qualify - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
qualify hak kazanmak v.
  • I really wish to qualify for financial aid.
  • Mali yardım almaya hak kazanmayı cidden istiyorum.
  • The candidate countries, for their part, are making a huge, unprecedented effort to qualify for Union membership.
  • Aday ülkeler ise Birlik üyeliğine hak kazanmak için büyük ve benzeri görülmemiş bir çaba sarf etmektedir.
  • Turkey did not qualify in this year's World Cup.
  • Türkiye bu yılki Dünya Kupası'na katılmaya hak kazanamadı.
Show More (1)
qualify kalifiye olmak v.
  • It will take him at least two years to be qualified for that post.
  • Görev için kalifiye olması onun en az iki yılını alacak.
  • I don't believe Tom is qualified.
  • Tom'un kalifiye olduğuna inanmıyorum.
  • I don't think Tom is qualified.
  • Tom'un kalifiye olduğunu sanmıyorum.
Show More (1)
qualify yeterli kılmak v.
  • His skill qualifies him for the job.
  • Yeteneği onu bu iş için yeterli kılıyor.
  • His skill qualifies him for the job.
  • Onun yeteneği iş için onu yeterli kılıyor.
Show More (-1)
qualify (ifadeyi vb.) sulandırmak v.
  • If you try to qualify my statements again, you will face consequences!
  • İfadelerimi bir daha sulandırmaya çalışırsanız sonuçlarına katlanırsınız!
Show More (-2)
qualify nitelemek v.
  • The word 'some' qualifies this statement.
  • "Bazı" kelimesi bu ifadeyi niteliyor.
Show More (-2)
qualify yeterlik kazanmak v.
  • I will sue you as soon as I qualify as a lawyer!
  • Avukatlıkta yeterlik kazanır kazanmaz sizi dava edeceğim!
Show More (-2)
qualify nitelendirilmek v.
  • It doesn't qualify as a hearing if the judge isn't there to hear!
  • Yargıç dinlemek için orada değilse bu bir duruşma olarak nitelendirilemez!
Show More (-2)
qualify hak kazandırmak v.
  • This license qualifies you to drive a car with four wheels.
  • Bu ehliyet size dört tekerlekli bir araba kullanma hakkı kazandırır.
Show More (-2)
qualify finale çıkmak v.
  • I don't think Juventus will manage to qualify for the semi-finals.
  • Juventus'un yarı finale çıkacağını sanmıyorum.
Show More (-2)
qualify nitelendirmek v.
  • I should like to qualify these principles by making a few comments on some of the individual issues.
  • Bazı münferit konulara ilişkin birkaç yorum yaparak bu ilkeleri nitelendirmek istiyorum.
Show More (-2)
qualify yeterli olmak v.
  • They said I wasn't qualified for the job.
  • İş için yeterli olmadığımı söylediler.
Show More (-2)