|
- He landed an interview with a reputable law firm.
- Saygın bir hukuk firmasıyla iş görüşmesi yaptı.
- The firms involved, however, claim that biotechnology is needed to solve the food shortage.
- Ancak ilgili firmalar gıda sıkıntısını çözmek için biyoteknolojiye ihtiyaç olduğunu iddia ediyor.
- Piracy also jeopardises innovation and the very future of certain firms.
- Korsanlık aynı zamanda inovasyonu ve bazı firmaların geleceğini de tehlikeye atmaktadır.
- The great majority of them are firms employing at most 10 employees.
- Bunların büyük çoğunluğu en fazla 10 işçi çalıştıran firmalardır.
- There must of course be copies of the contracts in all the firms.
- Elbette tüm firmalarda sözleşmelerin kopyaları bulunmalıdır.
- A patently fraudulent firm earns tremendous amounts of money out of contracts with the Commission.
- Açıkça dolandırıcılık yapan bir firma, Komisyon ile yaptığı sözleşmelerden muazzam miktarlarda para kazanmaktadır.
- It enables emerging firms to be more efficient and more dynamic and continue to thrive.
- Gelişmekte olan firmaların daha verimli ve daha dinamik olmalarını ve gelişmeye devam etmelerini sağlar.
- These firms are no longer strictly national; nor are their shareholders.
- Bu firmalar artık kesinlikle ulusal değildir; hissedarları da öyle.
- We have to take seriously the claims that a proper audit into the firms was not carried out.
- Firmalara yönelik uygun bir denetim yapılmadığı yönündeki iddiaları ciddiye almak zorundayız.
- Chairman Giscard d'Estaing's draft constitution may be likened to a large removal firm.
- Başkan Giscard d'Estaing'in anayasa taslağı büyük bir söküm firmasına benzetilebilir.
- The Commission proposal works on the assumption that private firms will be involved, including financially.
- Komisyon önerisi, özel firmaların finansal olarak da dahil olacağı varsayımına dayanmaktadır.
- They are ready and willing to share responsibility for significant strategies that make their firms more competitive.
- Firmalarını daha rekabetçi hale getiren önemli stratejiler için sorumluluğu paylaşmaya hazır ve isteklidirler.
- This is about their consciously seeking partnerships with local firms and organisations.
- Bu, yerel firma ve kuruluşlarla bilinçli bir şekilde ortaklık arayışına girmekle ilgilidir.
- There are firms where 30, or even 40% of employees are in temporary, insecure jobs on a permanent basis.
- Çalışanların %30'unun, hatta %40'ının geçici ve güvencesiz işlerde sürekli olarak çalıştığı firmalar var.
- This is why more and more firms are realising that CSR is no longer just a job for the marketing department.
- Bu nedenle giderek daha fazla firma KSS'nin artık sadece pazarlama departmanının işi olmadığının farkına varıyor.
- As a result of the market's lack of transparency, there have been conflicts of interest within accounting firms.
- Piyasadaki şeffaflık eksikliğinin bir sonucu olarak, muhasebe firmaları arasında çıkar çatışmaları yaşanmıştır.
- There are firms where 30, or even 40% of employees are in temporary, insecure jobs on a permanent basis.
- Çalışanların %30'unun, hatta %40'ının sürekli olarak geçici ve güvencesiz işlerde çalıştığı firmalar var.
- Therefore it is not just like starting a taxi firm to start an airline.
- Bu nedenle, bir havayolu şirketi kurmak için taksi firması kurmak gibi bir şey değildir.
- This week the firm ACT presented us with a fait accompli with the creation of a human embryo by nuclear transfer.
- Bu hafta ACT firması nükleer transfer yoluyla bir insan embriyosu yaratarak bize bir oldu-bitti sundu.
- Pharmaceutical firms need to be made to respect human rights.
- İlaç firmalarının insan haklarına saygı göstermesi sağlanmalıdır.
- The firm sits over there in Luxembourg and laughs at us, while the Commission issues another fatuous communication.
- Firma Lüksemburg'da oturup bize gülüyor, Komisyon ise bir başka saçma tebliğ yayınlıyor.
- This is about their consciously seeking partnerships with local firms and organisations.
- Bu, yerel firma ve kuruluşlarla bilinçli bir şekilde ortaklık arayışına girmeleriyle ilgilidir.
- Many firms have already recognised the importance of responsible business and, as a result, CSR schemes have mushroomed.
- Birçok firma sorumlu iş yapmanın öneminin farkına varmış ve sonuç olarak KSS programları mantar gibi çoğalmıştır.
- Instead of helping artists, this will hinder them, and there will be fewer small firms left in business.
- Bu durum sanatçılara yardımcı olmak yerine onları engelleyecek ve iş dünyasında daha az sayıda küçük firma kalacaktır.
- This is particularly important in relation to investment firms.
- Bu özellikle yatırım firmaları açısından çok önemli.
- That firm supplied glucose syrup or treacle to Dutch feed manufacturers.
- Bu firma Hollandalı yem üreticilerine glikoz şurubu ya da pekmez tedarik etmiştir.
- Not very many firms would make use of it solely as a way of behaving responsibly.
- Pek çok firma bunu yalnızca sorumlu davranmanın bir yolu olarak kullanmayacaktır.
- We should encourage firms to use them and enforce them properly.
- Firmaları bunları kullanmaya ve düzgün bir şekilde uygulamaya teşvik etmeliyiz.
- Manufacturing is dominated by small and very small firms.
- İmalat sanayisine, küçük ve çok küçük firmalar hakimdir.
- That firm supplied glucose syrup or treacle to Dutch feed manufacturers.
- Bu firma Hollandalı yem üreticilerine glikoz şurubu veya pekmez tedarik ediyordu.
- We all know that Basle II will perhaps bring a further restriction here, too, especially for smaller firms.
- Hepimiz biliyoruz ki Basle II, özellikle küçük firmalar için belki burada da bir kısıtlama getirecektir.
- We have to see to it that firms have sufficient equity and venture capital.
- Firmaların yeterli öz sermayeye ve risk sermayesine sahip olduğunu görmeliyiz.
- At the same time, we reject the arguments about competitiveness put forward by transport firms.
- Aynı zamanda taşımacılık firmaları tarafından öne sürülen rekabetçilikle ilgili argümanları da reddediyoruz.
- Did these firms need state aid to survive?
- Bu firmaların hayatta kalmak için devlet yardımına ihtiyaçları var mıydı?
- There is one point about the impact for firms which is of great importance.
- Firmalar için etkisi konusunda çok önemli olan bir nokta var.
- It will make it possible to exclude firms that have engaged in fraud from contracts with the Commission.
- Dolandırıcılık yapan firmaların Komisyon ile yapılan sözleşmelerden dışlanmasını mümkün kılacaktır.
- ISO 9000 is already taken for granted in firms.
- ISO 9000 firmalarda artık kanıksanmış durumda.
- In search for synergies, the company merged with another firm a few years later.
- Sinerji arayışındaki şirket birkaç yıl sonra başka bir firmayla birleşti.
- And your day's work has benefited this firm for years.
- Ve sizin günlük çalışmanız bu firmaya yıllardır fayda sağlıyor.
- In search for synergies, the company merged with another firm a few years later.
- Sinerji arayışı içinde olan şirket, birkaç yıl sonra başka bir firmayla birleşti.
- Many firms are competing for the wealthier segment of the market.
- Birçok firma pazarın daha zengin kesimi için rekabet ediyor.
- The firm is under investigation.
- Firma inceleme altında.
- I'm working for a trading firm.
- Bir ticaret firması için çalışıyorum.
- I will make an application to that firm for employment.
- O firmaya iş başvurusu yapacağım.
- This seminar will target senior marketing leaders from Japanese firms.
- Bu seminer Japon firmalarının üst düzey pazarlama liderlerine yönelik olacak.
- We made a contract with the firm.
- Firma ile bir sözleşme yaptık.
- She is closely associated with the firm.
- Firma ile yakın ilişkisi var.
- We're making a logo for the firm.
- Biz firma için bir logo yapıyoruz.
- An investors' group is attempting a leveraged buy-out of the firm.
- Bir yatırımcı grubu, firmayı kaldıraçlı bir şekilde satın almaya çalışmaktadır.
- It is rumored that the firm is going to tie up with an American company.
- Firmanın bir Amerikan şirketiyle ortaklık kuracağı söyleniyor.
- The firm provides its workers with their uniforms, but they are expected to have them regularly cleaned.
- Firma çalışanlarına üniformalarını temin ediyor, ancak çalışanlardan üniformalarını düzenli temizletmeleri bekleniyor.
- We have no business relations with the firm.
- Firma ile hiçbir iş ilişkimiz yok.
- My friend wants to do business with South American firms.
- Arkadaşım Güney Amerika firmalarıyla iş yapmak istiyor.
- I will make an application to that firm for employment.
- İş için bu firmaya başvuruda bulunacağım.
- I represent an American firm.
- Bir Amerikan firmasını temsil ediyorum.
- Tom works for a large firm.
- Tom büyük bir firma için çalışır.
- The firm is under foreign management.
- Firma yabancı yönetim altında.
- He took charge of the firm after his father's death.
- O, babasının ölümünden sonra firmanın sorumluluğunu üstüne aldı.
- Most big Japanese firms depend on exports.
- Büyük Japon firmalarının çoğu ihracata bağlıdır.
- Most big Japanese firms depend on exports.
- Çoğu büyük Japon firması ihracata bağımlıdır.
- There's another rumor in the air that the firm is going into bankruptcy.
- Firmanın iflas edeceğine dair başka bir söylenti var.
- The firm has bought some new cars.
- Firma bazı yeni arabalar satın aldı.
- This firm has a hundred employees.
- Bu firmanın yüz çalışanı var.
- It's a solvent firm.
- O bir çözücü madde firması.
- Tom lost his job because the firm decided that a robot could do his job better.
- Tom işini kaybetti çünkü firma bir robotun onun işini daha iyi yapabileceğine karar verdi.
- Firms will soon be looking for new solutions.
- Firmalar yakında yeni çözümler arayacaklar.
- The firm provides its workers with their uniforms, but they are expected to have them regularly cleaned.
- Firma, işçilerine üniformalarını sağlıyor ama onların düzenli olarak temizlenmesini bekliyor.
- That firm has a good reputation.
- Bu firmanın iyi bir ünü var.
- There's a rumor in the air that the firm is going into bankruptcy.
- Firmanın iflas edeceğine dair bir söylenti var.
- He has an important position in the firm.
- O, firmada önemli bir konuma sahiptir.
- The firm has added 25 new associates to work on mergers and other deals.
- Firma, birleşmeler ve benzeri anlaşmalar üzerinde çalışmak üzere bünyesine 25 yeni ortak kattı.
- The large firms in the industry call all the shots.
- Sektördeki büyük firmalar tüm kararları veriyor.
- This seminar will target senior marketing leaders from Japanese firms.
- Bu seminer Japon firmalarından üst düzey pazarlama liderlerini hedef alacaktır.
- We made a contract with the firm.
- Firmayla sözleşme yaptık.
- The firm has its head office in Osaka.
- Firmanın merkez ofisi Osaka'da.
- My friends want to do business with South American firms.
- Arkadaşlarım Güney Amerika firmalarıyla iş yapmak istiyorlar.
- His death was a great loss to our firm.
- Onun ölümü firmamız için büyük bir kayıptı.
- She works for a big advertising firm in New York.
- New York'taki büyük bir reklam firmasında çalışıyor.
- Tom works for a big advertising firm in Boston.
- Tom Boston'da büyük bir reklam firması için çalışıyor.
- The government will provide interest-free loans to firms that participate in the program.
- Hükümet programa katılan firmalara faizsiz kredi sağlayacak.
- Mari works for a large firm.
- Mari büyük bir firmada çalışır.
- Many firms are competing for the wealthier segment of the market.
- Pazarın daha zengin sektörü için çok sayıda firma yarışıyor.
- I'm working for a trading firm.
- Ben bir ticaret firması için çalışıyorum.
- He was taken on by a large firm as a clerk.
- O büyük bir firma tarafından bir katip olarak alınmıştır.
- There are many commercial firms in New York.
- New York'ta birçok ticari firma var.
- That firm has a good reputation.
- O firmanın iyi bir ünü var.
- We have no business relations with the firm.
- Firmayla iş ilişkilerimiz yok.
- This firm has a hundred employees.
- Bu firmanın yüz çalışanı vardır.
- He established the firm.
- O firmayı kurdu.
- Dan and Matt work as security guards for a private firm.
- Dan ve Matt özel bir firma için güvenlik görevlisi olarak çalışıyorlar.
- They chartered a bus for the firm's outing.
- Firma gezisi için bir otobüs kiraladılar.
- I left the firm, because I wanted to be on my own.
- Kendi başıma olmak istediğim için firmayı bıraktım.
- The firm publishes educational books.
- Firma eğitsel kitaplar yayınlıyor.
- Firms will soon be looking for new solutions.
- Firmalar yakında yeni çözümler arıyor olacak.
- The Elbphilharmonie was designed by the Swiss firm Herzog & de Meuron.
- Elbifilharmonie, İsviçre firması Herzog & de Meuron tarafından tasarlandı.
- Have you already heard that your firm has won the tender?
- Firmanızın ihaleyi kazandığını duydunuz mu?
- Before, he would go to the firm on foot.
- Daha önce, firmaya yürüyerek giderdi.
- Last summer, I finally left the firm that I had joined twelve years before.
- Geçen yaz, sonunda on iki yıl önce katılmış olduğum firmadan ayrıldım.
- The firm has its head office in Osaka.
- Firmanın Osaka'da merkez ofisi var.
- The firm has made large profits from exports.
- Firma, ihracattan büyük kazançlar elde etti.
- He was taken on by a large firm as a clerk.
- Büyük bir firma tarafından katip olarak işe alındı.
- The firm publishes educational books.
- Firma eğitim kitapları yayınlamaktadır.
- The large firms in the industry call all the shots.
- Sanayideki büyük firmalar kontrolü ellerinde tutarlar.
- The firm has opened an office in Boston.
- Firma, Boston'da bir büro açtı.
- The Elbphilharmonie was designed by the Swiss firm Herzog & de Meuron.
- Elbphilharmonie, İsviçreli Herzog & de Meuron firması tarafından tasarlandı.
- The firm is known for its high-quality products.
- Firma, yüksek kaliteli ürünleriyle tanınıyor.
- I represent an American firm.
- Ben bir Amerikan firmasını temsil ediyorum.
- My father has something to do with that firm.
- Babamın o firma ile bir ilgisi var.
- He took charge of the firm after his father's death.
- Babasının ölümünden sonra firmanın başına geçti.
- The firm has made large profits from exports.
- Firma, ihracattan büyük karlar elde etti.
- The government will provide interest-free loans to firms that participate in the program.
- Hükümet, programa katılan firmalara faizsiz kredi sağlayacaktır.
- That firm has a good reputation.
- O firma iyi bir üne sahiptir.
- He took charge of the firm after his father's death.
- Babasının ölümünden sonra firmanın sorumluluğunu o aldı.
- I am a member of the firm.
- Ben firmanın bir üyesiyim.
- There are many commercial firms in New York.
- New York'ta çok sayıda ticari firma vardır.
- The firm is known for its high-quality products.
- Firma, yüksek kaliteli ürünleriyle bilinmektedir.
- The firm has opened an office in Boston.
- Firma Boston'da bir ofis açtı.
- We were a little scarred by our last firm experience.
- Biz son firma deneyimimiz tarafından biraz yaralandık.
- He occupies a prominent position in the firm.
- Firmada önemli bir pozisyonda.
Show More (116)
|
|
- My brother-in-law and that company president are good people.
- Eniştem ve o firma müdürü iyi insanlardır.
- No other local online marketing company does that.
- Başka hiçbir yerel internet satış firması bunu yapmıyor.
- However, another company may offer a monthly basis.
- Ancak, farklı bir firma aylık bazda teklif verebilir.
- However, another company may offer a monthly basis.
- Ancak, başka bir firma aylık bazda teklif verebilir.
- Foreign companies join this organization in order to make the marketing of their sportive planes and some other products.
- Yabancı firmalar, sportif uçaklarını ve diğer bazı ürünlerini pazarlamak maksadıyla bu organizasyonda bulunuyorlar.
- The core business of the company is the development and worldwide marketing of decorative home lighting.
- Firmanın ana faaliyet alanı, dekoratif ev aydınlatmasının geliştirilmesi ve dünya çapında pazarlanmasıdır.
- Our company is engaged in manufacturing and marketing of stainless steel tanks, food machinery and equipment.
- Firmamız paslanmaz çelik tanklar, gıda makine ve ekipmanlarının imalat ve pazarlamasını yapmaktadır.
- Our company is engaged in manufacturing and marketing of stainless steel tanks, food machinery and equipment.
- Firmamız paslanmaz çelik tanklar, gıda makine ve ekipmanlarının imalat ve pazarlamasını yürütmektedir.
- Our company has the ability to deal with all geological conditions.
- Firmamız bütün jeolojik koşullar ile başa çıkmak için yeteneği vardır.
- Our company has the ability to deal with all geological conditions.
- Firmamız tüm jeolojik koşullarla baş edebilecek yeteneğe sahiptir.
- Sami works for a company that sells interior decoration supplies.
- Sami, iç dekorasyon malzemeleri satan bir firma için çalışıyor.
- Our company failed to survive against cutthroat competition.
- Firmamız kıyasıya rekabete karşı hayatta kalmakta başarısız oldu.
- Our company is in trouble.
- Firmamızın başı dertte.
- Tom has only been with our company for three months.
- Tom sadece üç aydır firmamızla birlikte.
- Our company wants to expand into a new market.
- Firmamız yeni bir pazara girmek istiyor.
- Our company has annual sales of a thousand million yen.
- Firmamızın bir milyon yenlik yıllık satışı var.
- Our company has many clients from abroad.
- Firmamızın yurt dışından birçok müşterisi var.
- Tom works for a company that sells bricks.
- Tom tuğla satan bir firma için çalışıyor.
- We do business with that company.
- Biz o firma ile iş yapıyoruz.
- Four companies bid for the tender.
- İhaleye dört firma teklif verdi.
- Our company supports several cultural events.
- Firmamız farklı kültürel etkinlikleri destekler.
- Tom has recently joined our company.
- Tom geçenlerde firmamıza katıldı.
- Thank you for your interest in our company.
- Firmamıza olan ilgin için teşekkürler.
- Tom is an office administrator at an electronics company.
- Tom bir elektronik firmasında bir ofis yöneticisidir.
- Our company has no holidays year round.
- Firmamızın yıl boyunca hiçbir tatili yoktur.
- Tom works for a company that makes automobile parts.
- Tom, otomobil parçaları üreten bir firma için çalışıyor.
- Our company's showroom was a hit with the ladies.
- Firmamızın sergi salonu hanımlar tarafından çok beğenildi.
- The strong yen was advantageous to our company.
- Güçlü yen firmamız için avantajlıydı.
- I think that some companies should be fined for violating privacy laws.
- Bazı firmalara gizlilik yasalarını ihlal ettiği için para cezası verilmesi gerektiğini düşünüyorum.
- Tom has done a lot for our company.
- Tom firmamız için çok şey yaptı.
- Our company's agent in Rio will meet you at the airport.
- Firmamızın Rio'daki vekili sizi havaalanında karşılayacak.
- The company laid off five people.
- Firma beş kişiyi işten çıkardı.
- Credit companies send their customers monthly bills.
- Kredi firmaları kendi müşterilerine aylık faturalar gönderir.
Show More (30)
|
|
- The business also has an online marketing system.
- Firma aynı zamanda online bir satış sistemine sahiptir.
- International Business Machines Corporation, based in Armonk, New York, is the world's largest computer firm.
- Armonk, New York'ta bulunan International Business Machines Corporation, dünyanın en büyük bilgisayar firmasıdır.
- International Business Machines Corporation, based in Armonk, New York, is the world's largest computer firm.
- Merkezi Armonk, New York'ta bulunan International Business Machines Corporation, dünyanın en büyük bilgisayar firmasıdır.
Show More (0)
|