class - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
class sınıf n.
  • Their shoes are in a different class.
  • Ayakkabıları farklı sınıfta.
  • Most of the city consists of middle-class people.
  • Şehrin çoğunluğu orta sınıf insanlardan oluşuyor.
  • The whole class will attend the school trip.
  • Okul gezisine tüm sınıf katılacak.
Show More (1021)
class ders n.
  • You can't use your phones in class.
  • Telefonlarınızı derste kullanamazsınız.
  • The actor took dance classes for this role.
  • Oyuncu bu rol için dans dersleri aldı.
  • In Barcelona, the majority of classes are taught in Catalan.
  • Barselona'da derslerin büyük çoğunluğu Katalanca verilmektedir.
Show More (732)
class kurs n.
  • Last year in the spring I attended a cooking class and learned how to bake bread.
  • Geçen yıl baharda bir aşçılık kursuna katıldım ve ekmek pişirmeyi öğrendim.
  • Tom would never had met his wife if he hadn't signed up for a painting class.
  • Tom resim kursuna yazılmasaydı karısıyla asla tanışamayacaktı.
  • I'm going to sign up for a French class next semester.
  • Önümüzdeki dönem Fransızca kursuna yazılacağım.
Show More (12)
class sınıflandırmak v.
  • Most of the immigrants are classed as aliens in the region.
  • Bölgedeki göçmenlerin çoğu uzaylı olarak sınıflandırılıyor.
  • The MEP in question has no right to class himself alongside Mandela.
  • Söz konusu milletvekilinin kendisini Mandela'nın yanında sınıflandırma hakkı yoktur.
  • The reason why Nifursol was banned was that the EU classed it as carcinogenic.
  • Nifursol'ün yasaklanmasının nedeni AB'nin onu kanserojen olarak sınıflandırmasıydı.
Show More (1)
class klas n.
  • That's a class act.
  • Bu çok klas bir hareket.
  • She's cute, and more importantly, has class.
  • Çok sevimli ve daha da önemlisi, klas.
  • Tom was a class act.
  • Tom klas biriydi.
Show More (1)
class tabaka n.
  • He comes from the middle class.
  • O, orta tabakadandır.
  • I'm not middle class.
  • Ben orta tabaka değilim.
Show More (-1)
class derece n.
  • 60-70% is the upper second class degree.
  • %60-70 üst ikinci sınıf derecesidir.
Show More (-2)
class sosyal sınıf n.
  • Some countries used to have strict class systems.
  • Bazı ülkelerde katı sosyal sınıf sistemleri vardı.
Show More (-2)
class … yılı mezunları n.
  • The class of 2000 experienced an era change.
  • 2000 yılı mezunları bir dönem değişimi yaşadı.
Show More (-2)
class cins n.
  • This class of dogs is used for hunting.
  • Bu cinsten köpekler avlanmak için kullanılır.
Show More (-2)
class kalite n.
  • She showed high-class acting in this movie.
  • Bu filmde yüksek kalite bir oyunculuk sergiledi.
Show More (-2)
class ekonomi sınıfında n.
  • We will fly business class.
  • Ekonomi sınıfında uçacağız.
Show More (-2)
class sınıfsal adj.
  • The effort to mask the class aspects of the problem is obvious.
  • Sorunun sınıfsal yönlerini maskeleme çabası açıktır.
Show More (-2)