|
- My group and I do not feel that we are talking about 1st and 2nd class families.
- Ben ve grubum 1. ve 2. sınıf ailelerden bahsettiğimizi düşünmüyoruz.
- The time has come for us, the political class, to repossess enlargement.
- Siyaset sınıfı olarak genişlemeye yeniden sahip çıkmamızın zamanı geldi.
- That is why it is absolutely crucial for us to include these express services, this sprinter class, in this regulation.
- Bu nedenle, bu ekspres hizmetleri, bu sprinter sınıfını bu yönetmeliğe dahil etmek bizim için kesinlikle çok önemlidir.
- The entire primary class of children born in 1996 was killed under the rubble of that disaster.
- 1996 doğumlu çocukların ilkokul sınıfının tamamı bu felaketin enkazı altında kalarak hayatını kaybetti.
- The EU is in a class of its own as the biggest subsidising power on a global basis.
- AB, küresel bazda en büyük destekleyici güç olarak kendi sınıfında yer almaktadır.
- A link of confidence between the political class and its people has been broken.
- Siyasi sınıf ile halk arasındaki güven bağı kopmuştur.
- We would be putting motor vehicle accident victims in a class apart.
- Motorlu araç kazası mağdurlarını ayrı bir sınıfa koymuş oluruz.
- More precisely, breast implants have been reclassified from class IIB to class III.
- Daha açık bir ifadeyle, meme implantları sınıf IIB'den sınıf III'e yeniden sınıflandırılmıştır.
- The time has come for us, the political class, to repossess enlargement.
- Siyasi sınıf olarak genişlemeye yeniden sahip çıkmamızın zamanı geldi.
- When it comes to behaviour in class, I am not sure that the Union would score well.
- Sınıf içi davranışlar söz konusu olduğunda, Birliğin iyi bir not alacağından emin değilim.
- We are not top of the class in the environmental field, but, as regards waste prevention and waste recycling, we are.
- Çevre alanında sınıfının en iyisi değiliz, ancak atık önleme ve atık geri dönüşümü konusunda öyleyiz.
- More precisely, breast implants have been reclassified from class IIB to class III.
- Daha açık bir ifadeyle meme implantları sınıf IIB'den sınıf III'e yeniden sınıflandırılmıştır.
- Even that creates more than one class of research in the European Union.
- Bu bile Avrupa Birliği'nde birden fazla araştırma sınıfı yaratmaktadır.
- The trust that employers as a class are placing in this Barcelona Summit is telling.
- Bir sınıf olarak işverenlerin bu Barselona Zirvesine duydukları güven çok açık.
- I sometimes work with a whole class.
- Bazen genel olarak sınıfla çalışıyorum.
- I sometimes work with a whole class.
- Bazen bütün bir sınıfla çalışıyorum.
- The ruling class itself on the whole imagines this to be so.
- Egemen sınıfın kendisi de genel anlamda bunun böyle olduğunu düşünüyor.
- I sometimes work with a whole class.
- Ben bazen sınıfın bütünüyle çalışıyorum.
- There is a girl in my daughter's class who is not nice.
- Kızımın sınıfında sevimsiz bir kız var.
- The ruling class itself on the whole imagines this to be so.
- Egemen sınıfın kendisi genel olarak bunu böyle hayal etmektedir.
- I have a song that I've prepared for the class.
- Sınıf için hazırladığım bir şarkım var.
- She has always been at the head of her class.
- O her zaman sınıfının zirvesinde oldu.
- Tom is a little older than the rest of the students in his class.
- Tom sınıftaki diğer öğrencilerden biraz daha büyük.
- Everyone in Tom's class likes him.
- Tom'un sınıfındaki herkes onu seviyor.
- He was caught reading a comic book in class.
- Sınıfta çizgi roman okurken yakalandı.
- There is a disproportionate number of girls in the class.
- Sınıfta orantısız sayıda kız var.
- Does Tom still sometimes fall asleep in class?
- Tom hâlâ bazen sınıfta uyuyakalıyor mu?
- Please tell the class about what's going to happen.
- Lütfen sınıfa neler olacağını anlatın.
- She is as bright as any in her class.
- Sınıfındaki herkes kadar zeki.
- He is the dumbest kid in the class.
- Sınıftaki en aptal çocuk.
- Class sizes are limited.
- Sınıf büyüklüğü sınırlı.
- Tom is the most popular boy in the class.
- Tom sınıftaki en popüler oğlandır.
- He is one of the most popular students in the class.
- O, sınıftaki en popüler öğrencilerden biri.
- Lobsters belong to a class of marine animals.
- Istakozlar deniz hayvanları sınıfına aittir.
- Tom graduated in the top ten percent of his class.
- Tom sınıfının ilk yüzde onu içinde mezun oldu.
- Tom is the tallest in the class.
- Tom sınıfın en uzun boylusu.
- He is the eldest in his class.
- Sınıfındaki en yaşlı kişi odur.
- He is the most diligent student in class.
- Sınıftaki en çalışkan öğrenci o.
- It's not a class.
- Bu bir sınıf değil.
- Which class are you in?
- Hangi sınıftasın?
- Who will take charge of their class?
- Onların sınıfının sorumluluğunu kim alacak?
- Mary graduated at the top of her class.
- Mary sınıf birincisi olarak mezun oldu.
- I'm the tallest one in the class.
- Sınıfta en uzun boylu olan kişiyim.
- Everybody in the class laughed at Tom.
- Sınıftaki herkes Tom'a güldü.
- The teacher of that class was a Muslim convert.
- O sınıfın öğretmeni sonradan Müslüman olmuş biri.
- A good student like him brings honor to our class.
- Onun gibi iyi bir öğrenci sınıfımıza onur getirir.
- No one in his class is faster than he is.
- Sınıftaki hiç kimse ondan daha hızlı değil.
- You're the worst student in this class.
- Bu sınıftaki en kötü öğrencisin.
- Our class consists of fifty boys.
- Bizim sınıfımız 50 tane oğlandan oluşur.
- Who in your class is the best singer?
- Sizin sınıfta sesi en güzel olan kim?
- He represented his class at the meeting.
- Toplantıda sınıfını temsil etti.
- He's in my class.
- O, benim sınıfımda.
- I can perfectly handle a class of sixty students.
- Altmış öğrencili bir sınıfı mükemmel şekilde idare edebilirim.
- Fred often comes late for class.
- Fred, sık sık sınıfa geç geliyor.
- Underneath we wrote the names of the students in our class.
- Altına sınıfımızdaki öğrencilerin isimlerini yazdık.
- There are forty students in our class.
- Sınıfımızda kırk öğrenci vardır.
- Maybe Tom should pay more attention in class.
- Belki de Tom sınıfta daha dikkatli olmalı.
- Tony speaks English the best in our class.
- Sınıfımızda, İngilizceyi en iyi Tony konuşur.
- I'm older than any other student in my class.
- Sınıfımdaki herhangi bir diğer öğrenciden daha büyüğüm.
- Who is responsible for this class?
- Bu sınıfın sorumlusu kim?
- Tom is older than any other student in his class.
- Tom sınıfındaki öğrencilerin hepsinden büyük.
- Tom is the class clown.
- Tom sınıfın palyaçosu.
- He goes and sits outside the class but he can't stop laughing.
- Gidip sınıfın dışında oturur ama gülmeden duramaz.
- I made a scary mask in art class.
- Sanat sınıfında korkunç bir maske yaptım.
- All the students in the class like Tom.
- Sınıftaki tüm öğrenciler Tom'dan hoşlanıyor.
- He is the most diligent student in his class.
- Sınıfındaki en gayretli öğrenci o.
- This class consists of forty pupils.
- Bu sınıf kırk öğrenciden oluşur.
- Don't speak French in the class.
- Sınıfta Fransızca konuşma.
- Tom graduated first in his class.
- Tom sınıfında ilk mezun oldu.
- He's the most popular boy in the class.
- O sınıftaki en popüler çocuk.
- Everyone in her class likes her.
- Sınıfındaki herkes onu seviyor.
- He is by far the best boy in the class.
- O bugüne kadar sınıftaki en iyi çocuktur.
- Bob is the only student that can speak Spanish in our class.
- Bob, bizim sınıfta İspanyolca konuşabilen tek öğrenci.
- The teacher stood before the class.
- Öğretmen sınıfın önünde durdu.
- She is at the top of her class.
- Sınıfının en iyisi.
- Jack is the tallest boy in his class.
- Jack, sınıfındaki en uzun çocuk.
- Tom is as smart as anyone else in his class.
- Tom, sınıfındaki herkes kadar akıllıdır.
- You'd better go back to class.
- Sınıfa dönsen iyi olur.
- This boy surpasses the rest of the class.
- Bu çocuk sınıfın geri kalanını geçti.
- No boy in the class is as tall as Bill.
- Sınıftaki hiçbir erkek çocuğu Bill kadar uzun değil.
- There are three students with the same name in that class.
- Sınıfda aynı isimde üç öğrenci var.
- He is by far the cleverest student in the class.
- Sınıfın açık ara en zeki öğrencisi odur.
- All the students in the class like Tom.
- Sınıftaki tüm öğrenciler Tom'u seviyor.
- Tom says he's the best French speaker in our class, but I don't believe him.
- Tom sınıfımızdaki en iyi Fransızca konuşanın kendisi olduğunu söylüyor ama ben ona inanmıyorum.
- I've fallen asleep in class several times.
- Sınıfta birkaç kez uyuyakaldım.
- All the boys in class worked hard.
- Sınıftaki bütün erkek çocukları çok çalıştı.
- Were both Tom and Mary in class today?
- Tom ve Mary bugün sınıfta mıydı?
- Tom has trouble staying awake in class.
- Tom sınıfta uyanık kalmakta zorlanıyor.
- I was one of the best students in the class.
- Ben sınıftaki en iyi öğrencilerden biriydim.
- No student in our class is smarter than Kate.
- Sınıfımızdaki hiçbir öğrenci, Kate'den daha akıllı değildir.
- The class was divided into four groups.
- Sınıf dört gruba ayrıldı.
- Bob is the only student that can speak Spanish in our class.
- Bob sınıfımızda İspanyolca konuşabilen tek öğrenci.
- We speak French in class.
- Sınıfta Fransızca konuşuruz.
- Tom is the most popular guy in our class.
- Tom sınıfımızdaki en popüler çocuk.
- Who do you think is the best student in your class?
- Sence sınıfınızdaki en iyi öğrenci kim?
- Your English is too good to be in this class.
- İngilizceniz bu sınıfta olmak için fazla iyi.
- He has always been at the head of the class.
- O her zaman sınıfın başkanı olmuştur.
- Tom wasn't paying attention in class.
- Tom sınıfta dikkatini vermiyordu.
- Everyone in the class is here today.
- Bugün sınıftaki herkes burada.
- Tom is having trouble keeping up with the rest of the class.
- Tom sınıfın geri kalanına ayak uydurmakta zorlanıyor.
- No boy in the class is taller than Bill.
- Sınıftaki hiçbir çocuk Bill'den uzun değil.
- Our class is a small one.
- Sınıfımız küçük bir sınıf.
- Tom gave a speech in class today.
- Tom bugün sınıfta bir konuşma yaptı.
- Tom is the youngest student in our class.
- Tom sınıfımızın en genç öğrencisidir.
- Tom is the only one in our class who can play the banjo.
- Sınıfımızda banjo çalabilen tek kişi Tom.
- When I was working for a public school, I had ten-fifteen students in a class.
- Ben devlet okulunda çalışırken bir sınıfta 10-15 öğrencim vardı.
- Tom was elected class representative.
- Tom sınıf temsilcisi seçildi.
- I could've tried harder to get along with everyone in the class.
- Sınıftaki herkesle iyi geçinmek için daha çok çabalayabilirdim.
- I know some of the kids in the class.
- Sınıftaki bazı çocukları tanıyorum.
- Mary is in love with a handsome boy from her class named Tom.
- Mary, sınıfından Tom adındaki yakışıklı bir oğlana aşık.
- He managed to be on time for class.
- Sınıfa zamanında gelebildi.
- Tom introduced himself to the rest of the class.
- Tom kendini sınıfın geri kalanına tanıttı.
- All the boys in class worked hard.
- Sınıftaki tüm oğlanlar çok çalıştı.
- Tom is the only one in our class who can speak French.
- Tom sınıfımızda Fransızca konuşabilen tek kişidir.
- Tom is never late for class.
- Tom asla sınıfına geç kalmaz.
- The teacher asked me to read my paper in front of the class.
- Öğretmen ödevimi sınıfın karşısında okumamı istedi.
- Tom is in my acting class.
- Tom benim oyunculuk sınıfımda.
- No one in the class runs as fast as he does.
- Sınıftaki hiç kimse onun kadar hızlı koşamaz.
- Last week five students were absent from class.
- Geçen hafta beş öğrenci sınıfta yoktu.
- He is relied on by everyone in the class.
- Sınıftaki herkes ona güveniyor.
- He is older than any other student in his class.
- Sınıfındaki diğer tüm öğrencilerden daha büyüktür.
- This class consists of thirty-five students.
- Bu sınıf otuz beş öğrenciden oluşur.
- There are three students with the same name in that class.
- O sınıfta aynı isimde üç öğrenci var.
- No one in the class runs as fast as he does.
- Sınıftaki hiç kimse onun kadar hızlı koşmaz.
- The ruling class will not surrender its power.
- Egemen sınıf yetkilerinden vazgeçmez.
- Tom is the best student in your class, isn't he?
- Tom sınıfınızdaki en iyi öğrenci, değil mi?
- He speaks English as fluently as any student in his class.
- İngilizceyi sınıftaki herhangi bir öğrenci kadar akıcı konuşur.
- Tom is in my class.
- Tom benim sınıfımda.
- I had scarcely entered the class before the students started asking questions.
- Öğrenciler sorular sormaya başladığında sınıfa henüz girmiştim.
- Tom is in a special education class.
- Tom özel eğitim sınıfında.
- Can I register for that class?
- O sınıfa kayıt olabilir miyim?
- Everybody in my class prefers skiing to skating.
- Sınıfımdaki herkes kayak yapmayı paten kaymaya tercih ediyor.
- I was in the top of my class.
- Sınıf birincisiydim.
- Mike runs fastest in his class.
- Mike sınıfının en hızlısıdır.
- I wonder how many students are in Tom's class.
- Tom'un sınıfında kaç öğrenci olduğunu merak ediyorum.
- Tom told everybody in his class to come to his party.
- Tom sınıftaki herkese partisine gelmelerini söyledi.
- He can swim faster than any other boy in his class.
- O, sınıfındaki başka bir çocuktan daha hızlı yüzebilir.
- I can barely keep up with the rest of the class.
- Sınıfın geri kalanına zar zor ayak uydurabiliyorum.
- Should I register for that class?
- O sınıfa kayıt olmalı mıyım?
- All the boys in Mary's class think she's cute.
- Mary'nin sınıfındaki bütün erkekler onun tatlı olduğunu düşünüyor.
- The teacher scolded her class for being noisy.
- Öğretmen gürültücü oldukları için sınıfını azarladı.
- Tom is the only one in our class who can speak French.
- Sınıfımızda Fransızca konuşabilen tek kişi Tom.
- Tom heard Mary snoring in class.
- Tom, Mary'nin sınıfta horladığını duymuş.
- Tom is the most popular guy in our class.
- Tom sınıfımızda en popüler tip.
- Which class are you in?
- Hangi sınıftasınız?
- She runs fastest in our class.
- Sınıfımızda en hızlı koşan o.
- Everybody came to the class on time.
- Herkes sınıfa zamanında geldi.
- Harry couldn't keep up with the class.
- Harry sınıfa ayak uyduramadı.
- He asked a question in class.
- Sınıfta bir soru sordu.
- His progress in class is encouraging.
- Onun sınıftaki gelişmesi cesaret vericidir.
- The class was divided into four groups.
- Sınıf dört gruba ayrılmıştı.
- The other girls in Mary's class teased her about her clothes.
- Mary'nin sınıfındaki diğer kızlar onunla kıyafetleri yüzünden alay ediyorlardı.
- He is a diligent boy in his class.
- O, sınıfında çalışkan bir çocuktur.
- You're the worst student in the class.
- Sınıftaki en kötü öğrencisin.
- Who do you think is the most beautiful girl in your class?
- Sınıfındaki en güzel kızın kim olduğunu düşünüyorsun?
- We discussed gun control in social studies class.
- Biz sosyal bilgiler sınıfında silah kontrolünü tartıştık.
- Tom is as tall as any student in his class is.
- Tom sınıfındaki herhangi bir öğrenci kadar uzun.
- I was surprised to find three Jacksons in my class.
- Sınıfımda üç Jackson olduğunu görünce şaşırmıştım.
- You're in math class.
- Matematik sınıfındasın.
- He is the tallest of his class.
- Sınıfının en uzun boylusu.
- Tom is the only in our class that Mary doesn't get along with.
- Sınıfımızda Mary'nin anlaşamadığı tek kişi Tom.
- Mike runs fastest in his class.
- Mike kendi sınıfında en hızlı koşan kişi.
- He advocated abolishing class distinctions.
- O, sınıf ayrımlarının ortadan kaldırılmasını savundu.
- Tom's class went on a field trip last Monday.
- Tom'un sınıfı geçen pazartesi bir arazi gezisine çıktı.
- Tom used to sit on my right in science class.
- Tom fen sınıfımda sağ tarafımda otururdu.
- Everyone in the class has to learn the poem by heart.
- Sınıftaki herkes şiiri ezbere öğrenmek zorunda.
- We speak French in class.
- Sınıfta Fransızca konuşuyoruz.
- I was in the top of my class.
- Ben sınıf birincisiydim.
- We are glad to have you in our class.
- Bizim sınıfta olduğun için memnunuz.
- How many windows are there in this class?
- Bu sınıfta kaç tane pencere var?
- I fell asleep in class.
- Sınıfta uyuyakalmışım.
- Tom was late for class, as is often the case.
- Çoğunlukla olduğu gibi, Tom sınıfa geç kalmıştı.
- He is the tallest in his class.
- Sınıfının en uzun boylusu.
- He is at the head of the class.
- O sınıf başkanı.
- There are 40 students in my class.
- Sınıfımda kırk öğrenci var.
- I have to get to class.
- Sınıfa gitmem gerekiyor.
- Are there any cute boys in your class?
- Sizin sınıfta sevimli erkek çocuklar var mı?
- All the students in my class are friendly.
- Sınıfımdaki bütün öğrenciler arkadaş canlısı.
- Where's the rest of our class?
- Sınıfımızın geri kalanı nerede?
- Which class is your little sister in then?
- Öyleyse küçük kızkardeşin hangi sınıfta?
- Tom can swim faster than anyone else in his swimming class.
- Tom yüzme sınıfındaki herkesten daha hızlı yüzebilir.
- Tom is the cutest boy in our class.
- Tom sınıfımızdaki en şirin çocuk.
- The same applies to my class.
- Aynı şey benim sınıfım için de geçerli.
- Tom was daydreaming in class.
- Tom sınıfta hayal kuruyordu.
- Our class consists of 40 boys.
- Sınıfımız 40 erkekten oluşuyor.
- He works as hard as any boy in the class.
- Sınıftaki her çocuk kadar sıkı çalışıyor.
- She was the valedictorian of her class.
- Sınıf birincisi oldu.
- Tom gets the best grades in our class.
- Tom sınıfımızda en iyi notları alır.
- He is the brightest in the class.
- Sınıfın en zekisidir.
- Tom is in your class, isn't he?
- Tom sizin sınıfınızda, değil mi?
- Mary was one of the most confident and successful girls in her class.
- Mary sınıfındaki en özgüvenli ve başarılı kızlardan biriydi.
- Is there a Percy in your class?
- Sizin sınıfta Percy adında biri var mı?
- Tom asked Mary who she thought was the best-looking guy in her class.
- Tom, Mary'ye sınıfındaki en yakışıklı erkeğin kim olduğunu düşündüğünü sordu.
- Who do you think is the most beautiful girl in your class?
- Sence sınıfındaki en güzel kız kim?
- That class had a substitute teacher for the first week of school.
- O sınıfta okulun ilk haftası yedek öğretmen vardı.
- He is so intelligent that he stands out in class.
- Çok zeki ve sınıfta dikkat çeken biri.
- The students stormed out of the class as soon as the bell rang.
- Öğrenciler zil çalar çalmaz hiddetle sınıftan ayrıldılar.
- The whole class took the test.
- Bütün sınıf sınava girdi.
- All the girls in my class are kind.
- Sınıfımdaki bütün kızlar nazik.
- I'm in Tom's class.
- Tom'un sınıfındayım.
- Tom is so intelligent that he stands out in class.
- Tom, o kadar zeki ki sınıfta kendini gösteriyor.
- The teacher kicked me out of class.
- Öğretmen beni sınıftan kovdu.
- He's always clowning in class.
- Sınıfta hep palyaçoluk yapıyor.
- Claude, an autotropic boy in my class whose skin is green due to chlorophyll, dreams of foresting the moon.
- Sınıfımda ototropik bir çocuk olan ve klorofil sayesinde cildi yeşil olan Claude, ayı ormanlaştırmayı hayal ediyor.
- He will take charge of the class.
- Sınıfın sorumluluğunu alacak.
- The class meets once a week.
- Sınıf haftada bir kez toplanıyor.
- He has always been at the head of the class.
- Her zaman sınıfın birincisi olmuştur.
- No boy in the class is taller than Bill.
- Sınıfta hiçbir çocuk Bill'den daha uzun değildir.
- Tom is always at the top of his class.
- Tom her zaman sınıfının birincisi.
- No other girl in my class is prettier than Linda.
- Sınıfımdaki hiçbir kız Linda'dan daha güzel değil.
- A good student like Tom brings honor to our class.
- Tom gibi iyi bir öğrenci, sınıfımızı onurlandırır.
- Mary is in love with a handsome boy from her class named Tom.
- Mary sınıfından Tom adında yakışıklı bir çocuğa aşık.
- How many kids named Tom are in your class?
- Sınıfınızda Tom adında kaç çocuk var?
- Sleeping in class is not allowed.
- Sınıfta uyumak yasak.
- Tom and Mary are both in your class, aren't they?
- Tom ve Mary'nin ikisi de senin sınıfında, değil mi?
- All the girls in my class are kind.
- Sınıfımdaki tüm kızlar naziktir.
- I wasn't paying attention in class.
- Sınıfta dikkatimi vermiyordum.
- Almost everyone in the class voted in favor of having a thank-you party for the teachers.
- Neredeyse sınıfta herkes öğretmenler için bir teşekkür partisi verme lehinde oy kullandı.
- All the girls in Tom's class are in love with him.
- Tom'un sınıfındaki tüm kızlar ona aşık.
- The teacher checks the class roster.
- Öğretmen sınıf listesini kontrol ediyor.
- Tom is the most diligent student in class.
- Tom, sınıfta en çalışkan öğrencidir.
- Please bring your intermediate examination certificate with you to the first day of class.
- Lütfen ara sınav belgesini sınıfın ilk gününe kadar yanınızda getirin.
- Everyone in the class likes Tom.
- Sınıftaki herkes Tom'u seviyor.
- I'm the tallest in our class.
- Sınıfımızda en uzun benim.
- Which class are you in?
- Sen hangi sınıftasın?
- The homework was so complex that no one in class finished it.
- Ödev o kadar karmaşıktı ki sınıftaki hiç kimse bitiremedi.
- Kate is the smartest student in our class.
- Kate sınıfımızdaki en zeki öğrenci.
- Tom gave each student in his class a pencil.
- Tom sınıfındaki her öğrenciye bir kalem verdi.
- Mike is the brightest student in class.
- Mike sınıftaki en zeki öğrenci.
- He's the tallest in the class.
- Sınıfın en uzun boylusu.
- The boy adapted quickly to the new class.
- Oğlan yeni sınıfa çabuk uyum sağladı.
- He is by all odds the most diligent in his class.
- Sınıfının en çalışkanıdır.
- I could not make myself heard in the noisy class.
- Gürültülü sınıfta sesimi duyuramadım.
- Tom is always at the top of his class.
- Tom her zaman sınıfının en iyisidir.
- Tom is by far the best student in my class.
- Tom bugüne kadar sınıfımda en iyi öğrenci.
- I'm never late for class.
- Asla sınıfa geç kalmam.
- Tom is the smartest kid in our class.
- Tom, sınıfımızdaki en zeki çocuk.
- He remained at the top of the class at school.
- Okulda sınıf birincisi olarak kaldı.
- Tom is the tallest in our class.
- Tom sınıfımızın en uzun boylusu.
- Our class will go on a picnic next week.
- Sınıfımız gelecek hafta pikniğe gidecek.
- Tom is the fastest runner in our class.
- Tom sınıfımızdaki en hızlı koşucu.
- Some of the girls in our class don't have boyfriends.
- Sınıfımızdaki bazı kızların erkek arkadaşı yok.
- Tom has lost control of the class.
- Tom sınıfın kontrolünü kaybetti.
- Tom is below the general level of the class.
- Tom sınıfın genel seviyesinin altında.
- Tom was the first one in our class to get married.
- Tom sınıfımızda evlenen ilk kişiydi.
- Do you really think that Tom is the best French speaker in your class?
- Gerçekten Tom'un sınıfınızdaki en iyi Fransızca konuşan kişi olduğunu mu düşünüyorsunuz?
- The whole class is present today.
- Bütün sınıf bugün burada.
- All my class are hardworking.
- Bütün sınıfım çalışkan.
- That is why all the students in the class agreed with him.
- O yüzden sınıftaki tüm öğrenciler onunla aynı fikirdeydi.
- The teacher dismissed his class when the bell rang.
- Zil çaldığında, öğretmen sınıfını paydos etti.
- Why aren't you in class?
- Neden sınıfta değilsin?
- The class divided on this question.
- Sınıf bu soruda ikiye ayrıldı.
- Tom wasn't in class yesterday.
- Tom dün sınıfta değildi.
- The teacher confiscated Tom's phone when she caught him texting in class.
- Öğretmen onu sınıfta mesaj yazarken yakaladığında Tom'un telefonuna el koydu.
- All my class are hardworking.
- Bütün sınıfım çalışkandır.
- I am attracted to a certain boy in my class.
- Sınıfımdaki bir çocuktan etkileniyorum.
- Tom is first in his class.
- Tom, sınıfında birincidir.
- Tom is taller than any other boy in his class.
- Tom sınıftaki diğer çocuklardan daha uzun.
- Tom is the tallest boy in the class.
- Tom sınıfta en uzun çocuk.
- Tom gave each student in his class a pencil.
- Tom sınıftaki her öğrenciye bir kalem verdi.
- I can't believe that you were the smartest kid in your class.
- Sınıfındaki en zeki çocuk olduğuna inanamıyorum.
- Everybody in my class prefers skiing to skating.
- Sınıfımdaki herkes kayak yapmayı paten yapmaya tercih ediyor.
- Don't chew gum in class.
- Sınıfta sakız çiğnemeyin.
- There are 40 students in my class.
- Sınıfımda 40 öğrenci var.
- He speaks English better than any of the other students in his class.
- Sınıfındaki diğer öğrencilerden daha iyi İngilizce konuşuyor.
- I'm the oldest of the students in my class.
- Sınıfımdaki öğrencilerin en yaşlısı benim.
- Tom is by far the tallest boy in our class.
- Tom sınıfımızda açık ara en uzun boylu çocuktur.
- Next to him, I'm the fastest runner in our class.
- Onun yanısıra sınıfımızın en hızlı koşucusu benim.
- Everyone in Tom's class caught the flu.
- Tom'un sınıfında herkes gribe yakalandı.
- Do we need to bring our dictionaries to class tomorrow?
- Yarın sözlüklerimizi sınıfa getirmemiz gerekiyor mu?
- Tom can run faster than anybody else in his class.
- Tom, sınıfındaki herkesten daha hızlı koşabilir.
- He was at the bottom of the class.
- Sınıfın en arka sırasındaydı.
- He is in charge of our class.
- Sınıfımızın sorumlusu o.
- Tom is the tallest boy in his class.
- Tom sınıfındaki en uzun boylu çocuk.
- You shouldn't be sleeping in class.
- Sınıfta uyumamalısın.
- This class consists of 15 boys and 28 girls.
- Bu sınıf 15 erkek ve 28 kızdan oluşuyor.
- Sami was at the top of his class.
- Sami sınıfının en iyisiydi.
- He studies harder than any other student does in his class.
- Sınıfındaki diğer tüm öğrencilerden daha çok çalışır.
- He worked hard to catch up with the rest of the class.
- O sınıfın geri kalanına yetişmek için çok çalıştı.
- We speak English in class.
- Biz sınıfta İngilizce konuşuyoruz.
- I can perfectly handle a class of sixty students.
- Altmış kişilik bir sınıfı mükemmel bir şekilde idare edebilirim.
- This class is composed of 35 pupils.
- Bu sınıf 35 tane öğrenciden oluşur.
- Tom Jackson spoke to our class today at school.
- Tom Jackson bugün okuldaki sınıfımıza konuştu.
- Next to him, I'm the fastest runner in our class.
- Onun yanında, sınıfımızdaki en hızlı koşucu benim.
- Tom usually gets to school earlier than any other student in his class.
- Tom okula sınıfındaki diğer öğrencilerden daha erken gelir genellikle.
- Tom is the most popular boy in the class.
- Tom sınıftaki en popüler çocuk.
- He can run the fastest in his class.
- Sınıfta en hızlı koşan o.
- The number of boys in our class is thirty.
- Sınıfımızdaki erkeklerin sayısı otuz.
- He is as smart as any other boy in the class.
- O da sınıftaki diğer çocuklar kadar zekidir.
- Nancy is the tallest girl in her class.
- Nancy, sınıfındaki en uzun kız.
- The teacher dismissed his class when the bell rang.
- Zil çaldığında öğretmen sınıfı gönderdi.
- She applied what she had learned in class to the experiment.
- O, sınıfta öğrendiğini deneyde uyguladı.
- The teacher was really upset and threw Johnny out of class.
- Öğretmen çok sinirlendi ve Johnny'yi sınıftan attı.
- Are there any cute girls in your class?
- Sınıfınızda hiç güzel kız var mı?
- I love my new class.
- Yeni sınıfımı seviyorum.
- Everyone in Tom's class caught the flu.
- Tom'un sınıfındaki herkes gribe yakalandı.
- Mary graduated at the top of her class.
- Mary sınıfını birincilikle bitirdi.
- Next to him, I'm the fastest runner in our class.
- Onun yanında, ben bizim sınıfta en hızlı koşucuyum.
- The whole class is present today.
- Bugün bütün sınıf burada.
- All the boys in Mary's class think she's cute.
- Mary sınıfındaki tüm oğlanlar onun sevimli olduğunu düşünüyorlar.
- There are forty-seven students in our class.
- Sınıfımızda kırk yedi öğrenci var.
- He is the most diligent student in class.
- Sınıftaki en gayretli öğrenci o.
- I can't stand going to class reunions.
- Sınıf toplantılarına gitmeye dayanamıyorum.
- The teacher asked me to read my paper in front of the class.
- Öğretmen benden ödevimi sınıfın önünde okumamı istedi.
- When I came to class late the teacher didn't let me in.
- Sınıfa geç geldiğimde öğretmen beni içeri almadı.
- The transfer student in the other class is a super good looking guy.
- Diğer sınıftaki transfer öğrenci çok yakışıklı.
- There are three boys with the name Tom in our class.
- Sınıfımızda Tom adında üç erkek çocuk var.
- Tom thinks Mary is the prettiest girl in his class.
- Tom, Mary'nin sınıfındaki en güzel kız olduğunu düşünüyor.
- Which class is your little sister in then?
- Küçük kardeşin hangi sınıfta o zaman?
- Tom was the class clown.
- Tom sınıfın palyaçosuydu.
- Tom is by far the smartest kid in our class.
- Tom bugüne kadar sınıfımızda en zeki çocuk.
- I think you ought to pay more attention in class.
- Bence sınıfta daha dikkatli olmalısın.
- He speaks English better than any of the other students in his class.
- Sınıfındaki diğer tüm öğrencilerden daha iyi İngilizce konuşuyor.
- Tom is the best student in our class.
- Tom sınıfımızdaki en iyi öğrencidir.
- There are about forty students in her class.
- Sınıfında kırk civarında öğrenci var.
- Tom is the best-looking guy in the class.
- Tom sınıftaki en yakışıklı çocuk.
- Our teacher is always on time for class.
- Öğretmenimiz sınıfa her zaman zamanında gelir.
- He is a diligent boy in his class.
- Sınıfında çalışkan bir çocuktur.
- Tom is the dumbest kid in the class.
- Tom sınıftaki en aptal çocuk.
- Tom likes everybody in his class.
- Tom sınıftaki herkesi seviyor.
- Some of the girls in our class don't have boyfriends.
- Sınıfımızdaki kızların bazılarının erkek arkadaşları yok.
- My opinion differs from most of the other students in my class.
- Benim görüşüm sınıftaki diğer öğrencilerin çoğundan farklı.
- The teacher was worried by Tom's frequent absence from class.
- Öğretmen Tom'un sık sık sınıfta bulunmamasından endişeliydi.
- He is the eldest in his class.
- Sınıfın en büyüğü o.
- Are you saying there's still a chance Tom will graduate with the rest of his class?
- Tom'un hala sınıfın geri kalanıyla birlikte mezun olabilme şansının olduğunu mu söylüyorsun?
- He's in my class.
- O benim sınıfımda.
- Who in your class is the best singer?
- Sınıfınızdaki en iyi şarkıcı kim?
- Tom is smarter than any other student in our class.
- Tom sınıfımızdaki diğer tüm öğrencilerden daha akıllı.
- Tom isn't the only boy in the class that Mary likes.
- Sınıfta Mary'nin sevdiği tek çocuk Tom değil.
- He may be the slowest one in our class.
- Sınıfımızdaki en yavaş kişi o olabilir.
- He is as tall as any boy in our class.
- Boyu sınıfımızdaki diğer çocuklar gibi.
- I was alone in the class.
- Sınıfta yalnızdım.
- No boy in the class is taller than Tom.
- Sınıftaki hiçbir çocuk Tom'dan uzun değil.
- Tom is the only student in our class that can speak French.
- Tom sınıfımızda Fransızca konuşabilen tek öğrencidir.
- Our class has increased in size.
- Sınıfımız daha da büyüdü.
- The teacher of that class was a Muslim convert.
- O sınıfın öğretmeni Müslüman olmuş biriydi.
- Tom can run faster than anybody else in his class.
- Tom sınıfındaki herkesten daha hızlı koşabiliyor.
- Tony can run the fastest in our class.
- Tony sınıfımızın en hızlı koşanı.
- He is the brightest in the class.
- Sınıfında en zeki öğrencidir.
- Tom is the tallest person in his class.
- Tom sınıftaki en uzun kişi.
- Taro is taller than any other boy in his class.
- Taro sınıfındaki diğer çocuklardan daha uzundur.
- She has good control over her class.
- Sınıfta disiplini iyi sağlıyor.
- Tom has to study hard and catch up with the other students in his class.
- Tom çok çalışmak ve sınıfındaki diğer öğrencilere yetişmek zorunda.
- Our class has 41 students.
- Sınıfımızda 41 öğrenci var.
- Tom wasn't at school the day we had our class picture taken.
- Sınıf fotoğrafı çektirdiğimiz gün Tom okulda değildi.
- He will take charge of the class.
- Sınıfın sorumluluğunu üstlenecek.
- You scored the highest in the class.
- Sınıftaki en yüksek puanı almışsın.
- Mr Brown is in charge of our class.
- Bay Brown, bizim sınıfın sorumlusu.
- Tom is by far the tallest boy in our class.
- Tom sınıfımızdaki açık ara en uzun çocuk.
- I must hurry to class.
- Hemen sınıfa gitmeliyim.
- It is way more effective to study foreign languages in a class than to do so by yourself.
- Bir sınıfta yabancı dil çalışmak, kendi başına çalışmaktan çok daha etkilidir.
- All the girls in Tom's class are beautiful.
- Tom'un sınıfındaki bütün kızlar güzel.
- Everyone in the class is calm.
- Sınıftaki herkes sakin.
- Everyone in the class is here today.
- Sınıftaki herkes bugün burada.
- Tom is the only one in our class who really wants to study French.
- Tom sınıfımızda Fransızca çalışmak isteyen tek kişi.
- I am encouraged by his progress in class.
- Sınıftaki ilerleyişi beni cesaretlendiriyor.
- She's the most popular girl in the class.
- O, sınıftaki en popüler kızdır.
- No one in Tom's class likes him.
- Tom'un sınıfında hiç kimse onu sevmiyor.
- Tom is the best singer in my class.
- Tom sınıfımdaki en iyi şarkıcıdır.
- Tom is the only student in our class who can speak French.
- Tom sınıfımızda Fransızca konuşabilen tek öğrenci.
- Taro plays the guitar better than any other boy in his class.
- Taro sınıfındaki başka bir çocuktan daha iyi gitar çalar.
- He is at the head of the class.
- O sınıfın birincisi.
- He's the tallest in our class.
- Sınıfımızın en uzun boylusu.
- There are no girls in our class.
- Bizim sınıfımızda hiç kız yok.
- Tom was the first one in our class to find a job.
- Sınıfımızda iş bulan ilk kişi Tom'du.
- They were in Joe's class last year.
- Geçen sene Joe'nun sınıfındaydılar.
- Tom is the only boy in the class that Mary likes.
- Mary'nin sınıfta hoşlandığı tek çocuk Tom.
- He will soon get used to the class.
- O, yakında sınıfa alışacak.
- Tom is by far the smartest kid in our class.
- Tom sınıfımızdaki açık ara en zeki çocuk.
- Nearly the entire class raised their hands.
- Neredeyse tüm sınıf ellerini kaldırdı.
- Mary is the prettiest girl in her class.
- Mary, sınıfındaki en güzel kızdır.
- There are no girls in our class.
- Sınıfımızda hiç kız yok.
- Our class consists of 40 boys.
- Bizim sınıfımız 40 oğlandan oluşur.
- He stands high in his class.
- Sınıfında en üst sıralarda.
- Tom dozed off in class.
- Tom sınıfta uyuyakaldı.
- He can run the fastest in the class.
- Sınıfta en hızlı o koşabiliyor.
- All the girls in Tom's class like him.
- Tom'un sınıfındaki bütün kızlar onu seviyor.
- I was the worst student in the class.
- Ben sınıfın en kötü öğrencisiydim.
- Bob is the only one in the class who knows Spanish.
- Sınıfta İspanyolca bilen tek kişi Bob.
- I won the student council class elections.
- Sınıf öğrenci konseyi seçimlerini kazandım.
- She has to study hard and catch up with everybody in her class.
- Çok çalışmak ve sınıftaki herkese yetişmek zorunda.
- Nancy is the tallest girl in her class.
- Nancy, sınıfında en uzun boylu kız.
- He may be the slowest one in our class.
- O sınıfımızdaki en yavaş kişi olabilir.
- He finds it difficult to keep up with the rest of the class.
- Sınıfın geri kalanına ayak uydurmakta zorlanıyor.
- Form is temporary, class is permanent.
- Biçim geçicidir, sınıf kalıcıdır.
- Chris recognized the boy from his math class and became very jealous.
- Chris matematik sınıfındaki çocuğu tanıdı ve çok kıskandı.
- Does anybody in your class speak French?
- Sınıfınızda Fransızca bilen var mı?
- I was one of the best students in the class.
- Sınıfın en iyi öğrencilerinden biriydim.
- I couldn't get my idea across to the class.
- Fikrimi sınıfa anlatamadım.
- Jack is the most intelligent boy in the class.
- Jack sınıftaki en zeki çocuktur.
- There are 40 pupils in this class.
- Bu sınıfta 40 öğrenci var.
- Tom sat next to Mary in class.
- Tom sınıfta Mary'nin yanında oturdu.
- I wish there were some cute guys in my class.
- Keşke benim sınıfımda da yakışıklı çocuklar olsaydı.
- Tom seldom asks questions in class.
- Tom nadiren sınıfta soru sorar.
- No girl in my class is prettier than Linda.
- Sınıfımdaki hiçbir kız Linda'dan daha güzel değildir.
- He is as smart as any other boy in the class.
- Sınıftaki diğer çocuklar kadar zekidir.
- Tom doesn't pay attention in class.
- Tom sınıfta dikkatini vermiyor.
- Half of his class can write with both hands; they're ambidextrous.
- Sınıfın yarısı iki eliyle de yazabiliyor; iki ellerini de kullanabiliyorlar.
- He is as intelligent as any student in the class.
- Sınıftaki herhangi bir öğrenci kadar zekidir.
- I wasn't at school the day we had our class picture taken.
- Sınıf fotoğrafımızın çekildiği gün okulda değildim.
- The whole class took the test.
- Bütün sınıf, testi yaptı.
- How many students are there in your class?
- Sınıfınızda kaç öğrenci var?
- Tom couldn't keep up with the rest of the class.
- Tom sınıfın geri kalanına ayak uyduramadı.
- He asked a question in class.
- O sınıfta bir soru sordu.
- I'm the oldest of the students in my class.
- Sınıfımdaki öğrencilerin en büyüğüyüm.
- They elected me to the student class council.
- Onlar beni öğrenci sınıf konseyine seçti.
- Tony can run the fastest in our class.
- Sınıfımızda en hızlı Tom koşabiliyor.
- Tom is the youngest one in our class.
- Tom sınıfımızdaki en genç kişi.
- I couldn't swim as well as the other kids in my class.
- Sınıfımdaki diğer çocuklar kadar iyi yüzemiyordum.
- Tom dozed off in class.
- Tom sınıfta uyukladı.
- He's the best in his class in English.
- İngilizce'de sınıfının en iyisi.
- Tom likes everybody in his class.
- Tom sınıfındaki herkesi sever.
- He makes a point of attending class meetings.
- O sınıf toplantılarına katılmayı ihmal etmez.
- Our son was unable to keep up with the class.
- Oğlumuz sınıfa ayak uyduramıyordu.
- Tom made a motion that the class should have a party.
- Tom sınıfın bir parti vermesi için bir öneride bulundu.
- Tom was the first one in our class to get married.
- Tom bizim sınıfta ilk evlenen kişiydi.
- I have fewer students in my class this year than last year.
- Bu sene sınıfımda geçen senekine göre daha az öğrenci var.
- Tom is taller than any other boy in his class.
- Tom sınıftaki diğer tüm çocuklardan daha uzun.
- I want the class to be silent.
- Sınıfın sessiz olmasını istiyorum.
- Tom's class went on a field trip last Monday.
- Tom'un sınıfı geçen pazartesi geziye gitti.
- Tom is the only student in our class that can speak French.
- Tom sınıfımızda Fransızca konuşabilen tek öğrenci.
- He gets along with everyone in his class.
- O, sınıfındaki herkesle anlaşıyor.
- Tom did his best to catch up with the rest of the class.
- Tom sınıfın geri kalanına yetişmek için elinden geleni yaptı.
- He's as smart as anyone else in the class.
- Sınıftaki herkes kadar zeki.
- I fell asleep in class yesterday.
- Dün sınıfta uyuyakaldım.
- This is a great class.
- Bu harika bir sınıftır.
- I can't go to class right now.
- Şimdi sınıfa gidemem.
- Tom is smarter than any other student in our class.
- Tom sınıfımızdaki diğer öğrencilerden daha zeki.
- Tom is the brightest student in the class.
- Tom sınıftaki en zeki öğrenci.
- This class consists of thirty-five students.
- Bu sınıf otuz beş öğrenciden oluşuyor.
- Tom is as tall as any student in his class is.
- Tom, sınıfındaki herhangi bir öğrencinin olduğu kadar uzundur.
- This is a great class.
- Bu büyük bir sınıftır.
- Who is responsible for this class?
- Bu sınıftan kim sorumludur?
- Our teacher got mad at Tom because he was acting up in class.
- Sınıfta yaramazlık yaptığı için öğretmenimiz Tom'a kızdı.
- Tom was the only boy in the class that Mary liked.
- Mary'nin sınıfta hoşlandığı tek çocuk Tom'du.
- Mary is the only girl in her class.
- Mary sınıfındaki tek kız.
- Everyone in our class passed the exam.
- Sınıfımızdaki herkes sınavı geçti.
- A new teacher's going to take charge of this class.
- Yeni bir öğretmen bu sınıfın sorumluluğunu üslenecek.
- Mike is the brightest student in class.
- Mike, sınıftaki en parlak öğrenci.
- He can swim faster than any other boy in his class.
- Sınıftaki diğer tüm çocuklardan daha hızlı yüzebiliyor.
- Can I be excused from class?
- Ben sınıftan muaf olabilir miyim?
- I don't sit next to Tom in science class anymore.
- Artık fen sınıfında Tom'un yanında oturmuyorum.
- The teacher fell asleep in class and started snoring loudly.
- Öğretmen sınıfta uyuyakaldı ve yüksek sesle horlamaya başladı.
- I'm the only one in our class who doesn't want to study French.
- Sınıfımızda Fransızca öğrenmek istemeyen tek kişi benim.
- There are 40 pupils in this class.
- Bu sınıfta kırk öğrenci var.
- Tom couldn't keep up with the class.
- Tom sınıfa ayak uyduramadı.
- Everyone in her class likes her.
- Sınıfındaki herkes ondan hoşlanır.
- Tom needs to pay more attention in class.
- Tom'un sınıfta daha fazla dikkat etmesi gerekiyor.
- Tom is by far the best French speaker in our class.
- Tom sınıfımızdaki açık ara en iyi Fransızca konuşan kişi.
- He is as intelligent as any student in the class.
- O, sınıftaki herhangi bir öğrenci kadar zekidir.
- I'm the tallest in our class.
- Sınıfımızın en uzun boylusu benim.
- Tom forgot to bring his textbook to class.
- Tom ders kitabını sınıfa getirmeyi unuttu.
- Tom has trouble getting along with other students in his class.
- Tom'un sınıftaki diğer öğrencilerle geçinme sorunu var.
- All the girls in Tom's class are in love with him.
- Tom'un sınıfındaki bütün kızlar ona aşık.
- My opinions differ from those of most of the students in the class.
- Benim fikirlerim sınıftaki çoğu öğrenciden farklı.
- Is Tom in your class?
- Tom sizin sınıfta mı?
- She is the happiest in her class.
- Sınıfının en mutlusu odur.
- The class accepted the new teacher.
- Sınıf, yeni öğretmeni kabul etti.
- Tom graduated at the top of his class.
- Tom sınıfını birincilikle bitirdi.
- Kate is smarter than any other student in our class is.
- Kate sınıfımızdaki diğer tüm öğrencilerden daha zeki.
- The teacher read a passage from the Bible to the class.
- Öğretmen sınıfa İncil'den bir pasaj okudu.
- When I was working for a public school, I had ten-fifteen students in a class.
- Bir devlet okulunda çalışırken, bir sınıfta on-on beş öğrencim vardı.
- This boy surpasses the rest of the class.
- Bu çocuk sınıfın geri kalanını geçiyor.
- He will soon get used to the class.
- Yakında sınıfa alışacak.
- Everyone in our class passed the test.
- Sınıfımızdaki herkes sınavı geçti.
- Half the class say that they drink coffee.
- Sınıfın yarısı kahve içtiğini söylüyor.
- We fixed the date for our class reunion.
- Sınıf toplantımızın tarihini belirledik.
- The visitor asked the class a question.
- Ziyaretçi sınıfa bir soru sordu.
- I just want to go back to class.
- Sınıfa geri dönmek istiyorum.
- Tom is a little older than the rest of the students in his class.
- Tom sınıfındaki diğer öğrencilerden biraz daha yaşlı.
- Fatima is the eldest student in our class.
- Fatima sınıfımızın en yaşlı öğrencisi.
- She studies as hard as any student in her class.
- Sınıfındaki diğer öğrenciler kadar sıkı çalışıyor.
- Our class has forty-five students.
- Sınıfımızda kırk beş öğrenci var.
- I'm older than any other student in my class.
- Sınıfımdaki diğer öğrencilerden daha büyüğüm.
- You're the tallest boy in our class, aren't you?
- Sınıfımızdaki en uzun boylu çocuksun, değil mi?
- Does Tom sometimes fall asleep in class?
- Tom bazen sınıfta uyuyakalıyor mu?
- He can run the fastest in the class.
- Sınıfta en hızlı koşan o.
- All the pupils in the class like Miss Smith.
- Sınıftaki tüm öğrenciler Bayan Smith'i severler.
- Are there any cute boys in your class?
- Sınıfınızda hiç sevimli erkek var mı?
- Our class will go on a picnic next week.
- Sınıfımız gelecek hafta bir pikniğe gidecek.
- He is first in his class.
- Sınıfında bir numara.
- The class meets once a week.
- Sınıf haftada bir kez toplanır.
- I don't want to go to class.
- Sınıfa gitmek istemiyorum.
- She was absent from class.
- O, sınıfta yoktu.
- You'd better get back to class.
- Sınıfa dönsen iyi olur.
- I will not tolerate fighting in my class.
- Sınıfımda kavgaya müsamaha göstermeyeceğim.
- I'm at the top of my class.
- Sınıfımın en iyisiyim.
- She only speaks Finnish in class.
- Sadece sınıfta Fince konuşuyor.
- The boy adapted quickly to the new class.
- Çocuk yeni sınıfa çabuk uyum sağladı.
- He is as smart as any in his class.
- Sınıfındaki herkes kadar zekidir.
- She has to study hard and catch up with everybody in her class.
- Sıkı çalışıp sınıfındaki herkesi yakalamak zorunda.
- Tom couldn't keep up with his class.
- Tom sınıfına ayak uyduramadı.
- Tom seldom asks questions in class.
- Tom sınıfta nadiren soru sorar.
- The teacher kicked me out of class.
- Öğretmen beni sınıftan attı.
- He fell asleep in class and started snoring.
- Sınıfta uyuyakaldı ve horlamaya başladı.
- Our class is a small one.
- Bizim sınıfımız küçük bir sınıf.
- Tom is the only boy in the class that Mary likes.
- Tom, sınıfta Mary'nin sevdiği tek çocuktur.
- Our class went on an excursion to Hakone.
- Sınıfımız Hakone'ye bir geziye çıktı.
- He was as mischievous as any boy in the class.
- Sınıftaki herhangi bir çocuk kadar yaramazdı.
- I was surprised to find three Jacksons in my class.
- Sınıfımda üç tane Jackson görünce şaşırdım.
- You'd better go back to class.
- Sınıfa geri gitsen iyi olur.
- He was as mischievous as any boy in the class.
- O sınıfındaki herhangi bir erkek çocuğu kadar yaramazdı.
- Tom fell asleep in class.
- Tom sınıfta uyuyakaldı.
- The class went wild.
- Sınıf çıldırdı.
- Who do you think is the best student in your class?
- Sınıfınızın en iyi öğrencisi kimdir sence?
- Mery is the laziest person in his class.
- Mery sınıfındaki en tembel kişi.
- There are only three girls in the class.
- Sınıfta sadece üç kız var.
- A new teacher's going to take charge of this class.
- Bu sınıfın sorumluluğunu yeni bir öğretmen alacak.
- His poor reading ability impedes his progress in the class.
- Zayıf okuma yeteneği sınıfta ilerlemesini engelliyor.
- I'll see you in class.
- Sınıfta görüşürüz.
- He is the most diligent student in his class.
- Sınıfının en çalışkan öğrencisi o.
- Tom is the best singer in our class.
- Tom sınıfımızdaki en iyi şarkıcı.
- Are you saying there's still a chance Tom will graduate with the rest of his class?
- Tom'un hala sınıfın geri kalanıyla birlikte mezun olma şansı olduğunu mu söylüyorsun?
- Tom never seems to pay much attention in class.
- Tom hiçbir zaman sınıfta pek dikkatini veriyor gibi görünmüyor.
- Who do you think is the smartest kid in your class?
- Sence sınıfındaki en zeki çocuk kim?
- He is more hardworking than any other student in his class.
- Sınıftaki diğer tüm öğrencilerden daha çalışkandır.
- Is Tom in your class?
- Tom senin sınıfında mı?
- Tom was the only guy in the class.
- Tom sınıftaki tek erkekti.
- They were in Joe's class last year.
- Geçen yıl onlar Joe'nun sınıfındaydı.
- You're the worst student in the class.
- Sen sınıftaki en kötü öğrencisin.
- The class consists of 50 boys.
- Sınıf, 50 erkek çocuktan oluşuyor.
- She is the pride of her class.
- Sınıfının gururu.
- I've signed up for a French class.
- Bir Fransızca sınıfına kayıt oldum.
- Bob is the only one in the class who knows Spanish.
- Bob sınıfta İspanyolca bilen tek kişi.
- A good student like him brings honor to our class.
- Onun gibi iyi bir öğrenci sınıfımıza onur verir.
- He is by all odds the most diligent in his class.
- O hiç şüphesiz sınıfında en çalışkandır.
- There are 35 students in this class.
- Bu sınıfta 35 öğrenci var.
- I have fewer students in my class this year than last year.
- Bu yıl sınıfımda geçen yıla göre daha az öğrenci var.
- That class has 15 boys and 28 girls.
- Bu sınıfta 15 erkek ve 28 kız var.
- He's the tallest in our class.
- O, sınıfımızda en uzun boyludur.
- Tom wasn't the only boy in the class that Mary liked.
- Mary'nin sınıfta hoşlandığı tek çocuk Tom değildi.
- Tom is taller than any of the other kids in his class.
- Tom sınıftaki diğer çocukların hepsinden daha uzun.
- Fatima is the eldest student in our class.
- Fatima sınıfımızın en büyük öğrencisi.
- We are glad to have you in our class.
- Sınıfımızda olmanızdan çok memnunuz.
- Tom was inattentive in class.
- Tom sınıfta dikkatsizdi.
- Layla was bullied in class.
- Leyla sınıfta zorbalığa uğradı.
- You have to study hard to catch up with your class.
- Sınıfınla aynı düzeye gelmek için çok çalışmalısın.
- Tom made a motion that the class should have a party.
- Tom, sınıfta bir parti olması için teklifte bulundu.
- She is the most beautiful girl in our class.
- Sınıfımızın en güzel kızıdır.
- There were some new students in class today.
- Bugün sınıfta bazı yeni öğrenciler vardı.
- Everyone in the class made fun of Tom's new haircut.
- Sınıftaki herkes Tom'un yeni saç kesimiyle dalga geçti.
- Tom is the only one in our class who hasn't been to Boston.
- Tom sınıfımızda Boston'a gitmeyen tek kişi.
- She's the most popular girl in the class.
- O sınıfın en popüler kızı.
- This class consists of 15 boys and 28 girls.
- Bu sınıf 15 erkekten ve 28 kızdan oluşuyor.
- Tom speaks French better than anyone else in the class.
- Tom, sınıfta herkesten daha iyi Fransızca konuşuyor.
- The average height of the girls in class is over 155 centimeters.
- Sınıftaki kızların boy ortalaması 155 santimetrenin üzerindedir.
- Fatima is the eldest student in our class.
- Fatma, sınıfımızdaki en büyük öğrencidir.
- Every student in the class knows the fact.
- Sınıftaki tüm öğrenciler gerçeği biliyor.
- Mr Brown is in charge of our class.
- Bay Brown, sınıftan sorumlusu.
- Our class consists of fifty boys.
- Sınıfımız 50 erkek çocuktan oluşuyor.
- Was Tom in class today?
- Tom bugün sınıfta mıydı?
- The whole class passed the test.
- Tüm sınıf sınavı geçti.
- This class is made up of thirty-five pupils.
- Bu sınıf otuz beş tane öğrenciden oluşur.
- You can't treat the class as a whole, but must pay attention to each member.
- Sınıfa bir bütün olarak davranamazsınız, her bir üyeye dikkat etmelisiniz.
- Helen is always at the top of her class.
- Helen, her zaman kendi sınıfının zirvesindedir.
- The teacher kicked her out of class.
- Öğretmen onu sınıftan kovdu.
- I've got to get to class.
- Sınıfa gitmeliyim.
- Tom was the first one in our class to find a job.
- Tom sınıfımızda iş bulan ilk kişiydi.
- Tom is the tallest in our class.
- Tom sınıfımızın en uzunudur.
- Tom is the smartest student in our class.
- Tom sınıfımızdaki en zeki öğrenci.
- Tom is slowly catching up with the rest of the class.
- Tom yavaş yavaş sınıfın geri kalanına yetişiyor.
- She is the most beautiful girl in our class.
- Bizim sınıftaki en güzel kız o.
- Tom graduated at the top of his class.
- Tom sınıf birincisi olarak mezun oldu.
- He works as hard as any boy in the class.
- Sınıftaki her çocuk kadar çok çalışıyor.
- He's just as tall as the other boys in his class.
- Sınıfındaki diğer çocuklar kadar uzun.
- Why didn't you attend the class meeting?
- Niçin sınıf toplantısına katılmadın?
- I spoke in class.
- Ben sınıfta konuştum.
- Tom forgot to bring his textbook to class.
- Tom sınıfa ders kitabını getirmeyi unuttu.
- Why I can't register for that class?
- Neden o sınıfa kayıt olamıyorum?
- Tom is the tallest person in his class.
- Tom sınıfında en uzun kişi.
- Most of the students in the class agreed with Tom.
- Sınıftaki öğrencilerin çoğu Tom'la aynı görüşteydiler.
- Who do you think is the best student in your class?
- Sence sınıfındaki en iyi öğrenci kim?
- Kato's class consists of forty boys and girls.
- Kato'nun sınıfı kırk tane oğlan ve kızdan oluşuyor.
- Tom often daydreams in class.
- Tom sınıfta sık sık hayal kurar.
- Our teacher got mad at Tom because he was acting up in class.
- Öğretmenimiz sınıfta yaramazlık yaptığı için Tom'a kızdı.
- Tom always pays attention in class.
- Tom sınıfta her zaman dikkatini verir.
- He is always at the top of the class.
- O her zaman sınıfın zirvesindedir.
- My new class starts today.
- Yeni sınıfım bugün başlıyor.
- Tom doesn't get along well with the other kids in his class.
- Tom sınıftaki diğer çocuklarla iyi anlaşmıyor.
- He comes to school earlier than any other student in the class.
- Okula sınıftaki diğer tüm öğrencilerden daha erken geliyor.
- She is a better singer than any other student in her class.
- Sınıfındaki diğer tüm öğrencilerden daha iyi bir şarkıcı.
- They are in class.
- Onlar sınıfta.
- Tom has been the fastest runner in the class so far.
- Tom şu ana kadar sınıftaki en hızlı koşucu oldu.
- Will Tom be going to French class?
- Tom Fransızca sınıfına gidecek mi?
- We'll be late for class.
- Biz sınıfa geç kalacağız.
- How many boys are there in this class?
- Bu sınıfta kaç erkek çocuk var?
- I'm the tallest one in the class.
- Sınıftaki en uzun kişi benim.
- Tom told everybody in his class to come to his party.
- Tom sınıftaki herkese partisine gelmesini söyledi.
- Everyone in the class likes Tom.
- Sınıftaki herkes Tom'dan hoşlanıyor.
- He is in charge of the class.
- O, sınıftan sorumludur.
- Mary was probably the shiest and least confident girl in her class.
- Mary muhtemelen sınıfındaki en çekingen ve kendine en az güvenen kızdı.
- Who will take charge of their class?
- Sınıflarının sorumluluğunu kim alacak?
- Tom came back to Boston for a class reunion.
- Tom sınıf toplantısı için Boston'a geri döndü.
- The teacher kicked her out of class.
- Öğretmen onu sınıftan attı.
- Tom is the tallest boy in the class.
- Tom sınıftaki en uzun çocuk.
- Tom has kissed almost every girl in our class.
- Tom sınıftaki neredeyse her kızı öptü.
- He is the most diligent student in class.
- Sınıfın en çalışkan öğrencisi o.
- My opinion differs from most of the other students in my class.
- Benim görüşüm sınıfımdaki diğer öğrencilerin çoğundan farklıdır.
- He's friendly with everyone in his class.
- Sınıftaki herkesle arkadaş.
- Tom's class went on a field trip last Monday.
- Tom'un sınıfı geçen pazartesi bir okul gezisine çıktı.
- Generally speaking, the students of this class are very good.
- Genel olarak konuşulursa, bu sınıfın öğrencileri çok iyi.
- There was a Brazilian girl in my class last year.
- Geçen sene sınıfımda Brezilyalı bir kız vardı.
- He represented his class at the meeting.
- Toplantıda kendi sınıfını temsil etti.
- He is relied on by everyone in the class.
- Sınıftaki herkes tarafından ona güvenilir.
- Tom showed up late to class.
- Tom sınıfa geç geldi.
- She was the valedictorian of her class.
- Sınıfının birincisiydi.
- No other boy in our class is more studious than Jack.
- Sınıfımızdaki hiçbir çocuk Jack'ten daha çalışkan değil.
- George is the most diligent boy in our class.
- George, sınıfımızdaki en gayretli çocuk.
- He is at the head of the class.
- O, sınıf lideridir.
- Tom is the only one in our class who hasn't been to Boston.
- Sınıfımızda Boston'a gitmemiş olan tek kişi Tom.
- The class consists of 50 boys.
- Sınıf 50 erkek çocuktan oluşmaktadır.
- Tom is still the best student in your class, isn't he?
- Tom hala sınıfınızdaki en iyi öğrenci, değil mi?
- All the children in this class are very polite.
- Bu sınıftaki bütün çocuklar çok kibar.
- Bill can run the fastest in his class.
- Bill sınıfının en hızlı koşanı.
- Tom was the only boy in the class that Mary liked.
- Tom, Mary'nin sınıfta sevdiği tek çocuktu.
- Tom wasn't at school the day we had our class picture taken.
- Sınıfımızın resminin çekildiği gün, Tom okulda yoktu.
- Tom's the only guy in this class.
- Tom bu sınıftaki tek erkek.
- You never seem to pay much attention in class.
- Sınıfta çok dikkat ediyor gibi görünmüyorsun.
- Miss Sato is in charge of my class.
- Bayan Sato benim sınıfımdan sorumlu.
- Tom often skipped class.
- Tom sık sık sınıf atlardı.
- I wish there were some cute guys in my class.
- Keşke sınıfımda bazı sevimli erkekler olsa.
- This class is made up of thirty-five pupils.
- Bu sınıf otuz beş öğrenciden oluşuyor.
- How do you like your new class?
- Yeni sınıfını nasıl buluyorsun?
- Tom doesn't like anyone in his class.
- Tom sınıfındaki kimseyi sevmiyor.
- There are at least thirty students in our class.
- Sınıfımızda en az otuz öğrenci var.
- Tom is the smartest one in our class.
- Tom sınıfımızdaki en akıllı kişi.
- No one in his class is faster than he is.
- Sınıfında hiç kimse ondan daha hızlı değildir.
- There are about forty students in her class.
- Sınıfında yaklaşık kırk öğrenci var.
- Tom is the only boy in our class.
- Tom sınıfımızdaki tek çocuk.
- Generally speaking, the students of this class are very good.
- Genel olarak konuşursak, bu sınıfın öğrencileri çok iyidir.
- Our class has more than twenty students.
- Sınıfımızın yirmiden fazla öğrencisi var.
- A new teacher stood before the class.
- Sınıfın önünde yeni bir öğretmen duruyordu.
- Tom graduated near the top of his class.
- Tom sınıf birinciliğine yakın bir dereceyle mezun oldu.
- He is by far the best boy in the class.
- Sınıfın açık ara en iyi çocuğu.
- There are three boys with the name Tom in our class.
- Sınıfımızda Tom adında üç çocuk var.
- I wish there were some hot girls in my class.
- Keşke benim sınıfımda da seksi kızlar olsaydı.
- You need to be more attentive in class.
- Sınıfta daha dikkatli olmalısın.
- Why did you absent yourself from class yesterday?
- Dün niçin sınıfta yoktun?
- Tom is the only Canadian in our class.
- Tom sınıfımızdaki tek Kanadalıdır.
- Tom came to class in his pajamas.
- Tom sınıfa pijamalarıyla geldi.
- All the girls in Tom's class like him.
- Tom'un sınıfındaki bütün kızlar ondan hoşlanıyor.
- I couldn't swim as well as the other kids in my class.
- Sınıfımdaki diğer çocuklar kadar iyi yüzemedim.
- Is there a Percy in your class?
- Sınıfınızda Percy diye biri var mı?
- There are thirty students in our class.
- Sınıfımızda 30 öğrenci var.
- Tom was definitely the best-looking guy in our class.
- Tom kesinlikle sınıfımızdaki en yakışıklı çocuktu.
- No one in Tom's class likes him.
- Tom'un sınıfındaki kimse onu sevmez.
- They both got sent to the principal's office for misbehaving in class.
- Sınıfta yaramazlık yaptıkları için ikisi de müdürün odasına gönderildi.
- Tom doesn't get along with anyone in his class.
- Tom sınıfta kimseyle iyi geçinmez.
- She can sing better than anybody else in her class.
- Sınıfındaki herkesten daha iyi şarkı söyleyebiliyor.
- There are thirty students in our class.
- Sınıfımızda otuz öğrenci var.
- I think I'll be the first one in our class to get married.
- Sanırım sınıfımızda evlenen ilk kişi ben olacağım.
- Almost everyone in the class voted in favor of having a thank-you party for the teachers.
- Sınıftaki hemen hemen herkes öğretmenler için bir teşekkür partisi düzenlenmesi yönünde oy kullandı.
- He makes a point of attending class meetings.
- Sınıf toplantılarına katılmaya özen gösterir.
- Tom is the smartest one in our class.
- Tom sınıfımızın en zekisi.
- Tom is taller than any other boy in his class.
- Tom, sınıfındaki çocukların hepsinden daha uzun.
- The whole class was quiet.
- Bütün sınıf sessizdi.
- Tom is the class clown.
- Tom sınıf palyaçosudur.
- Tom is in your class, isn't he?
- Tom senin sınıfında, değil mi?
- She has good control over her class.
- Sınıfı üzerindeki hakimiyeti iyi.
- Everyone in the class climbed the hill.
- Sınıftaki herkes tepeye tırmandı.
- Tom is smarter than any other student in our class.
- Tom sınıfımızdaki diğer tüm öğrencilerden daha zeki.
- I'm going to sign up for a French class next semester.
- Gelecek dönem Fransızca sınıfına kayıt olacağım.
- She was by far the best singer in the class.
- Sınıfın açık ara en iyi şarkıcısıydı.
- He stands high in his class.
- O sınıfında herkesin gözdesidir.
- Regular attendance is required in that class.
- O sınıfta düzenli devam gereklidir.
- Does Tom always pay attention in class?
- Tom sınıfta her zaman dikkatini verir mi?
- Tom is older than any other student in his class.
- Tom sınıfındaki diğer tüm öğrencilerden daha yaşlı.
- There are three Toms in my class.
- Sınıfımda üç Tom var.
- How many boys are in your class?
- Sınıfınızda kaç tane oğlan var?
- You should've paid more attention in class.
- Sınıfta daha dikkatli olmalıydın.
- He studies harder than any other student does in his class.
- O, sınıfında başka bir öğrencinin çalıştığından daha çok çalışır.
- A girl from America is in our class.
- Sınıfımızda Amerikalı bir kız var.
- Tom Jackson spoke to our class today at school.
- Tom Jackson bugün okulda bizim sınıfla konuştu.
- Let's not go to class.
- Sınıfa gitmeyelim.
- Dan graduated second in his class.
- Dan sınıfından ikinci olarak mezun oldu.
- How many boys are there in your class?
- Sınıfınızda kaç tane erkek vardır?
- Katsuko leads her class in English.
- Katsuko sınıfını İngilizce olarak yönetiyor.
- Tom is the best singer in our class.
- Tom sınıfımızdaki en iyi şarkıcıdır.
- Half of my class like dogs.
- Sınıfımın yarısı köpekleri sever.
- Tom is at the top of his class.
- Tom sınıfının en iyisi.
- She is the best in her class.
- Sınıfının en iyisi o.
- Tom is the smartest kid in our class.
- Tom sınıfımızdaki en zeki çocuk.
- It's not a class.
- Sınıf değil.
- Tom is the tallest boy in the class.
- Tom sınıftaki en uzun oğlan.
- Tom wasn't at school the day we had our class picture taken.
- Sınıfımızın resmini çektirdiğimiz gün Tom okulda değildi.
- They'll get out of class in forty minutes.
- Kırk dakika içerisinde sınıftan çıkacaklar.
- I should have paid more attention in class.
- Sınıfta daha fazla dikkat etmeliydim.
- I am older than any other student in my class is.
- Sınıfımdaki diğer tüm öğrencilerden daha yaşlıyım.
- How many boys are in your class?
- Sınıfınızda kaç erkek çocuk var?
- Has Tom ever fallen asleep in class?
- Tom hiç sınıfta uyuyakaldı mı?
- His progress in class is encouraging.
- Sınıftaki ilerlemesi cesaret verici.
- As soon as I entered the class, the students started asking questions.
- Öğrenciler sorular sormaya başladığında sınıfa henüz girmiştim.
- That is why all the students in the class agreed with him.
- Sınıftaki bütün öğrencilerin onunla aynı fikirde olmasının sebebi budur.
- Tom is the tallest boy in our class.
- Tom sınıfımızdaki en uzun çocuk.
- Does anybody in your class speak French?
- Sınıfınızda Fransızca konuşan biri var mı?
- Tom is below the general level of the class.
- Tom sınıfın genel seviyesinin altındadır.
- A new teacher stood before the class.
- Sınıfın karşısına yeni bir öğretmen çıktı.
- Are there any students from Korea in your class?
- Sınıfınızda Kore'den gelen öğrenciler var mı?
- He is the fastest runner in his class.
- Sınıfının en hızlı koşucusu.
- Tom has trouble keeping up with the rest of his class.
- Tom sınıfın geri kalanına ayak uydurmakta zorlanıyor.
- Tom is the worst student in the class.
- Tom sınıftaki en kötü öğrenci.
- Tom used to be the most popular kid in the class.
- Tom sınıftaki en popüler çocuktu.
- No other student in the class is as brilliant as he is.
- Sınıftaki hiçbir öğrenci onun kadar zeki değil.
- Keiko is at the head of her class.
- Keiko sınıfının birincisi.
- Tom is the best chess player in our class.
- Tom sınıfımızdaki en iyi satranç oyuncusu.
- The teacher read a passage from the Bible to the class.
- Öğretmen sınıfa Kutsal Kitap'tan bir bölüm okudu.
- Sally was absent from school for two weeks, so she has to work hard to catch up with her class.
- Sally iki haftadır okulda yok, bu yüzden sınıfa yetişmek için çok sıkı çalışmak zorunda.
- I'm not the one who teaches that class.
- O sınıfa ders veren ben değilim.
- Tom is the only Canadian in our class.
- Tom sınıfımızdaki tek Kanadalı.
- The teacher kicked Tom out of class.
- Öğretmen Tom'u sınıftan attı.
- Tom isn't the only guy in the class.
- Sınıftaki tek adam Tom değil.
- He is taller than any other boy in his class.
- Sınıftaki diğer çocuklardan daha uzun boylu.
- Tom doesn't like anyone in his class.
- Tom sınıfındaki hiç kimseyi sevmez.
- All the students in my class are friendly.
- Sınıfımdaki tüm öğrenciler arkadaş canlısı.
- Tom is so intelligent that he stands out in class.
- Tom o kadar zeki ki sınıfta göze çarpıyor.
- He is in charge of our class.
- O bizim sınıfın sorumlusudur.
- All the girls in Tom's class think he's handsome.
- Tom'un sınıfındaki tüm kızlar onun yakışıklı olduğunu düşünüyor.
- Tom isn't alone in thinking that Mary is the most beautiful girl in his class.
- Tom, Mary'nin sınıfındaki en güzel kız olduğunu düşünmekte yalnız değildir.
- Tom definitely thinks all the girls in the class think he's handsome.
- Tom kesinlikle sınıftaki bütün kızların onun yakışıklı olduğunu düşündüğünü düşünüyor.
- No student in our class is smarter than Kate.
- Sınıfımızdaki hiçbir öğrenci Kate'den daha zeki değil.
- Aren't you going to the class reunion?
- Sınıf toplantısına gitmeyecek misin?
- He is ahead of his class in English.
- İngilizce'de sınıfın en iyisi o.
- Now that you mention it, I don't remember seeing Tom in class today.
- Şimdi sen söyleyince, Tom'u bugün sınıfta gördüğümü hatırlamıyorum.
- You're the worst student in this class.
- Sen bu sınıftaki en kötü öğrencisin.
- Tom doesn't seem to be as attentive in class as the other students.
- Tom sınıfta diğer öğrenciler kadar dikkatli görünmüyor.
- Most of the students in the class agreed with Tom.
- Sınıftaki öğrencilerin çoğu Tom'la aynı fikirdeydi.
- Mike could not keep up with his class.
- Mike, sınıfına ayak uyduramadı.
- Tom thinks Mary is the most beautiful girl in his class.
- Tom, Mary'nin sınıftaki en güzel kız olduğunu düşünüyor.
- How many students are there in your class?
- Sınıfında kaç tane öğrenci var?
- They were not in class yesterday.
- Onlar dün sınıfta değildi.
- Every girl in the class had a crush on Tom.
- Sınıftaki her kız Tom'a aşıktı.
- Tom gets the best grades in our class.
- Tom sınıfımızdaki en iyi notları alıyor.
- Tom is the tallest in his class.
- Tom, sınıfında en uzundur.
- I don't want to fall behind my class.
- Sınıfımın gerisinde kalmak istemiyorum.
- She is the best in her class.
- O, sınıfının en iyisidir.
- I'm in Tom's class.
- Ben Tom'un sınıfındayım.
- Tom is as tall as any boy in our class.
- Tom sınıfımızdaki diğer her oğlan kadar uzun.
- Tom is the fastest runner in our class.
- Tom bizim sınıfta en hızlı koşucu.
- I hate class reunions.
- Sınıf buluşmalarından nefret ediyorum.
- None of the girls in my class are prettier than Linda.
- Sınıfımdaki hiçbir kız Linda'dan daha güzel değil.
- He is as tall as any boy in our class.
- Sınıfımızdaki diğer çocuklar kadar uzun.
- Bill can run the fastest in his class.
- Bill sınıfında en hızlı koşabilir.
- He can play tennis better than any other boy in his class.
- Sınıfındaki başka bir çocuktan daha iyi tenis oynayabilir.
- Tom didn't get along well with the other boys in his class.
- Tom sınıftaki diğer çocuklarla pek iyi anlaşamaz.
- Tom graduated third in his class.
- Tom sınıf üçüncüsü olarak mezun oldu.
- Tom is in class.
- Tom sınıfta.
- Who do you think will be the first one in our class to get married?
- Sizce sınıfımızda ilk evlenecek kişi kim olacak?
- Elena is the tallest girl in the class.
- Elena sınıftaki en uzun kız.
- See you in class.
- Sınıfta görüşürüz.
- Tom was the only boy in the class.
- Tom sınıftaki tek erkek çocuktu.
- Class is dismissed.
- Sınıf dağıldı.
- The whole class was looking at me.
- Bütün sınıf bana bakıyordu.
- George is the most diligent boy in our class.
- George, sınıfımızda en çalışkan çocuk.
- Mary is the cutest girl in the class.
- Mary sınıftaki en tatlı kız.
- How did she get into that class?
- O sınıfa nasıl girdi?
- Tom is the only boy in our class.
- Tom sınıfımızdaki tek oğlan.
- Tom introduced himself to the rest of the class.
- Tom sınıfın geri kalanına kendini tanıttı.
- He is so intelligent that he stands out in class.
- O kadar zeki ki sınıfta göze çarpıyor.
- There are forty students in our class.
- Sınıfımızda kırk öğrenci var.
- Tom is the most diligent student in class.
- Tom sınıftaki en çalışkan öğrenci.
- I should've tried harder to get along with everyone in the class.
- Sınıftaki herkesle iyi geçinmek için daha çok çabalamalıydım.
- I spoke in class.
- Sınıfta konuştum.
- Have you got used to the new class?
- Yeni sınıfa alıştın mı?
- He is as smart as any other boy in the class.
- Sınıftaki diğer çocuklar kadar zeki.
- Tom is the dumbest kid in the class.
- Tom sınıfta en aptal çocuk.
- Our class has more than twenty students.
- Sınıfımızda yirmiden fazla öğrenci var.
- Miss Sato is in charge of my class.
- Bayan Sato benim sınıfın sorumlusudur.
- They were not in class yesterday.
- Dün sınıfta değillerdi.
- The pupil was half asleep in class.
- Öğrenci sınıfta yarı uyuyordu.
- Don't chew gum in class.
- Sınıfta sakız çiğneme.
- They are in class.
- Sınıftalar.
- Jane is as clever as any girl in her class.
- Jane de sınıftaki diğer kızlar kadar zeki.
- Instead of listening in class, I'm translating sentences.
- Sınıfta dinlemek yerine, cümleleri çeviriyorum.
- Underneath we wrote the names of the students in our class.
- Altına bizim sınıftaki öğrencilerin adlarını yazdık.
- Are there any students from Korea in your class?
- Sınıfınızda hiç Koreli öğrenci var mı?
- Do you really think that Tom is the best French speaker in your class?
- Tom'un sınıfındaki en iyi Fransız konuşmacı olduğunu mu düşünüyorsun?
- Half of my class like dogs.
- Sınıfımın yarısı köpeklerden hoşlanır.
- We had a debate about this in my class.
- Sınıfımda bu konuyla ilgili bir tartışma yapmıştık.
- Fatima is the eldest student in our class.
- Fatima sınıfımızın en yaşlı öğrencisidir.
- Why didn't you attend the class meeting?
- Neden sınıf toplantısına katılmadın?
- The students stormed out of the class as soon as the bell rang.
- Zil çalar çalmaz öğrenciler hışımla sınıfı terk etti.
- Who do you think is the best student in your class?
- Sizce sınıfınızdaki en iyi öğrenci kim?
- The new teacher is in the class.
- Yeni öğretmen sınıfta.
- We speak English in class.
- Sınıfta İngilizce konuşuyoruz.
- He can play tennis better than any other boy in his class.
- Sınıftaki diğer çocuklardan daha iyi tenis oynayabiliyor.
- I could not make myself heard in the noisy class.
- Sınıftaki gürültüden sesimi duyuramadım.
- No one in his class can run faster than he does.
- Sınıfındaki hiç kimse ondan daha hızlı koşamaz.
- Tom asked Mary who she thought was the best-looking guy in her class.
- Tom Mary'ye sınıfındaki en yakışıklı erkeğin kim olduğunu düşündüğünü sordu.
- The teacher confiscated Tom's phone when she caught him texting in class.
- Öğretmen Tom'u sınıfta mesajlaşırken yakalayınca telefonuna el koydu.
- He gets along with everyone in his class.
- Sınıfındaki herkesle iyi geçiniyor.
- Tom is the brightest student in the class.
- Tom sınıftaki en parlak öğrenci.
- Who is the most beautiful girl in the class?
- Sınıftaki en güzel kız kim?
- The same applies to my class.
- Aynısı benim sınıf için de geçerlidir.
- What is the average age of this class?
- Bu sınıfın yaş ortalaması nedir?
- Tom is more hardworking than any other student in his class.
- Tom sınıftaki diğer tüm öğrencilerden daha çalışkan.
- She is at the top of her class.
- O, sınıfının zirvesindedir.
- The class were noisy today.
- Bugün sınıf gürültülüydü.
- Tom is slowly catching up with the rest of the class.
- Tom yavaşça sınıfın geri kalanına yetişiyor.
- You must not speak ill of other boys in his class.
- Onun sınıfındaki diğer oğlanlar hakkında kötü konuşmamalısın.
- A new teacher stood before the class.
- Yeni bir öğretmen sınıfın önünde durdu.
- Tom graduated first in his class.
- Tom sınıf birincisi olarak mezun oldu.
- Tom has trouble keeping up with the rest of the class.
- Tom sınıfın geri kalanına ayak uydurmakta zorlanıyor.
- I won't ever talk in class again.
- Bir daha sınıfta konuşmayacağım.
- You shouldn't pop your bubble gum in class.
- Sınıfta sakızını patlatmamalısın.
- Only a third of the students came to class today.
- Bugün öğrencilerin sadece üçte biri sınıfa geldi.
- Layla was bullied in class.
- Layla sınıfta zorbalığa uğradı.
- Tom isn't the only boy in the class that Mary likes.
- Mary'nin sınıfta hoşlandığı tek çocuk Tom değil.
- The number of students in the class is limited to fifteen.
- Sınıftaki öğrenci sayısı on beşle sınırlı.
- Sami went to Arabic class.
- Sami Arapça sınıfına gitti.
- Tom has trouble getting along with other students in his class.
- Tom, sınıftaki diğer öğrencilerle geçinme konusunda zorluk çekiyor.
- Tom is the cutest boy in our class.
- Tom sınıfımızdaki en tatlı çocuk.
- Please tell the class about what's going to happen.
- Lütfen sınıfa ne olacağını söyle.
- Who can run fastest in your class?
- Senin sınıfında en hızlı kim koşabilir?
- Did you go to your dance class this afternoon?
- Bu öğleden sonra dans sınıfına gittin mi?
- Fatima is the eldest student in our class.
- Fatma sınıfımızdaki en büyük öğrencidir.
- Form is temporary, class is permanent.
- Biçim geçici, sınıf kalıcıdır.
- He is one of the most popular students in the class.
- Sınıftaki en popüler öğrencilerden biridir.
- The class went wild.
- Sınıf çılgına döndü.
- She only speaks Finnish in class.
- O sınıfta sadece Fince konuşur.
- He's the class clown.
- O sınıfın palyaçosu.
- The class divided on this question.
- Sınıf bu soru konusunda bölündü.
- I was the worst student in the class.
- Sınıftaki en kötü öğrenciydim.
- Instead of listening in class, I'm translating sentences.
- Sınıfta dinleme yerine cümleleri çeviriyorum.
- My hair is the longest in my class.
- Saçım sınıfımdaki en uzun saç.
- I know some of the kids in the class.
- Sınıftaki çocuklardan bazılarını tanıyorum.
- The whole class passed the test.
- Bütün sınıf testi geçti.
- This is a great class.
- Bu harika bir sınıf.
- Tom works as hard as any boy in the class.
- Tom sınıftaki diğer çocuklar kadar sıkı çalışıyor.
- Mary is the prettiest girl in class.
- Mary sınıftaki en güzel kız.
- Tom is the most diligent student in his class.
- Tom, sınıfında en çalışkan öğrencidir.
- Tom's class went on a field trip last Monday.
- Tom'un sınıfı geçen pazartesi okul gezisine gitti.
- Tom is quite often late for class.
- Tom sık sık sınıfa geç kalıyor.
- Miss Yamada is in charge of the 2nd year class this year.
- Bayan Yamada bu yıl 2. sınıftan sorumlu.
- Helen is always at the top of her class.
- Helen her zaman sınıfının birincisidir.
- Tom is still the best student in your class, isn't he?
- Tom hâlâ sınıfınızda en iyi öğrenci, değil mi?
- Who's the funniest person in your class?
- Sınıfınızdaki en komik kişi kim?
- I wrote my teacher a love letter and he read it in front of the whole class.
- Öğretmenime bir aşk mektubu yazdım ve o da bunu tüm sınıfın önünde okudu.
- Everyone in the class made fun of Tom's new haircut.
- Sınıftaki herkes Tom'un yeni saç tıraşıyla alay etti.
- Everyone in the class laughed at Tom.
- Sınıftaki herkes Tom'a güldü.
- He has always been at the head of the class.
- Her zaman sınıfın en iyisi olmuştur.
- No other boy in our class is more studious than Jack.
- Bizim sınıfta başka hiçbir çocuk Jack'ten daha çalışkan değil.
- Tom was the only boy in the class.
- Tom sınıftaki tek çocuktu.
- You can not smoke in the class.
- Sınıfta sigara içemezsin.
- Tom needs to pay more attention in class.
- Tom'un sınıfta daha dikkatli olması gerekiyor.
- Tom apologized for falling asleep in class.
- Tom sınıfta uyuyakaldığı için özür diledi.
- I will register for that class.
- O sınıfa kaydolacağım.
- He works hardest in his class.
- Sınıfında en çok o çalışır.
- There's a guy in my yoga class.
- Yoga sınıfımda bir adam var.
- I made a frightening mask in art class.
- Sanat sınıfında korkutucu bir maske yaptım.
- No boy in the class is taller than Tom.
- Sınıftaki hiçbir erkek Tom'dan daha uzun boylu değildir.
- Tom has been the fastest runner in the class so far.
- Tom şimdiye kadar sınıfın en hızlı koşucusu oldu.
- Tom seldom asks questions in class.
- Tom nadiren sınıfta sorular sormaktadır.
- I have to get to class.
- Sınıfa gitmek zorundayım.
- He's the tallest in the class.
- O, sınıfta en uzun boyludur.
- Tom can run the fastest in our class.
- Sınıfımızda en hızlı Tom koşabilir.
- He is more hardworking than any other student in his class.
- Sınıfındaki diğer bütün öğrencilereden daha çalışkan.
- Tom definitely thinks all the girls in the class think he's handsome.
- Tom kesinlikle sınıftaki tüm kızların onun yakışıklı olduğunu düşündüğünü düşünüyor.
- Tom has to study hard and catch up with the other students in his class.
- Tom'un çok çalışması ve sınıftaki diğer öğrencilere yetişmesi gerekiyor.
- He is the most diligent student in his class.
- Sınıfındaki en çalışkan öğrencidir.
- There are more girls than boys in this class.
- Bu sınıfta erkeklerden daha fazla kız var.
- Our class went on an excursion to Hakone.
- Sınıfımız Hakone'ye bir geziye gitti.
- The teacher kicked us out of class.
- Öğretmen bizi sınıftan attı.
- Have you got used to the new class?
- Yeni sınıfına alıştın mı?
- He worked hard to catch up with the rest of the class.
- Sınıfın geri kalanına yetişmek için çok çalıştı.
- All the pupils in the class like Miss Smith.
- Sınıftaki tüm öğrenciler Bayan Smith'i seviyor.
- Tom couldn't keep up with his class.
- Tom sınıfın gerisinde kalıyordu.
- You scored the highest in the class.
- Sınıfta en yüksek puanı aldın.
- Our class has increased in size.
- Sınıfımızın büyüklüğü arttı.
- He is the fastest runner in his class.
- O sınıfındaki en hızlı koşucu.
- Tom brought some pictures to show the class.
- Tom sınıfa göstermek için bazı resimler getirdi.
- Tom sat next to Mary in class.
- Tom sınıfta Mary'nin yanına oturdu.
- How do you like your new class?
- Yeni sınıfını beğendin mi?
- Tom likes everyone in his class.
- Tom sınıfındaki herkesi sever.
- Tom usually gets to school earlier than any other student in his class.
- Tom genellikle okula sınıfındaki diğer öğrencilerden daha erken gelir.
- Tom is the tallest boy in our class.
- Tom sınıfımızda en uzundur.
- The number of students in the class is limited to fifteen.
- Sınıftaki öğrenci sayısı on beş ile sınırlı.
- All the girls in Tom's class think he's handsome.
- Tom'un sınıfındaki bütün kızlar onun yakışıklı olduğunu düşünüyor.
- The whole class laughed at his joke.
- Bütün sınıf onun şakasına güldü.
- I should've been paying more attention in class.
- Sınıfta daha fazla dikkatimi vermeliydim.
- He is in charge of the class.
- Sınıfın sorumlusu o.
- Tom is the tallest guy in his class.
- Tom sınıfındaki en uzun çocuk.
- I heard Tom snoring during the class.
- Tom'u sınıfta horlarken duydum.
- Tom is the best singer in my class.
- Tom benim sınıfımda en iyi şarkıcı.
- Tom is the most diligent student in his class.
- Tom sınıfındaki en çalışkan öğrencidir.
- I am encouraged by his progress in class.
- Onun sınıftaki gelişimi beni cesaretlendiriyor.
- She was by far the best singer in the class.
- Açık ara farkla sınıfta en iyi şarkıcıydı.
- Tom doesn't get along well with the other kids in his class.
- Tom sınıfındaki diğer çocuklarla iyi anlaşamıyor.
- When will the Japanese class start?
- Japonca sınıfı ne zaman başlayacak?
- Tom is the tallest one in the class.
- Tom sınıftaki en uzun kişi.
- They both got sent to the principal's office for misbehaving in class.
- Her ikisi de sınıfta yaramazlık ettiği için müdürün odasına gönderildi.
- Tom likes everyone in his class.
- Tom sınıfındaki herkesi seviyor.
- He is first in his class.
- Sınıfının birincisidir.
- Taro is taller than any other boy in his class.
- Taro, kendi sınıfında herhangi bir çocuktan daha uzun.
- Kate is smarter than any other student in our class.
- Kate sınıfımızdaki diğer tüm öğrencilerden daha zeki.
- Regular attendance is important in a foreign language class.
- Yabancı dil sınıfına düzenli devam etmek önemlidir.
- Tom can run the fastest in our class.
- Tom sınıfımızdaki en hızlı koşan çocuktur.
- I wrote my teacher a love letter and he read it in front of the whole class.
- Öğretmenime bir aşk mektubu yazdım ve o bunu bütün sınıfın önünde okudu.
- Tom is the only guy in the class.
- Tom sınıftaki tek erkek.
- This class consists of forty pupils.
- Bu sınıf kırk öğrenciden oluşuyor.
- Mary isn't like the other girls in the class.
- Mary sınıftaki diğer kızlar gibi değildir.
- Tom wasn't the only boy in the class that Mary liked.
- Tom sınıfta Mary'nin hoşlandığı tek çocuk değil.
- I wish there were some hot girls in my class.
- Keşke sınıfımda bazı ateşli kızlar olsa.
- Does anybody in your class speak French?
- Sınıfınızda herhangi biri Fransızca konuşuyor mu?
- Tom is the fastest runner in his class.
- Tom sınıfındaki en hızlı koşucu.
- I'm the oldest of the students in my class.
- Sınıfımdaki öğrencilerin en yaşlısıyım.
- I wish I had tried harder to get along with everyone in the class.
- Keşke sınıftaki herkesle iyi geçinmek için daha çok uğraşsaydım.
- Dan graduated second in his class.
- Dan sınıf ikincisi olarak mezun oldu.
- You must not talk to each other in class.
- Sınıfta birbirinizle konuşmamalısınız.
- No other girl in my class is prettier than Linda.
- Sınıfımda hiçbir kız Linda'dan daha güzel değil.
- Tom slept in class again today.
- Tom bugün yine sınıfta uyudu.
- Sally was absent from school for two weeks, so she has to work hard to catch up with her class.
- Sally iki hafta okula gelmedi, bu yüzden sınıfına yetişmek için çok çalışması gerekiyor.
- There are 30 students in our class.
- Sınıfımızda 30 öğrenci var.
- I'm the only one in our class who doesn't want to study French.
- Sınıfımızda Fransızca eğitimi almak istemeyen tek kişi benim.
- Tom finds it difficult to keep up with the rest of the class.
- Tom sınıfın geri kalanına ayak uydurmakta zorlanıyor.
- Get to class.
- Sınıfa gidin.
- Who in your class is the best singer?
- Sınıfınızda en güzel kim şarkı söylüyor?
- Tom is the tallest boy in his class.
- Tom sınıfındaki en uzun çocuktur.
- Are you interested in anyone in your class?
- Sınıfından biriyle ilgileniyor musun?
- Those boys over there speaking in French are in my class.
- Şurada Fransızca konuşan o çocuklar benim sınıfımdan.
- Our class has more than twenty students.
- Sınıfımız yirmi öğrenciden fazlasına sahip.
- She has always been at the head of her class.
- Her zaman sınıfının birincisi olmuştur.
- How many boys are there in your class?
- Sınıfında kaç erkek var?
- The pupil was half asleep in class.
- Öğrenci, sınıfta uyukluyordu.
- Were both Tom and Mary in class today?
- Bugün hem Tom hem de Mary sınıfta mıydı?
- Does Tom sometimes fall asleep in class?
- Tom kimi zaman sınıfta uyuyakalır mı?
- I'm trying to catch up with the rest of the class.
- Sınıfın geri kalanına yetişmeye çalışıyorum.
- How many are there in your class?
- Sınıfında kaç kişi var?
- Who will be in charge of our class when Miss Smith leaves school?
- Bayan Smith okuldan ayrıldığında sınıfımızdan kim sorumlu olacak?
- Does anybody in your class speak French?
- Sınıfınızda hiç Fransızca konuşan var mı?
- Tom is by far the best French speaker in our class.
- Tom açık farkla sınıfımızda en iyi Fransızca konuşan kişi.
- I want a list of everyone in this class.
- Bu sınıftaki herkesin bir listesini istiyorum.
- Tom speaks French better than anyone else in the class.
- Tom sınıftaki herkesten daha iyi Fransızca konuşuyor.
- All the class waited for the new teacher.
- Bütün sınıf yeni öğretmeni bekledi.
- Those boys over there speaking in French are in my class.
- Orada Fransızca konuşan şu çocuklar benim sınıfta.
- Kate is the best singer in my class.
- Kate, sınıfımdaki en iyi şarkıcı.
- Tom is the only student in our class who can speak French.
- Tom sınıfımızda Fransızca konuşabilen tek öğrencidir.
- This class is composed of 35 pupils.
- Bu sınıf 35 öğrenciden oluşmaktadır.
- Tom is probably the best singer in our class.
- Tom muhtemelen sınıfımızdaki en iyi şarkıcı.
- Tom is the oldest one in our class.
- Tom sınıfımızdaki en yaşlı kişi.
- Tom is as smart as anyone else in his class.
- Tom sınıfındaki herkes kadar zeki.
- Tom speaks French better than any of the other students in his class.
- Tom sınıfındaki diğer öğrencilerden daha iyi Fransızca konuşuyor.
- Mary is the prettiest girl in our class.
- Mary sınıfımızdaki en güzel kız.
- She is the pride of her class.
- O, sınıfının gururudur.
- Do not eat in class.
- Sınıfta yemek yemeyin.
- He is first in his class.
- Sınıfının birincisi.
- Mary isn't like the other girls in the class.
- Mary sınıftaki diğer kızlar gibi değil.
- Tom is the smartest student in our class.
- Tom sınıfımızdaki en zeki öğrencidir.
- I'm the tallest one in the class.
- Sınıfın en uzun boylusu benim.
- Tom doesn't get along with anyone in his class.
- Tom sınıfındaki kimseyle anlaşamıyor.
- At school he was always at the top of his class.
- Okulda her zaman sınıfının en iyisiydi.
- Tom was the oldest one in our class.
- Tom sınıfımızın en yaşlısıydı.
- Do you like to exercise alone or with a class?
- Tek başına mı yoksa bir sınıfla mı egzersiz yapmayı seviyorsun?
- Tom is the oldest student in our class.
- Tom sınıfımızdaki en yaşlı öğrenci.
- Tom is in a special education class.
- Tom bir özel eğitim sınıfındadır.
- Tom is the tallest kid in his class.
- Tom sınıfındaki en uzun çocuk.
- Who can run fastest in your class?
- Sınıfınızda en hızlı kim koşabilir?
- Tom is the only one in our class who really wants to study French.
- Sınıfımızda Fransızca öğrenmeyi gerçekten isteyen tek kişi Tom.
- He remained at the top of the class at school.
- Okulda sınıfın zirvesinde kaldı.
- He is always at the top of the class.
- Her zaman sınıf birincisidir.
- A new student came into the class.
- Sınıfa yeni bir öğrenci geldi.
- I'm not the one who teaches that class.
- O sınıfa öğretmenlik yapan kişi ben değilim.
- The number of students in this class is limited to 15.
- Bu sınıftaki öğrenci sayısı 15 ile sınırlıdır.
- The number of students in this class is below the average number.
- Bu sınıftaki öğrenci sayısı ortalamanın altında.
- He advocated abolishing class distinctions.
- Sınıf ayrımlarının kaldırılmasını savundu.
- You're the tallest boy in our class, aren't you?
- Sınıfımızdaki en uzun çocuk sensin, değil mi?
- Kate is the smartest student in our class.
- Kate bizim sınıfta en zeki öğrenci.
- I want the class to be silent.
- Sınıfta sessizlik istiyorum.
- According to Tom, you weren't in class today.
- Tom'a göre bugün sınıfta değilmişsin.
- The number of students who come late to class has lately been increasing.
- Sınıfa geç gelen öğrencilerin sayısı son zamanlarda artmaktadır.
- No boy in the class is as tall as Bill.
- Sınıftaki oğlanlardan hiçbiri Bill kadar uzun değil.
- The number of students in this class is below the average number.
- Bu sınıftaki öğrenci sayısı, ortalama rakamın altında.
- Our class has forty-five students.
- Bizim sınıfta kırk beş öğrenci vardır.
- Tom is by far the best student in my class.
- Tom sınıfımdaki açık ara en iyi öğrenci.
- Mary is the cutest girl in the class.
- Mary sınıftaki en sevimli kızdır.
- He is the tallest of his class.
- O, sınıfının en uzunu.
- I have to take some photos for my class project.
- Sınıf projem için birkaç fotoğraf çekmem gerekiyor.
- There is a Tanaka in my class, too.
- Benim sınıfımda da bir Tanaka var.
- Our class has twenty-five boys and twenty girls.
- Sınıfımızda yirmi beş erkek ve yirmi kız var.
- The teacher kicked Tom out of class.
- Öğretmen Tom'u sınıftan kovdu.
- Was Tom in class?
- Tom sınıfta mıydı?
- Everyone in our class passed the test.
- Sınıfımızdaki herkes testi geçti.
- No girl in my class is prettier than Linda.
- Sınıfımdaki hiçbir kız Linda'dan daha güzel değil.
- Tom didn't get along well with the other boys in his class.
- Tom sınıfındaki diğer erkeklerle iyi geçinmedi.
- The teacher checks the class roster.
- Öğretmen sınıf listesini kontrol eder.
- His poor reading ability impedes his progress in the class.
- Onun kötü okuma yeteneği sınıftaki ilerlemesini engelliyor.
- All the class waited for the new teacher.
- Tüm sınıf yeni öğretmeni bekledi.
- Chris recognized the boy from his math class and became very jealous.
- Chris çocuğu matematik sınıfından tanıdı ve çok kıskandı.
- Tom is the only boy in his class.
- Tom, sınıftaki tek erkek çocuk.
- I fell asleep in class.
- Sınıfta uyuyakaldım.
- Tom is the only in our class that Mary doesn't get along with.
- Tom sınıfımızda Mary'nin geçinmediği tek kişi.
- Tom is first in his class.
- Tom sınıf birincisidir.
- He's friendly with everyone in his class.
- O, sınıfındaki herkese karşı samimidir.
- Jane is as clever as any girl in her class.
- Jane sınıfındaki her kız kadar zeki.
- The number of boys in our class is thirty.
- Sınıfımızdaki oğlan sayısı otuzdur.
- Tom isn't alone in thinking that Mary is the most beautiful girl in his class.
- Tom, Mary'nin sınıfında en güzel kız olduğunu düşünmede yalnız değil.
- In our class, there is no child more diligent than Jack.
- Sınıfımızda Jack'ten daha çalışkan bir çocuk yoktur.
- You shouldn't pop your bubble gum in class.
- Sınıfta sakız patlatmamalısın.
- Tom is the tallest in his class.
- Tom sınıfının en uzun boylusudur.
- Tom is the youngest student in our class.
- Tom sınıfımızdaki en genç öğrenci.
- The class were noisy today.
- Sınıf bugün çok gürültülüydü.
- Everyone in the class learned the poem by heart.
- Sınıftaki herkes şiiri ezberledi.
- I won the student council class elections.
- Öğrenci konseyi sınıf seçimlerini kazandım.
- John represented his class in the swimming match.
- John, yüzme yarışmasında sınıfını temsil etti.
- Tom heard Mary snoring in class.
- Tom Mary'nin sınıfta horladığını duydu.
- Taro plays the guitar better than any other boy in his class.
- Taro sınıftaki diğer çocuklardan daha iyi gitar çalıyor.
- Our class is going on a field trip next Monday.
- Sınıfımız önümüzdeki pazartesi geziye gidiyor.
- Tom is always spacing out in class.
- Tom sınıfta hep dalgın.
- We read about that in class.
- Bunu sınıfta okumuştuk.
- There were nineteen graduates for the batch of Spanish class.
- İspanyolca sınıfından on dokuz kişi mezun oldu.
- Tom finds it difficult to keep up with the rest of the class.
- Tom sınıfın geri kalanına ayak uydurmayı zor buluyor.
- How is your new class?
- Yeni sınıfın nasıl?
- Who's the funniest person in your class?
- Sınıfınızın en komiği kim?
- Mary was one of the most confident and successful girls in her class.
- Mary sınıfındaki en kendinden emin ve başarılı kızlardan biriydi.
- Tom has kissed almost every girl in our class.
- Tom neredeyse sınıfımızdaki her kızı öptü.
- He is taller than any other boy in his class.
- Sınıfındaki bütün çocuklardan daha uzun boyludur.
- Tom isn't the only guy in the class.
- Sınıfta tek erkek Tom değil.
- You get out of class?
- Sınıftan çıktın mı?
- You never seem to pay much attention in class.
- Sınıfta hiç dikkatini vermiyor gibisin.
- None of the girls in my class are prettier than Linda.
- Sınıfımdaki kızlardan hiçbiri Linda'dan daha güzel değil.
- I have to get to class.
- Sınıfa gitmeliyim.
- Our son was unable to keep up with the class.
- Oğlumuz sınıfa ayak uyduramadı.
Show More (1018)
|
|
- In Barcelona, the majority of classes are taught in Catalan.
- Barselona'da derslerin büyük çoğunluğu Katalanca verilmektedir.
- This morning you recognised that you need to take a few classes.
- Bu sabah birkaç ders almanız gerektiğini kabul ettiniz.
- Has not seen or heard from him since his last class ended.
- Son dersinden beri onu ne görmüş ne de ondan haber almış.
- I didn't take a single marketing class in college.
- Üniversitede tek bir pazarlama dersi bile almadım.
- You definitely shouldn't eat much before your yoga classes.
- Yoga derslerinizden önce kesinlikle çok fazla yememelisiniz.
- There should be a class on why people are hungry.
- İnsanların neden aç olduğu üzerine bir ders olmalı.
- Has not seen or heard from him since his last class ended.
- Son dersi bittiğinden beri onu ne gördü ne de haber aldı.
- I didn't take a single marketing class in college.
- Üniversitedeyken tek bir pazarlama dersi bile almadım.
- I didn't take a single marketing class in college.
- Üniversitede satışla ilgili tek bir ders bile almadım.
- I thought you might want to check out the book Liam talked about in class earlier.
- Liam'ın daha önce derste bahsettiği kitaba göz atmak isteyebileceğinizi düşündüm.
- I have a song that I've prepared for the class.
- Ders için hazırladığım bir şarkım var.
- We started the dating classes so this wouldn't happen again.
- Bunun bir daha yaşanmaması için flört derslerine başladık.
- They then bring these into class and use them for the lesson.
- Daha sonra bunları sınıfa getirirler ve derste kullanırlar.
- You definitely shouldn't eat much before your yoga classes.
- Yoga derslerinizden önce kesinlikle fazla yemek yememelisiniz.
- There should be a class on why people are hungry.
- İnsanların neden aç olduğuna dair bir ders olmalı.
- There should be a class on why people are hungry.
- İnsanların niye aç kaldığı konusunda bir ders olmalı.
- I thought you might want to check out the book Liam talked about in class earlier.
- Düşündüm de, Liam'ın daha önce derste bahsettiği kitabı belki incelemek istersin.
- Tom couldn't stay awake during class.
- Tom ders sırasında uyanık kalamıyordu.
- English is a required class.
- İngilizce zorunlu bir ders.
- After class is over, our teacher usually sticks around to answer any questions we may have.
- Ders bittikten sonra öğretmenimiz genellikle sorularımızı yanıtlamak için etrafta dolaşır.
- When will the Italian classes start?
- İtalyanca dersleri ne zaman başlayacak?
- I don't sit next to Tom in science class anymore.
- Artık fen dersinde Tom'un yanında oturmuyorum.
- If you stick around after class, I can help you with your essay.
- Dersten sonra burada kalırsan, kompozisyonunda sana yardım edebilirim.
- See you next class.
- Gelecek derste görüşürüz.
- I spoke with Tom before class.
- Dersten önce Tom'la konuştum.
- In our next class, we will study the days of the week, the months, and the seasons.
- Bir sonraki dersimizde haftanın günlerini, ayları ve mevsimleri çalışacağız.
- That was the end of the class.
- Dersin sonuydu.
- How many classes do you have on Monday?
- Pazartesi kaç dersiniz var?
- My class was canceled.
- Dersim iptal edildi.
- I talked to him after class.
- Ben, dersten sonra onunla konuştum.
- Tom went to French class.
- Tom Fransızca dersine gitti.
- Dan didn't even take basic anatomy classes.
- Dan temel anatomi derslerini bile almadı.
- I have a yoga class tomorrow.
- Yarın yoga dersim var.
- Tom didn't attend class last week.
- Tom geçen hafta derse katılmadı.
- There was a lot of students absent from class today.
- Bugün derste bulunmayan birçok öğrenci vardı.
- Why did you leave the class yesterday?
- Dün neden dersten çıktın?
- I will go to Japanese class tomorrow.
- Yarın Japonca dersine gideceğim.
- Those who have not paid their dues are asked to see me at the end of class.
- Ücretlerini ödememiş olanların dersin sonunda beni görmeleri isteniyor.
- Our teacher called the roll at the beginning of the class.
- Öğretmenimiz dersin başında yoklama yaptı.
- My physics teacher doesn't care if I skip classes.
- Fizik öğretmenim dersleri asmamı umursamıyor.
- The teacher gave us a copy of the syllabus in the first class.
- Öğretmen ilk derste bize ders programının bir kopyasını verdi.
- Tom is always late to class.
- Tom derse her zaman geç kalır.
- She wanted to show off her cleverness during class, but she failed.
- Derste zekasını göstermek istedi ama başaramadı.
- Tom didn't go to his classes today.
- Tom bugün derslerine gitmedi.
- Tom took notes during class.
- Tom ders sırasında not aldı.
- Tom skipped a couple of classes today.
- Tom bugün birkaç dersi ekti.
- When does your last class finish?
- Son dersin ne zaman bitiyor?
- I was late for class this morning.
- Bu sabah derse geç kaldım.
- I heard him snoring during the class.
- Onun derste horladığını işittim.
- The mathematics class is good.
- Matematik dersi iyi.
- Tom stayed after class to talk to the teacher.
- Tom, öğretmenle konuşmak için dersten sonra sınıfta kaldı.
- How many more classes do you have today?
- Bugün daha kaç dersin var?
- John is still taking journalism classes at night.
- John hâlâ geceleri gazetecilik dersleri alıyor.
- Tom had to cut the class in order to meet us.
- Tom bizimle buluşabilmek için dersi kırmak zorunda kaldı.
- I used to skip classes a lot.
- Eskiden dersleri çok asardım.
- Tom doesn't have any classes today.
- Tom'un bugün hiç dersi yok.
- I cut classes again today.
- Bugün yine ders kestim.
- This is a great class.
- Bu harika bir derstir.
- Tom will be late for class.
- Tom derse geç kalacak.
- There are classes in foreign languages in our adult education project.
- Yetişkin eğitimi projemizde yabancı dil dersleri var.
- What time's your class tomorrow?
- Dersin yarın ne zaman?
- You've skipped too many classes.
- Çok fazla ders kaçırdın.
- When will the Japanese class start?
- Japonca dersi ne zaman başlayr?
- I'm taking classes online.
- İnternetten ders alıyorum.
- I hated history class.
- Tarih dersinden nefret ediyordum.
- They have four classes in the morning.
- Onların sabahleyin dört dersi var.
- You're supposed to have this poem memorized before our next class.
- Bir sonraki dersimizden önce bu şiiri ezberlemen gerekiyor.
- My physics teacher doesn't care if I skip classes.
- Derslere gitmezsem fizik öğretmenim umursamaz.
- Tom enjoys his classes.
- Tom derslerinden hoşlanıyor.
- Tom and Mary both stayed late after class.
- Tom ve Mary dersten sonra geç saate kadar kaldılar.
- Tom took a creative writing class.
- Tom yaratıcı yazarlık dersi aldı.
- I think I'm going to pass this class.
- Sanırım bu dersi geçeceğim.
- She skipped class to hang out with her friends.
- O, arkadaşlarıyla takılmak için dersten kaçtı.
- Classes started in October.
- Dersler ekimde başladı.
- It sounds like you will have class on Saturday as well.
- Cumartesi günü de dersiniz var gibi görünüyor.
- The class taught by Tom was boring.
- Tom'un verdiği ders sıkıcıydı.
- Tom talked to Mary after class.
- Dersten sonra Tom Mary ile konuştu.
- Tom showed up early for class.
- Tom derse erken geldi.
- If you skip my classes, I'll kill you.
- Derslerimi atlatırsan seni öldürürüm.
- Why were you late for class?
- Derse neden geç kaldın?
- When will the Japanese classes start?
- Japonca dersleri ne zaman başlar?
- Last week five students were absent from class.
- Geçen hafta beş öğrenci derse gelmedi.
- That computer class was a waste of time.
- Bilgisayar dersi tam bir zaman kaybıydı.
- Did you go to your dance class this afternoon?
- Bu öğleden sonra dans dersine gittin mi?
- We have a few classes together.
- Birlikte birkaç dersimiz var.
- Will Tom be going to French class?
- Tom Fransızca dersine gidecek mi?
- We won't have class next week.
- Gelecek hafta dersimiz yok.
- I know that I'm supposed to enjoy this class, but I don't.
- Bu dersten zevk almam gerektiğini biliyorum ama almıyorum.
- We clean our classroom after the class is over.
- Dersler bittikten sonra sınıfımızı temizleriz.
- Some students like this class, others don't.
- Bazı öğrenciler bu dersi seviyor, bazıları sevmiyor.
- Tom skipped a couple of classes today.
- Tom bugün birkaç derse girmedi.
- Tom can't make it to class today.
- Tom bugün derse gelemiyor.
- What time's your class?
- Dersin saat kaçta?
- The class was canceled due to the storm.
- Fırtına yüzünden ders iptal edildi.
- Can I be excused from class?
- Dersten izin alabilir miyim?
- I warned you about how boring that class would be.
- O dersin ne kadar sıkıcı olacağı konusunda seni uyarmıştım.
- I don't like the new textbook we're using in the English class.
- İngilizce dersinde kullandığımız yeni kitabı beğenmedim.
- You should have paid more attention in physics class.
- Fizik dersine daha fazla dikkat etmen gerekirdi.
- How do you like your French classes?
- Fransızca derslerinden memnun musun?
- I cut class.
- Dersi kestim.
- Were Tom and Mary both late for class?
- Tom ve Mary derse geç mi kaldılar?
- I don't want to be late for class on the first day.
- İlk gün derse geç kalmak istemiyorum.
- Don't you have classes today?
- Bugün dersiniz yok mu?
- Tomorrow night, they will all go to Beijing University to attend class.
- Yarın akşam hepsi Pekin Üniversitesi'ne derse gidecek.
- May I please be excused from class?
- Lütfen dersten izin alabilir miyim?
- What time is your Basque class?
- Baskça dersiniz ne zaman?
- I don't spend much time preparing for English classes.
- İngilizce derslerine hazırlanmak için fazla vakit harcamıyorum.
- I will register for that class.
- O derse kayıt yaptıracağım.
- I talked to him after class.
- Dersten sonra onunla konuştum.
- Mary is offering free online yoga classes.
- Mary ücretsiz online yoga dersleri sunuyor.
- Don't cut your classes so often.
- Derslerini bu kadar sık asma.
- I'm thinking of taking a French class next semester.
- Gelecek dönem Fransızca dersi almayı düşünüyorum.
- Let's cut class.
- Dersi keselim.
- Don't you ever have class?
- Senin hiç dersin yok mu?
- Do you have classes with them?
- Onlarla dersin var mı?
- I am very tired after a class.
- Dersten sonra çok yorgun oluyorum.
- What time does your last class end?
- Son dersin saat kaçta bitiyor?
- The professor scolded John for skipping class.
- Profesör, dersi atlattığı için John'u azarladı.
- I should have paid more attention in class.
- Derse daha fazla dikkat etmem gerekirdi.
- I am taking a dance class.
- Dans dersi alıyorum.
- I cannot continue my class with you chattering to one another.
- Siz böyle aranızda konuşursanız, ders işlemeye devam edemem.
- Tom is better at science than anyone else in his class.
- Tom, fen derslerinde sınıftaki herkesten daha iyi.
- Classes will resume Monday.
- Dersler pazartesi devam edecek.
- Tom often cuts classes on Monday.
- Tom çoğunlukla Pazartesi günü derslere girmez.
- He's always late for class.
- Derse hep geç kalır.
- Do you know why he skipped class today?
- Bugün onun niçin derse gelmediğini biliyor musun?
- Why are conventional language classes so boring?
- Geleneksel dil dersleri neden bu kadar sıkıcı?
- I follow French classes online.
- Fransızca derslerini çevrimiçi olarak takip ediyorum.
- Mary just started a folk dancing class.
- Mary daha yeni bir halk dansı dersine başladı.
- Classes start at eight in the morning.
- Dersler sabah sekizde başlıyor.
- Tom often dozes off in French class.
- Tom Fransızca dersinde sık sık uyuklar.
- We don't have classes next week.
- Gelecek hafta dersimiz yok.
- They attend every class.
- Her derse katılıyorlar.
- We don't have classes next week.
- Önümüzdeki hafta derslerimiz yok.
- How were the classes?
- Dersler nasıldı?
- At what time does your class end?
- Dersiniz kaçta bitiyor?
- There's a cute guy in my yoga classes.
- Yoga derslerimde tatlı bir çocuk var.
- Tom has been skipping classes.
- Tom dersleri asıyor.
- Classes start on Monday.
- Dersler pazartesi başlıyor.
- They'll get out of class in forty minutes.
- Kırk dakika içinde dersten çıkacaklar.
- How many classes do you have on Mondays?
- Pazartesi günleri kaç dersin var?
- We have two hours of class in the afternoon.
- Öğleden sonra iki saat dersimiz var.
- When the bell rang, the teacher ended the class.
- Zil çaldığında öğretmen dersi bitirdi.
- Tom is often late for class.
- Tom sık sık derse geç kalır.
- What'll you do after this class?
- Bu dersten sonra ne yapacaksınız?
- Tom dozed off in French class.
- Tom Fransızca dersinde uyuyakaldı.
- Tom hasn't been attending classes.
- Tom derslere katılmıyor.
- I have a class every other day.
- İki günde bir dersim var.
- She was absent from class.
- Derse gelmedi.
- I love all of my classes.
- Derslerimin hepsini seviyorum.
- Well, I have class.
- Benim dersim var.
- What time is your last class over?
- Son dersin ne zaman bitiyor?
- The number of students who come late to class has lately been increasing.
- Son zamanlarda derse geç gelen öğrencilerin sayısı artıyor.
- He missed class.
- O, dersi kaçırdı.
- He was given detention for talking during class.
- Ders sırasında konuştuğu için ceza aldı.
- Mary went to her fitness class.
- Mary fitness dersine gitti.
- Do you have classes with Tom?
- Tom'la dersiniz var mı?
- Classes have been suspended due to floods.
- Selden dolayı dersler ertelendi.
- What classes are you taking?
- Hangi dersleri alıyorsun?
- I heard Tom snoring during the class.
- Tom'un derste horladığını duydum.
- After lunch we have two more classes.
- Öğle yemeğinden sonra iki dersimiz daha var.
- I don't have classes.
- Benim dersim yok.
- Chris risks falling behind in the science class.
- Chris fen dersinde geriye düşme riskinde.
- I'll never talk during class again.
- Bir daha asla ders sırasında konuşmayacağım.
- Mary took a yoga class.
- Mary bir yoga dersi aldı.
- The students missed class three times in a row.
- Öğrenciler dersi üst üste üç kez kaçırdı.
- We don't have class today.
- Bugün dersimiz yok.
- More often than not, students prefer club activities to academic classes.
- Öğrenciler çoğunlukla, kulüp etkinliklerini akademik derslere tercih ederler.
- I often play soccer after class.
- Dersten sonra sık sık futbol oynarım.
- Tom took a yoga class.
- Tom yoga dersi aldı.
- We have a chemistry class together.
- Birlikte kimya dersimiz var.
- Does Tom have classes today?
- Tom'un bugün dersleri var mı?
- Tom wasn't paying attention in class today.
- Tom bugün derse dikkatini vermiyordu.
- What's your favorite class?
- Senin en sevdiğin ders hangisidir?
- Mary went to her spinning class.
- Mary spinning dersine gitti.
- He didn't attend class.
- O, derse katılmadı.
- The textbook we use in our French class was written by a Canadian.
- Fransızca dersinde kullandığımız kitap bir Kanadalı tarafından yazıldı.
- We don't have classes today.
- Bugün dersimiz yok.
- Tom enjoys his classes.
- Tom derslerini seviyor.
- Tom skipped class today.
- Tom bugün dersi asmış.
- Should I register for that class?
- O derse kayıt yaptırmalı mıyım?
- Why did you absent yourself from class yesterday?
- Dün neden derse gelmedin?
- He made it to the classes on time.
- Derslere zamanında geldi.
- If you fail this class, you won't be able to graduate.
- Bu derste başarısız olursanız mezun olamazsınız.
- What time does your first class start?
- İlk dersin saat kaçta başlıyor?
- Only one student stayed after class to talk to the teacher.
- Sadece bir öğrenci dersten sonra öğretmenle konuşmak için kaldı.
- Tom took an anger management class.
- Tom bir öfke yönetimi dersi aldı.
- The students missed class three times in a row.
- Öğrenciler üst üste üç kez dersi kaçırdı.
- Tom fell asleep during sex ed class.
- Tom seks eğitimi dersinde uyuyakaldı.
- Classes end today.
- Dersler bugün bitiyor.
- What time will your last class be over?
- Son dersin ne zaman bitecek?
- Mary took a self-defence class.
- Mary kendini savunma dersi aldı.
- I've been having a hard time staying awake during history classes.
- Tarih derslerinde uyanık kalmakta zorlanıyorum.
- She won't come to class tomorrow.
- Yarın derse gelmeyecek.
- I overheard Tom and Mary speaking French to each other just before class.
- Tom ve Mary'nin dersten hemen önce Fransızca konuştuklarını duydum.
- The class taught by Tom was boring.
- Tom'un dersi sıkıcıydı.
- I'm sorry I was late for class today.
- Bugün derse geç kaldığım için özür dilerim.
- I don't like the new textbook we're using in the English class.
- İngilizce dersinde kullandığımız yeni ders kitabını sevmiyorum.
- Do you have classes with her?
- Onunla dersin var mı?
- I'm going to be late for class.
- Derse geç kalacağım.
- There are no classes in August.
- Ağustos'ta ders yok.
- Do you have classes with her?
- Onunla birlikte dersiniz var mı?
- I made a frightening mask in art class.
- Sanat dersinde korkutucu bir maske yaptım.
- What time does your class end?
- Dersiniz ne zaman bitiyor?
- She skipped a class.
- Dersi asmış.
- The class starts at ten.
- Ders saat 10'da başlıyor.
- Will it be necessary for us to buy a book for this class?
- Bu ders için kitap almamız gerekecek mi?
- You get out of class?
- Dersten mi çıktın?
- We won't have class next week.
- Gelecek hafta dersimiz olmayacak.
- I skipped French class today.
- Bugün Fransızca dersini ektim.
- Tom couldn't stay awake during class.
- Tom ders sırasında uyanık kalamadı.
- I have class tonight.
- Bu akşam dersim var.
- We have four classes in the morning.
- Sabah dört dersimiz var.
- Have you already finished your composition for language class?
- Dil dersi için kompozisyonunu bitirdin mi?
- Did you go to the last class?
- Son derse gittin mi?
- Tom came up to me after class and asked me a few questions.
- Tom dersten sonra yanıma geldi ve bana birkaç soru sordu.
- Do you know the reason why he cut class today?
- Bugün onun niçin derse gelmediğini biliyor musun?
- He has two classes in the morning and one in the afternoon.
- Onun sabah iki ve öğleden sonra bir dersi var.
- There was a lot of students absent from class today.
- Bugün derse gelmeyen bir sürü öğrenci vardı.
- Tom is always late for class.
- Tom her zaman derse geç kalır.
- What time is your Basque class?
- Baskça dersin ne zaman?
- I heard him snoring during the class.
- Ders sırasında horladığını duydum.
- When do you go to class?
- Derse ne zaman gidiyorsun?
- I had to stay after class and talk to the teacher.
- Dersten sonra kalmak ve öğretmenle konuşmak zorundaydım.
- You must not speak Japanese during the class.
- Ders sırasında Japonca konuşmamalısınız.
- Right after the teacher finished the class the bell rang.
- Öğretmen dersi bitirdikten hemen sonra zil çaldı.
- Classes start at nine o'clock every day.
- Dersler her gün saat dokuzda başlıyor.
- He was late for class, as is often the case.
- Sık sık olduğu gibi derse geç kalmıştı.
- Mary took a pilates class.
- Mary bir pilates dersi aldı.
- Tom and I have a few classes together.
- Tom ve benim birlikte birkaç dersimiz var.
- How was class?
- Ders nasıldı?
- If you fail this class, you'll have to take it again next year.
- Bu derste başarısız olursanız gelecek yıl onu tekrar almanız gerekecek.
- It seems classes began yesterday.
- Görünüşe göre dersler dün başlamış.
- She often skipped class.
- O sık sık dersi astı.
- We have six classes a day.
- Günde altı derse giriyoruz.
- The teacher excused me for being late for class.
- Öğretmen derse geç kaldığım için beni mazur gördü.
- Welcome to our first Italian class.
- İlk İtalyanca dersimize hoş geldiniz.
- I haven't registered for classes yet.
- Henüz derslere kayıt yaptırmadım.
- I have a class I have to get to.
- Gitmem gereken bir ders var.
- Welcome to our first class in Italian.
- İlk İtalyanca dersimize hoş geldiniz.
- I talked to Tom after class.
- Dersten sonra Tom'la konuştum.
- Sami went to his Arabic class.
- Sami Arapça dersine gitti.
- What classes do you teach?
- Hangi derslere giriyorsun?
- What time is your first class?
- İlk dersin ne zaman?
- Classes start in the morning.
- Dersler sabah başlıyor.
- Tom is often absent from class.
- Tom sık sık derste olmuyor.
- Tom missed class today.
- Tom bugün dersi kaçırdı.
- I don't accept any kind of comment during my class.
- Dersim sırasında herhangi türde yorum kabul etmiyorum.
- Only a third of the students came to class today.
- Bugün öğrencilerin sadece üçte biri derse geldi.
- The class starts at ten.
- Ders onda başlıyor.
- He managed to be on time for class.
- Derse zamanında gelmeyi başardı.
- I like all my classes.
- Bütün derslerimi seviyorum.
- These are the names of the students who won't pass this class.
- Bunlar bu dersi geçmeyecek öğrencilerin isimleri.
- How are you going to spend your last few days before classes start again?
- Dersler başlamadan önceki son birkaç gününü nasıl geçireceksin?
- What is the next class?
- Sıradaki ders ne?
- What time is your French class?
- Fransızca dersin saat kaçta?
- They use this book in Spanish class.
- İspanyolca dersinde bu kitabı kullanıyorlar.
- She applied what she had learned in class to the experiment.
- Derste öğrendiklerini deneye uyguladı.
- I have to attend this class.
- Bu derse katılmak zorundayım.
- We don't have class on Wednesday afternoons.
- Çarşamba öğleden sonraları dersimiz yok.
- I'll see you after class.
- Dersten sonra görüşürüz.
- Does Tom have classes today?
- Tom'un bugün dersi var mı?
- What time is your French class?
- Fransızca dersin ne zaman?
- Tom can't make it to class today.
- Tom bugün derse gelemez.
- He cut classes again.
- Dersleri yine bıraktı.
- Tom didn't like French class very much.
- Tom Fransızca dersini pek sevmezdi.
- Although he was sick, he went to class.
- Hasta olmasına rağmen derse girdi.
- Tom shouldn't have skipped classes.
- Tom dersleri asmamalıydı.
- Those who have not paid their dues are asked to see me at the end of class.
- Aidatlarını ödemeyenlerin ders sonunda beni görmeleri istenir.
- Let's register for that class.
- Hadi o derse kayıt olalım.
- My Tuesdays are stuffed with classes.
- Salı günleri derslerim çok yoğun oluyor.
- Meet me after class.
- Dersten sonra benimle görüş.
- Tom skipped French class yesterday.
- Tom dün Fransızca dersini asmış.
- What time does your last class finish?
- Son dersin ne zaman bitiyor?
- Tom was given detention for talking during class.
- Tom ders sırasında konuştuğu için okuldan geç çıkma cezası aldı.
- They often skip class.
- Sık sık dersi ekiyorlar.
- Tom is always late to class.
- Tom her zaman derse geç kalır.
- When the bell rang, the teacher ended the class.
- Zil çaldığında öğretmen dersi sonlandırdı.
- I'll meet you after class.
- Dersten sonra seninle buluşacağım.
- He was late for class, as is often the case.
- Alışılageldiği üzere derse geç kalmıştı.
- Tom always takes notes in class.
- Tom derste hep not alır.
- Tom went to French class.
- Tom, Fransızca dersine girdi.
- We met in the American history class.
- Amerikan tarihi dersinde tanıştık.
- Tom was inattentive in class.
- Tom derste dikkatsizdi.
- Were you late for class today?
- Bugün derse geç mi kaldın?
- There are classes in foreign languages in our adult education project.
- Yetişkin eğitimi projemizde yabancı dil dersleri vardır.
- She often skipped class.
- Sık sık dersi asardı.
- Today I have an Esperanto class.
- Bugün Esperanto dersim var.
- Tom has classes today.
- Tom'un bugün dersleri var.
- Fred often comes late for class.
- Fred sık sık derse geç gelir.
- Is French a required class?
- Fransızca zorunlu bir ders mi?
- Instead of taking notes, I spent the whole class doodling.
- Not almak yerine, bütün dersi karalayarak geçirdim.
- Classes end today.
- Dersler bugün sona eriyor.
- Tom often cuts classes.
- Tom sık sık dersleri asar.
- I'm taking some summer classes.
- Birkaç yaz okulu dersi alıyorum.
- My physics teacher doesn't care if I skip classes.
- Fizik öğretmenim dersleri asmamı umursamaz.
- We have an English class today.
- Bugün İngilizce dersimiz var.
- In science class, we drew pictures of cells.
- Fen dersinde hücrelerin resimlerini çizdik.
- This teacher is in charge of the third year class.
- Bu öğretmen üçüncü sınıf dersinden sorumludur.
- Tom left school right after class.
- Tom dersten hemen sonra okuldan ayrıldı.
- I heard him snoring during the class.
- Onu derste horlarken duydum.
- I'll be late for my classes.
- Derslerime geç kalacağım.
- How are you going to spend your last few days before classes start again?
- Dersler tekrar başlamadan önceki son birkaç gününü nasıl geçireceksin?
- If the university doesn't have enough students, the administration will cancel the class.
- Eğer üniversitede yeterli sayıda öğrenci yoksa, yönetim dersi iptal edecektir.
- Have you ever overslept and missed a class?
- Hiç uyuyakaldın ve bir dersi kaçırdın mı?
- Do you enjoy your classes?
- Derslerini seviyor musun?
- The students used a magnet in science class.
- Öğrenciler fen dersinde bir mıknatıs kullandılar.
- I have to go to my afternoon class.
- Benim öğleden sonraki dersime gitmem gerek.
- The teacher was worried by his frequent absence from class.
- Öğretmen onun sık sık derse gelmemesinden endişelendi.
- What's your favorite class this year?
- Bu yıl en sevdiğin ders hangisi?
- Tom skipped all of his classes today.
- Tom bugün bütün derslerini kaçırdı.
- Tom always takes notes in class.
- Tom her zaman derste not alır.
- Classes begin next Tuesday.
- Dersler gelecek Salı başlıyor.
- How many classes do you have on Saturdays?
- Cumartesi günleri kaç tane dersiniz var?
- Your first swimming class will be tomorrow, isn't?
- İlk yüzme dersin yarın, değil mi?
- Classes are starting again soon.
- Dersler yakında tekrar başlıyor.
- Tom has no class.
- Tom'un dersi yok.
- Tom didn't like French class very much.
- Tom Fransızca dersini çok sevmedi.
- I'm sorry I was late for class today.
- Bugün derse geç kaldığım için üzgünüm.
- Our teacher is always on time for class.
- Öğretmenimiz her zaman derse zamanında gelir.
- The teacher fell asleep in class and started snoring loudly.
- Öğretmen derste uyuyakaldı ve yüksek sesle horlamaya başladı.
- I think I fell asleep during class.
- Sanırım derste uyuyakaldım.
- I assume you know there are no classes today.
- Bugün ders olmadığını bildiğini varsayıyorum.
- John is still taking journalism classes at night.
- John hâlâ gece gazetecilik dersleri alıyor.
- You should have paid more attention in physics class.
- Fizik dersine daha çok dikkat etmeliydin.
- I have never skipped a class.
- Ben dersi hiç asmadım.
- Katsuko leads her class in English.
- Katsuko dersini İngilizce işliyor.
- We'll attempt to start the class soon.
- Yakında derse başlamaya çalışacağız.
- When do classes start?
- Dersler ne zaman başlıyor?
- Stop begging for class notes.
- Ders notları için yalvarmayı bırak.
- Please bring your intermediate examination certificate with you to the first day of class.
- Lütfen dersin ilk günü ara sınav sertifikanızı yanınızda getirin.
- I was tempted to skip class and go home early.
- Dersi asıp eve erken gitmeyi canım istedi.
- They have four classes in the morning.
- Sabahları dört dersleri var.
- More often than not, students prefer club activities to academic classes.
- Çoğu zaman öğrenciler, kulüp faaliyetlerini akademik derslere tercih ederler.
- I skipped English class this afternoon.
- Bu öğleden sonraki İngilizce dersini atlattım.
- My new class starts today.
- Yeni dersim bugün başlıyor.
- Is French a required class?
- Fransızca gerekli bir ders mi?
- Students should attend classes regularly.
- Öğrenciler derslere düzenli olarak katılmalıdırlar.
- Only one student stayed after class to talk to the teacher.
- Öğretmenle konuşmak için dersten sonra sadece bir öğrenci kaldı.
- Do all of your classmates always get to class on time?
- Sınıf arkadaşlarının hepsi derse zamanında geliyor mu?
- There's no class today.
- Bugün ders yok.
- You're going to have to quit skipping classes.
- Dersleri asmayı bırakman gerekecek.
- Why I can't register for that class?
- Neden o derse kayıt olamıyorum?
- I follow French classes online.
- Fransızca derslerini internetten izliyorum.
- Tom hasn't registered for classes yet.
- Tom henüz derslere kayıt yaptırmadı.
- Why were you late for class?
- Neden derse geç kaldın?
- They often skip class.
- Sık sık dersi asarlar.
- Tom wasn't paying attention in class today.
- Tom bugün derste dikkatini vermiyordu.
- Tom talked to Mary before class.
- Tom dersten önce Mary ile konuştu.
- He's always late to class.
- Derslere hep geç kalır.
- This class will be over in ten minutes.
- Bu dersin bitmesine 10 dakika kaldı.
- Tom was late for class.
- Tom derse geç kaldı.
- When's your first class?
- İlk dersin ne zaman?
- Sami went to Arabic class.
- Sami Arapça dersine gitmiş.
- When does the class finish?
- Ders ne zaman bitiyor?
- Tom never seems to pay much attention in class.
- Tom derslere hiç dikkatini vermiyor gibi.
- Classes begin on Monday.
- Dersler pazartesi başlıyor.
- You must not speak Japanese during the class.
- Ders sırasında Japonca konuşmamalısın.
- Your first Japanese class will be tomorrow, isn't?
- İlk Japonca dersin yarın, değil mi?
- Tom often skips class.
- Tom sık sık dersi asar.
- Tom has already started classes.
- Tom çoktan derslere başladı.
- There were quite a few students absent from class today.
- Bugün derste epeyce öğrenci yoktu.
- When's your first class?
- Birinci dersin ne zaman?
- Our first class is math.
- İlk dersimiz matematik.
- I wanted to hug you before class started, but I didn't want to look like a lesbian.
- Ders başlamadan önce sana sarılmak istedim ama lezbiyen gibi görünmek istemedim.
- I'll help you register for your class online.
- Dersine internetten kayıt olmana yardım edeceğim.
- I assume you know there are no classes today.
- Sanırım bugün hiç ders olmadığını biliyorsunuz.
- The class was canceled due to the storm.
- Ders fırtına nedeniyle iptal edildi.
- We have a chemistry class together.
- Birlikte bir kimya dersimiz var.
- I don't want to be late for my first class.
- İlk dersime geç kalmak istemiyorum.
- The teacher was worried by Tom's frequent absences from class.
- Tom'un derse sık devamsızlığı öğretmeni endişelendirdi.
- Tom skips class too often.
- Tom çok sık dersi asar.
- What classes do you have tomorrow?
- Yarın hangi dersin var?
- Tom skipped all of his afternoon classes today.
- Tom bugün öğleden sonraki tüm derslerini ekti.
- Your first swimming class will be tomorrow, isn't?
- İlk yüzme dersin yarın olacak, değil mi?
- He was given detention for talking during class.
- Derste konuştuğu için ceza aldı.
- I don't accept any kind of comment during my class.
- Ders sırasında hiçbir yorum kabul etmiyorum.
- Why are conventional language classes so boring?
- Neden geleneksel dil dersleri bu kadar sıkıcı?
- Tom talked to Mary after class.
- Tom dersten sonra Mary ile konuştu.
- Do you have classes with him?
- Onunla dersin var mı?
- The teacher excused me for being late for class.
- Öğretmen derse geç kaldığım için beni affetti.
- Mary is offering free online yoga classes.
- Mary ücretsiz online yoga dersleri veriyor.
- What time does your last class end?
- En son dersin kaçta bitiyor?
- What time do you get out of class?
- Dersten ne zaman çıkarsın?
- He made it to the classes on time.
- Derse zamanında yetişebildi.
- We have to memorize this poem by the next class.
- Bu şiiri bir sonraki derse kadar ezberlemeliyiz.
- I'm taking some summer classes.
- Bazı yaz dersleri alıyorum.
- Tom is taking a French class this semester.
- Tom bu dönem Fransızca dersi alıyor.
- Tom isn't going to pass his French class.
- Tom Fransızca dersini geçmeyecek.
- He dozed off in history class.
- Tarih dersinde uyuyakaldı.
- Tom hasn't missed a single class.
- Tom tek bir dersi bile kaçırmadı.
- Your first Japanese class will be tomorrow, isn't?
- İlk Japonca dersin yarın olacak, değil mi?
- Why are you late to class?
- Neden derse geç kaldınız?
- Do you know why he skipped class today?
- Bugün neden dersi ektiğini biliyor musun?
- Tom has no classes at all on Monday.
- Tom'un pazartesi günü hiç dersi yok.
- Tom took a self-defense class.
- Tom savunma dersi aldı.
- What classes did you have today?
- Bugün hangi dersleri aldın?
- We start classes next Monday.
- Derslere önümüzdeki pazartesi başlıyoruz.
- I took an art class last year.
- Geçen yıl bir sanat dersi aldım.
- Don't chew gum in class.
- Derste sakız çiğnemeyin.
- If you skip my class, I will kill you.
- Dersime girmezsen seni öldürürüm.
- I have class tonight.
- Bu gece dersim var.
- He won't come to class tomorrow.
- O, yarın derse gelmeyecek.
- Classes at the community center are free.
- Halk merkezindeki dersler ücretsiz.
- Classes begin at 8 o'clock.
- Dersler saat sekizde başlar.
- Classes will resume Monday.
- Dersler pazartesi günü devam edecektir.
- I don't like French class.
- Fransızca dersini sevmiyorum.
- I have class in an hour.
- Bir saat sonra dersim var.
- He has two classes in the morning and one in the afternoon.
- Sabah iki, öğleden sonra bir dersi var.
- Classes start in the morning.
- Dersler sabah başlar.
- Tom attends maths enrichment classes after school.
- Tom okuldan sonra matematik zenginleştirme derslerine katılıyor.
- I'll miss the English class today.
- Bugün İngilizce dersini kaçıracağım.
- Tom took notes during class.
- Tom, ders sırasında notlar aldı.
- I have two classes tomorrow morning.
- Yarın sabah iki dersim var.
- Such extra-curricular classes are available only for children who have difficulties in science.
- Böyle müfredat dışı dersler yalnızca fende zorluk çeken çocuklar için geçerlidir.
- Tom cut classes again.
- Tom, tekrar dersleri astı.
- We have no classes on Wednesday afternoons.
- Çarşamba öğleden sonraları dersimiz yok.
- The teacher was worried by Tom's frequent absences from class.
- Öğretmen Tom'un sık sık derse gelmemesinden endişe duyuyordu.
- Was Tom in class?
- Tom derste miydi?
- Mary took a yoga class.
- Mary yoga dersi aldı.
- Tom was late for class yesterday because he had an accident.
- Tom dün derse geç kaldı çünkü bir kaza geçirdi.
- Tom quit attending university classes.
- Tom üniversite derslerine girmeyi bıraktı.
- Classes begin at 8 o'clock.
- Dersler saat 8'de başlıyor.
- The class is about to start.
- Ders başlamak üzere.
- He needs to study more if he hopes to pass this class.
- Bu dersi geçmeyi umuyorsa daha fazla çalışması gerekiyor.
- Tom is never late for class.
- Tom derse hiç geç kalmaz.
- Do we have classes this Friday?
- Bu cuma derslerimiz var mı?
- Tom didn't attend class today.
- Tom bugün derse katılmadı.
- I've fallen asleep in class several times.
- Derste birkaç kez uyuyakaldım.
- She went on talking to her friend even after the class began.
- Ders başladıktan sonra bile arkadaşıyla konuşmaya devam etti.
- We have five classes every day except Saturday.
- Cumartesi hariç her gün beş dersimiz var.
- Classes started last month.
- Dersler geçen ay başladı.
- I have a separate notebook for each class.
- Her ders için ayrı bir defterim var.
- I'm going to teach one of Tom's advanced classes while he's in Boston.
- Boston'dayken Tom'un ileri seviye derslerinden birine gireceğim.
- The physics teacher was late to class, as usual.
- Fizik öğretmeni her zamanki gibi derse geç kaldı.
- Dan didn't even take basic anatomy classes.
- Dan temel anatomi derslerine bile girmedi.
- He often cuts classes on Monday and Saturday.
- Derslerini genellikle Pazartesi ve Cumartesi günleri asıyor.
- We have four French classes a week.
- Haftada dört kez Fransızca dersimiz var.
- Students must keep silent during a class.
- Öğrenciler ders sırasında sessiz kalmalıdır.
- Don't skip classes, okay?
- Dersleri asmayın, tamam mı?
- Tom and Mary cut classes and went to the zoo.
- Tom ve Mary dersleri asıp hayvanat bahçesine gittiler.
- Do all of your classmates always get to class on time?
- Sınıf arkadaşlarınızın hepsi her zaman zamanında derse giriyor mu?
- You must not speak Japanese during the class.
- Ders esnasında Japonca konuşmamalısın.
- I hated history class.
- Tarih dersinden nefret ettim.
- What's your favorite class?
- En sevdiğiniz ders nedir?
- What time does your last class end?
- Son dersiniz ne zaman bitiyor?
- What time does your first class start?
- İlk dersin ne zaman başlıyor?
- She's signed up for a couple of night classes at the local college.
- Yerel üniversitede birkaç gece dersine kaydoldu.
- I learned the lotus position in yoga class.
- Yoga dersinde lotus pozisyonunu öğrendim.
- Tom showed up late for class.
- Tom derse geç geldi.
- Classes begin on Monday.
- Dersler pazartesi günü başlıyor.
- Don't skip classes, okay?
- Dersleri aksatma, tamam mı?
- What time is your first class?
- İlk dersin saat kaçta?
- Was Tom late for class?
- Tom derse geç mi kaldı?
- Tom and I have some classes together.
- Tom ve benim birlikte bazı derslerimiz var.
- Are we going to register for that class?
- O derse kayıt yaptıracak mıyız?
- As is often the case with him, he was late for class.
- Sık sık yaptığı gibi, derse geç kaldı.
- Tom took an anger management class.
- Tom öfke kontrolü dersi aldı.
- During the class she fell asleep in spite of herself.
- Ders sırasında elinde olmadan uyuyakaldı.
- I'll meet you after class.
- Dersten sonra buluşuruz.
- Tom fell asleep during sex ed class.
- Tom cinsel eğitim dersi sırasında uykuya daldı.
- Tom skipped a couple of classes today.
- Tom bugün birkaç dersten kaçtı.
- Did Tom skip class again today?
- Tom bugün yine dersi asmış mı?
- Did Tom skip class again today?
- Tom bugün yine dersi mi astı?
- Tom is always late for class.
- Tom derse hep geç kalır.
- I've just spoken to your French teacher and he says you're doing well in his class.
- Az önce Fransızca öğretmeninle konuştum ve derslerinde çok başarılı olduğunu söyledi.
- My class was canceled.
- Benim dersim iptal edildi.
- I have class tomorrow.
- Yarın dersim var.
- At what time does your class end?
- Saat kaçta dersiniz biter?
- That computer class was a waste of time.
- O bilgisayar dersi bir zaman kaybıydı.
- Tom needs to study harder if he wants to pass this class.
- Bu dersi geçmek istiyorsa Tom'un daha çok çalışması gerekiyor.
- I warned you about how boring that class would be.
- O dersin ne kadar sıkıcı olacağı hakkında seni uyardım.
- I have to go to my afternoon class.
- Öğleden sonraki dersime gitmeliyim.
- How was the French class?
- Fransızca dersi nasıldı?
- Tell Tom about your classes at Harvard.
- Tom'a Harvard'daki derslerinden bahset.
- I have to do this before class.
- Bunu dersten önce yapmalıyım.
- I have never skipped a class.
- Hiçbir dersi kaçırmadım.
- What time is class for you?
- Senin dersin kaçta?
- I also teach Brazilian Portuguese classes.
- Brezilya Portekizcesi dersleri de veriyorum.
- Tom often comes to class late.
- Tom sık sık derse geç gelir.
- I heard Tom snoring during the class.
- Ders sırasında Tom'un horladığını duydum.
- He won't come to class tomorrow.
- Yarın derse gelmeyecek.
- The teacher was worried by his frequent absences from class.
- Sık sık derse gelmemesi öğretmenini endişelendiriyordu.
- Sami went to Arabic class.
- Sami Arapça dersine gitti.
- Our class has just finished.
- Dersimiz yeni bitti.
- We have to memorize this poem by the next class.
- Bir dahaki derse kadar bu şiiri ezberlememiz gerekiyor.
- How long is a class?
- Bir ders ne kadar sürer?
- The bell announces the end of the classes.
- Zil derslerin bittiğini duyuruyor.
- Tom has classes today.
- Tom'un bugün dersi var.
- I cannot continue my class with you chattering to one another.
- Siz birbirinizle konuşurken dersime devam edemem.
- He was absent from class.
- Derse gelmedi.
- I didn't go to any of my afternoon classes.
- Öğleden sonraki derslerimin hiçbirine gitmedim.
- Do not talk to others during class!
- Ders sırasında başkalarıyla konuşma!
- I didn't go to French class yesterday.
- Dün Fransızca dersine gitmedim.
- Tom left school right after class.
- Tom dersten hemen sonra okulu terk etti.
- There are no classes today.
- Bugün ders yok.
- Tom skips class too often.
- Tom dersi çok sık asıyor.
- She fell asleep during class.
- Derste uyuyakaldı.
- I have a separate notebook for each class.
- Her ders için ayrı defterim var.
- I made a scary mask in art class.
- Sanat dersinde korkunç bir maske yaptım.
- I like French class.
- Fransızca dersini seviyorum.
- Tom often comes to class late.
- Tom genellikle derse geç gelir.
- When will the Italian class start?
- İtalyanca dersi ne zaman başlayacak?
- Tom took a creative writing class.
- Tom yaratıcı yazım dersi aldı.
- Let's register for that class.
- O derse kayıt olalım.
- Tom hasn't been attending classes.
- Tom derslere katılmıyormuş.
- We'll dismiss class early today.
- Bugün dersi erken bitireceğiz.
- All of our afternoon classes have been cancelled.
- Öğleden sonraki tüm derslerimiz iptal edildi.
- I cut classes.
- Dersleri kestim.
- Sami attended theater classes.
- Sami tiyatro derslerine katıldı.
- Do you have classes with him?
- Onunla birlikte dersiniz var mı?
- Why did I fail your class?
- Neden senin dersinden kaldım?
- The bell announces the end of the classes.
- Zil, dersin sonunu duyurur.
- Tom often cuts class.
- Tom çoğunlukla derse gelmez.
- See you next class.
- Bir dahaki derste görüşürüz.
- You must not speak Japanese during the class.
- Ders esnasında Japonca konuşmamalısınız.
- Tom and I have some classes together.
- Tom ve benim birlikte derslerimiz var.
- We have five English classes a week.
- Haftada beş İngilizce dersimiz var.
- Why did you leave the class yesterday?
- Dün dersi neden terk ettin?
- I don't want to be late for class on the first day.
- İlk günde derse geç kalmak istemiyorum.
- Some students like this class, others don't.
- Bu dersi bazı öğrenciler seviyor, bazıları sevmiyor.
- We clean our classroom after the class is over.
- Ders bittikten sonra sınıfımızı temizliyoruz.
- Tom hated his French class.
- Tom Fransızca dersinden nefret ederdi.
- As is often the case with him, he was late for class today.
- Çoğu zaman olduğu gibi, o bugün derse geç kalmıştı.
- Tom was late for class, as is often the case.
- Tom sık sık olduğu gibi derse geç kaldı.
- Tom showed up late to class.
- Tom derse geç geldi.
- Start at once, and you'll be in time for class.
- Hemen fırlayın, derse yetişirsiniz.
- Have you ever overslept and missed a class?
- Hiç uyuyakalıp dersi kaçırdığın oldu mu?
- Tom seems to be paying more attention in class today than he usually does.
- Tom bugün derslere her zamankinden daha fazla dikkat ediyor gibi görünüyor.
- It sounds like you will have class on Saturday as well.
- Cumartesi günü de dersiniz olacak gibi görünüyor.
- I spoke with Tom after class.
- Dersten sonra Tom'la konuştum.
- I'm never late for class.
- Derse hiç geç kalmam.
- We studied about King Henry VIII in our history class today.
- Bugün tarih dersimizde Kral 8. Henry hakkında çalıştık.
- Classes start on Monday.
- Dersler, pazartesi başlıyor.
- Please put everything not related to this class in your bags.
- Lütfen bu dersle ilgili olmayan her şeyi çantanıza koyun.
- It's not too much to ask you to come to class on time.
- Derse zamanında gelmenizi istemek çok fazla bir şey değil.
- Classes started in October.
- Dersler Ekim'de başladı.
- We have a couple of classes together.
- Birlikte birkaç dersimiz var.
- Tom is better at science than anyone else in his class.
- Tom, fen dersinde kendi sınıfındaki herkesten daha iyidir.
- I skipped English class this afternoon.
- Bu öğleden sonra İngilizce dersine girmedim.
- Tom sits in front of me in French class.
- Tom Fransızca dersinde önümde oturuyor.
- What time does class begin?
- Ders ne zaman başlıyor?
- He took a class to learn how to manage his anger.
- Öfkesini nasıl yöneteceğini öğrenmek için bir ders aldı.
- Tom has already signed up for that class.
- Tom çoktan o derse kaydoldu.
- How are your classes?
- Derslerin nasıl?
- Don't cut your classes so often.
- Derslerine çok sık devamsızlık yapma.
- Today, Tom stayed late after class.
- Bugün Tom dersten sonra geç saate kadar kaldı.
- I had to stay after class and talk to the teacher.
- Dersten sonra kalıp öğretmenle konuşmak zorunda kaldım.
- Why don't we skip class?
- Neden dersi asmıyoruz?
- The bell announces the end of the classes.
- Zil derslerin bittiğini duyurdu.
- Tom sits behind Mary in French class.
- Tom Fransızca dersinde Mary'nin arkasında oturuyor.
- I wrote this poem during class.
- Bu şiiri derste yazdım.
- We met in the American history class.
- Biz Amerikan tarihi dersinde tanıştık.
- I learned the lotus position in yoga class.
- Ben Yoga dersinde lotus pozisyonunu öğrendim.
- Well, I have class.
- Eh, benim dersim var.
- What time do you get out of class?
- Dersten kaçta çıkıyorsun?
- Do we need to bring our dictionaries to class tomorrow?
- Yarın sözlüklerimizi derse getirmemiz gerekiyor mu?
- Do we have classes this Friday?
- Bu Cuma dersimiz var mı?
- That class takes place once per week.
- Bu ders haftada bir kez yapılıyor.
- Tom skipped class today.
- Tom bugün dersi astı.
- There are no classes today.
- Bugün hiçbir ders yok.
- Tom often dozes off in French class.
- Tom Fransızca dersinde sık sık uyukluyor.
- I'm canceling class next week.
- Gelecek hafta dersi iptal ediyorum.
- Tom came up to me after class and asked me a few questions.
- Tom dersten sonra bana geldi ve bana birkaç soru sordu.
- He left the class because he was feeling sick.
- Kendini hasta hissettiği için dersten çıktı.
- Don't talk during class.
- Ders sırasında konuşma.
- How many more classes do you have today?
- Bugün kaç dersin daha var?
- Tom used to sit on my right in science class.
- Tom fen dersinde benim sağımda otururdu.
- He's always late to class.
- O her zaman derse geç kalır.
- There's a cute guy in my yoga classes.
- Yoga derslerimde hoş bir adam var.
- Tom was late for class yesterday because he had an accident.
- Tom bir kaza geçirdiği için dün derse geç kaldı.
- How are your classes?
- Dersleriniz nasıl?
- Meet me after class.
- Dersten sonra benimle buluş.
- Tom and Mary sit next to one another in science class.
- Tom ve Mary fen dersinde yan yana oturdular.
- Don't talk to others during the class.
- Ders sırasında başkalarıyla konuşma.
- It seems classes began yesterday.
- Dersler dün başlamış gibi görünüyor.
- We'll be late for class.
- Derse geç kalacağız.
- Tom and I have a few classes together.
- Tom ve benim birlikte bir kaç dersimiz var.
- I talked to Tom after class.
- Dersten sonra Tom ile konuştum.
- Why are you late to class?
- Neden derse geç kaldın?
- The textbook we use in our French class was written by a Canadian.
- Fransızca dersimizde kullandığımız ders kitabı bir Kanadalı tarafından yazılmış.
- Tom skipped all of his afternoon classes today.
- Tom bugün öğleden sonraki tüm derslerini kaçırdı.
- Tom stayed after class to talk to the teacher.
- Tom dersten sonra öğretmenle konuşmak için kaldı.
- Tom attends maths enrichment classes after school.
- Tom, okuldan sonra matematik zenginleştirme derslerine katılır.
- Tom is often late for class, isn't he?
- Tom sık sık derse geç kalır, değil mi?
- The class start at ten.
- Ders onda başlar.
- The mathematics class is good.
- Matematik dersi iyidir.
- Mary took a pilates class.
- Mary pilates dersi aldı.
- This class will be over in ten minutes.
- Bu ders on dakika içinde bitecek.
- Tom missed class.
- Tom dersi kaçırdı.
- Tom sits in front of me in French class.
- Tom Fransızca dersinde benim önümde oturur.
- I was called on in English class.
- İngilizce dersinde beni çağırdılar.
- Tom didn't have any classes today.
- Tom'un bugün hiç dersi yoktu.
- Tom wasn't in class yesterday.
- Tom dün derste değildi.
- Tom didn't have any classes today.
- Tom'un bugün dersi yoktu.
- Students must keep silent during a class.
- Öğrenciler, ders süresince sessiz olmalıdır.
- I took a cooking class last spring and learned to bake bread.
- Ben geçen baharda bir aşçılık dersi aldım ve ekmek pişirmeyi öğrendim.
- He didn't attend class.
- Derse katılmadı.
- I did some extra credit work in order to pass that class.
- O dersten geçmek için fazladan kredili ödev yaptım.
- Tom and Mary sit next to one another in science class.
- Tom ve Mary fen dersinde yan yana oturuyorlardı.
- I don't have classes.
- Dersim yok.
- We start classes next Monday.
- Önümüzdeki pazartesi derslere başlıyoruz.
- Harry was late for class yesterday because of his accident.
- Harry, dün geçirdiği kaza yüzünden derse geç kaldı.
- I love all of my classes.
- Bütün derslerimi seviyorum.
- The teacher kicked us out of class.
- Öğretmen bizi dersten attı.
- Do you enjoy your classes?
- Derslerinden hoşlanıyor musun?
- Mary is offering free online yoga classes.
- Mary internet üzerinden ücretsiz yoga dersi veriyor.
- He fell asleep during class.
- Derste uyuyakaldı.
- He missed class.
- Dersi kaçırdı.
- Classes are over.
- Dersler bitti.
- I've been having a hard time staying awake during history classes.
- Tarih dersleri sırasında uyanık kalmakta zorluk yaşıyorum.
- See you after class.
- Dersten sonra görüşürüz.
- What's your least favorite class?
- En sevmediğin ders hangisi?
- Tom skipped a couple of classes today.
- Tom bugün birkaç dersi astı.
- Classes start at nine o'clock every day.
- Dersler her gün saat dokuzda başlar.
- He fell asleep during class.
- O, ders sırasında uyuyakaldı.
- The class start at ten.
- Ders 10'da başlıyor.
- How many classes do you have on Saturdays?
- Cumartesi günleri kaç dersiniz var?
- Our professor is always on time for his class.
- Bizim profesör dersine her zaman vaktinde gelir.
- We have a few classes together.
- Bizim birlikte birkaç dersimiz var.
- I was late for class.
- Derse geç kaldım.
- What is the next class?
- Gelecek ders nedir?
- Tom isn't going to pass his French class.
- Tom Fransızca dersini geçemeyecek.
- Students usually like club activities better than their classes.
- Öğrenciler genellikle kulüp aktivitelerini derslerinden daha çok severler.
- Don't talk during class.
- Ders esnasında konuşma.
- He needs to study more if he hopes to pass this class.
- Bu dersten geçmeyi umuyorsa daha çok çalışması lazım.
- Such extra-curricular classes are available only for children who have difficulties in science.
- Bu tür müfredat dışı dersler sadece fen bilimlerinde zorluk çeken çocuklar için mevcuttur.
- When does your next class start?
- Bir sonraki dersin ne zaman başlıyor?
- We have six classes a day.
- Günde altı dersimiz var.
- I want to talk to you after class.
- Dersten sonra seninle konuşmak istiyorum.
- Regular attendance is important in a foreign language class.
- Yabancı dil dersine düzenli katılım önemlidir.
- Tom hasn't registered for classes yet.
- Tom henüz dersler için kaydolmadı.
- The next class starts in five minutes.
- Bir sonraki ders beş dakika içinde başlıyor.
- Tom sits behind Mary in French class.
- Tom Fransızca dersinde Mary'nin arkasında oturur.
- What time's your class tomorrow?
- Yarın dersin kaçta?
- Tom is often late for class, isn't he?
- Tom sık sık derse geç kalıyor, değil mi?
- Let's cut class.
- Dersi asalım.
- What time does your next class begin?
- Bir sonraki dersin ne zaman başlıyor?
- I wouldn't want you to be late for class.
- Derse geç kalmanı istemem.
- If you skip my classes, I'll kill you.
- Derslerimi asarsan seni öldürürüm.
- I fell asleep in class yesterday.
- Dün derste uyuyakaldım.
- He is better at science than anyone else in his class.
- Fen bilimleri dersinde sınıfının en iyisi.
- What's your favorite class this semester?
- Bu dönem en sevdiğin ders hangisi?
- Tom hated his French class.
- Tom, Fransızca dersinden nefret ediyordu.
- How many classes do you have on Monday?
- Pazartesi günü kaç dersiniz var?
- Class doesn't begin until eight-thirty.
- Ders 8:30'a kadar başlamaz.
- We have four French classes a week.
- Haftada dört Fransızca dersimiz var.
- The teacher was worried by her frequent absence from class.
- Onun sık sık derse gelmemesi öğretmeni endişelendiriyordu.
- Students usually like club activities better than their classes.
- Genellikle öğrenciler kulüp faaliyetlerini derslerinden daha çok severler.
- James had a great fear of making mistakes in class and being reprimanded.
- James derste hatalar yapmaktan ve azarlanmaktan çok korkardı.
- Classes start tomorrow.
- Dersler yarın başlıyor.
- Our professor is always on time for his class.
- Profesörümüz her zaman derse zamanında gelir.
- We don't have classes next week.
- Haftaya dersimiz yok.
- Was Tom late for class?
- Tom derse geç kaldı mı?
- I also teach Brazilian Portuguese classes.
- Brezilya Portekizcesi dersi de veriyorum.
- The bell announces the end of the classes.
- Dersin sonunda zil çalar.
- Mary seemed reluctant to join the class.
- Mary derse katılmakta isteksiz görünüyordu.
- We have five English classes a week.
- Bir haftada beş İngilizce dersimiz var.
- Tom was late for class.
- Tom derse geç kalmıştı.
- The Spanish class will resume tomorrow.
- İspanyolca dersi yarın devam edecek.
- She fell asleep during class.
- Ders sırasında uyuyakaldı.
- Classes have been suspended due to floods.
- Sel nedeniyle derslere ara verildi.
- Our first class is math.
- Birinci dersimiz matematiktir.
- We have 5 English classes in a week.
- Bir haftada 5 İngilizce dersim var.
- What classes did you have today?
- Bugün hangi derslere girdin?
- I used to skip classes a lot.
- Derslerden çok kaytarırdım.
- I don't spend much time preparing for English classes.
- İngilizce derslerine hazırlanmak için fazla zaman harcamıyorum.
- Tom enrolled in night classes at a local college.
- Tom yerel bir üniversitede gece derslerine kaydoldu.
- Tom was given detention for talking during class.
- Tom'a, ders sırasında konuştuğu için okuldan geç çıkma cezası verildi.
- What time does your next class begin?
- Bir sonraki dersin ne zaman başlar?
- What time does class begin?
- Ders ne zaman başlar?
- Her cellphone rang during class.
- Ders sırasında cep telefonu çaldı.
- The teacher started class immediately after entering the classroom.
- Öğretmen sınıfa girdikten hemen sonra derse başladı.
- We have 5 English classes in a week.
- Haftada 5 İngilizce dersimiz var.
- How do you like your French classes?
- Fransızca derslerini nasıl buluyorsun?
- Tom cut classes again.
- Tom yine dersleri astı.
- Do you have classes this Friday?
- Bu cuma dersiniz var mı?
- May I please be excused from class?
- Lütfen dersten muaf tutulabilir miyim?
- What classes do you have tomorrow?
- Yarın hangi derslerin var?
- What'll you do after this class?
- Bu dersten sonra ne yapacaksın?
- He didn't go to class.
- O, derse katılmadı.
- There's a guy in my yoga class.
- Yoga dersinde bir adam var.
- Classes begin next week.
- Dersler gelecek hafta başlıyor.
- My Tuesdays are stuffed with classes.
- Salı günlerim ders bakımından çok yoğun.
- As is often the case with him, he was late for class today.
- Her zaman olduğu gibi bugün de derse geç kaldı.
- We discussed gun control in social studies class.
- Sosyal bilgiler dersinde silah satışını kısıtlayan düzenlemeyi tartıştık.
- What time does your last class end?
- Son dersin ne zaman bitiyor?
- Tom needs to study more if he hopes to pass this class.
- Tom'un bu dersi geçebilmesi için daha fazla çalışması gerekiyor.
- She skipped a class.
- O, dersi astı.
- My Tuesdays are stuffed with classes.
- Salı günlerim derslerle dolu.
- Tom often cuts classes.
- Tom sık sık dersleri asıyor.
- I attended his classes and learned how to draw.
- Onun derslerine katıldım ve nasıl çizim yapılacağını öğrendim.
- He is better at science than anyone else in his class.
- Fen derslerinde sınıftaki herkesten daha iyi.
- Everybody came to the class on time.
- Herkes derse zamanında geldi.
- I should've paid more attention in French class.
- Fransızca dersine daha çok dikkat etmeliydim.
- Let's skip class.
- Dersi atlayalım.
- I've got a class in a few minutes.
- Birkaç dakika sonra dersim var.
- As usual, the physics teacher was late for class.
- Her zaman olduğu gibi, fizik öğretmeni derse geç kalmıştı.
- Tom fell asleep during class.
- Tom ders sırasında uyuyakaldı.
- The next class starts in five minutes.
- Bir sonraki ders beş dakika içinde başlayacak.
- What time's your class?
- Dersin kaçta?
- Regular attendance is required in that class.
- O derste düzenli katılım zorunludur.
- I completely forgot that there was class today!
- Bugün ders olduğunu tamamen unutmuşum!
- In our next class, we will study the days of the week, the months, and the seasons.
- Sonraki dersimizde, haftanın günlerini, ayları ve mevsimleri çalışacağız.
- We're going to be late for class.
- Derse geç kalacağız.
- Was Tom in history class today?
- Tom bugün tarih dersinde miydi?
- Classes start at eight in the morning.
- Dersler sabah saat sekizde başlar.
- I'm taking a dance class.
- Ben bir dans dersi alıyorum.
- She skipped class to hang out with her friends.
- Arkadaşlarıyla takılmak için dersi asmıştı.
- Tell Tom about your classes at Harvard.
- Tom'a Harvard'taki derslerinden bahset.
- What's going to happen after class?
- Dersten sonra ne olacak?
- Tom took a yoga class.
- Tom bir yoga dersi aldı.
- I don't have classes today.
- Bugün dersim yok.
- Why were you late for class?
- Derse niye geciktin?
- I like English class.
- İngilizce dersini seviyorum.
- As is often the case with him, he was late for class.
- Çoğu zaman olduğu gibi, o derse geç kalmıştı.
- Tom is going to be late for class.
- Tom derse geç kalacak.
- Tom and Mary both stayed late after class.
- Hem Tom hem de Mary dersten sonra geç saatlere kadar kaldılar.
- I missed the first class.
- İlk dersi kaçırdım.
- Tom wasn't paying attention in class.
- Tom derste dikkatini vermiyordu.
- Do you have classes this Friday?
- Bu cuma dersleriniz var mı?
- I'm late for class.
- Derse geç kaldım.
- Don't talk to others during the class.
- Ders sırasında diğerleriyle konuşma.
- Tom took a self-defense class.
- Tom kendini savunma dersi aldı.
- Tom is quite often late for class.
- Tom sık sık derse geç kalır.
- He fell behind in his English class.
- İngilizce dersinde geride kaldı.
- Students should attend classes regularly.
- Öğrenciler derslere düzenli olarak katılmalı.
- I have to take some photos for my class project.
- Ders projem için bazı fotoğraflar çekmek zorundayım.
- Can we talk after class?
- Dersten sonra konuşabilir miyiz?
- What time's your class?
- Dersiniz saat kaçta?
- I cut classes again today.
- Bugün dersleri yine asıyorum.
- Do you actually go to dancing class?
- Sen gerçekten dans dersine gidiyor musun?
- We have two classes in the afternoon.
- Öğleden sonra iki dersimiz var.
Show More (730)
|
