illegal - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
illegal yasadışı adj.
  • The culls were pronounced illegal.
  • İtlaflar yasadışı ilan edildi.
  • Much of the so-called illegal arms trade is channelled through these regions.
  • Sözde yasadışı silah ticaretinin büyük bir kısmı bu bölgeler üzerinden yapılmaktadır.
  • What is more, homosexuality is not illegal according to Egyptian law.
  • Dahası, Mısır yasalarına göre eşcinsellik yasadışı değil.
Show More (154)
illegal yasa dışı adj.
  • It would be illegal, and no one is going to accept the responsibility for doing something illegal.
  • Bu yasa dışı olacaktır ve kimse yasa dışı bir şey yapmanın sorumluluğunu kabul etmeyecektir.
  • Will the European Union dare to demand the immediate end of this unjust, illegal and dangerous war?
  • Avrupa Birliği bu haksız, yasa dışı ve tehlikeli savaşın derhal sona erdirilmesini talep etmeye cesaret edebilecek mi?
  • Our third set of priorities covers the sensitive issue of immigration, illegal immigration, external borders and asylum.
  • Üçüncü öncelikler kümemiz hassas bir konu olan göç, yasa dışı göç, dış sınırlar ve iltica konularını kapsamaktadır.
Show More (95)
illegal yasak adj.
  • In Milan, it is illegal to frown except during funerals or hospital visits.
  • Milano'da cenaze törenleri veya hastane ziyaretleri dışında kaşları çatmak yasaktır.
  • It's illegal to walk on the grass, but what about running?
  • Çimlerde yürümek yasak ama ya koşmak?
  • It's illegal to walk on the grass, but what about running?
  • Çimlerde yürümek yasak, peki ya koşmak?
Show More (3)
illegal illegal adj.
  • What Tom is doing is illegal.
  • Tom'un yaptığı şey illegal.
  • I didn't know that what I was doing was illegal.
  • Yaptığım şeyin illegal olduğunu bilmiyordum.
  • It's illegal to buy cocaine.
  • Kokain satın almak illegaldir.
Show More (1)
illegal kaçak adj.
  • We were amazed to see illegal migrants clambering all over trains in broad daylight before our very eyes.
  • Gözlerimizin önünde güpegündüz trenlere tırmanan kaçak göçmenleri görünce hayrete düştük.
  • Tom is an illegal alien.
  • Tom kaçak bir yabancı.
  • Illegal logging has decreased considerably.
  • Kaçak ağaç kesimi önemli ölçüde azalmıştır.
Show More (0)
illegal yasal olmayan adj.
  • I didn't know that what I was doing was illegal.
  • Yaptığım şeyin yasal olmadığını bilmiyordum.
  • This is an illegal procedure.
  • Bu yasal olmayan bir işlemdir.
Show More (-1)
illegal kanuna aykırı adj., n.
  • They fined him 5,000 yen for illegal parking.
  • Kanuna aykırı park etmekten, ona 5.000 yen ceza verdiler.
Show More (-2)
illegal kanunsuz adj.
  • I wouldn't want to do anything that's illegal.
  • Kanunsuz bir şey yapmak istemem.
Show More (-2)
Englisch Türkisch
illegal illegal adj.
  • I didn't know that what I was doing was illegal.
  • Yaptığım şeyin illegal olduğunu bilmiyordum.
  • It's illegal to buy cocaine.
  • Kokain satın almak illegaldir.
  • Tom has done nothing illegal.
  • Tom illegal hiçbir şey yapmadı.
Show More (1)