circle - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
circle daire n.
  • I am looking for the boy who drew circles on my car's front window.
  • Arabamın ön camına daireler çizen çocuğu arıyorum.
  • In actual fact, we have come full circle.
  • Aslında, tam bir daire çizmiş bulunuyoruz.
  • We must therefore see the Union as a ring of concentric circles which are interconnected.
  • Bu nedenle Birliği birbirine bağlı eşmerkezli dairelerden oluşan bir halka olarak görmeliyiz.
Show More (38)
circle çember n.
  • The players were standing in a circle and I was in the middle of them.
  • Oyuncular çember şeklinde duruyordu ve ben de onların ortasındaydım.
  • That particular circle cannot be squared, and unfortunately this is the situation we are in regarding this project.
  • Bu çemberin karesi alınamıyor ve ne yazık ki bu projeyle ilgili olarak içinde bulunduğumuz durum da bu.
  • But the rapporteur has very successfully squared this very difficult circle.
  • Ancak raportör bu çok zor çemberi çok başarılı bir şekilde daraltmıştır.
Show More (17)
circle halka n.
  • Tom wasn't wearing a wedding ring, but Mary noticed a white circle on his ring finger.
  • Tom bir alyans takmıyordu ama Mary onun yüzük parmağında beyaz bir halka fark etti.
  • You've got dark circles under your eyes.
  • Senin gözlerinin altında mor halkalar var.
  • You've got circles under your eyes.
  • Gözlerinizin altında halkalar var.
Show More (2)
circle çevre n.
  • He's an important man in the literary circles.
  • Edebiyat çevrelerinde önemli bir adamdır.
  • Our sanctions must affect President Mugabe and his circle, but not the people of Zimbabwe.
  • Yaptırımlarımız Başkan Mugabe ve çevresini etkilemeli, Zimbabve halkını değil.
  • Acquire a more comprehensive circle of advisers.
  • Daha kapsamlı bir danışman çevresi edinin.
Show More (1)
circle dönmek (bir yerin üstünde daireler çizerek) v.
  • The bees are circling around an apple.
  • Arılar bir elmanın etrafında dönüyorlar.
  • A vulture is circling above the desert.
  • Bir akbaba çölün üstünde dönüyor.
  • The helicopter is circling above.
  • Helikopter yukarıda dönüyor.
Show More (1)
circle döngü n.
  • Literacy breaks the vicious poverty circle in which many families have been imprisoned for generations.
  • Okuryazarlık, pek çok ailenin nesiller boyu içine hapsolduğu kısır yoksulluk döngüsünü kırmaktadır.
  • As a result of that we will be creating a virtuous circle of investment.
  • Bunun sonucunda verimli bir yatırım döngüsü yaratmış olacağız.
  • We need to create a virtuous circle where the concessions made by the various parties ultimately benefit everyone.
  • Çeşitli taraflarca verilen tavizlerin nihayetinde herkesin yararına olduğu bir erdemli döngü yaratmamız gerekiyor.
Show More (0)
circle daire içine almak v.
  • Circle the correct form of the verb.
  • Fiilin doğru formunu daire içine alın.
  • Please circle the right answer.
  • Lütfen doğru cevabı daire içine alın.
Show More (-1)
circle balkon (tiyatro) n.
  • I've got two tickets for Hamlet, although our seats are located in the circle, we'll have a pretty good experience!
  • Hamlet için iki biletim var, koltuklarımız balkon kısmında olmasına rağmen oldukça iyi bir deneyim yaşayacağız!
Show More (-2)
circle etrafını dolaşmak v.
  • Tom circled the block looking for a place to park.
  • Tom park edecek bir yer bulmak için sokağın etrafını dolaştı.
Show More (-2)
circle etrafına daire çizmek v.
  • After taking off, the plane circled the airport twice.
  • Kalktıktan sonra, uçak iki kez havaalanının etrafında daire çizdi.
Show More (-2)
circle dönüp durmak (bir yerin üstünde daireler çizerek) v.
  • Are we going in circles?
  • Dönüp duruyor muyuz?
Show More (-2)
circle etrafını dönmek v.
  • The moon circles the earth.
  • Ay dünyanın etrafında dönüyor.
Show More (-2)