|
- I've have already ordered a pizza and a couple of drinks for us.
- Bizim için bir pizza ve birkaç içki sipariş ettim bile.
- I met Tom for a few drinks after work.
- İşten sonra birkaç içki için Tom'la buluştum.
- Tom is preparing drinks.
- Tom içki hazırlıyor.
- Tom bought me drinks all night.
- Tom bütün gece bana içkiler aldı.
- I forgot to pay for the drinks.
- İçkilerin parasını ödemeyi unuttum.
- No intelligent person drinks and then drives.
- Hiçbir akıllı insan içki içip araba kullanmaz.
- Which drinks don't you like?
- Hangi içkileri sevmiyorsun?
- The drinks at Tom's daughter's wedding cost him a bundle.
- Tom'un kızının düğünündeki içkiler ona pahalıya patladı.
- After a couple of drinks, the guy was feeling no pain.
- Birkaç içkiden sonra adam acı hissetmiyordu.
- Tom ordered drinks for Mary and himself.
- Tom, Mary ve kendisi için içki sipariş etti.
- What kinds of tropical drinks do you have?
- Ne tür tropikal içkileriniz var?
- Don't forget the drinks.
- İçkileri unutma.
- Tom handed Mary one of the drinks.
- Tom içkilerden birini Mary'ye uzattı.
- Sami bought Layla drinks.
- Sami, Layla'ya içki ısmarladı.
- Tom bought Mary a few drinks.
- Tom, Mary'ye birkaç içki ısmarladı.
- Can we have our drinks, please?
- İçkilerimizi alabilir miyiz, lütfen?
- I tried a glass of one of the emperor's favorite drinks that used to be served in the palace.
- Eskiden sarayda servis edilen, imparatorun en sevdiği içkilerden birinden bir bardak denedim.
- How many drinks are there?
- Kaç tane içki var?
- I will buy drinks for you all.
- Hepinize içki ısmarlayacağım.
- Can somebody get them drinks?
- Biri onlara içki alabilir mi?
- Can I get you guys drinks?
- Size içki getireyim mi beyler?
- The drinks are half price until six.
- İçkiler saat altıya kadar yarı fiyatına.
- I bought her some drinks.
- Ben de ona içki aldım.
- I'll be counting on you to bring the drinks.
- İçkileri getirmen için sana güveneceğim.
- Can somebody get them drinks?
- Biri onlara içki getirebilir mi?
- I'll buy the drinks.
- İçkileri alacağım.
- Tom and Mary both have drinks in their hands.
- Tom ve Mary'nin ikisinin de elinde içki var.
- Sami needed drinks.
- Sami'nin içkiye ihtiyacı vardı.
- It looks like Tom has had a few too many drinks.
- Tom içkiyi fazla kaçırmış gibi görünüyor.
- The drinks were free.
- İçkiler bedavaydı.
- Tom bought me drinks all night.
- Tom bütün gece bana içki ısmarladı.
- Tom met Mary and her friends for drinks after work.
- Tom işten sonra Mary ve arkadaşlarıyla içki için buluştu.
- The drinks at Tom's daughter's wedding cost him a bundle.
- Tom'un kızının düğünündeki içkiler ona çok pahalıya mal oldu.
- I forgot to pay for the drinks.
- İçkiler için para ödemeyi unuttum.
- After pouring drinks, Tom put the bottle down in front of Mary.
- İçkileri doldurduktan sonra, Tom şişeyi Mary'nin önüne koydu.
- I was surprised when Tom bought a round of drinks for everyone at the bar.
- Tom bardaki herkese birer içki ısmarladığında çok şaşırdım.
- Tom bought drinks for everyone at the bar.
- Tom bardaki herkese içki ısmarladı.
- I bought her some drinks.
- Ona birkaç içki ısmarladım.
- After pouring drinks, Tom put the bottle down in front of Mary.
- Tom içkileri doldurduktan sonra şişeyi Mary'nin önüne koydu.
- Nobody ever got rich by saving on drinks.
- Kimse içkiden tasarruf ederek zengin olmamıştır.
- Do you have any non-alcoholic drinks?
- Alkolsüz içkin var mı?
- Tom put the drinks on the table.
- Tom içkileri masaya koydu.
- On my birthday, everyone in the bar was buying me drinks.
- Doğum günümde, bardaki herkes bana içkiler ısmarlıyordu.
- Thank you for the drinks.
- İçkiler için teşekkür ederim.
- Tom bought drinks for everybody in the bar.
- Tom bardaki herkese içki ısmarladı.
- I'll pay for the drinks.
- İçkilerin parasını ben öderim.
- I would like to order drinks now.
- Şu an içki sipariş etmek istiyorum.
- Tom bought drinks for everybody in the bar.
- Tom bardaki herkes için içki ısmarladı.
- People have been buying me drinks all night.
- İnsanlar bütün gece bana içki ısmarladı.
- My father neither drinks nor smokes.
- Babam ne içki ne de sigara içer.
- I'll get some drinks.
- Biraz içki alacağım.
- The drinks are complimentary.
- İçkiler ücretsiz.
- She had a few more drinks.
- O birkaç içki daha içti.
- I'll get us a couple of drinks.
- Bize birkaç içki getireceğim.
- Do you have alcohol-free drinks?
- Alkolsüz içkileriniz var mı?
- Let me get us some more drinks.
- Bize biraz daha içki alayım.
- Let me fix us a couple of drinks first.
- Önce kendimize birkaç içki hazırlayayım.
- Sami needs to get some drinks.
- Sami'nin içkiye ihtiyacı var.
- I paid for the drinks.
- İçkileri ödedim.
- After three drinks, the man passed out.
- Üç içkiden sonra, adam kendinden geçti.
- Tom bought drinks for everyone at the bar.
- Tom, barda herkes için içki ısmarladı.
- Let me fix us a couple of drinks first.
- Önce bize birkaç içki hazırlayayım.
- After a couple of drinks, the guy was feeling no pain.
- Birkaç içkiden sonra, adam hiç acı hissetmedi.
- Tom bought drinks for everybody.
- Tom herkes için içki satın aldı.
- Come on, drinks are on me.
- Hadi ama, içkiler benden.
- We spent seven thousand dollars on drinks in total.
- Toplamda içkiler için 7000 dolar harcadık.
- I've have already ordered a pizza and a couple of drinks for us.
- Zaten bizim için bir pizza ve birkaç içki ısmarladım.
- The bartender mixed the drinks.
- Barmen içkileri karıştırdı.
- The drinks were free.
- İçkiler ücretsizdi.
- I'll pay for the drinks.
- İçkileri ben ödeyeceğim.
- Our drinks were expensive and watered down.
- İçkilerimiz pahalı ve sulandırılmıştı.
- How many drinks did you have?
- Kaç tane içkin vardı?
- Drinks are on me.
- İçkiler benden.
- I bought Tom some drinks.
- Tom'a birkaç içki ısmarladım.
- I paid for the drinks.
- İçkilerin parasını ödedim.
- After about five drinks, Tom's behaviour becomes unpredictable.
- Yaklaşık beş içkiden sonra, Tom'un davranışı öngörülemez olur.
- My father doesn't just smoke, he drinks too.
- Babam sadece sigara içmez, içki de içer.
- The drinks are on you.
- İçkiler senden.
- I bought Tom some drinks.
- Tom'a içkiler aldım.
- Tom is buying us a round of drinks.
- Tom bize birer içki ısmarlıyor.
- Who paid for these drinks?
- Bu içkilerin parasını kim ödedi?
- Can I get you guys drinks?
- Size içki alabilir miyim?
- I'll be counting on you to bring the drinks.
- İçkileri getirmenize güveniyor olacağım.
- They all have drinks.
- Hepsinin içkisi var.
- We'll provide drinks and dessert.
- İçki ve tatlı sağlayacağız.
- I've already ordered us some drinks.
- Bize içki sipariş ettim bile.
- I'll buy the drinks.
- İçkileri satın alacağım.
- Come on, drinks are on me.
- Hadi, içkiler benden.
- Tom and Mary both have drinks in their hands.
- Hem Tom'un hem de Mary'nin ellerinde içkileri var.
- Tom walked into the living room with two drinks in his hands.
- Tom elinde iki içkiyle oturma odasına girdi.
- Nobody ever got rich by saving on drinks.
- İçkiden kısarak zengin olan hiç kimse yoktur.
- If you arrive home before me, please feel free to have a few drinks and relax.
- Eve benden önce varırsanız, lütfen birkaç kadeh içki içip dinlenmekten çekinmeyin.
- Are drinks free?
- İçkiler bedava mı?
- I'll be right back with your drinks.
- İçkilerinizi hemen getireceğim.
- No intelligent person drinks and then drives.
- Hiçbir akıllı kişi içki içip sonra araba sürmez.
- He bought us some drinks.
- Bize içki aldı.
- I've already ordered us some drinks.
- Zaten bize birkaç içki ısmarladım.
- I tried a glass of one of the emperor's favorite drinks that used to be served in the palace.
- İmparatorun sarayda servis edilen gözde içkilerinin birinden bir bardak denedim.
- On my birthday, everyone in the bar was buying me drinks.
- Doğum günümde bardaki herkes bana içki ısmarlıyordu.
- We'll provide drinks and dessert.
- İçki ve tatlı sunacağız.
- Tom bought drinks for everybody.
- Tom herkese içki ısmarladı.
- Why don't I get us some drinks?
- Neden bize biraz içki almayayım?
Show More (99)
|
|
- It would be a nice place for breakfast or afternoon drinks.
- Kahvaltı ya da öğleden sonra içecekleri için güzel bir yer olurdu.
- We'll provide drinks and dessert.
- İçecek ve tatlı sağlayacağız.
- Sugary drinks have no nutritional value and contribute significantly to weight gain.
- Şekerli içeceklerin hiçbir besin değeri yoktur ve kilo alımına önemli ölçüde etki yapar.
- Tom ordered drinks for Mary and himself.
- Tom, Mary ve kendisi için içecek sipariş etti.
- The drinks are complimentary.
- İçecekler ücretsizdir.
- Tom bought Mary a few drinks.
- Tom Mary'ye birkaç içecek aldı.
- What kinds of tropical drinks do you have?
- Hangi tür tropikal içecekleriniz var?
- I don't like other kinds of drinks.
- Başka tür içecekleri sevmiyorum.
- Who paid for these drinks?
- Bu içecekleri kim ödedi?
- A person who drinks sugary drinks on a daily basis will consume up to 23 kilograms of sugar in a twelve month period.
- Günlük bazda şekerli içecekler içen bir kişi, on iki aylık dönemde 23 kilograma kadar şeker tüketmiş olacaktır.
- Tom handed Mary one of the drinks.
- Tom içeceklerden birini Mary'ye uzattı.
- Tom is trying to avoid drinks with sugar.
- Tom şekerli içeceklerden uzak durmaya çalışıyor.
- Why don't I get us some drinks?
- Neden bize içecek bir şeyler getirmiyorum?
- Tom loves ice-cold drinks.
- Tom buzlu soğuk içecekleri sever.
- I don't like other kinds of drinks.
- Diğer içecek çeşitlerinden hoşlanmıyorum.
- During happy hour, all drinks are half price.
- Mutlu saatler boyunca tüm içecekler yarı fiyatına.
- Don't accept drinks from strangers.
- Yabancılardan içecek kabul etmeyin.
- Tom loves ice-cold drinks.
- Tom buz gibi içeceklere bayılır.
- Do you like pineapple drinks?
- Ananaslı içecekleri sever misin?
- Tom is preparing drinks.
- Tom içecekleri hazırlıyor.
- What cold drinks do you have?
- Hangi soğuk içeceklerin var?
- I prefer soft drinks without sugar.
- Ben şekersiz içecekleri tercih ederim.
- I would like to order drinks now.
- Şimdi içecekleri şipariş etmek istiyorum.
- I don't like sweet drinks.
- Tatlı içecekleri sevmiyorum.
- She drinks non-alcoholic beer almost every day because beer is her favorite drink, but she doesn't want to drink alcohol every day.
- Neredeyse her gün alkolsüz bira içiyor çünkü bira onun en sevdiği içecek fakat her gün alkol içmek istemiyor.
- The total bill for drinks came up to 7000 dollars.
- İçeceklerin toplam faturası 7000 dolara geldi.
- Tom and I are having drinks later.
- Tom ve ben daha sonra bir şeyler içeceğiz.
- The total bill for drinks came up to 7000 dollars.
- İçecekler için toplam fatura 7000 dolara ulaştı.
- A person who drinks sugary drinks on a daily basis will consume up to 23 kilograms of sugar in a twelve month period.
- Her gün şekerli içecekler içen bir kişi on iki aylık bir süre içinde 23 kilograma kadar şeker tüketmiş olur.
- Let me get us some more drinks.
- Bize biraz daha içecek getireyim.
- Would you care for drinks?
- İçecekler ister misiniz?
- Avoid sugary drinks.
- Şekerli içeceklerden kaçının.
- I've run out of soft drinks.
- Gazlı içeceğim bitti.
- The drinks are half price until six.
- İçecekler altıya kadar yarı fiyatına.
- She drinks non-alcoholic beer almost every day because beer is her favorite drink, but she doesn't want to drink alcohol every day.
- Neredeyse her gün alkolsüz bira içiyor çünkü bira en sevdiği içecek ama her gün alkol içmek istemiyor.
- What cold drinks do you have?
- Hangi soğuk içecekler var?
- I'll get us a couple of drinks.
- Bize birkaç içecek alacağım.
- Tom returned to the table with the drinks.
- Tom içeceklerle masaya geri döndü.
- Cold drinks will be served.
- Soğuk içecekler servis edilecek.
- The bartender mixed the drinks.
- Barmen içecekleri karıştırdı.
- Tom is trying to avoid drinks with sugar.
- Tom şekerli içeceklerden kaçınmaya çalışıyor.
- Do you have any drinks?
- İçecek bir şeyiniz var mı?
- Are drinks free?
- İçecekler ücretsiz mi?
- Sami bought drinks for his daugther.
- Sami kızına içecek aldı.
- Sami needed drinks.
- Sami'nin içeceğe ihtiyacı vardı.
- Sami needs to get some drinks.
- Sami'nin biraz içecek alması gerekiyor.
- Get these folks some drinks.
- Bu insanlara içecek bir şeyler getir.
- Tom returned to the table with the drinks.
- Tom içeceklerle masaya döndü.
- The drinks were served in coconut shells.
- İçecekler hindistan cevizi kabuklarında servis edildi.
- We've got better drinks than this tea.
- Bu çaydan daha iyi içeceklerimiz var.
- Which drinks don't you like?
- Hangi içecekleri sevmiyorsun?
- I've only had two or three drinks.
- Sadece iki ya da üç içecek içtim.
- Thank you for the drinks.
- İçecekler için teşekkürler.
- We spent seven thousand dollars on drinks in total.
- Biz içeceklere toplam yedi bin dolar harcadık.
- I'll get us some drinks.
- İçecek bir şeyler getireyim.
- I hate sweet drinks.
- Tatlı içeceklerden nefret ederim.
- Do you have alcohol-free drinks?
- Alkolsüz içecekleriniz var mı ?
- The drinks looked cool and delicious.
- İçecekler soğuk ve lezzetli görünüyordu.
- Tom brought his guests some drinks.
- Tom misafirlerine içecek bir şeyler getirdi.
- The drinks looked cool and delicious.
- İçecekler güzel ve lezzetli görünüyordu.
- I'll pay for the drinks.
- İçeceklerin parasını ben vereceğim.
- I hate sweet drinks.
- Tatlı içeceklerden nefret ediyorum.
Show More (59)
|