brand - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
brand marka n.
  • These are predominantly specialist, and often very small, businesses that use an existing brand to market new products.
  • Bunlar çoğunlukla yeni ürünleri pazarlamak için mevcut bir markayı kullanan uzman ve genellikle çok küçük işletmelerdir.
  • If I may use commercial language, the UN is actually a brand.
  • Ticari bir dil kullanmama izin verirseniz, BM aslında bir markadır.
  • Each individual brand should list all additives, not just the prohibited ingredients.
  • Her bir marka sadece yasaklı içerikleri değil, tüm katkı maddelerini listelemelidir.
Show More (57)
brand damgalamak v.
  • It brands all the inhabitants of Palestine as terrorists, which is scandalous.
  • Filistin'in tüm sakinlerini terörist olarak damgalamaktadır ki bu skandaldır.
  • Tom branded the calf.
  • Tom buzağıyı damgaladı.
  • They branded him as a liar.
  • Onu yalancı olarak damgaladılar.
Show More (3)
brand damga n.
  • The cattle are marked with brands.
  • Sığırlar damgalarla işaretlenmiş.
  • On large farms, cattle are usually marked with brands.
  • Büyük çiftliklerde sığırlar genellikle damgalarla işaretlenir.
  • The cattle are marked with brands.
  • Sığırlar damgalarla işaretlenirler.
Show More (1)
brand damga vurmak v.
  • They branded you a coward.
  • Sana korkak damgası vurdular.
Show More (-2)