sing - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
sing şarkı söylemek v.
  • As the President-in-Council stated a moment ago, we sang and lamented behind the scenes, but to no avail.
  • Konsey Başkanının da biraz önce ifade ettiği gibi perde arkasında şarkılar söyledik, ağıtlar yaktık ama nafile.
  • Now I sing a fun song for you.
  • Şimdi senin için eğlenceli bir şarkı söylüyorum.
  • All right, so I want to sing you a little song.
  • Pekâlâ, sana ufak bir şarkı söylemek istiyorum.
Show More (1778)
sing söylemek v.
  • Sing along if you feel like it.
  • Eğer istersen sen de beraberinde söyle.
  • In Denmark, we have a lovely song that our family often sings.
  • Danimarka'da ailemizin sık sık söylediği güzel bir şarkımız vardır.
  • Like this is the last song you will ever sing.
  • Sanki bu söyleyeceğin son şarkıymış gibi.
Show More (178)
sing ötmek v.
  • The police got the criminal to sing everything.
  • Polis suçlunun her şeyi ötmesini sağladı.
  • A bird is singing in the tree.
  • Ağaçta bir kuş ötüyor.
  • The sun is shining and the birds are singing.
  • Güneş parlıyor ve kuşlar ötüyor.
Show More (31)
sing şakımak v.
  • It is fantastic to wake up to singing birds.
  • Kuşların şakımasıyla uyanmak muhteşem bir şey.
  • The birds are singing.
  • Kuşlar şakıyorlar.
  • Birds were singing in the woods.
  • Kuşlar ormanda şakıyorlardı.
Show More (0)
sing vınlamak v.
  • The wires sang because of the strong wind.
  • Şiddetli rüzgar nedeniyle teller vınlıyordu.
Show More (-2)