|
- You shouldn't attend the ceremony in a casual pair of trousers.
- Törene gündelik bir pantolonla katılmamalısınız.
- While I was daydreaming about this over a coffee this morning, I spilt my drink on my trousers.
- Bu sabah kahve eşliğinde bunları hayal ederken içeceğimi pantolonuma döktüm.
- These trousers are too large.
- Bu pantolon çok büyük.
- I bought two pairs of trousers.
- İki çift pantolon aldım.
- He put on clean trousers.
- Temiz pantolon giydi.
- He was wearing black trousers and a beautiful white shirt.
- Siyah pantolon ve güzel beyaz bir gömlek giyiyordu.
- These trousers are dirty.
- Bu pantolon kirli.
- He couldn't get his trousers off.
- O, pantolonunu çıkaramadı.
- These are my trousers.
- Bu benim pantolonum.
- Tom quickly put his trousers on.
- Tom hemen pantolonunu giydi.
- He pressed his trousers.
- O, pantolonunu ütüledi.
- He wore red trousers.
- Kırmızı pantolon giydi.
- He put on clean trousers.
- O, temiz pantolon giydi.
- How much are these black trousers and these red shirts?
- Bu siyah pantolonların ve bu kırmızı gömleklerin fiyatı ne kadar?
- These trousers are too long for me.
- Bu pantolon benim için fazla uzun.
- Tom quickly put his trousers on.
- Tom hızlıca pantolonunu giydi.
- Do you like the trousers I've just bought?
- Yeni aldığım pantolonu beğendin mi?
- Do you like the trousers I've just bought?
- Yeni satın aldığım pantolonu beğeniyor musun?
- Tom ironed his trousers.
- Tom pantolonunu ütüledi.
- He pressed his trousers.
- Pantolonunu ütüledi.
- I don't like to sew, but I shall have to shorten these trousers.
- Ben dikiş dikmeyi sevmiyorum ama bu pantolonu kısaltmak zorundayım.
- These trousers are too long for me.
- Bu pantolon benim için çok uzun.
- These trousers are made of durable cloth.
- Bu pantolonlar dayanıklı kumaştan yapılmıştır.
- These are my trousers.
- Bunlar benim pantolonlarım.
- He wore red trousers.
- O kırmızı pantolon giymişti.
- He has his trousers pressed every day.
- Pantolonunu her gün ütülüyor.
- How much are these black trousers and these red shirts?
- Bu siyah pantolonlar ve bu kırmızı gömlekler ne kadar?
- Those are my trousers.
- O benim pantolonum.
- The trousers were worn at the bottom.
- Pantolonun paçaları yıpranmıştı.
- These trousers need pressing.
- Bu pantolonun ütülenmesi gerekiyor.
- He was wearing black trousers and a beautiful white shirt.
- O siyah pantolon ve güzel bir beyaz gömlek giyiyordu.
- Those trousers are dirty.
- O pantolonlar kirli.
- She never wears trousers.
- O asla pantolon giymez.
- He has his trousers pressed every day.
- Her gün pantolonunu ütületir.
- These trousers are made of durable cloth.
- Bu pantolonlar, dayanıklı kumaştan imal edildi.
- I don't like to sew, but I shall have to shorten these trousers.
- Dikiş dikmeyi sevmem ama bu pantolonu kısaltmak zorundayım.
- How much do the trousers cost?
- Pantolon ne kadar?
- How much do these trousers cost?
- Bu pantolon ne kadar?
- Those trousers are dirty.
- Bu pantolonlar kirli.
- I put on my trousers.
- Pantolonumu giydim.
- He couldn't get his trousers off.
- Pantolonunu çıkaramadı.
- How much do the trousers cost?
- Pantolonun fiyatı ne kadar?
- My trousers are wet.
- Pantolonum ıslak.
- As a child, I’d only wear trousers.
- Çocukken sadece pantolon giyerdim.
- Did he have his trousers pressed?
- O pantolonunu ütületti mi?
- Tom's trousers are too long.
- Tom'un pantolonu çok uzun.
- Did he have his trousers pressed?
- Pantolonunu ütületmiş mi?
Show More (44)
|
