| 1 |
circle |
daire |
n. |
|
- I am looking for the boy who drew circles on my car's front window.
- Arabamın ön camına daireler çizen çocuğu arıyorum.
- We must therefore see the Union as a ring of concentric circles which are interconnected.
- Bu nedenle Birliği birbirine bağlı eşmerkezli dairelerden oluşan bir halka olarak görmeliyiz.
- In actual fact, we have come full circle.
- Aslında, tam bir daire çizmiş bulunuyoruz.
- Horizontal circles can be instantly zeroed or set to any other value.
- Yatay daireler anında sıfırlanabilir veya başka bir değere ayarlanabilir.
- Close your left eye and look at the circle.
- Sol gözünüzü kapatın ve daireye bakın.
- If someone has an arc, the lines could grow to form a complete circle in front of the iris.
- Birisinin bir yayı varsa, çizgiler irisin önünde tam bir daire oluşturacak şekilde büyüyebilir.
- The white circle is the basic one.
- Beyaz daire temel olanıdır.
- There are some exceptions when the blue circle is too close to the white circle.
- Mavi dairenin beyaz daireye çok yakın olduğu bazı istisnalar vardır.
- Each circle should take 1 to 2 seconds.
- Her bir daire 1 ila 2 saniye sürmelidir.
- It's easiest to move your face in a big circle.
- Yüzünüzü büyük bir daire içinde hareket ettirmek en kolay yoldur.
- Letter B in the red circle shows a person wearing Beats headphones.
- Kırmızı daire içindeki B harfi, Beats kulaklık takan bir kişiyi gösterir.
- Once a person is pinned to your taskbar, you can see his or her image displayed in a small circle.
- Bir kişi görev çubuğunuza sabitlendiğinde, görüntüsünü küçük bir daire içinde görebilirsiniz.
- While the engine is cold, the liquid circulates through a small circle.
- Motor soğukken, sıvı küçük bir daire içinde dolaşır.
- The most familiar examples of curves of constant width are the circle and the Reuleaux triangle.
- Sabit genişliğe sahip eğrilerin en bilinen örnekleri daire ve Reuleaux üçgenidir.
- A circle circumscribing any Delaunay triangle does not contain any other input points in its interior.
- Herhangi bir Delaunay üçgenini çevreleyen bir daire, iç kısmında başka herhangi bir giriş noktası içermez.
- Some examples show the two fishes in continuous circles.
- Bazı örnekler iki balığı sürekli daireler halinde göstermektedir.
- To remove a control, tap the red circle next to the feature you want to remove.
- Bir kontrolü kaldırmak için kaldırmak istediğiniz özelliğin yanındaki kırmızı daireye dokunun.
- Was any one of them a perfect circle?
- Bunlardan herhangi biri mükemmel bir daire miydi?
- There is a separate circle or square for each player.
- Her oyuncu için ayrı bir daire veya kare vardır.
- There is an interesting architecture in the form of a half circle.
- Yarım daire şeklinde ilginç bir mimarisi var.
- In the above example, the blue square and the green circle can be grouped together.
- Yukarıdaki örnekte, mavi kare ve yeşil daire birlikte gruplandırılabilir.
- A good example of an effective logo is the swirled red, white and blue Pepsi® circle.
- Etkili bir logoya iyi bir örnek, dönen kırmızı, beyaz ve mavi Pepsi® dairesidir.
- It can refer to the line bordering the circle as well as to the length of that line.
- Daireyi çevreleyen çizgiye ve bu çizginin uzunluğuna atıfta bulunabilir.
- Technical drawing (straight lines, perfect circles) requires concentration.
- Teknik çizim (düz çizgiler, mükemmel daireler) konsantrasyon gerektirir.
- Move both eyes simultaneously in small circles.
- Her iki gözü aynı anda küçük daireler halinde hareket ettirin.
- This does not mean that the child should be given to the first circle, which is located next to the house.
- Bu, çocuğun evin yanında bulunan ilk daireye verilmesi gerektiği anlamına gelmez.
- Holding the circle tightly with the thread, you need to make 5-6 turns with your right hand.
- Daireyi iplikle sıkıca tutarak sağ elinizle 5-6 tur yapmanız gerekir.
- Imagine the spheres of the universe as a series of concentric circles moving within one another.
- Evrenin kürelerini birbiri içinde hareket eden bir dizi eşmerkezli daire olarak hayal edin.
- The students are sitting in a circle.
- Öğrenciler daire şeklinde oturuyor.
- The students sat in a circle.
- Öğrenciler daire şeklinde oturdular.
- Make a circle on the floor.
- Yerde bir daire yapın.
- The Japanese flag is a white rectangle with a red circle in the centre representing the sun.
- Japon bayrağı merkezde güneşi temsil eden kırmızı bir daire bulunan beyaz bir dikdörtgendir.
- The Japanese flag is a white rectangle with a red circle in the centre representing the sun.
- Japon bayrağı, ortasında güneşi temsil eden kırmızı bir daire olan beyaz bir dikdörtgendir.
- The students are sitting in a circle.
- Öğrenciler daire şeklinde oturuyorlar.
- It no longer seems to be a perfect circle.
- O, artık mükemmel bir daire gibi görünmüyor.
- Some important geometric shapes are the triangle, the square, the rectangle, the circle, the parallelogram and the trapezium.
- Bazı önemli geometrik şekiller üçgen, kare, dikdörtgen, daire, paralelkenar ve ikizkenar yamuktur.
- Some important geometric shapes are the triangle, the square, the rectangle, the circle, the parallelogram and the trapezium.
- Bazı önemli geometrik şekiller üçgen, kare, dikdörtgen, daire, paralelkenar ve yamuktur.
- The base of a cone is a circle.
- Koninin tabanı bir dairedir.
- A helicopter circled over us.
- Bir helikopter üzerimizde daireler çizdi.
- A seagull circled above the beach.
- Bir martı kumsalın üzerinde daireler çiziyor.
- The three hyenas sat in a circle, reasoning with one another.
- Üç sırtlan daire şeklinde oturmuş, birbirleriyle tartışıyorlardı.
- They sat in a circle.
- Daire şeklinde oturdular.
- Tom can draw a perfect circle.
- Tom mükemmel bir daire çizebilir.
- We sat around the fire in a circle.
- Daire şeklinde ateşin etrafına oturduk.
- We sat around the fire in a circle.
- Ateşin etrafında daire şeklinde oturduk.
- It no longer seems to be a perfect circle.
- Artık mükemmel bir daire gibi görünmüyor.
- Let's make a big circle.
- Büyük bir daire yapalım.
- Make a circle and hold hands.
- Bir daire yapın ve el ele tutuşun.
- Make a circle on the floor.
- Yere bir daire çizin.
- Make a circle on the floor.
- Yere bir daire yap.
- Draw a small circle.
- Küçük bir daire çizin.
- Friends, let's make a circle.
- Arkadaşlar, bir daire oluşturalım.
- Friends, let's make a circle.
- Arkadaşlar, bir daire yapalım.
- All the children were sitting in a circle on the floor.
- Tüm çocuklar yerde bir daire içinde oturuyorlardı.
- All the children were sitting in a circle.
- Bütün çocuklar daire şeklinde oturuyordu.
- Draw a small circle.
- Küçük bir daire çiz.
- Find the radius of the circumscribed circle of the triangle.
- Üçgenin çevrelediği dairenin yarıçapını bulun.
- Red circles on the map mark schools.
- Harita üzerindeki kırmızı daireler okulları gösterir.
- Red circles on the map mark schools.
- Haritadaki kırmızı daireler okulları gösteriyor.
- Vultures circled above the dead body.
- Akbabalar cesedin üzerinde daireler çiziyordu.
- Vultures circled over the dead bodies.
- Akbabalar cesetlerin üzerinde daireler çiziyordu.
Show More (58)
|
| 2 |
circle |
çember |
n. |
|
- The players were standing in a circle and I was in the middle of them.
- Oyuncular çember şeklinde duruyordu ve ben de onların ortasındaydım.
- But the rapporteur has very successfully squared this very difficult circle.
- Ancak raportör bu çok zor çemberi çok başarılı bir şekilde daraltmıştır.
- I realise this is like squaring the circle, but I believe that this issue, too, can be resolved.
- Bunun çemberi daraltmak gibi bir şey olduğunun farkındayım ancak bu meselenin de çözülebileceğine inanıyorum.
- I realise this is like squaring the circle, but I believe that this issue, too, can be resolved.
- Bunun çemberi daraltmak gibi bir şey olduğunun farkındayım, ancak bu meselenin de çözülebileceğine inanıyorum.
- The circle from Copenhagen to Copenhagen is about to be closed.
- Kopenhag'dan Kopenhag'a uzanan çember kapanmak üzere.
- Let the defenders of capitalist Europe shift for themselves in seeking to square the circle.
- Bırakalım da kapitalist Avrupa'nın savunucuları çemberi daraltmak için kendi başlarının çaresine baksınlar.
- Trying to reconcile trade secrets with combating corruption is like trying to square the circle.
- Ticari sırlar ile yolsuzlukla mücadeleyi bağdaştırmaya çalışmak çemberi daraltmaya çalışmak gibidir.
- Turning to Bosnia and Herzegovina, it has to be said that this country is struggling to square the circle.
- Bosna Hersek'e dönecek olursak, bu ülkenin çemberi daraltmak için mücadele ettiğini söylemek gerekir.
- That particular circle cannot be squared, and unfortunately this is the situation we are in regarding this project.
- Bu çemberin karesi alınamıyor ve ne yazık ki bu projeyle ilgili olarak içinde bulunduğumuz durum da bu.
- With goodwill and imagination this circle can be squared.
- İyi niyet ve hayal gücü ile bu çemberin karesi alınabilir.
- The safe zone circle can be used to your advantage, especially at this stage.
- Güvenli bölge çemberi, özellikle bu aşamada avantajınıza kullanılabilir.
- If you are outside the circle, then you will lose your health.
- Çemberin dışındaysanız, sağlığınızı kaybedersiniz.
- It can become a larger circle but can never get out of itself.
- Daha büyük bir çember haline gelebilir ama asla kendi dışına çıkamaz.
- Tom wasn't wearing a wedding ring, but Mary noticed a white circle on his ring finger.
- Tom alyans takmıyordu ama Mary onun yüzük parmağında beyaz bir çember olduğunu fark etti.
- We formed a circle around the teacher.
- Öğretmenin etrafında bir çember oluşturduk.
- Why is my name circled?
- Adım neden çembere alınmış?
- They formed a circle.
- Bir çember oluşturdular.
- They formed themselves into a circle.
- Bir çember oluşturdular.
- It's not a pyramid scheme, it's a gifting circle!
- Bu bir piramit düzeni değil, bu bir hediye çemberi!
- All the children were sitting in a circle on the floor.
- Bütün çocuklar yerde çember şeklinde oturuyordu.
- Make a circle and hold hands.
- Bir çember oluşturun ve el ele tutuşun.
Show More (18)
|
| 3 |
circle |
çevre |
n. |
|
- He's an important man in the literary circles.
- Edebiyat çevrelerinde önemli bir adamdır.
- Acquire a more comprehensive circle of advisers.
- Daha kapsamlı bir danışman çevresi edinin.
- Our sanctions must affect President Mugabe and his circle, but not the people of Zimbabwe.
- Yaptırımlarımız Başkan Mugabe ve çevresini etkilemeli, Zimbabve halkını değil.
- There should be a few absolutely vital and sensitive documents which are made available to this smaller circle.
- Bu küçük çevreye sunulan kesinlikle hayati ve hassas birkaç belge olmalıdır.
- You can use circle streams to see posts from a specific circle.
- Belirli bir çevreye ait yayınları görmek için çevre akışlarını kullanabilirsiniz.
- She visited the theatrical circle for several years.
- Birkaç yıl boyunca tiyatro çevresini ziyaret etti.
- In the 1930s, Kaila was closely associated with the Vienna Circle.
- 1930'larda Kaila, Viyana Çevresi ile yakından ilişkiliydi.
- On the other hand, check your business circle.
- Öte yandan, iş çevrenizi kontrol edin.
- Both qigong and religious circles talk about loss and gain.
- Hem qigong hem de dini çevreler kayıp ve kazançtan bahseder.
- After my older boyfriend moved to Japan post-graduation, his friends adopted me into their circle.
- Büyük erkek arkadaşım mezuniyet sonrası Japonya'ya taşındıktan sonra arkadaşları beni çevrelerine kabul etti.
Show More (7)
|
| 4 |
circle |
halka |
n. |
|
- You've got dark circles under your eyes.
- Senin gözlerinin altında mor halkalar var.
- Tom wasn't wearing a wedding ring, but Mary noticed a white circle on his ring finger.
- Tom bir alyans takmıyordu ama Mary onun yüzük parmağında beyaz bir halka fark etti.
- Mary had dark circles under her eyes.
- Mary'nin gözlerinin altında mor halkalar vardı.
- Tom has dark circles under his eyes.
- Tom'un gözlerinin altında koyu renkli halkalar vardır.
- You've got circles under your eyes.
- Gözlerinizin altında halkalar var.
Show More (2)
|
| 5 |
circle |
döngü |
n. |
|
- We need to create a virtuous circle where the concessions made by the various parties ultimately benefit everyone.
- Çeşitli taraflarca verilen tavizlerin nihayetinde herkesin yararına olduğu bir erdemli döngü yaratmamız gerekiyor.
- As a result of that we will be creating a virtuous circle of investment.
- Bunun sonucunda verimli bir yatırım döngüsü yaratmış olacağız.
- Literacy breaks the vicious poverty circle in which many families have been imprisoned for generations.
- Okuryazarlık, pek çok ailenin nesiller boyu içine hapsolduğu kısır yoksulluk döngüsünü kırmaktadır.
Show More (0)
|
| 6 |
circle |
daire içine almak |
v. |
|
- Circle the correct form of the verb.
- Fiilin doğru formunu daire içine alın.
- Please circle the right answer.
- Lütfen doğru cevabı daire içine alın.
Show More (-1)
|
| 7 |
circle |
dönmek (bir yerin üstünde daireler çizerek) |
v. |
|
- The bees are circling around an apple.
- Arılar bir elmanın etrafında dönüyorlar.
- A vulture is circling above the desert.
- Bir akbaba çölün üstünde dönüyor.
Show More (-1)
|
| 8 |
circle |
balkon (tiyatro) |
n. |
|
- I've got two tickets for Hamlet, although our seats are located in the circle, we'll have a pretty good experience!
- Hamlet için iki biletim var, koltuklarımız balkon kısmında olmasına rağmen oldukça iyi bir deneyim yaşayacağız!
Show More (-2)
|
| 9 |
circle |
etrafına daire çizmek |
v. |
|
- After taking off, the plane circled the airport twice.
- Kalktıktan sonra, uçak iki kez havaalanının etrafında daire çizdi.
Show More (-2)
|
| 10 |
circle |
etrafını dönmek |
v. |
|
- The moon circles the earth.
- Ay dünyanın etrafında dönüyor.
Show More (-2)
|