scientist - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
scientist bilim adamı n.
  • That is perhaps why many graduates and scientists prefer to do their research and studying in America.
  • Belki de bu nedenle pek çok mezun ve bilim adamı araştırmalarını ve eğitimlerini Amerika'da yapmayı tercih ediyor.
  • Many scientists have said that in the case of Alzheimer's adult stem cells are more reliable.
  • Birçok bilim adamı Alzheimer vakalarında yetişkin kök hücrelerin daha güvenilir olduğunu söylemiştir.
  • Those of us who are not scientists must rely on the judgment and evaluation of professionally qualified people.
  • Bilim adamı olmayan bizler, profesyonel olarak kalifiye kişilerin yargı ve değerlendirmelerine güvenmek zorundayız.
Show More (64)
scientist bilim insanı n.
  • I admit I am not a scientist.
  • Bilim insanı olmadığımı kabul ediyorum.
  • He's a world-class scientist.
  • O dünya çapında bir bilim insanı.
  • She grew up to be a great scientist.
  • Büyüdü ve büyük bir bilim insanı oldu.
Show More (28)
scientist bilimci n.
  • Tom is a data scientist.
  • Tom bir veri bilimcisi.
  • You don't need to be a rocket scientist to figure that out.
  • Bunu anlamak için roket bilimci olmaya gerek yok.
Show More (-1)