pair - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

pair

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "pair" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 20 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
pair n. çift
General
pair n. iki parçadan oluşan şey
pair n.
pair n. çift
pair n. ikitel
pair n. karı koca
pair v. çift olmak
pair v. çiftleştirmek
pair v. çiftleşmek
pair v. eşleştirmek
pair v. eşlemek
pair v. evlendirmek
pair v. eş olmak
pair v. çift çift düzenlemek
pair v. eşleşmek
Technical
pair n. iletken çifti
Math
pair n. ikili
Ottoman Turkish
pair adj. koşa
British Slang
pair n. göğüsler
pair n. memeler

Bedeutungen, die der Begriff "pair" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 313 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
pair of tongs n. maşa
General
one of a pair n.
long tail pair n. uzun kuyruklu çift
pair of compasses n. yayçizer
pair of pajamas n. pijama
a pair of scales n. terazi
a pair of shoes n. bir çift ayakkabı
a pair of denims n. kot pantolon
a pair of dungarees n. kot
a pair n. bir çift
pair of pincers n. kerpeten
a pair of denims n. cin pantolon
au pair n. çocuk bakımı
pair of pants n. pantolon
pair of trousers n. pantolon
a pair of dungarees n. kot pantolon
a pair of dungarees n. blucin
lone pair n. yalın çift
a pair of socks n. bir çift çorap
pair of compasses n. pergel
a pair of scissors n. makas
pair of headphones n. kulaklık
pair of minarets n. çifte minare
pair of tweezers n. cımbız
gene pair n. gen çifti
pair of scissors n. makas
a pair of denims n. blucin
pair of bellows n. körük
au pair n. ev işlerine ve çocuk bakımına yardımcı kız
au pair n. yaptığı ev işlerine karşılık bir aile yanında kalan kız
pair-bond n. yakın ilişki (iki hayvan arasında)
matched-pair n. uygun çift
pair-pillow n. iki kişilik yastık
a pair of glasses n. gözlük
a pair of dice n. bir çift zar
a pair of gloves n. bir çift eldiven
language pair n. dil çifti
a pair of heavy shoes n. bir çift ağır/büyük ayakkabı
a pair of new shoes n. bir çift yeni ayakkabı
one shoe of a pair n. ayakkabının teki
au pair n. çocuk bakıcısı
a pair of glasses n. bir çift gözlük
a pair of pliers n. kerpeten
a pair of pliers n. pense
number pair n. sayı çifti
each pair n. her bir çift
au pair girl n. yaptığı ev işlerine karşılık bir aile yanında kalan yabancı kız
pair off v. evlenmek
pair off v. eşleşmek
pair off v. eşleştirmek
pair off v. evlendirmek
pair up v. biraraya getirmek
make a pair v. çiftleştirmek
pair up v. ile eşleşmek (finallerde vb)
pair off v. ile eşleşmek (finallerde vb)
pair up v. çift oluşturmak
pair-bond v. yakın ilişki kurmak (iki hayvan arasında)
buy a pair of shoes v. ayakkabı almak
divide into pair(s) v. çiftlere bölmek
wear a pair of trousers v. pantolon giymek
pair (off/up) v. çift olmak
buy a pair of shoes v. bir çift ayakkabı satın almak
buy a pair of shoes v. bir çift ayakkabı almak
become a pair v. çift olmak
pair of adj. çift
having a pair of scissors adj. makaslı
a pair of adj. bir çift
au pair [french] adj. ev işi yapma karşılığında aile yanında kalan
Phrasals
pair off v. çiftler halinde bir yerden ayrılmak
pair off v. karşı taraftan biriyle aynı fikirde olmak
pair off with (someone) v. (biriyle) eşleşmek
pair off with (someone) v. (biriyle) eş olmak
pair off with (someone) v. (biriyle) çift olmak
Phrases
think-pair-share expr. düşün-eşleştir-paylaş
Colloquial
extra pair of hands n. birinin yardımı
extra pair of hands n. başka birinin yardımı
extra pair of hands n. başka birinin daha el atması
extra pair of hands n. başka birinin daha yardım elini uzatması
extra pair of hands n. başka birinin daha yardım etmesi
patch a pair of jeans v. pantolon yamamak
500 bucks a pair expr. bir çifti 500 dolar
grow a pair expr. cesaretini topla
on a pair of teachers' salaries expr. iki öğretmen maaşıyla
daddy needs a new pair of shoes expr. babacığın (yeni) ayakkabılara ihtiyacı var
daddy needs a new pair of shoes expr. zar atmadan önce söylenen şans cümlesi
daddy needs a new pair of shoes expr. hadi kemik göreyim seni
baby needs a new pair of shoes expr. hadi kemik
Idioms
a pair of hands n. yardım
pair of hands n. yardım
a pair of hands n. takviye destek
pair of hands n. takviye destek
a pair of hands n. destek
pair of hands n. destek
a pair of hands n. bir çift yardım eli
pair of hands n. bir çift yardım eli
another pair of eyes n. bir başka gözlemci
a fresh pair of eyes n. bir başka incelemeci
another pair of eyes n. bir başka incelemeci
a candidate for a pair of wings n. bir ayağı çukurda olan kimse
a fresh pair of eyes n. bir başka gözlemci
a safe pair of hands n. güvenilir kişi
a safe pair of hands n. güvenilir bir çift el
a safe pair of hands n. işini iyi ve temiz yapan kişi
a candidate for a pair of wings n. ölmek üzere olan kimse
a fresh pair of eyes n. dışarıdan bir göz
a fresh pair of eyes n. farklı bir göz
a fresh pair of eyes n. farklı bir bakış
a safe pair of hands [uk] n. güvenilir eller
candidate for a pair of wings n. bir ayağı çukurda kimse
candidate for a pair of wings n. bir gözü toprağa bakan kimse
candidate for a pair of wings n. gidici kimse
candidate for a pair of wings n. ölmek üzere olan kimse
carriage and pair n. at arabası
carriage and pair n. iki atın çektiği at arabası
(one's) only got one pair of hands v. on tane eli olmamak
(one's) only got one pair of hands v. iki tane eli olmak
(one's) only got one pair of hands v. on işi aynı anda yapamamak
look like a candidate for a pair of wings v. bir ayağı çukurda olmak
look like a candidate for a pair of wings v. bir gözü toprağa bakmak
be a candidate for a pair of wings v. bir gözü toprağa bakmak
show a clean pair of heels v. birisinden hızla kaçmak
be a candidate for a pair of wings v. bir ayağı çukurda olmak
strap on a pair v. cesaretini toplamak
show a clean pair of heels v. hızla uzaklaşmak
look like a candidate for a pair of wings v. gidici olmak
be a candidate for a pair of wings v. gidici olmak
show somebody a clean pair of heels v. tur bindirmek
show somebody a clean pair of heels v. toz yutturmak
show a clean pair of heels v. tabanları yağlamak
show a clean pair of heels v. uçarcasına kaçmak
show somebody a clean pair of heels v. (bir yarışta vb.) tozunu attırmak
have a good pair of lungs v. (bebek) çok ve yüksek sesle ağlamak
show somebody a clean pair of heels v. (bir yarışta) birisini geçmek
have a fine pair of lungs v. (bebek) çok ve yüksek sesle ağlamak
(one) only has one pair of hands v. on tane eli olmamak
(one) only has one pair of hands v. iki tane eli olmak
(one) only has one pair of hands v. on işi aynı anda yapamamak
(one) only has one pair of hands v. aynı anda sınırlı sayıda iş yapabilmek
show someone or something a clean pair of heels v. birine/bir şeye tur bindirmek
show someone or something a clean pair of heels v. birinden/bir şeyden açık ara önde olmak
show someone or something a clean pair of heels v. birine/bir şeye toz yutturmak
show someone or something a clean pair of heels v. birinin/bir şeyin tozunu attırmak
show someone or something a clean pair of heels v. birinden/bir şeyden olabildiğince hızlı kaçmak
show someone or something a clean pair of heels v. birinden/bir şeyden tüymek
I've only got one pair of hands expr. on tane elim yok
someone's only got one pair of hands expr. on tane eli yok
I’ve only got one pair of hands expr. on tane elim yok
I've only got one pair of hands expr. işim başımdan aşkın
I’ve only got one pair of hands expr. işim başımdan aşkın
I've only got one pair of hands expr. çok yoğunum
I’ve only got one pair of hands expr. çok yoğunum
I've only got one pair of hands expr. çok doluyum
I’ve only got one pair of hands expr. çok doluyum
I've only got one pair of hands expr. iki tane elim var
I’ve only got one pair of hands expr. iki tane elim var
I've only got one pair of hands expr. on işi aynı anda yapamam
I’ve only got one pair of hands expr. on işi aynı anda yapamam
not my pair of shoes expr. bana göre değil
that's another pair of shoes expr. o başka bu başka
I only have one pair of hands expr. on tane elim yok
mama needs a new pair of shoes expr. bana (kadın) şans dileyin!
mama needs a new pair of shoes expr. haydi rastgele! (kadın)
mama needs a new pair of shoes expr. şans yüzüme gülsün! (kadın)
mama needs a new pair of shoes expr. haydi yavrum kemik! (kadın)
another pair of eyes expr. başka bir göz
another pair of eyes expr. başka bir bakış açısı
another pair of shoes expr. ayrı bir konu
another pair of shoes expr. apayrı bir mesele
another pair of shoes expr. bambaşka bir konu
another pair of shoes expr. başka mesele
another pair of shoes expr. tamamen farklı bir konu/mesele
I have only got one pair of hands expr. on tane elim yok
I have only got one pair of hands expr. işim başımdan aşkın
I have only got one pair of hands expr. çok yoğunum
I have only got one pair of hands expr. çok doluyum
I have only got one pair of hands expr. iki tane elim var
I have only got one pair of hands expr. on işi aynı anda yapamam
Trade/Economic
currency pair n. döviz çifti
Technical
lower pair n. alt çift
terminal pair n. bağlantı kapısı
terminal pair port n. bağlantı kapısı
twisted pair n. bükülü tel çifti
a pair of mated contacts n. bir çift eşleşmiş kontak
line pair n. çizgi çifti
pair production n. çift oluşumu
pair production n. çift üretimi
multi-core and multi-pair power cables n. çok damarlı ve çok çiftli güç kabloları
twisted-pair wire n. çift bükümlü kablo
dual pair n. çifteş çift
pair-minerializer n. çift mineralleştirici
matched-pair analysis n. eşleştirilmiş çiftlerin analizi
electron pair n. elektron çifti
electron-hole pair n. elektron-delik çifti
shielded pair n. ekranlanmış çift
congruent pair n. eşleşik çift
shielded line pair n. ekranlı hat çifti
matched-pair analysis n. eşleştirilmiş çift analizi
electron positron pair n. elektron pozitron çifti
electron-positron pair n. elektron-pozitron çifti
ion pair n. iyon çifti
ion-pair vacancy n. iyon çifti boşlukçuğu
terminal pair n. kapı
pair of pawls n. kilit mandalı çifti
pair of poles n. kutup çifti
pair of microphones n. mikrofon çifti
stereo-pair n. stereografik çift
stereoscopic pair n. stereoskopik çift
matched pair analysis n. uygun-çift analizi
long-tail pair n. uzun kuyruklu çift
(pair of) pliers n. ufak kıskaç
pair of pliers n. kıskaç
Computer
name/value pair n. ad/değer çifti
twisted pair cable n. bükümlü çift tipi kablo
shielded pair n. ekranlı hat çifti
mirrored pair n. ikizlenmiş çift
n-terminal pair network n. n-kapılı devre
data pair n. veri çifti
twisted pair adj. çift bükümlü
Informatics
key pair n. anahtar çifti
twisted-pair n. bükümlü tel çifti
twisted-pair cable n. bükümlü telli kablo
balanced-pair cable n. dengeli çiftli kablo
shielded pair n. ekranlı hat çifti
shielded twisted-pair n. ekranlı bükümlü tel çifti
shielded twisted-pair n. kılıflı bükümlü tel çifti
shielded pair n. kılıflı çift
ordered pair n. sıralı çift
terminal pair n. uç çifti
pair up with someone v. bir çift oluşturmak
pair up with someone v. biriyle eşleşmek
pair up with someone v. çiftlere ayrılmak
Telecom
twisted pair n. burgulu çift
twisted-pair cable n. burgulu kablo çifti
balanced signal pair n. dengeli işaret çifti
shielded twisted pair n. ekranlanmış bükülü kablo çifti
shielded twisted pair n. ekranlanmış bükülü per
shielded pair n. ekranlı kablo çifti
cable pair n. kablo çifti
unshielded twisted cable pair n. korumasız bükülü kablo çifti
N-terminal pair network n. N-uçlu eşlenmiş ağ
socket pair n. socket çifti
symmetric pair/quad and multi-core cables for digital communication n. sayısal haberleşme için simetrik çiftli/dörtlü ve çok damarlı kablolar
symmetrical pair n. simetrik per
terminal pair n. uçbirim çifti
Electric
electron pair n. elektron delik çifti
astatic pair n. neredeyse statik olmayacak şekilde monte edilmiş bir çift manyetik iğne
Textile
a pair of jeans n. kot pantolon
pair of trousers n. pantolon
Construction
two pair [brit] n. üçüncü kattaki daire
two pair [brit] adj. üçüncü katta olan
Automotive
cylindrical gear-pair n. aktarma dişlisi
hypoid-gear pair n. ayna mahruti dişlisi
twisted wire pair n. bükümlü tel çifti
hypoid-gear pair n. hipoid dişli grubu
cylindrical gear-pair n. silindir dişli grubu
Medical
dissector pair n. disektör çifti
Psychology
pair-bond n. eş bağı
Food Engineering
base pair n. baz çifti
Math
pair of the coupled higher-order nonlinear schrödinger (honls) equations n. çift kuple yüksek-mertebe nonlineer schrödinger (ymnls) denklemleri
ordered pair n. sıralı çift
ordered pair n. sıralı ikili
Geometry
linear pair n. doğrusal çift
Statistics
ordered pair n. sıralı ikili
Physics
vacancy pair n. atom boşluğu ikilisi
pair production n. çift oluşumu
pair spectrometer n. çift spektrometre
pair spectrometer n. çift izgeölçer
pair production n. çift üretimi
pair annihilation n. çift yokoluşumu
electron pair n. elektron çifti
ion pair n. iyon çifti
cooper pair n. bcs kuramına göre süperiletkenliğin temelini oluşturduğu düşünülen bir çift zıt yönlü elektron
Chemistry
inert pair effect n. atıl çift etkisi
bonding pair n. bağ çifti
lone pair n. yalnız çift
lone pair n. yalın çift
lone-pair n. yalın çift
Biology
extra-pair copulation n. eş dışı çiftleşme
chromosome pair n. kromozom çifti
base pair v. baz çifti oluşumuna katılmak
Biochemistry
base pair n. baz çifti
Marine Biology
pair trawling n. çift trol
Astronomy
pulsational pair-instability supernova n. titreşen çift kararsızlığı süpernovası
pair-instability supernova n. çift kararsızlığı süpernovası
Linguistics
semantic pair n. anlam çiftleri
minimal pair n. az ayrımlı çift
adjacency pair n. bitişik söz-eylem
adjacency pair n. bitişik çift
adjacency pair n. bitişken sözce
adjacency pair n. bitişik sözce
minimal pair n. en küçük çift
pair work n. ikili çalışma
minimal pair n. tek-ayrımlı çift
minimal pair n. yalın çift
Environment
pair production n. çift üretimi
Military
unshielded twisted pair n. ekransız bükümlü tel çifti
unshielded twisted pair n. kılıfsız bükümlü tel çifti
Chess
bishop pair n. fil çifti (satranç)
Card
two pair n. pokerde aynı değerde olup farklı renkteki iki çift karttan oluşan bir el
post and pair n. 16. ve 17. yüzyıllarda ingiltere'de popüler olan bir kart oyunu
two pair adj. pokerde aynı değerde olup farklı renkteki iki çift karttan oluşan (el)
Slang
grow a pair n. cesaretini topladı
have a pair v. cesareti olmak
have a pair v. kendine güvenmek
have a pair v. dayanıklı olmak
have a pair v. adam olmak
have a pair v. götü yemek
have a pair v. götüne güvenmek
have a pair v. götü sıkmak
have a pair v. yemek (yiyorsa …)
have a pair v. taşağına güvenmek
have a pair v. taşaklı olmak
grow a pair expr. cesur ol biraz