understanding - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
understanding anlayış n.
  • Working with children requires patience and understanding.
  • Çocuklarla çalışmak sabır ve anlayış ister.
  • I trust Parliament and the Council will come to an understanding and the questions will be answered.
  • Parlamento ve Konsey'in bir anlayışa varacağına ve soruların cevaplanacağına inanıyorum.
  • I am optimistic that support and understanding will be provided.
  • Destek ve anlayışın sağlanacağı konusunda iyimserim.
Show More (77)
understanding anlama n.
  • I am sure none of you will have difficulty understanding it.
  • Eminim hiçbiriniz bunu anlamakta zorluk çekmeyeceksiniz.
  • I am sure none of you will have difficulty understanding it.
  • Eminim hiçbiriniz bunu anlamakta güçlük çekmeyeceksiniz.
  • I am interested, rather, in understanding how we move on from here.
  • Daha ziyade buradan nasıl ilerleyeceğimizi anlamakla ilgileniyorum.
Show More (67)
understanding anlayışlı adj.
  • Mr. Perkins is a very understanding teacher.
  • Bay Perkins çok anlayışlı bir öğretmen.
  • You've been so understanding.
  • Sen çok anlayışlıydın.
  • You've been so understanding.
  • Çok anlayışlı davrandın.
Show More (18)
understanding anlaşma n.
  • It took us several hours to reach an understanding.
  • Bir anlaşmaya varmamız birkaç saatimizi aldı.
  • Mr Färm had also addressed the question of whether an understanding might already be reached on these.
  • Bay Färm ayrıca bu konuda bir anlaşmaya varılıp varılamayacağı sorusuna da değinmiştir.
  • It is vital that there are common policies, agreements and understandings between the 15 Member States.
  • 15 Üye Devlet arasında ortak politikalar, anlaşmalar ve mutabakatların olması hayati önem taşımaktadır.
Show More (9)
understanding mutabakat n.
  • The Commission has already started work to prepare for the implementation of the understanding reached at the Summit.
  • Komisyon, Zirve'de varılan mutabakatın uygulanması için hazırlık çalışmalarına şimdiden başlamıştır.
  • The Commission has already started work to prepare for the implementation of the understanding reached at the Summit.
  • Komisyon, Zirve'de varılan mutabakatın uygulanmasına yönelik hazırlık çalışmalarına şimdiden başlamıştır.
Show More (-1)
understanding kavrayış n.
  • She had a sound understanding of the English language.
  • İngilizceye dair sağlam bir kavrayışı vardı.
Show More (-2)