bazı kıyafetler almak için yatak odasına girdi.
- Tom shared his bedroom with his older brother.
- Tom yatak odasını ağabeyi ile paylaşıyordu.
- Tom is in his bedroom, doing his homework.
- Tom yatak odasında ödevini yapıyor.
- Where is your bedroom?
- Yatak odan nerede?
- Tom's bedroom only has one small window.
- Tom'un yatak odasının sadece küçük bir penceresi var.
- Tom shared his bedroom with his younger brother.
- Tom yatak odasını küçük kardeşiyle paylaşırdı.
- Tom vacuumed his bedroom.
- Tom yatak odasını süpürdü.
- Tom found Mary in her bedroom.
- Tom, Mary'yi yatak odasında buldu.
- Do you want to see my bedroom?
- Yatak odamı görmek ister misin?
- Tom converted his bedroom into an office.
- Tom yatak odasını bir ofise dönüştürdü.
- Tom is reading in his bedroom.
- Tom yatak odasında kitap okuyor.
- Tom wasn't in his bedroom.
- Tom yatak odasında değildi.
- Tom hid the knife he'd killed Mary with in John's bedroom.
- Tom, Mary'yi öldürdüğü bıçağı John'un yatak odasına sakladı.
- I entered Tom's bedroom and saw him asleep in his bed.
- Tom'un yatak odasına girdim ve onun yatağında uyuduğunu gördüm.
- Sami can't go in that bedroom.
- Sami o yatak odasına gidemez.
- I was in my bedroom.
- Yatak odamdaydım.
- Tom had to share a bedroom with his younger brother.
- Tom küçük kardeşiyle yatak odasını paylaşmak zorunda kaldı.
- My bedroom is dark.
- Yatak odam karanlık.
- I don't have a desk in my bedroom.
- Yatak odamda bir masam yok.
- He had to share his bedroom with his brother.
- O da yatak odasını kardeşiyle paylaşmak zorundaydı.
- Tom has his own bedroom.
- Tom'un kendi yatak odası vardır.
- Tom sleeps in the master bedroom.
- Tom büyük yatak odasında uyuyor.
- Mary shared her bedroom with her older sister.
- Mary yatak odasını ablasıyla paylaşırdı.
- Tom had the desk moved to Mary's bedroom.
- Tom masayı Mary'nin yatak odasına taşıdı.
- I could hear her sobbing in her bedroom.
- Onun kendi yatak odasında hıçkırarak ağladığını duyabiliyordum.
- Tom knocked on Mary's bedroom window.
- Tom, Mary'nin yatak odasının penceresine vurdu.
- She has a large bedroom to herself.
- Onun kendine ait büyük bir yatak odası var.
- There's no one in your bedroom.
- Yatak odanda kimse yok.
- You can sleep in the spare bedroom.
- Boş yatak odasında uyuyabilirsin.
- Is that Tom's bedroom?
- Burası Tom'un yatak odası mı?
- Her bedroom is just above.
- Onun yatak odası tam yukarıda.
- I could hear her sobbing in her bedroom.
- Yatak odasında hıçkıra hıçkıra ağladığını duyabiliyordum.
- I'll go to check out the bedroom.
- Gidip yatak odasını kontrol edeceğim.
- I can often hear pigeons cooing outside my bedroom window.
- Yatak odamın penceresinden sık sık güvercinlerin ötüşünü duyabiliyorum.
- Tom ran into the bedroom and slammed the door.
- Tom yatak odasına koştu ve kapıyı çarptı.
- I can hear Tom playing guitar in his bedroom.
- Tom'un yatak odasında gitar çaldığını duyabiliyorum.
- It is my bedroom.
- Bu benim yatak odam.
- Tom stayed in his bedroom all afternoon.
- Tom bütün öğleden sonra yatak odasında kaldı.
- There's a raccoon in my bedroom!
- Yatak odamda bir rakun var!
- Tom has a large bedroom.
- Tom'un geniş bir yatak odası var.
- I have a TV in my bedroom.
- Yatak odamda bir televizyonum var.
- Layla was asleep in her bedroom.
- Leyla yatak odasında uyuyordu.
- Why's the bedroom door closed?
- Yatak odasının kapısı neden kapalı?
- I bought lace curtains for my bedroom window.
- Yatak odamın penceresi için dantel perdeler aldım.
- In the bedroom Tom and Mary only speak French.
- Yatak odasında Tom ve Mary sadece Fransızca konuşurlar.
- Sami was in the bedroom.
- Sami yatak odasındaydı.
- I can see the castle from my bedroom window.
- Yatak odamın penceresinden kaleyi görebiliyorum.
- My bedroom is too small.
- Yatak odam çok küçük.
- We heard a noise in the bedroom.
- Yatak odasında bir ses duyduk.
- Tom's bedroom is much larger than mine.
- Tom'un yatak odası benimkinden çok daha büyük.
- Is there a stereo in your bedroom?
- Yatak odanda bir müzik seti var mı?
- Tom and I shared a bedroom.
- Tom ve ben bir yatak odasını paylaştık.
- Tom slammed his bedroom door.
- Tom yatak odasının kapısını çarptı.
- Tom hates his tiny bedroom.
- Tom küçücük yatak odasından nefret ediyor.
- Tom ran to his bedroom and slammed the door.
- Tom yatak odasına koştu ve kapıyı çarparak kapattı.
- I can see mountains from my bedroom window.
- Yatak odamın penceresinden dağları görebiliyorum.
- I'd like to book a bedroom.
- Bir yatak odası ayırtmak istiyorum.
- Tom cleaned out his bedroom closet.
- Tom yatak odasındaki dolabı temizledi.
- Tom moved the desk to Mary's bedroom.
- Tom masayı Mary'nin yatak odasına taşıdı.
- He commanded me to leave the bedroom immediately.
- Yatak odasını hemen terk etmemi emretti.
- The table is not in the bedroom.
- Masa, yatak odasında değil.
- In my new house, the living room is on the ground floor and the bedroom is on the first floor.
- Yeni evimde oturma odası zemin katta, yatak odası ise birinci katta.
- Permission is needed before you go into my bedroom.
- Yatak odama girmeden önce izin almanız gerekiyor.
- Sami fled into a bedroom.
- Sami yatak odasına kaçtı.
- Tom had the desk moved to Mary's bedroom.
- Tom masayı Mary'nin yatak odasına taşıttı.
- The bedroom curtains have faded at the edges.
- Yatak odasının perdelerinin kenarları solmuş.
- Tom was in his bedroom, studying.
- Tom yatak odasında ders çalışıyordu.
- This room is my bedroom, and the other one is my office.
- Bu oda benim yatak odam, diğeri ise ofisim.
- Mary locked herself in her bedroom.
- Mary kendini yatak odasına kilitledi.
- Sami's bedroom became a crime scene.
- Sami'nin yatak odası suç mahalli oldu.
- Tom walked into Mary's bedroom.
- Tom, Mary'nin yatak odasına girdi.
- Tom is sleeping in his bedroom.
- Tom yatak odasında uyuyor.
- The windows of my bedroom face the courtyard.
- Yatak odamın pencereleri avluya bakar.
- Tom quietly closed the bedroom door.
- Tom sessizce yatak odasının kapısını kapattı.
- Tom has a large bedroom.
- Tom'un büyük bir yatak odası var.
- Tom went into his bedroom.
- Tom yatak odasına gitti.
- This is Tom's bedroom.
- Burası Tom'un yatak odası.
- Did you close your bedroom's door?
- Yatak odanın kapısını kapattın mı?
- This was my childhood bedroom.
- Burası çocukluğumun yatak odasıydı.
- Tom went to his bedroom.
- Tom yatak odasına gitti.
- Everyone has a bedroom.
- Herkesin bir yatak odası vardır.
- Tom was in his bedroom.
- Tom yatak odasındaydı.
- I went to my bedroom and cried.
- Yatak odama gittim ve ağladım.
- She has a large bedroom to herself.
- Kendine ait büyük bir yatak odası var.
- Fadil, Layla and their children had one bedroom.
- Fadıl, Leyla ve çocuklarının tek bir yatak odası vardı.
- Tom slammed his bedroom door.
- Tom yatak odası kapısını çarptı.
- The windows of my bedroom face the courtyard.
- Yatak odamın pencereleri iç bahçeye bakar.
- Aimee is dressing in her bedroom.
- Aimee yatak odasında giyiniyor.
- Tom opened the bedroom windows.
- Tom yatak odasının pencerelerini açtı.
- Tom knocked on Mary's bedroom window.
- Tom, Mary'nin yatak odası penceresini tıklattı.
- Fadil, Layla and their children had one bedroom.
- Fadıl, Leyla ve çocuklarının bir yatak odası vardı.
- He had to share a bedroom with his brother.
- O kardeşiyle aynı yatak odasını paylaşmak zorunda kaldı.
- Mary slammed her bedroom door shut.
- Mary yatak odasının kapısını çarparak kapattı.
- Tom keeps his bedroom door locked.
- Tom yatak odasının kapısını kilitli tutuyor.
- The woman sleeps in the bedroom.
- Kadın yatak odasında uyuyor.
- Tom is in his bedroom changing his shirt.
- Tom yatak odasında gömleğini değiştiriyor.
- Tom is upstairs in his bedroom.
- Tom üst katta yatak odasında.
- I'm going up to Tom's bedroom.
- Tom'un yatak odasına gidiyorum.
- I'm back in my bedroom.
- Yatak odama döndüm.
- I heard a noise in the bedroom.
- Yatak odasında bir ses duydum.
- He commanded me to leave the bedroom immediately.
- Bana yatak odasını derhal terk etmemi emretti.
- Is there a stereo in your bedroom?
- Yatak odanızda müzik seti var mı?
- Tom was in his bedroom, studying.
- Tom yatak odasında çalışıyordu.
- Layla even moved into a separate bedroom.
- Hatta Leyla ayrı bir yatak odasına taşındı.
- This is my bedroom.
- Burası benim yatak odam.
- Sami walked into Layla's bedroom.
- Sami, Layla'nın yatak odasına girdi.
- Tom glanced round the bedroom.
- Tom yatak odasına baktı.
- We can smell an odor of tobacco in this bedroom.
- Bu yatak odasından tütün kokusu alabiliyoruz.
- I don't have a desk in my bedroom.
- Yatak odamda masam yok.
- My apartment has a living room, a bedroom, a kitchen and a bathroom.
- Dairemde oturma odası, yatak odası, mutfak ve banyo bulunmaktadır.
- I carried Tom upstairs to his bedroom.
- Tom'u yukarıdaki yatak odasına taşıdım.
- You wanted a one bedroom apartment.
- Tek yatak odalı bir daire istemiştiniz.
- Did you have to share a bedroom with your brothers or sisters?
- Kardeşlerinizle yatak odanızı paylaşmak zorunda kaldınız mı?
- She locked herself in her bedroom.
- Kendini yatak odasına kilitledi.
- Tom has his own bedroom.
- Tom'un kendi yatak odası var.
- Why's the bedroom door closed?
- Yatak odası kapısı neden kapalı?
- I was in my bedroom.
- Ben yatak odamdaydım.
- Tom hid the knife he'd killed Mary with in John's bedroom.
- Tom Mary'yi öldürdüğü bıçağı John'un yatak odasına sakladı.
- Sami was napping in his bedroom.
- Sami yatak odasında uyukluyordu.
- Tom sat staring at the tropical fish swimming around in the aquarium in his bedroom.
- Tom oturmuş, yatak odasındaki akvaryumda yüzen tropik balıklara bakıyordu.
- How many windows are in your bedroom?
- Yatak odanda kaç tane pencere var?
- Tom is in his bedroom, doing his homework.
- Tom, yatak odasında ev ödevini yapıyor.
- In my new house, the living room is on the ground floor and the bedroom is on the first floor.
- Yeni evimde oturma odası zemin katta ve yatak odası birinci katta.
- I heard strange noises coming from his bedroom.
- Ben yatak odasından gelen garip sesler duydum.
- Sami was lying dead in his bedroom.
- Sami, yatak odasında ölü yatıyordu.
- Sami was lying dead in his bedroom.
- Sami yatak odasında ölü yatıyordu.
- Tom is not in his bedroom.
- Tom yatak odasında değil.
- What color are you going to paint Tom's bedroom?
- Tom'un yatak odasını hangi renk boyayacaksın?
- Layla was asleep in her bedroom.
- Layla yatak odasında uyuyordu.
- Tom had to share a bedroom with his brother when he was younger.
- Tom daha gençken bir yatak odasını erkek kardeşi ile paylaşmak zorunda kaldı.
- I have a full-length mirror in my bedroom.
- Yatak odamda bir boy aynası var.
- We heard a noise in the bedroom.
- Yatak odasında bir gürültü duydum.
- Tom walked into the bedroom to get some clothes.
- Tom kıyafet almak için yatak odasına gitti.
- Tom's bedroom door was closed.
- Tom'un yatak odasının kapısı kapalıydı.
- The door opens into the bedroom.
- Kapı, yatak odasına açılıyor.
- Tom has a picture of Mary on his bedroom wall.
- Tom'un yatak odası duvarında Mary'nin bir resmi vardır.
- Tom went upstairs to his bedroom.
- Tom üst kata yatak odasına gitti.
- Dan's bedroom was in disarray.
- Dan'in yatak odası karman çorman bir haldeydi.
- The house has a dining room, a bedroom and a study.
- Evde bir yemek odası, bir yatak odası ve bir çalışma odası var.
- I keep my money in a hole behind a painting in my bedroom.
- Paramı yatak odamdaki tablonun arkasındaki bir delikte saklıyorum.
- Is there an air conditioner in your bedroom?
- Yatak odanda bir klima var mı?
- I prefer a lighter blue for that bedroom.
- O yatak odası için daha açık bir maviyi tercih ederim.
- How many windows are in your bedroom?
- Yatak odanızda kaç pencere var?
- This washer is so quiet that you could put it in your bedroom.
- Bu çamaşır makinesi o kadar sessiz ki onu yatak odana koyabilirsin.
- Tom is reading in his bedroom.
- Tom yatak odasında okuyor.
- My apartment has a living room, a bedroom, a kitchen and a bathroom.
- Dairemde bir oturma odası, bir yatak odası, bir mutfak ve bir banyo var.
- Tom shared his bedroom with his younger brother.
- Tom yatak odasını küçük erkek kardeşiyle paylaştı.
- Tom is asleep in his bedroom.
- Tom yatak odasında uyuyor.
- Sami's pillow is in Layla's bedroom.
- Sami'nin yastığı Layla'nın yatak odasında.
- Tom thought Mary was in her bedroom.
- Tom, Mary'nin yatak odasında olduğunu düşündü.
- Did you have to share a bedroom with your brothers or sisters?
- Erkek ya da kız kardeşlerinle bir yatak odasını paylaşmak zorunda kaldın mı?
- On entering the bedroom, she started sobbing.
- Yatak odasına girince hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.
- We're thinking of adding on another bedroom to the house.
- Eve bir yatak odası daha eklemeyi düşünüyoruz.
- Tom painted his son's bedroom with images of dogs and cats.
- Tom oğlunun yatak odasını kedi ve köpek resimleriyle boyadı.
- Sami walked out of the bedroom.
- Sami yatak odasından çıktı.
- I'm going to clean your bedroom today.
- Bugün yatak odanı temizleyeceğim.
- In the bedroom Tom and Mary only speak French.
- Yatak odasında Tom ve Mary sadece Fransızca konuşurlardı.
- Tom painted his son's bedroom with images of dogs and cats.
- Tom oğlunun yatak odasını köpek ve kedi resimleriyle boyadı.
- You can stay in the extra bedroom if you want.
- İstersen ekstra yatak odasında kalabilirsin.
- Tom straightened up his bedroom.
- Tom yatak odasını düzeltti.
- I heard strange noises coming from his bedroom.
- Yatak odasından gelen garip sesler duydum.
- She went upstairs to her bedroom.
- Yukarı yatak odasına çıktı.
- I said that this was a meeting room, not a bedroom!
- Buranın bir toplantı odası olduğunu söyledim, yatak odası değil!
- Tom disappeared into his bedroom, slamming the door behind him.
- Tom kapıyı arkasından çarparak yatak odasında kayboldu.
- John ran into the bedroom.
- John yatak odasına koştu.
- Dan hid the murder weapon in Linda's bedroom.
- Dan cinayet silahını Linda'nın yatak odasına sakladı.
- I keep my money in a hole behind a painting in my bedroom.
- Paramı yatak odamdaki bir tablonun arkasındaki bir delikte saklıyorum.
Show More (291)
|