habit - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
habit alışkanlık n.
  • I have the habit of reading for a while before I go to bed.
  • Yatmadan önce bir süre kitap okuma alışkanlığım var.
  • In this context, we should be offering facilities to help drug addicts kick their habit.
  • Bu bağlamda, uyuşturucu bağımlılarının alışkanlıklarından kurtulmalarına yardımcı olacak imkanlar sunmalıyız.
  • I am very much relieved as I am not in the habit of acting otherwise.
  • Aksi yönde hareket etme alışkanlığım olmadığı için çok rahatladım.
Show More (218)
habit huy n.
  • Tom has a habit of losing his temper.
  • Tom'un öfkelenince kendini kaybetme huyu var.
  • Tom picked up that habit from his father.
  • Tom o huyu babasından aldı.
  • Some habits are hard to kill.
  • Bazı huyları bırakmak zordur.
Show More (2)
habit kapusen n.
  • Look at that nun's habit; its color is so nice.
  • Şu rahibenin kapusenine bak; rengi ne güzel.
Show More (-2)
habit bağımlılık n.
  • His drug habit cost his family money and time.
  • Adamın uyuşturucu bağımlılığı ailesinin parası ve zamanına mal oluyor.
Show More (-2)