|
- We want black boxes in all ships as soon as possible.
- Mümkün olan en kısa sürede tüm gemilerde kara kutular istiyoruz.
- Please use only the official ballot papers and mark the boxes corresponding to the candidates you wish to vote for.
- Lütfen sadece resmi oy pusulalarını kullanın ve oy vermek istediğiniz adaylara karşılık gelen kutuları işaretleyin.
- For first reading, I proposed a tighter timetable for the installation of black boxes and transponders onboard vessels.
- İlk okuma için, gemilere kara kutuların ve transponderlerin yerleştirilmesi için daha sıkı bir takvim önerdim.
- The third amendment concerns removable attachments, such as ski boxes, and cornering.
- Üçüncü değişiklik, kayak kutuları ve viraj alma gibi çıkarılabilir eklentilerle ilgilidir.
- I would therefore like to ask colleagues to recognise the importance of boxes in scientifically sensitive areas.
- Bu nedenle meslektaşlarımdan bilimsel açıdan hassas bölgelerdeki kutuların önemini kabul etmelerini rica ediyorum.
- For instance, installing black boxes on trains is another safety measure that I completely endorse.
- Örneğin trenlere kara kutu yerleştirilmesi, tamamen desteklediğim bir başka güvenlik önlemidir.
- Military and non-military issues cannot be placed neatly in separate boxes.
- Askeri ve askeri olmayan konular birbirinden ayrı kutulara yerleştirilemez.
- My colleagues from Portugal also value the sensitivity of boxes, especially concerning the Azores.
- Portekizli meslektaşlarım da özellikle Azor Adaları ile ilgili olarak kutuların hassasiyetine önem vermektedir.
- Military and non-military issues cannot be placed neatly in separate boxes.
- Askeri ve askeri olmayan konular ayrı kutulara düzgün bir şekilde yerleştirilemez.
- A few boxes of cold medicine too.
- Birkaç kutu da nezle ilacı.
- A few boxes of cold medicine too.
- Birkaç kutu da soğuk algınlığı ilacı.
- A few boxes of cold medicine too.
- Birkaç kutu soğuk algınlığı ilacı da.
- Make a list, place boxes next to each item, and tick off the boxes as you move through the list.
- Bir liste yapın, her bir maddenin yanına kutular yerleştirin ve listede ilerledikçe kutuları işaretleyin.
- Which one of these boxes do you want?
- Bu kutulardan hangisini istiyorsun?
- I'm moving, so I need boxes for my belongings.
- Taşınıyorum, bu yüzden eşyalarım için kutulara ihtiyacım var.
- I finished packing my boxes.
- Ben kutularımı paketlemeyi bitirdim.
- These boxes are the same size.
- Bu kutular aynı boyuttadır.
- These boxes have plenty space on the interior.
- Bu kutuların iç kısmında bol alanı var.
- Tom crouched down behind the boxes.
- Tom kutuların arkasına çömeldi.
- Tom helped pack Mary's things in boxes.
- Tom, Mary'nin eşyalarını kutular halinde paketlemesine yardım etmiş.
- Tom is carefully stacking the boxes.
- Tom kutuları dikkatle istifliyor.
- These boxes are fragile.
- Bu kutular kırılgan.
- These empty boxes take up too much space.
- Bu boş kutular çok yer kaplar.
- Tom loaded the boxes onto the truck.
- Tom kutuları kamyona yükledi.
- I don't have enough space to store these boxes.
- Bu kutuları depolamak için yeterli yerim yok.
- He left the boxes unmonitored.
- Kutuları gözetimsiz bıraktı.
- Load all these boxes onto the truck.
- Tüm bu kutuları kamyona yükleyin.
- Load all these boxes onto the truck.
- Bu kutuların hepsini kamyona yükleyin.
- You should help Tom carry the boxes out to his car.
- Tom'un kutuları arabasına taşımasına yardım etmelisin.
- What's with all the boxes?
- Tüm bu kutular da neyin nesi?
- The juice boxes are for the children.
- Meyve suyu kutuları çocuklar için.
- I didn't open any of the boxes.
- Kutulardan herhangi birini açmadım.
- Could you please move those boxes from over there to here?
- Lütfen şu kutuları oradan buraya taşır mısın?
- I didn't open any of the boxes.
- Kutuların hiçbirini açmadım.
- I told Tom to label all the boxes.
- Tom'a bütün kutuları etiketlemesini söyledim.
- Where would you like us to put these boxes?
- Bu kutuları nereye koymamızı istersin?
- Tom stacked the boxes up against the wall.
- Tom kutuları duvara yığdı.
- Boxes were everywhere.
- Kutular her yerdeydi.
- He left the boxes unmonitored.
- Kutuları başıboş bıraktı.
- Put all the boxes in their place.
- Bütün kutuları yerlerine koy.
- Have you already carried the boxes up to the attic?
- Kutuları tavan arasına taşıdınız mı?
- We need to find what's inside these boxes.
- Bu kutuların içinde ne olduğunu bulmamız gerekiyor.
- 20 boxes filled with pirate CDs and DVDs were found.
- 20 kutu dolusu korsan CD ve DVD bulundu.
- I saw Tom and Mary carrying their fishing poles and tackle boxes.
- Tom ve Mary'yi oltalarını ve takım kutularını taşırken gördüm.
- I helped Tom carry the boxes.
- Tom'a kutuları taşımasında yardım ettim.
- Make sure all the boxes are well sealed before they're delivered.
- Teslim edilmeden önce tüm kutuların iyice kapatıldığından emin olun.
- Can't you put these boxes in another room?
- Bu kutuları başka bir odaya koyamaz mısın?
- Tom managed to carry all three boxes by himself.
- Tom üç kutuyu da tek başına taşımayı başardı.
- How many boxes did you load on the truck?
- Kamyona kaç kutu yüklediniz?
- Tom unloaded the boxes from the van.
- Tom kutuları kamyonetten boşalttı.
- These boxes are made of plastic.
- Bu kutular plastikten yapılmıştır.
- I need help with these boxes.
- Bu kutularla ilgili yardıma ihtiyacım var.
- These red boxes and green cubes make me crazy!
- Bu kırmızı kutular ve yeşil küpler beni delirtiyor!
- Look at all these boxes.
- Tüm bu kutulara bak.
- John came and moved some of the boxes.
- John geldi ve kutulardan bazılarını taşıdı.
- Tom carried two boxes into the storage room.
- Tom depoya iki kutu taşıdı.
- Could you please move those boxes from over there to here?
- Şu kutuları oradan buraya taşır mısın lütfen?
- These red boxes and green cubes make me crazy!
- Bu kırmızı kutular ve yeşil küpler beni deli ediyor!
- Look at all these boxes.
- Şu kutulara bak.
- Tom carried the boxes out to the truck.
- Tom kutuları kamyona taşıdı.
- Make sure all the boxes are well sealed before they're delivered.
- Teslimattan önce tüm kutuların iyice mühürlenmiş olduğundan emin olun.
- These boxes are heavy.
- Bu kutular çok ağır.
- What's in all these boxes?
- Bu kutularda ne var?
- The boxes suddenly fell from the closet.
- Kutular aniden dolaptan düştü.
- There are three boxes on the table.
- Masanın üzerinde üç kutu var.
- All these boxes are empty.
- Bu kutuların tümü boş.
- Tom looked around at all the boxes.
- Tom etraftaki tüm kutulara baktı.
- Load all these boxes onto the truck.
- Bütün bu kutuları kamyona yükleyin.
- I helped Tom carry the boxes.
- Tom'un kutuları taşımasına yardım ettim.
- The boxes are rectangular, not square.
- Kutular dikdörtgendir, kare değil.
- These empty boxes take up too much space.
- Bu boş kutular çok fazla yer kaplıyor.
- I don't have enough space to store these boxes.
- Bu kutuları saklamak için yeterli yerim yok.
- Tom is packing his things into boxes.
- Tom eşyalarını kutulara yerleştiriyor.
- Plastic boxes last longer.
- Plastik kutular daha uzun dayanırlar.
- What's in those boxes?
- O kutularda ne var?
- How many boxes are there?
- Kaç tane kutu var?
- These boxes are heavy.
- Bu kutular ağır.
- Tom carried two boxes into the storage room.
- Tom iki kutuyu depoya taşıdı.
- He left the boxes unobserved.
- Kutuları başıboş bıraktı.
- The juice boxes are for the children.
- Meyve suyu kutuları çocuklar içindir.
- I've got boxes to unload.
- Boşaltmam gereken kutular var.
- How many boxes are there?
- Kaç kutu var?
- All the boxes are empty.
- Bütün kutular boş.
- What's in these boxes?
- Bu kutulardaki nedir?
- These boxes are made out of plastic.
- Bu kutular plastikten yapılmış.
- There are three boxes on the table.
- Masada üç kutu var.
- I want you to put these boxes in the basement.
- Bu kutuları bodruma koymanı istiyorum.
- Plastic boxes last longer.
- Plastik kutular daha uzun süre dayanır.
- Winston doesn't want to buy a book, because he already has many boxes full of books.
- Winston kitap almak istemiyor, çünkü zaten bir sürü kutu dolusu kitabı var.
- Tom is carefully stacking the boxes.
- Tom kutuları dikkatlice diziyor.
- How many boxes did you load on the truck?
- Kamyona kaç kutu yükledin?
- I'd be grateful if you could help me move these boxes.
- Bu kutuları taşımama yardım edersen minnettar olurum.
- I told Tom to label all the boxes.
- Tom'a tüm kutuları etiketlemesini söyledim.
- The attic is full of boxes.
- Tavan arası, kutularla doludur.
- We found all the boxes empty.
- Bütün kutuları boş bulduk.
- I made these boxes myself.
- Bu kutuları kendim yaptım.
- I've got boxes to unload.
- Boşaltacak kutularım var.
- I need help with these boxes.
- Bu kutular için yardıma ihtiyacım var.
- Cats like boxes.
- Kediler kutuları sever.
- He left the boxes unobserved.
- Kutuları gözetimsiz bıraktı.
- I'm moving, so I need boxes for my things.
- Taşınıyorum, bu yüzden eşyalarım için kutulara ihtiyacım var.
- Buy two egg boxes.
- İki yumurta kutusu al.
- Tom crouched down behind the boxes.
- Tom kutuların arkasında çömeldi.
- The boxes suddenly fell from the closet.
- Kutular birden dolaptan düşüverdi.
- We need to find what's inside these boxes.
- Bu kutuların içinde ne olduğunu bulmalıyız.
- These boxes are the same size.
- Bu kutular aynı boyutta.
- Tom showed Mary where to put the boxes.
- Tom, Mary'ye kutuları nereye koyacağını gösterdi.
- He saw something behind a lot of old boxes.
- Bir sürü eski kutunun arkasında bir şey gördü.
- Have you told Tom which boxes need to be put in the car?
- Hangi kutuların arabaya konulması gerektiğini Tom'a söyledin mi?
- I can't lift boxes over thirty kilograms.
- Otuz kilonun üzerindeki kutuları kaldıramıyorum.
- There's nothing in here but these boxes.
- Burada bu kutulardan başka bir şey yok.
- What's in these boxes?
- Bu kutularda ne var?
- Have you told Tom which boxes need to be put in the car?
- Tom'a hangi kutuların arabaya konması gerektiğini söyledin mi?
- Did you open all the boxes?
- Bütün kutuları açtın mı?
- John came and moved some of the boxes.
- John geldi ve bazı kutuları taşıdı.
- Tom unloaded the boxes off the truck.
- Tom kutuları kamyondan indirdi.
- What's in all these boxes?
- Bütün bu kutularda ne var?
- The customs officials examined the boxes.
- Gümrük memurları kutuları inceledi.
- He carried six boxes at a time.
- O, bir seferde altı kutu taşıdı.
- Which one of these boxes do you want?
- Bu kutulardan hangisini istiyorsunuz?
- I finished packing my boxes.
- Kutularımı paketlemeyi bitirdim.
- These boxes have plenty space on the interior.
- Bu kutuların içinde bolca boşluk var.
- He carried six boxes at a time.
- Bir seferde altı kutu taşıdı.
- All these boxes are empty.
- Bu kutuların hepsi boş.
- 20 boxes filled with pirate CDs and DVDs were found.
- Korsan CD ve DVD dolu 20 kutu bulundu.
- Tom loaded the boxes into the car.
- Tom kutuları arabaya yükledi.
- Tom managed to carry all three boxes by himself.
- Tom kendi başına üç kutuyu taşıyabildi.
- Bring as many boxes as you can carry.
- Taşıyabildiğiniz kadar kutu getirin.
- There were boxes everywhere.
- Her yerde kutular vardı.
- Bring as many boxes as you can carry.
- Taşıyabildiğin kadar çok kutu getir.
- Tom unloaded the boxes from the van.
- Tom kutuları kamyonetten indirdi.
- The boxes are rectangular, not square.
- Kutular dikdörtgen, kare değil.
- Where would you like us to put these boxes?
- Bu kutuları nereye koymamızı istersiniz?
- Tom showed Mary where to put the boxes.
- Tom Mary'ye kutuları nereye koyacağını gösterdi.
- The attic is full of boxes.
- Çatı katı kutularla doludur.
Show More (132)
|
