Tureng - careless - Englisch Türkisch Sätze

Verlauf

	Englisch	Türkisch
1	careless	dikkatsiz	adj.
	A careless mistake can cause your death in the mines. Dikkatsiz bir hata madenlerde ölüme neden olabilir. This is an irritatingly inaccurate and careless statement. Bu rahatsız edici derecede yanlış ve dikkatsiz bir ifadedir. Careless lorry drivers are driving into traffic queues because their reactions are too slow. Dikkatsiz kamyon sürücüleri, tepkileri çok yavaş olduğu için trafik kuyruklarına giriyorlar. There must be a system of naming and shaming for those businesses that are careless. Dikkatsiz davranan işletmeler için bir isimlendirme ve utandırma sistemi olmalıdır. His careless work made him lose face with his teacher. Dikkatsiz çalışması öğretmeninin gözünden düşmesine neden oldu. I wonder why Tom was so careless. Tom'un neden bu kadar dikkatsiz olduğunu merak ediyorum. She has spoiled her work by being careless. Dikkatsiz davranarak işini mahvetti. Tom said that Mary had been very careless. Tom, Mary'nin çok dikkatsiz olduğunu söyledi. It is likely that he has made such a careless mistake. Bu kadar dikkatsiz bir hata yapmış olması muhtemel. He is careless about money. Para konusunda dikkatsiz. Tom was careless. Tom dikkatsizdi. I'm sometimes careless. Bazen dikkatsiz oluyorum. He is so careless that he often makes mistakes. O kadar dikkatsiz ki sık sık hata yapıyor. I think Tom is careless. Bence Tom dikkatsiz. You don't seem to be as careless as Tom seems to be. Tom kadar dikkatsiz görünmüyorsun. The accident was due to careless driving. Kaza dikkatsiz sürüş nedeniyle oldu. Tom was very careless. Tom çok dikkatsizdi. Don't be so careless! Bu kadar dikkatsiz olma! Tom and Mary are both careless, aren't they? Tom ve Mary'nin ikisi de dikkatsiz, değil mi? The actions she took were too careless, and she was left defenseless. Yaptığı hareketler çok dikkatsizdi ve savunmasız kaldı. Tom is likely to be careless. Tom'un dikkatsiz olması muhtemel. You must answer for your careless conduct. Dikkatsiz davranışının hesabını vermelisin. Careless as she was, she could never pass an examination. Dikkatsiz biri olduğundan ötürü hiçbir sınavı geçemezdi. Tom and Mary are both careless, aren't they? Tom ve Mary'nin her ikisi de dikkatsiz, değil mi? Tom is careless about money. Tom para konusunda dikkatsizdir. John is very careless about his clothes. John, elbiseleri hakkında çok dikkatsiz. Tom might be careless. Tom dikkatsiz olabilir. Tom isn't as careless as he used to be. Tom eskisi kadar dikkatsiz değil. Tom is a careless driver. Tom dikkatsiz bir sürücüdür. Only one careless mistake cost the company millions of dollars. Sadece dikkatsiz bir hata şirkete milyonlarca dolara mal oldu. A careless man often makes mistakes. Dikkatsiz bir adam sık sık hata yapar. Tom is extremely careless. Tom son derece dikkatsiz. His careless driving caused the accident. Onun dikkatsiz sürüşü kazaya sebep oldu. Tom is quite careless. Tom oldukça dikkatsiz. I didn't think Tom was so careless. Tom'un bu kadar dikkatsiz olduğunu düşünmüyordum. Tom isn't as careless as he used to be. Tom eskiden olduğu kadar dikkatsiz değil. It transpired that fire was caused by a careless smoker. Yangına dikkatsiz sigara tiryakisinin neden olduğu ortaya çıktı. Why are people so careless? İnsanlar neden bu kadar dikkatsiz? Tom is careless. Tom dikkatsizdir. She is careless about the way she dresses. Giyim tarzı konusunda dikkatsizdir. Tom and Mary are both very careless, aren't they? Tom ve Mary çok dikkatsizler, değil mi? How could you be so careless? Nasıl bu kadar dikkatsiz olabilirsin? Tom is very careless. Tom çok dikkatsiz. There were two careless mistakes on his paper. Onun kağıdında iki dikkatsiz hata vardı. Tom said that he'd been careless. Tom dikkatsiz davrandığını söyledi. It was very careless of me. Çok dikkatsiz davrandım. The car crashed because the driver was careless. Araba kaza yaptı çünkü sürücü dikkatsizdi. He is careless about money. O, para hakkında dikkatsiz. Tom was so careless as to leave his camera in the bus. Tom fotoğraf makinesini otobüste bırakacak kadar dikkatsizdi. His careless driving caused the accident. Dikkatsiz sürüşü kazaya neden oldu. Tom is careless, isn't he? Tom dikkatsiz, değil mi? Tom was so careless as to leave his camera in the bus. Tom, kamerasını arabada bırakacak kadar dikkatsizdi. She is careless about her attire. Kıyafetleri konusunda çok dikkatsiz. John is very careless about his clothes. John kıyafetleri konusunda çok dikkatsiz. I wasn't as careless as Tom. Tom kadar dikkatsiz değildim. It seems to me that he is too careless. Bana öyle geliyor ki çok dikkatsiz. I didn't think Tom was so careless. Tom'un bu kadar dikkatsiz olduğunu düşünmemiştim. Tom is likely to be careless. Tom muhtemelen dikkatsiz olabilir. I'm sometimes very careless. Ben bazen çok dikkatsizim. Tom seems careless. Tom dikkatsiz görünüyor. Mr Johnson was concerned about the amount of money that was being lost because of careless management. Bay Johnson, dikkatsiz yönetim nedeniyle kaybedilen para miktarı konusunda endişeliydi. I'm sometimes careless. Bazen dikkatsizim. Careless driving causes accidents. Dikkatsiz sürüş kazalara neden olur. That was very careless of you. Çok dikkatsizdin? You must answer for your careless conduct. Dikkatsiz davranışınızın hesabını vermelisiniz. I've been careless. Dikkatsizim. I admit that I've been careless. Dikkatsiz davrandığımı kabul ediyorum. Tom isn't as careless as Mary is. Tom, Mary kadar dikkatsiz değil. A careless person is apt to make mistakes. Dikkatsiz bir insan hata yapmaya eğilimlidir. Tom said Mary was likely to be careless. Tom, Mary'nin dikkatsiz olabileceğini söyledi. I've been careless. Dikkatsiz davrandım. Tom is very careless, isn't he? Tom çok dikkatsiz, değil mi? You got careless. Dikkatsiz davrandın. She was punished for careless driving. Dikkatsiz araba sürdüğü için cezalandırıldı. I was careless. Dikkatsizdim. A careless man often makes mistakes. Dikkatsiz bir insan sık sık hatalar yapar. I'm sometimes very careless. Bazen çok dikkatsiz oluyorum. It seems to me that he is too careless. Bana öyle geliyor ki o çok dikkatsiz. Tom is careless. Tom dikkatsiz. A careless person is apt to make mistakes. Dikkatsiz bir kişi hata yapmaya meyillidir. He is so careless that he often makes mistakes. O kadar dikkatsizdir ki sık sık hatalar yapar. I was very careless. Çok dikkatsizdim. Tom is quite careless, isn't he? Tom oldukça dikkatsiz, değil mi? Tom said that Mary was very careless. Tom, Mary'nin çok dikkatsiz olduğunu söyledi. Careless driving causes accidents. Dikkatsiz araba sürme kazalara neden olmaktadır. He is careless about his clothes. Kıyafetleri konusunda dikkatsizdi. Sami was a careless killer. Sami dikkatsiz bir katildi. Broken test tubes, cracked beakers - the work of careless students in the laboratory. Kırık test tüpleri, çatlak beherler; laboratuvardaki dikkatsiz öğrencilerin işi işte. I was very careless. Ben çok dikkatsizdim. Show More (86)
2	careless	özensiz	adj.
	Emma tied her hair in a careless way. Emma saçını özensiz bir şekilde bağlamıştı. Gérard has worked quickly but he has not been sloppy or careless. Gérard hızlı çalıştı ama özensiz ya da dikkatsiz davranmadı. Gérard has worked quickly, but he has not been sloppy or careless. Gérard hızlı çalıştı ama özensiz ya da dikkatsiz değildi. She's sloppy and careless. Özensiz ve dikkatsiz. She's sloppy and careless. O özensiz ve dikkatsiz. Show More (2)
3	careless	umursamaz	adj.
	He kept working, careless of the heat. Sıcaklığı umursamaz bir halde çalışmaya devam etti. Tom isn't as careless as Mary is. Tom, Mary kadar umursamaz değil. Show More (-1)
4	careless	düşüncesiz	adj.
	It was careless of him to make such a mistake. Böyle bir hata yapması onun düşüncesizliğiydi. It is careless of you to say such things. Böyle şeyler söylemen düşüncesizlik. Show More (-1)