mesh - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
mesh n.
  • Indeed, fishers may become pioneers in the area as happened in Scotland with the square mesh panel.
  • Hatta balıkçılar, İskoçya'da kare panelinde olduğu gibi bu alanda öncü olabilirler.
  • But the mesh is so wide that every salmon slips through.
  • Ama o kadar geniş ki her somon balığı geçebiliyor.
Show More (-1)
mesh örgü n.
  • We used a mesh fence to keep chicks inside of the area.
  • Civcivleri alanın içinde tutmak için örgü çit kullandık.
Show More (-2)
mesh uyuşmak v.
  • Her thoughts don't mesh with her parent's.
  • Düşünceleri ailesininkilerle uyuşmuyor.
Show More (-2)
mesh birbirine geçirmek (çark dişlerini) v.
  • The mechanic meshed the piston to the crankshaft.
  • Tamirci pistonla krank milini birbirine geçirdi.
Show More (-2)
mesh karmaşa n.
  • He felt trapped in a mesh of loyalty and guilt.
  • Sadakat ve suçluluk duygusunun yarattığı karmaşada sıkışıp kaldığını hissediyordu.
Show More (-2)
mesh göz n.
  • Indeed, fishers may become pioneers in the area as happened in Scotland with the square mesh panel.
  • Gerçekten de balıkçılar, İskoçya'da kare gözlü panelde olduğu gibi bu alanda öncü olabilirler.
Show More (-2)