1 |
brand |
marka |
n. |
|
- What brand of perfume are you wearing?
- Hangi marka parfüm kullanıyorsun?
- It seems clear that the current level between brands is sufficient.
- Markalar arasındaki mevcut seviyenin yeterli olduğu açıkça görülmektedir.
- It is very unfortunate that Parliament is not considering brand diversification businesses.
- Parlamentonun marka çeşitlendirme işlerini dikkate almaması çok talihsiz bir durumdur.
- Each individual brand should list all additives, not just the prohibited ingredients.
- Her bir marka sadece yasaklı içerikleri değil, tüm katkı maddelerini listelemelidir.
- As an important provider of finance, the EU must be especially interested in the value of this UN brand.
- Önemli bir finansman sağlayıcısı olarak AB, bu BM markasının değeriyle özellikle ilgilenmelidir.
- These are predominantly specialist, and often very small, businesses that use an existing brand to market new products.
- Bunlar çoğunlukla yeni ürünleri pazarlamak için mevcut bir markayı kullanan uzman ve genellikle çok küçük işletmelerdir.
- If I may use commercial language, the UN is actually a brand.
- Ticari bir dil kullanmama izin verirseniz, BM aslında bir markadır.
- Social media has the power to transform the way we connect with brands and one another.
- Sosyal medya, markalarla ve birbirimizle bağlantı kurma biçimimizi dönüştürme gücüne sahip.
- Each brand of flash drive has its proprietary app for managing files.
- Her marka flash sürücünün dosyaları yönetmek için kendi özel uygulaması vardır.
- When it comes to attracting job seekers, having a strong employment brand and marketing it is crucial.
- Konu iş arayanları çekmek olduğunda, güçlü bir istihdam markasına sahip olmak ve bunu pazarlamak çok önemlidir.
- Which brand do you prefer?
- Hangi markayı tercih edersin?
- What's your favorite brand of electronics?
- En sevdiğin elektronik marka nedir?
- What is your cellphone's brand?
- Cep telefonunun markası ne?
- We use only the best brand of wine.
- Sadece en iyi marka şarap kullanırız.
- We use only the best brand of wine.
- Sadece en iyi marka şarabı kullanırız.
- Fanta is my favourite soda brand.
- Fanta en sevdiğim soda markası.
- What brand of shampoo do you use?
- Hangi marka şampuan kullanıyorsun?
- I've recently changed brands of toothpaste.
- Son zamanlarda diş macunu markamı değiştirdim.
- What's your favorite brand of yogurt?
- Favori yoğurt markan nedir?
- What's your favorite brand of yogurt?
- En sevdiğin yoğurt markası nedir?
- What's your favorite brand of soap?
- En sevdiğiniz sabun markası nedir?
- Tom only drinks that brand of beer.
- Tom sadece o marka birayı içer.
- Tom ate all of Mary's yoghurt, but replaced it with the wrong brand.
- Tom, Mary'nin tüm yoğurdunu yedi ama yerine yanlış markayı koydu.
- I recommend this brand of coffee.
- Bu kahve markasını tavsiye ederim.
- Auldey is a Chinese brand.
- Auldey bir Çin markasıdır.
- Which brand do you prefer?
- Hangi markayı tercih edersiniz?
- What's your favorite lipstick brand?
- Favori ruj markan hangisi?
- What brand and what color is the director's car?
- Müdürün arabası ne marka ve ne renk?
- What brand and what color is the director's car?
- Yönetmenin arabası hangi marka ve ne renk?
- That's a good brand.
- O, iyi bir markadır.
- I've recently changed brands of toothpaste.
- Geçenlerde diş macunumun markasını değiştirdim.
- Light-roasted coffee brands remain the most popular.
- Hafif kavrulmuş kahve markaları en popüler olmaya devam ediyor.
- Which brand of toilet paper do you usually buy?
- Genelde hangi marka tuvalet kağıdı alırsınız?
- There's a difference in the brands.
- Markalarda bir farklılık var.
- The leading brand of soda in most countries around the world is Coca-Cola.
- Dünyanın birçok ülkesinde önde gelen soda markası Coca-Cola'dır.
- What's your favorite brand?
- Senin en sevdiğin marka nedir?
- What's your favorite brand?
- En sevdiğin marka nedir?
- The leading brand of pop drinks in most countries is Coca-Cola.
- Çoğu ülkede gazlı içeceklerin önde gelen markası Coca-Cola'dır.
- What brand of cigarettes do you smoke?
- Hangi marka sigara içiyorsun?
- Fanta is my favourite soda brand.
- Fanta benim en sevdiğim gazoz markasıdır.
- What brand of dog food do you feed your dog?
- Köpeğini hangi marka köpek maması ile besliyorsun?
- What is your cellphone's brand?
- Cep telefonunuzun markası nedir?
- He only drinks that brand of beer.
- O sadece o marka bira içer.
- What's your favorite brand of soap?
- Favori sabun markan nedir?
- Which brand of toilet paper do you usually buy?
- Genellikle hangi marka tuvalet kağıdı satın alırsın?
- What brand of dog food do you feed your dog?
- Köpeğinizi hangi marka köpek mamasıyla besliyorsunuz?
- I don't like this brand of ketchup.
- Bu marka ketçaptan hoşlanmıyorum.
- What brand of cigarettes do you smoke?
- Hangi marka sigara içiyorsunuz?
- Auldey is a Chinese brand.
- Auldey bir Çin markası.
- I don't like this brand of ketchup.
- Bu ketçap markasını sevmiyorum.
- I think you should've bought a better-known brand.
- Bence daha iyi bilinen bir marka almalıydın.
- There's a difference in the brands.
- Markalarda bir fark var.
- Tom ate all of Mary's yoghurt, but replaced it with the wrong brand.
- Tom, Mary'nin bütün yoğurdunu yedi ama onun yerine yanlış bir marka koydu.
- What's your favorite brand of electronics?
- En sevdiğin elektronik markası hangisi?
- Tom claims that he can taste the difference between these two brands of salt.
- Tom bu iki tuz markası arasındaki farkı tadabildiğini iddia ediyor.
- He only drinks that brand of beer.
- Sadece o marka bira içiyor.
- What's your favorite lipstick brand?
- En sevdiğin ruj markası hangisi?
- I had trouble deciding which brand of dog food to feed my dog.
- Köpeğimi hangi marka köpek mamasıyla besleyeceğime karar vermekte zorlanıyorum.
- That's a good brand.
- Bu iyi bir marka.
- Scotch brand is a type of adhesive tape.
- Scotch marka bir tür yapışkan banttır.
- Sony is a brand known around the world.
- Sony dünya çapında bilinen bir marka.
Show More (58)
|
2 |
brand |
damgalamak |
v. |
|
- The ranchers branded the cows with a stamp that indicated the farm's name.
- Çiftçiler inekleri çiftliğin adını gösteren bir damga ile damgaladılar.
- It brands all the inhabitants of Palestine as terrorists, which is scandalous.
- Filistin'in tüm sakinlerini terörist olarak damgalamaktadır ki bu skandaldır.
- They branded you a coward.
- Onlar seni bir korkak olarak damgaladı.
- The man was branded as a traitor.
- Adam bir hain olarak damgalandı.
- This cow is not branded.
- Bu inek damgalanmamış.
- Tom branded the calf.
- Tom buzağıyı damgaladı.
- They branded him as a liar.
- Onu yalancı olarak damgaladılar.
Show More (4)
|
3 |
brand |
damga |
n. |
|
- These cattle have our ranch's brand on them.
- Bu sığırların üzerinde çiftliğimizin damgası var.
- On large farms, cattle are usually marked with brands.
- Büyük çiftliklerde sığırlar genellikle damgalarla işaretlenirler.
- On large farms, cattle are usually marked with brands.
- Büyük çiftliklerde sığırlar genellikle damgalarla işaretlenir.
- The cattle are marked with brands.
- Sığırlar damgalarla işaretlenirler.
- The cattle are marked with brands.
- Sığırlar damgalarla işaretlenmiş.
Show More (2)
|
4 |
brand |
yaftalamak |
v. |
|
- She was branded a traitor.
- Vatan haini olarak yaftalanmıştı.
Show More (-2)
|
5 |
brand |
markalamak |
v. |
|
- The fabric softener was branded 'Smelzgood'.
- Yumuşatıcı 'Smelzgood' şeklinde markalanmıştı.
Show More (-2)
|
6 |
brand |
damga vurmak |
v. |
|
- They branded you a coward.
- Sana korkak damgası vurdular.
Show More (-2)
|