The sample sentences have been compiled from various sources and although they have been proofread, there may be some omissions. The sentences do not necessarily reflect the ideology and opinions of Tureng.com. Please let us know about sentences with political, social and sensitive content that offend you.

	Englisch	Türkisch
1	fruit	meyve	n.
	The pudding has a sweet fruit flavor. Puding tatlı bir meyve aromasına sahip. Every tree can be recognized through its fruit. Her ağaç meyvesinden tanınabilir. Please join us and have some fresh soft fruit smoothies. Lütfen bize katılın ve biraz taze yumuşak meyveli karsanbaç için. Her father enabled her to enjoy the fruits of his years of endeavor. Babası, onun yıllar süren çabalarının meyvelerini almasını sağladı. The cherry trees have been in fruit for this season. Bu mevsim için kiraz ağaçları meyve veriyor. Her scheme possibly will never begin to bear fruit before long. Planı muhtemelen çok geçmeden meyve vermeye başlayacaktır. However, in order to prevent vegetables, fruit and cereal products from going off, we can irradiate them. Ancak, sebze, meyve ve tahıl ürünlerinin bozulmasını önlemek için onları radyasyona maruz bırakabiliriz. However, in order to prevent vegetables, fruit and cereal products from going off, we can irradiate them. Bununla birlikte, sebze, meyve ve tahıl ürünlerinin bozulmasını önlemek için onları ışınlayabiliriz. The Directive on emissions trading is a raw fruit, which should have been allowed to ripen longer. Emisyon ticaretine ilişkin Direktif, daha uzun süre olgunlaşmasına izin verilmesi gereken ham bir meyvedir. Cereals are Turkey's main crop, followed by fruit, vegetables, cotton and tobacco. Türkiye'nin başlıca tarımsal ürünü tahıllar olup, onların ardından meyve, sebze, pamuk ve tütün gelmektedir. At the same time, this result is the fruit of our hard work too. Aynı zamanda bu sonuç, sıkı çalışmamızın da bir meyvesidir. Our special report, and the report now before us, are the fruit of the best kind of cooperation. Özel raporumuz ve şu anda önümüzde bulunan rapor, en iyi türden bir işbirliğinin meyvesidir. Your goal is to add more monsters to eat as much fruit as possible. Amacınız mümkün olduğunca fazla meyve yemek için daha fazla canavar eklemek. They grew their own vegetables and fruit. Kendi sebze ve meyvelerini yetiştirdiler. This is a large flying fox that eats fruit. Bu meyve yiyen büyük bir uçan tilkidir. Tomato allergy symptoms usually occur immediately after consuming fruit. Domates alerjisi belirtileri genellikle meyve tüketildikten hemen sonra ortaya çıkar. We just do not eat enough fruit. Yeterince meyve yemiyoruz. You can add some fruit to enrich its taste. Tadını zenginleştirmek için biraz meyve ekleyebilirsiniz. You can consume 1 serving of fruit after the Sahur meal. Sahur yemeğinden sonra 1 porsiyon meyve tüketebilirsiniz. You can enjoy this fruit in several ways. Bu meyvenin tadını çeşitli şekillerde çıkarabilirsiniz. However, finding fresh baobab may be challenging in countries where the fruit is not commonly grown. Ancak meyvenin yaygın olarak yetiştirilmediği ülkelerde taze baobab bulmak zor olabilir. However, more research is needed to understand whether the fruit offers these benefits. Ancak meyvenin bu faydaları sağlayıp sağlamadığını anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Others may eat fruit, nectar, flowers or small insects. Diğerleri meyve, nektar, çiçek veya küçük böcekleri yiyebilir. Sugar is naturally in lots of foods like fruit, vegetables, milk, cheese, and even grains. Şeker doğal olarak meyve, sebze, süt, peynir ve hatta tahıllar gibi birçok gıdada bulunur. The fruit, leaves, and bark of this tree offer many benefits. Bu ağacın meyvesi, yaprakları ve kabuğu birçok fayda sağlar. The winged fruit, known as a samara, usually contains a single seed. Samara olarak bilinen kanatlı meyve genellikle tek bir tohum içerir. For every 100 grams of fruit, the body receives 69 calories. Her 100 gram meyve için vücut 69 kalori alır. Although pineapple is a super healthy fruit, it should be kept away from pregnant women. Ananas süper sağlıklı bir meyve olmasına rağmen hamile kadınlardan uzak tutulmalıdır. Are you shipping fruit, chocolate, or seafood? Meyve, çikolata veya deniz ürünleri mi gönderiyorsunuz? The weight of a mature fruit varies from 110 to 120 grams. Olgun bir meyvenin ağırlığı 110 ila 120 gram arasında değişir. Therefore, consuming this fruit is healthy for your gums. Bu nedenle bu meyveyi tüketmek diş etleriniz için sağlıklıdır. They are smaller than the fruit flies. Meyve sineklerinden daha küçüktürler. There are lots of healthy desserts that you can make with fruit. Meyvelerle yapabileceğiniz pek çok sağlıklı tatlı vardır. There is no such thing as a bad fruit. Kötü meyve diye bir şey yoktur. They do not offer the same health benefits as consuming the fruit. Meyveyi tüketmekle aynı sağlık yararlarını sunmazlar. You do not have to fear fruit. Meyvelerden korkmanıza gerek yok. You do not need to be afraid of fruit. Meyvelerden korkmanıza gerek yok. You even get to see some fruit. Hatta biraz meyve bile görebilirsin. Young orangutans need to be taught how to extract the fruit. Genç orangutanlara meyvenin nasıl çıkarılacağı öğretilmelidir. What Are the Benefits of Noni Fruit? Noni Meyvesinin Faydaları Nelerdir? They like to eat fruit, insects, eggs and meat. Meyve, böcek, yumurta ve et yemeyi severler. Yes, avocados are a fruit, and they have relatively low carbohydrate content to boot. Evet, avokado bir meyvedir ve nispeten düşük karbonhidrat içeriğine sahiptir. Banana is a popular fruit around the world. Muz dünya çapında popüler bir meyvedir. Before you start running, eat some fruit to avoid dizziness. Koşmaya başlamadan önce baş dönmesini önlemek için biraz meyve yiyin. Both vegetables and fruit contain essential nutrients that are important for their health, growth and development. Hem sebzeler hem de meyveler sağlıkları, büyümeleri ve gelişmeleri için önemli olan temel besinleri içerir. Can I eat as much fruit as I want? İstediğim kadar meyve yiyebilir miyim? The avocado is an incredibly nutritious fruit and a tasty source of magnesium. Avokado inanılmaz derecede besleyici bir meyvedir ve lezzetli bir magnezyum kaynağıdır. The dried fruit and oil are used to relieve stomach upset. Kurutulmuş meyve ve yağ mide rahatsızlığını gidermek için kullanılır. The fruit flavors of Pinot Grigio also tend to be brighter. Pinot Grigio'nun meyve aromaları da daha parlak olma eğilimindedir. The fruit is a capsule containing 1 to 4 seeds. Meyve 1 ila 4 tohum içeren bir kapsüldür. The fruit of your choice will tell you if your wish will come true or not. Seçtiğiniz meyve, dileğinizin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini size söyleyecektir. The lemon is the fruit of the lemon tree. Limon, limon ağacının meyvesidir. The miraculous fruit contains essential nutrients that you need to maintain a healthy body. Mucizevi meyve, sağlıklı bir vücuda sahip olmanız için gereken temel besinleri içerir. The ratios of fructose and glucose are pretty much the same in both fruit and table sugar. Fruktoz ve glikoz oranları hem meyve hem de sofra şekerinde hemen hemen aynıdır. The same can be said for any fruit that happens to grow on the tree. Aynı şey ağaçta yetişen herhangi bir meyve için de söylenebilir. Serotonin, which is a pleasure and happiness hormone, also comes from this fruit. Zevk ve mutluluk hormonu olan serotonin de bu meyveden gelir. Take a good look at this fruit. Bu meyveye iyi bakın. The avocado is a rather unique fruit. Avokado oldukça eşsiz bir meyvedir. The avocado is a rather unique type of fruit. Avokado oldukça eşsiz bir meyve türüdür. Nevertheless, the real value of this fruit is its concentration of antioxidants. Bununla birlikte, bu meyvenin gerçek değeri antioksidan konsantrasyonudur. Obviously, fruit consumption is good for overall health. Açıkçası, meyve tüketimi genel sağlık için iyidir. Olive oil is made from the fruit of the olive tree. Zeytinyağı, zeytin ağacının meyvesinden yapılır. Orange is the fruit of the sun. Portakal güneşin meyvesidir. Orange trees are the most cultivated fruit trees in the world. Portakal ağaçları dünyada en çok yetiştirilen meyve ağaçlarıdır. P (phosphorus) contributes to root, flower and fruit development. P (fosfor) kök, çiçek ve meyve gelişimine katkıda bulunur. You can also add fruit, cereals, and yogurts. Ayrıca meyve, tahıl ve yoğurt da ekleyebilirsiniz. A banana is a very beneficial fruit. Muz çok faydalı bir meyvedir. A better option is to eat a piece of fruit. Daha iyi bir seçenek bir parça meyve yemektir. Cacao beans are harvested from inside the fruit, then dried and fermented. Kakao çekirdekleri meyvenin içinden toplanır, ardından kurutulur ve fermente edilir. I can control when the fruit will fall! Meyvenin ne zaman düşeceğini kontrol edebilirim! I have all sorts of fruit trees. Her çeşit meyve ağacım var. I love pretty much anything that has fruit on it. İçinde meyve olan her şeyi çok seviyorum. I try to eat fruit every day. Her gün meyve yemeye çalışıyorum. If the fruit is good, the tree is good. Meyve iyiyse, ağaç da iyidir. Did you know that the best time to eat fruit is in the morning? Meyve yemek için en iyi zamanın sabah olduğunu biliyor muydunuz? Do not eat more than 1 fruit per day. Günde 1'den fazla meyve yemeyin. Films, books, and successful television series have used this fruit in unforgettable scenes. Filmler, kitaplar ve başarılı televizyon dizileri bu meyveyi unutulmaz sahnelerde kullanmıştır. It is the fruit of their own distrust. Bu onların kendi güvensizliklerinin meyvesidir. It means fruit of the wise men. Bilge adamların meyvesi anlamına gelir. Its fruit tastes sweet and is rich in carbohydrates, yet 100 grams of it has only 75 calories. Meyvesi tatlıdır ve karbonhidrat bakımından zengindir, ancak 100 gramında sadece 75 kalori vardır. Mandarins are a fruit of the winter. Mandalina bir kış meyvesidir. What is the taste of this fruit? Bu meyvenin tadı nedir? Would I eat a piece of fruit? Bir parça meyve yer miydim? In general, the fruit shape is a rather large and juicy variety. Genel olarak meyve şekli oldukça iri ve sulu bir çeşittir. In this case, any other fruit should be preferred. Bu durumda başka bir meyve tercih edilmelidir. In this way, we function like a fruit and vegetable factory that works 365 days. Bu sayede 365 gün çalışan bir meyve sebze fabrikası gibi çalışıyoruz. It has no bitterness and the fruit is almost always used without peeling. Acılığı yoktur ve meyve neredeyse her zaman soyulmadan kullanılır. Freshly squeezed juice from the fruit has a strong healing and bactericidal effect. Meyveden taze sıkılmış meyve suyu güçlü bir iyileştirici ve bakteri yok edici etkiye sahiptir. Fruit (monilial) rot is the most common fungal disease of the apple tree. Meyve (monilial) çürüklüğü elma ağacının en yaygın mantar hastalığıdır. Fruit can be a delicious part of a nourishing breakfast. Meyve, besleyici bir kahvaltının lezzetli bir parçası olabilir. This corresponds to about 150,000 times the weight of a fruit fly. Bu, bir meyve sineğinin ağırlığının yaklaşık 150.000 katına karşılık gelir. This fruit also increases the oxygen levels of the heart. Bu meyve aynı zamanda kalbin oksijen seviyesini de arttırır. This fruit can be eaten at different stages. Bu meyve farklı aşamalarda yenebilir. This fruit is a great source of sugar and carbohydrates. Bu meyve harika bir şeker ve karbonhidrat kaynağıdır. This fruit is one of the most powerful antioxidants in the world. Bu meyve dünyadaki en güçlü antioksidanlardan biridir. This fruit may boost heart health in several ways. Bu meyve kalp sağlığını çeşitli şekillerde artırabilir. This healthy fruit is a rich source of potassium. Bu sağlıklı meyve zengin bir potasyum kaynağıdır. Instead of fruit, you can also use vegetables, this is especially important in the autumn season. Meyve yerine sebze de kullanabilirsiniz, bu özellikle sonbahar mevsiminde önemlidir. It is synthesized in the body and is found in meat, fruit, and vegetables. Vücutta sentezlenir ve et, meyve ve sebzelerde bulunur. Jesus said we will recognize his true disciples by their fruit, their love. İsa, gerçek öğrencilerini meyvelerinden ve sevgilerinden tanıyacağımızı söyledi. Mosquitoes feed on sweet nectar, fruit, and other sugary substances. Sivrisinekler tatlı nektar, meyve ve diğer şekerli maddelerle beslenir. Only eat brown rice, fruit, fruit juice and vegetables. Sadece kahverengi pirinç, meyve, meyve suyu ve sebze yiyin. A fruit is made up of hundreds of seeds, each containing the essence of the fruit and the juice. Bir meyve, her biri meyvenin özünü ve suyunu içeren yüzlerce tohumdan oluşur. A small piece of fruit can help you fall asleep as well. Küçük bir parça meyve de uykuya dalmanıza yardımcı olabilir. It is a fruit that increases sexual power. Cinsel gücü artıran bir meyvedir. It is also important to know that some toxic substances are present in the fruit bone. Meyve kemiğinde bazı toksik maddelerin bulunduğunu bilmek de önemlidir. It is always a fruit that needs to be consumed. Her zaman tüketilmesi gereken bir meyvedir. It is synthesised in the body and is found in meat, fruit and vegetables. Vücutta sentezlenir ve et, meyve ve sebzelerde bulunur. All natural foods offer benefits to the body, and this fruit is no exception. Tüm doğal gıdalar vücuda fayda sağlar ve bu meyve de bir istisna değildir. All parts of the fruit are used. Meyvenin tüm kısımları kullanılır. As is the case with fruit seeds, some ornamental plants are toxic to dogs and other domestic pets. Meyve tohumlarında olduğu gibi, bazı süs bitkileri de köpekler ve diğer evcil hayvanlar için zehirlidir. At the same time, it is a versatile fruit that can be used in various forms. Aynı zamanda çeşitli şekillerde kullanılabilen çok yönlü bir meyvedir. Avocado is the most nutritious and hearty fruit in the world. Avokado dünyanın en besleyici ve doyurucu meyvesidir. Avocados are a delicious and nutritious fruit and very beneficial for your health. Avokado lezzetli ve besleyici bir meyvedir ve sağlığınız için oldukça faydalıdır. Why is the best fruit always forbidden? Neden en iyi meyve her zaman yasaktır? The evil tree brings forth evil fruit. Kötü ağaç kötü meyve verir. The plants naturally recycle the toxins, but this requires energy that could otherwise be used toward creating fruit. Bitkiler doğal olarak toksinleri geri dönüştürür, ancak bu, aksi takdirde meyve oluşturmak için kullanılabilecek enerji gerektirir. The seeds are part of the fruit. Tohumlar meyvenin bir parçasıdır. The study is one of the first to research the many claims attributed to the acai fruit. Çalışma, acai meyvesine atfedilen birçok iddiayı araştıran ilk çalışmalardan biridir. Papaya is a fruit that you can eat almost any time. Papaya neredeyse her zaman yiyebileceğiniz bir meyvedir. Paramecia is one of the three Devil Fruit types. Paramecia üç Şeytan Meyvesi türünden biridir. Portion control is the key to eating dried fruit without busting your diet. Porsiyon kontrolü, diyetinizi bozmadan kurutulmuş meyve yemenin anahtarıdır. Raspberries are a popular fruit in some parts of the world. Ahududu dünyanın bazı bölgelerinde popüler bir meyvedir. Red mature fruit and seeds are toxic and should not be eaten. Kırmızı olgun meyve ve tohumlar zehirlidir ve yenmemelidir. This infusion will work wonders with this fruit. Bu infüzyon bu meyve ile harikalar yaratacaktır. Mango is known as the king of fruit. Mango meyvelerin kralı olarak bilinir. Now, I am waiting for its fruit. Şimdi meyvesini bekliyorum. Olives are a popular and healthful fruit. Zeytin popüler ve sağlıklı bir meyvedir. Fruit cups are popular and vary depending on season. Meyve kapları popülerdir ve mevsime göre değişir. Garcinia Cambogia is an exotic fruit available in Polynesia, India, and Southeast Asia. Garcinia Cambogia, Polinezya, Hindistan ve Güneydoğu Asya'da bulunan egzotik bir meyvedir. Guests can enjoy a hot breakfast of waffles, fruit and coffee. Konuklar waffle, meyve ve kahveden oluşan sıcak kahvaltının tadını çıkarabilirler. Hold the fruit in your hand to observe its weight. Ağırlığını gözlemlemek için meyveyi elinizde tutun. This means that it has been dried from inside the fruit first. Bu, önce meyvenin içinden kurutulduğu anlamına gelir. This produces a sweet and nutritious dried fruit that can be enjoyed all year round. Bu, tüm yıl boyunca tadını çıkarabileceğiniz tatlı ve besleyici bir kurutulmuş meyve üretir. This pumpkin-shaped fruit is popular in weight-loss supplements. Kabak şeklindeki bu meyve, kilo verme takviyelerinde popülerdir. This tasty fruit is an excellent source of nutrients that support bone health. Bu lezzetli meyve, kemik sağlığını destekleyen mükemmel bir besin kaynağıdır. We bought some fruit from the market. Pazardan biraz meyve aldık. Wealth is usually the fruit of achievement. Zenginlik genellikle başarının meyvesidir. We'll calculate the Trump number for the fruit fly. Meyve sineğinin Trump sayısını hesaplayacağız. Avocado is a rather unique type of fruit. Avokado oldukça eşsiz bir meyve türüdür. Both of you will see the benefit of eating more vegetables, whole grains and fruit. Her ikiniz de daha fazla sebze, tam tahıl ve meyve yemenin faydasını göreceksiniz. He told me that I could eat some fruit. Bana biraz meyve yiyebileceğimi söyledi. If not, you can add a little more of the fruit. Değilse, biraz daha meyve ekleyebilirsiniz. It is cultivated worldwide for its fruit. Meyvesi için dünya çapında yetiştirilmektedir. It is probably one of the greatest powers of this fruit. Muhtemelen bu meyvenin en büyük güçlerinden biridir. It is usually cultivated for its sweet fruit. Genellikle tatlı meyvesi için yetiştirilir. Mango fruit matures 100 to 150 days after flowering. Mango meyvesi çiçeklenmeden 100 ila 150 gün sonra olgunlaşır. Many different alcoholic beverages were made from fermented maize, honey, pineapple, cactus fruit and other plants. Fermente mısır, bal, ananas, kaktüs meyvesi ve diğer bitkilerden birçok farklı alkollü içecek yapılmıştır. Marriages are the most beautiful fruit of love. Evlilikler aşkın en güzel meyvesidir. Most health experts agree that fruit is healthy. Çoğu sağlık uzmanı meyvenin sağlıklı olduğu konusunda hemfikirdir. Most primates climb trees to eat fruit and leaves. Çoğu primat meyve ve yaprak yemek için ağaçlara tırmanır. This is a detailed article about dried fruit and how it can affect your health. Bu, kurutulmuş meyveler ve sağlığınızı nasıl etkileyebileceği hakkında ayrıntılı bir makaledir. This low-sugar fruit is a favorite breakfast food. Bu düşük şekerli meyve favori bir kahvaltı yemeğidir. She then shared the fruit with Adam. Daha sonra meyveyi Adem'le paylaştı. Sometimes vegetables and fruit can seem expensive. Bazen sebze ve meyveler pahalı görünebilir. Taste the fruit and determine what and how much sugar, lemon juice, or spices to add. Meyvenin tadına bakın ve ne kadar şeker, limon suyu veya baharat ekleyeceğinizi belirleyin. It’s a very healthy and nutritious fruit. Çok sağlıklı ve besleyici bir meyvedir. The rest of the fruit is recommended to use in case of prostate adenoma and low potency. Meyvenin geri kalanının prostat adenomu ve düşük potens durumunda kullanılması önerilir. The weight of one fruit varies from 80 to 170 grams. Bir meyvenin ağırlığı 80 ila 170 gram arasında değişir. Three hours later, a snack like fruit or a few cookies. Üç saat sonra, meyve gibi bir atıştırmalık veya birkaç kurabiye. A single glass can contain a similar amount of sugar as several pieces of whole fruit. Tek bir bardak, birkaç tane bütün meyve ile eşdeğer miktarda şeker içerebilir. A single glass can contain a similar amount of sugar as several pieces of whole fruit. Tek bir bardak, birkaç adet bütün meyve ile aynı miktarda şeker içerebilir. Fruit is a food and is good. Meyve bir yiyecektir ve yararlıdır. Few flowers develop into fruit. Çok az çiçek meyveye dönüşür. Fruit is healthier than chocolate. Meyve çikolatadan daha sağlıklıdır. Few flowers develop into fruit. Çok az sayıdaki çiçek meyveye dönüşür. Fruit tends to rot right away. Meyve hemen çürüme eğilimindedir. Tom eats a lot of fruit. Tom çok meyve yer. Tom likes fruit. Tom meyve sever. Tom likes fruit. Tom meyve seviyor. Tom insists on eating fruit every day. Tom her gün meyve yemekte ısrar ediyor. Tom is sketching a bowl of fruit. Tom bir kase meyve çiziyor. Tom is sketching a bowl of fruit. Tom bir kase meyve taslağı çiziyor. They say this fruit is good for your health. Onlar bu meyvenin senin sağlığın için iyi olduğunu söylüyorlar. I want that fruit. O meyveyi istiyorum. The branch loaded with fruit inevitably bends. Meyve yüklü dal kaçınılmaz olarak eğilir. The fruit is in the basket. Meyve sepetin içinde. Eve plucked fruit from the tree of knowledge. Havva bilgi ağacından meyve kopardı. Eve plucked fruit from the tree of knowledge. Havva, bilgi ağacından meyve kopardı. I want this fruit. Ben bu meyveyi istiyorum. This fruit has an unpleasant smell. Bu meyvenin hoş olmayan bir kokusu var. This fruit doesn't taste good. Bu meyvenin tadı güzel değil. Fruit gives me gas. Meyve bana gaz veriyor. This fruit doesn't taste good. Bu meyvenin tadı iyi değil. Fruit is a food and is good. Meyve bir besindir ve iyidir. Father does not eat much fruit. Babam fazla meyve yemez. For breakfast, I usually only eat fruit. Kahvaltı için genellikle sadece meyve yerim. For breakfast, I usually only eat fruit. Kahvaltıda genellikle sadece meyve yerim. For snacks, she eats fruit or nuts. Atıştırmalık olarak meyve ya da fındık yiyor. I don't want any fruit. Hiç meyve istemiyorum. I don't want any fruit. Hiçbir meyve istemiyorum. Do not touch the fruit! Meyveye dokunmayın! I don't want fruit. Meyve istemiyorum. I eat fruit and drink water. Ben meyve yerim ve su içerim. I eat fruit every day, but Tom doesn't. Ben her gün meyve yerim ama Tom yemez. I eat fruit. Ben meyve yerim. I eat fruit. Ben meyve yiyorum. The fruit is in the basket. Meyve sepette. Let my beloved come into his garden, and eat the fruit of his apple trees. Sevgilim bahçesine gelsin ve elma ağaçlarının meyvesini yesin. That cute baby is the fruit of their love. O sevimli bebek onların aşkının meyvesidir. The mango is the national fruit of several countries. Mango birçok ülkenin ulusal meyvesidir. Tom doesn't eat fruit. Tom meyve yemez. The fruit from this tree is sweeter than the fruit from that one. Bu ağacın meyvesi, diğerininkinden daha tatlıdır. They say this fruit is good for your health. Bu meyvenin sağlığa iyi geldiğini söylüyorlar. Avocados are the fruit of the avocado tree. Avokado, avokado ağacının meyvesidir. Tom bought some vegetables and fruit. Tom biraz sebze ve meyve aldı. A tree is known by its fruit. Bir ağaç meyvesinden tanınır. The baskets they use to transport fruit are made with strips of cane. Meyve taşımak için kullandıkları sepetler kamış şeritlerinden yapılır. Tom doesn't eat fruit very often. Tom çok sık meyve yemez. A tree is known by its fruit. Bir ağaç meyvesiyle tanınır. California is famous for its fruit. Kaliforniya, meyvesiyle ünlüdür. The baskets they use to transport fruit are made with strips of cane. Onların meyve taşımak için kullandıkları sepetler kamış şeritlerinden yapılır. Tom doesn't eat fruit very often. Tom pek sık meyve yemez. Do you want more fruit? Biraz daha meyve ister misin? Do you want more fruit? Daha fazla meyve ister misin? Besides fruit, we're going to have ice cream. Meyvenin yanında dondurma da yiyeceğiz. I don't like the way this fruit smells. Bu meyvenin hoş olmayan bir kokusu var. Stop feeding me wormy fruit. Kurtlanmış meyve ile beni beslemekten vazgeç. Strawberries and raspberries are both examples of an aggregate fruit. Çilek ve ahududu, her ikisi de toplam meyve örnekleridir. The fruit is green. Meyve yeşildir. The fruit is yellow. Meyve sarı. Tom always eats fruit for breakfast. Tom kahvaltı için her zaman meyve yer. I don't eat a lot of fruit. Çok fazla meyve yemem. Tom always eats fruit for breakfast. Tom kahvaltıda hep meyve yer. Tom always eats fruit for dessert. Tom her zaman tatlı olarak meyve yer. You should wash fruit before you eat it. Meyveleri yemeden önce yıkamalısınız. You wash the vegetables and I'll wash the fruit. Sen sebzeleri yıka, ben de meyveleri yıkayacağım. You wash the vegetables and I'll wash the fruit. Sen sebzeleri yıka, ben de meyveleri yıkayayım. We bought beautiful fruit at the market. Pazardan çok güzel meyveler aldık. We have fruit. Meyvemiz var. What kind of fruit is green? Ne tür meyveler yeşil olur? Help yourself to the fruit. Meyve alın. Here's a basket full of fruit. Burada bir sepet dolusu meyve var. Here's a basket full of fruit. İşte meyve dolu bir sepet. How often do you eat fruit? Ne sıklıkla meyve yersin? How often do you eat fruit? Ne sıklıkla meyve yersiniz? I almost never eat fruit. Neredeyse hiç meyve yemem. I am eating fruit. Meyve yiyorum. I don't eat fruit. Ben meyve yemem. You should have eaten more fruit. Daha fazla meyve yemeliydin. Who ate all the fruit? Bütün meyveleri kim yedi? I always have fruit and oatmeal for breakfast. Kahvaltıda her zaman meyve ve yulaf ezmesi yerim. That person is looking at our fruit. O kişi bizim meyvemize bakıyor. You should eat vegetables and fruit at least three times a day. Günde en azından üç defa sebze ve meyve yemelisin. Tom always ate fruit for breakfast. Tom her zaman kahvaltıda meyve yerdi. I brought you some fruit. Sana biraz meyve getirdim. This fruit will help you stay hydrated. Bu meyve susuz kalmamanıza yardımcı olacaktır. I didn't order any fruit. Ben hiç meyve sipariş etmedim. Apart from some fruit, he hasn't eaten anything. Biraz meyve dışında hiçbir şey yemedi. She eats fruit. O meyve yiyor. She's eating fruit. Meyve yiyor. She's eating fruit. O meyve yiyor. California is famous for its fruit. Kaliforniya meyveleriyle ünlüdür. She's eating fruit and bread. Meyve ve ekmek yiyor. Between meals, he usually manages to stow away a generous supply of candy, ice cream, popcorn and fruit. Yemekler arasında genellikle bol miktarda şeker, dondurma, patlamış mısır ve meyve saklamayı başarır. Do you sell fruit? Meyve satıyor musun? She's eating fruit and bread. O meyve ve ekmek yiyor. I don't like the way this fruit smells. Bu meyvenin kokma şeklini sevmiyorum. The tree bent under the weight of the fruit. Ağaç meyvelerin ağırlığı altında eğildi. Thanks for the fruit. Meyve için sağ ol. Patience is bitter, but its fruit is sweet. Sabır acıdır ama meyvesi tatlıdır. The tree was heavy with fruit. Ağaç meyvelerle doluydu. Thanks for the fruit. Meyve için teşekkürler. Tom always eats fruit for dessert. Tom tatlı niyetine meyve yer hep. Which fruit do you want? Hangi meyveyi istiyorsun? Do not touch the fruit! Meyveye dokunma! Tom always eats fruit for dessert. Tom tatlı yerine her zaman meyve yer. You like fruit. Sen meyveyi seversin. I don't like the way this fruit smells. Bu meyvenin kokusunu sevmiyorum. Tom bought some vegetables and fruit. Tom biraz sebze ve meyve satın aldı. You seem to like fruit. Meyveyi seviyor gibisin. Tom bought some fruit. Tom biraz meyve aldı. I don't eat much fruit. Ben fazla meyve yemem. I don't eat much fruit. Fazla meyve yemem. You wash the vegetables, I'll wash the fruit. Sen sebzeleri yıka, ben meyveleri yıkayacağım. I consider fruit to be the healthiest food. Meyvenin en sağlıklı yiyecek olduğunu düşünüyorum. Eat more fruit. Biraz daha meyve ye. The fruit tastes sweet. Meyvenin tadı çok tatlı. The roots of education are bitter, but the fruit is sweet. Eğitimin kökleri acıdır, ancak meyveleri tatlıdır. Eat more fruit. Daha fazla meyve yiyin. Strawberries and raspberries are both examples of an aggregate fruit. Çilek ve ahududu, her ikisi de toplu meyve örnekleridir. The kitchen table was bare except for a bowl of fruit. Bir kase meyvenin dışında mutfak masası bomboştu. California is famous for its fruit. Kaliforniya, meyvesi ile ünlüdür. The tree bent under the weight of the fruit. Ağaç meyvenin ağırlığı altında eğildi. The fruit from this tree is sweeter than the fruit from that one. Bu ağacın meyvesi onunkinden daha tatlıdır. The shop on the corner sells fruit at a very good price. Köşedeki dükkan çok iyi bir fiyata meyve satar. I like eating fruit for breakfast. Kahvaltı için meyve yemeyi severim. Organic agriculture is a method of growing plants (grains, legumes, fruit) without chemicals. Organik tarım, kimyasallar olmadan bitkileri (tahıllar, baklagiller, meyve) yetiştirme yöntemidir. I like eating fruit for breakfast. Kahvaltıda meyve yemeyi severim. The fruit is still too sour to eat. Meyve, hala yenemeyecek kadar ekşi. Strictly speaking, a tomato is a fruit. Doğrusunu istersen, domates bir meyvedir. There is not enough fruit. Yeterli meyve yok. He doesn't eat anything except fruit. Meyveden başka bir şey yemez. I like fruit. Meyve severim. Is a tomato a fruit or a vegetable? Domates bir meyve midir yoksa sebze mi? Is scarlet a fruit or a color? Kırmızı bir meyve mi yoksa bir renk mi? Which fruit is green? Hangi meyve yeşil? Which fruit is red? Hangi meyve kırmızı? Tom was a fruit fly, but he died. Tom bir meyve sineğiydi ama öldü. Which fruit is yellow? Hangi meyve sarı? Oranges are a seasonal fruit. Portakal mevsimlik bir meyvedir. The trees are full of fruit. Ağaçlar meyve dolu. There is not enough fruit. Yeterince meyve yok. I sell fruit. Ben meyve satıyorum. I sell fruit. Meyve satıyorum. Tom said he'd eat fruit. Tom meyve yiyeceğini söyledi. Tom said Mary should eat more fruit. Tom, Mary'nin daha fazla meyve yemesi gerektiğini söyledi. Tom sells fruit and vegetables. Tom sebze meyve satıyor. Tom sells fruit. Tom meyve satar. Tom sells fruit. Tom meyve satıyor. What fruit would you like to have for dessert? Tatlı olarak hangi meyveyi yemek istersiniz? If the fruit is fermented, you shouldn't eat it. Eğer meyve fermente olmuşsa, yememelisiniz. He was hospitalized after eating only fruit for one month. Bir ay boyunca sadece meyve yedikten sonra hastaneye kaldırıldı. He sells fruit. O meyve satıyor. He wants fruit. Meyve istiyor. He wants fruit. O meyve istiyor. Apples are the best fruit. Elma en iyi meyvedir. In Brazil, you will eat a lot of delicious fruit. Brezilya'da çok lezzetli meyveler yiyeceksiniz. Who brings me fruit and tea? Kim bana meyve ve çay getirir? He was hospitalized after eating only fruit for one month. O bir ay boyunca sadece meyve yedikten sonra hastaneye kaldırıldı. Avocado is a fruit. Avokado bir meyvedir. The fruit must be finely fragmented, before it can go into the press. Meyveler prese girmeden önce ince parçalara ayrılmalı. Won't you have some fruit? Biraz meyve almaz mısın? Organic agriculture is a method of growing plants (grains, legumes, fruit) without chemicals. Organik tarım, bitkileri (tahıllar, baklagiller, meyveler) kimyasallar olmadan yetiştirme yöntemidir. Strawberries are small, red fruit that are normally eaten in Spring. Çilekler normalde ilkbaharda yenen küçük, kırmızı meyvelerdir. There's fruit and meat in this market. Bu markette meyve ve et var. They bought a basket of fruit. Bir sepet meyve aldılar. Won't you have some fruit? Biraz meyve almaz mısınız? We bought beautiful fruit at the market. Biz pazarda güzel meyve satın aldık. Which fruit is yellow? Hangi meyve sarıdır? He eats nothing but fruit. O, meyveden başka bir şey yemez. He was a fruit farmer from California. Kaliforniyalı bir meyve çiftçisiydi. Strictly speaking, the tomato is a fruit. Kesin konuşmak gerekirse, domates bir meyvedir. He eats nothing else but fruit. Meyveden başka bir şey yemez. The lemon is a sour fruit. Limon ekşi bir meyvedir. We sell fruit. Meyve satıyoruz. What fruit is green? Hangi meyve yeşil? He eats nothing else but fruit. O, meyveden başka bir şey yemez. There's a lot of fruit. Bir sürü meyve var. He eats nothing but fruit. Meyveden başka bir şey yemiyor. He eats nothing other than fruit. Meyveden başka bir şey yemez. He bought vegetables and some fruit. O sebze ve biraz meyve satın aldı. He bought vegetables and some fruit. Sebze ve biraz meyve aldı. He doesn't eat anything except fruit. Meyve dışında bir şey yemez. He only eats fruit. O sadece meyve yer. Who brings me fruit and tea? Bana kim meyve ve çay getiriyor? Tom was a fruit fly, but he died. Tom bir meyve sineğiydi, ama o öldü. In Brazil, you will eat a lot of delicious fruit. Brezilya'da pek çok lezzetli meyve yiyeceksin. What kind of fruit do you like best? En çok hangi meyveyi seversin? I'm craving fruit. Canım meyve çekiyor. What kind of fruit do you like best? En çok ne tür meyveyi seversin? In the morning, I cannot eat fruit. Sabahları meyve yiyemiyorum. Tom told Mary she needed to eat more fruit. Tom, Mary'ye daha fazla meyve yemesi gerektiğini söyledi. I only eat fruit. Sadece meyve yiyorum. Please help yourself to some fruit. Lütfen biraz meyveden buyurun. Strictly speaking, a tomato is a fruit. Açık konuşmak gerekirse, domates bir meyvedir. Tom thinks Mary should eat more fruit. Tom, Mary'nin daha fazla meyve yemesi gerektiğini düşünüyor. We sell fruit. Meyve satarız. I ordered dinner to my room, but I was brought only champagne and fruit. Odama akşam yemeği istedim ama bana sadece şampanya ve meyve getirildi. Please help yourself to the fruit. Lütfen meyveden buyurun. The tree is abundant in fruit. Ağaç meyve bakımından verimli. Fruit is the only thing Tom will eat. Tom'un yiyeceği tek şey meyve. The tree is abundant in fruit. Ağaçta bol miktarda meyve vardır. Tom took an apple from the fruit bowl. Tom meyve kâsesinden bir elma aldı. Is a tomato a fruit or a vegetable? Domates bir meyve mi yoksa bir sebze midir? Is sugar cane a fruit? Şeker kamışı bir meyve midir? Tom tried to get Mary to eat more fruit. Tom, Mary'nin daha fazla meyve yemesini sağlamaya çalıştı. Tom tried to get Mary to eat more fruit. Tom, Mary'ye daha fazla meyve yedirmeye çalıştı. I mostly have fruit for breakfast. Sabah kahvaltısı için çoğunlukla meyve yerim. What's this fruit called? Bu meyvenin adı ne? The roots of education are bitter, but the fruit is sweet. Eğitimin kökleri acıdır ama meyvesi tatlıdır. The young lady has less fruit than the man. Genç kadının adamdan daha az meyvesi var. Tonya likes jambol fruit. Tonya jambol meyvesini seviyor. What fruit do you like best? En çok hangi meyveyi seversin? What fruit do you like the best? En çok hangi meyveyi seversin? What fruit would you like to have for dessert? Tatlı olarak hangi meyveyi istersiniz? The shop on the corner sells fruit at a very good price. Köşedeki dükkan çok iyi fiyata meyve satıyor. There is fruit. Meyve var. I mostly have fruit for breakfast. Kahvaltıda çoğunlukla meyve yerim. The table was loaded with fruit. Masa meyve doluydu. I usually only eat fruit for breakfast. Kahvaltıda genellikle sadece meyve yerim. I want some fruit. Biraz meyve istiyorum. I'm eating this fruit for the first time. Bu meyveyi ilk defa yiyorum. I only eat fruit. Ben sadece meyve yerim. I'm eating this fruit for the first time. Bu meyveyi ilk kez yiyorum. The kitchen table was bare except for a bowl of fruit. Mutfak masası bir kase meyve dışında bomboştu. It's a fruit. Bu bir meyve. Fruit is healthy. Meyve sağlıklıdır. He sells fruit. Meyve satıyor. My father eats little fruit. Babam meyveyi az yer. This fruit tastes bad. Bu meyvenin tadı kötü. We know by the flowers the quality of the fruit. Meyvenin kalitesini çiçeklerinden anlıyoruz. I eat fruit. Meyve yiyorum. The fruit smells delicious. Meyve nefis kokuyor. I want this fruit. Bu meyveyi istiyorum. What's the name of this fruit? Bu meyvenin adı nedir? The fruit is yellow. Meyve sarıdır. The fruit went bad. Meyve bozuldu. The fruit went bad. Meyve çürüdü. He wants to eat this fruit. Bu meyveyi yemek istiyor. I consider fruit to be the healthiest food. Meyveyi en sağlıklı besin olarak görüyorum. The fruit must be finely fragmented, before it can go into the press. Meyve prese girmeden önce güzel parçalanmış olmalıdır. What's the name of this fruit? Bu meyvenin adı ne? You should eat vegetables and fruit at least three times a day. Günde en az üç kez sebze ve meyve yemelisin. That person is looking at our fruit. O kişi meyvelerimize bakıyor. My father does not eat much fruit. Babam fazla meyve yemez. My father doesn't eat fruit that much. Babam o kadar meyve yemez. Please help yourself to some fruit. Lütfen biraz meyve alın. Tom eats nothing but fruit. Tom meyveden başka bir şey yemez. They'll go on not eating fruit. Onlar meyve yememeye devam edecekler. A cult member attempted to assassinate the queen with poisoned fruit. Bir tarikat üyesi kraliçeye zehirli meyve ile suikast girişiminde bulundu. A friend sent the fruit as a gift. Bir arkadaşım hediye olarak meyve gönderdi. Eat fruit! Meyve ye! This fruit is shaped like an orange and tastes like a pineapple. Bu meyve portakal şeklinde ve tadı ananasa benziyor. After working zealously, we were refreshed by fruit and water. Gayretle çalıştıktan sonra meyve ve suyla tazelendik. This fruit is very sour. Bu meyve çok ekşi. This fruit isn't for you. Bu meyve senin için değil. This fruit smells nasty. Bu meyve iğrenç kokuyor. After working zealously, we were refreshed by fruit and water. Şevkle çalıştıktan sonra meyve ve suyla canlandık. Pálinka is a fruit brandy from Central Europe. Pálinka, Orta Avrupa menşeli bir meyveli konyaktır. What's your favorite fruit? En sevdiğin meyve hangisidir? What's your favorite fruit? En sevdiğin meyve nedir? Please bring me fruit. Lütfen bana meyve getir. What's your favorite fruit? En sevdiğiniz meyve nedir? What's your favorite kind of fruit? En sevdiğin meyve türü nedir? Fruit tends to rot right away. Meyveler hemen çürümeye meyillidir. Please help yourself to the fruit. Lütfen meyve alın. You should eat more fruit. Daha fazla meyve yemelisin. I like fruit such as grapes and peaches. Üzüm ve şeftali gibi meyvelerden hoşlanırım. You should eat more fruit. Daha fazla meyve yemelisiniz. I like fruit such as grapes and peaches. Üzüm ve şeftali gibi meyveleri severim. California is famous for its fruit. Kaliforniya meyveleriyle meşhurdur. I found a good place to buy fruit a couple of days ago. Birkaç gün önce meyve almak için iyi bir yer buldum. The fruit is green. Meyvesi yeşil. The branch loaded with fruit inevitably bends. Meyvelerle dolu dal kaçınılmaz olarak eğilir. What's the most delicious fruit in Japan? Japonya'daki en lezzetli meyve hangisidir? I didn't order any fruit. Meyve sipariş etmedim. My father doesn't eat fruit that much. Babam pek meyve yemez. My father eats little fruit. Babam az meyve yer. Pálinka is a fruit brandy from Central Europe. Pálinka, Orta Avrupa'dan bir meyve brendisidir. I eat fruit every day. Her gün meyve yerim. Stop feeding me wormy fruit. Beni kurtlu meyvelerle beslemeyi bırak. What fruit is green? Hangi meyve yeşildir? Would you like some fruit? Biraz meyve ister misin? Would you like some fruit? Biraz meyve ister misiniz? You can't eat the orange and throw the peel away—a man is not a piece of fruit. Portakalı yiyip kabuğunu atamazsın. İnsan bir meyve parçası değildir. What fruit is red? Hangi meyve kırmızıdır? What kind of fruit do you want? Ne çeşit meyve istiyorsun? You like fruit, don't you? Meyve seviyorsun, değil mi? Fruit is the only thing Tom will eat. Tom'un yiyeceği tek şey meyvedir. All the fruit went bad. Bütün meyveler bozuldu. What kind of fruit do you want? Ne tür bir meyve istiyorsun? What's the most delicious fruit in Japan? Japonya'da en lezzetli meyve hangisidir. They export a lot of fruit, such as oranges, grapefruits and lemons. Portakal, greyfurt ve limon gibi çok sayıda meyve ihraç ediyorlar. He went to a fruit store first. O, önce bir meyve dükkanına gitti. I've heard that people who eat vegetables and fruit every day are less likely to have a heart attack. Her gün sebze ve meyve yiyen insanların kalp krizi geçirme olasılıklarının daha düşük olduğunu duydum. Most of us still aren't eating enough fruit and vegetables. Çoğumuz hâlâ yeterli meyve sebze yemiyoruz. My father didn't eat much fruit. Babam çok meyve yemedi. She eats fruit. Meyve yiyor. He went to a fruit store first. Önce bir meyve dükkanına gitti. My father didn't eat much fruit. Babam fazla meyve yemezdi. They'll go on not eating fruit. Meyve yememeye devam edecekler. My father does not eat much fruit. Babam çok meyve yemez. He doesn't eat anything other than fruit. Meyveden başka bir şey yemez. They bought a basket of fruit. Onlar bir sepet meyve satın aldılar. Linda’s fruit is bad. Linda'nın meyveleri kötü. They brought us a basket of fruit. Bize bir sepet meyve getirdiler. They brought us a basket of fruit. Onlar bize bir sepet meyve getirdiler. I've heard that people who eat vegetables and fruit every day are less likely to have a heart attack. Her gün sebze ve meyve yiyen insanların kalp krizi geçirme olasılığının daha düşük olduğunu duydum. Show More (466)
2	fruit	sonuç	n.
	Unfortunately, I do not believe that further attempts to change the date will bear fruit. Ne yazık ki, tarihi değiştirmeye yönelik girişimlerin sonuç vereceğine inanmıyorum. When populism is introduced into a debate or a discussion, the debate will not bear much fruit. Popülizm bir tartışmaya ya da görüşmeye dahil edildiğinde, tartışma pek bir sonuç vermeyecektir. Your effort will surely bear fruit. Çabanız mutlaka sonuç verecek. Show More (0)