brand - English Turkish Sentences
English Turkish
brand marka n.
  • What brand of perfume are you wearing?
  • Hangi marka parfüm kullanıyorsun?
  • It seems clear that the current level between brands is sufficient.
  • Markalar arasındaki mevcut seviyenin yeterli olduğu açıkça görülmektedir.
  • It is very unfortunate that Parliament is not considering brand diversification businesses.
  • Parlamentonun marka çeşitlendirme işlerini dikkate almaması çok talihsiz bir durumdur.
Show More (58)
brand damgalamak v.
  • The ranchers branded the cows with a stamp that indicated the farm's name.
  • Çiftçiler inekleri çiftliğin adını gösteren bir damga ile damgaladılar.
  • It brands all the inhabitants of Palestine as terrorists, which is scandalous.
  • Filistin'in tüm sakinlerini terörist olarak damgalamaktadır ki bu skandaldır.
  • They branded you a coward.
  • Onlar seni bir korkak olarak damgaladı.
Show More (4)
brand damga n.
  • These cattle have our ranch's brand on them.
  • Bu sığırların üzerinde çiftliğimizin damgası var.
  • On large farms, cattle are usually marked with brands.
  • Büyük çiftliklerde sığırlar genellikle damgalarla işaretlenirler.
  • On large farms, cattle are usually marked with brands.
  • Büyük çiftliklerde sığırlar genellikle damgalarla işaretlenir.
Show More (2)
brand yaftalamak v.
  • She was branded a traitor.
  • Vatan haini olarak yaftalanmıştı.
Show More (-2)
brand markalamak v.
  • The fabric softener was branded 'Smelzgood'.
  • Yumuşatıcı 'Smelzgood' şeklinde markalanmıştı.
Show More (-2)
brand damga vurmak v.
  • They branded you a coward.
  • Sana korkak damgası vurdular.
Show More (-2)