1 |
facility |
tesis (özel bir hizmet için yapılmış) |
n. |
|
- The hotel we booked has an excellent wellness facility.
- Rezervasyon yaptırdığımız otelde harika bir sağlıklı yaşam tesisi var.
- The sooner the structural facility becomes operational, the better.
- Yapısal tesis ne kadar erken faaliyete geçerse o kadar iyi olur.
- It is more like a facility.
- Daha çok bir tesis gibi.
- We now have such a facility that contributes to our country.
- Artık ülkemize katkı sağlayan böyle bir tesisimiz var.
- Dan arrived at the maximum security facility on January 2.
- Dan 2 Ocak'ta maksimum güvenlikli tesise geldi.
- Dan was sent to a maximum security facility in Florida.
- Dan Florida'da maksimum güvenlikli bir tesise gönderildi.
- This is a great facility.
- Burası harika bir tesis.
- Dan was sent to a maximum security facility in Florida.
- Dan Florida'da bir maksimum güvenlik tesisine gönderildi.
- Dan ordered the security guards to close all the exit doors of the facility.
- Dan güvenlik görevlilerine tesisin tüm çıkış kapılarını kapatmalarını emretti.
- Layla ended up in a rehab facility in Cairo.
- Leyla, Kahire'deki bir rehabilitasyon tesisini boyladı.
- Dan was serving a life sentence in a maximum security facility.
- Dan maksimum güvenlikli bir tesiste ömür boyu hapis cezasını çekiyordu.
Show More (8)
|
2 |
facility |
yetenek |
n. |
|
- She has a surprising facility for winter sports.
- Kadının kış sporları konusunda şaşırtıcı bir yeteneği var.
- Meg has a facility for languages.
- Meg'in diller konusunda bir yeteneği var.
- Tom has a facility for acquiring foreign languages.
- Tom'un yabancı dil öğrenme yeteneği var.
Show More (0)
|
3 |
facility |
imkan |
n. |
|
- However, no non-member country has made use of this facility to date.
- Ancak bugüne kadar üye olmayan hiçbir ülke bu imkandan yararlanmamıştır.
- None of them have availed themselves of this facility.
- Hiçbiri bu imkandan yararlanmadı.
- Current regulations already provide the facility for reprogramming.
- Mevcut düzenlemeler halihazırda yeniden programlama imkanı sağlamaktadır.
Show More (0)
|
4 |
facility |
özellik |
n. |
|
- Use the search facility to find a specific word in a document.
- Bir belgede belirli bir kelimeyi bulmak için arama özelliğini kullanın.
Show More (-2)
|
5 |
facility |
hesap |
n. |
|
- A good overdraft facility at the bank is needed if money from the Social Fund is to be received.
- Sosyal Fon'dan para alınabilmesi için bankada iyi bir kredili mevduat hesabına ihtiyaç vardır.
Show More (-2)
|