ticket - Türkisch Englisch Wörterbuch

ticket

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "ticket" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 35 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
ticket n. bilet
It is completely irrelevant how much the ticket cost.
Biletin ne kadar tuttuğu tamamen önemsizdir.

More Sentences
General
ticket n. trafik cezası
The policeman gave Tom a ticket for reckless driving.
Polis Tom'a dikkatsiz sürüşü için trafik cezası kesti.

More Sentences
Technical
ticket n. bilet
Information should be available when you book your ticket.
Bilgi, biletinizi rezerve ettiğinizde mevcut olmalıdır.

More Sentences
Automotive
ticket n. trafik cezası
Tom got a ticket for violating a traffic law.
Tom bir trafik kanunu ihlal ettiği için bir trafik cezası aldı.

More Sentences
Sport
ticket n. bilet
They have booked a flight, they have an OK on their ticket and they therefore have a right to board.
Bir uçuş rezervasyonu yapmışlardır, biletlerinde OK işareti vardır ve bu nedenle uçağa binme hakları vardır.

More Sentences
General
ticket n. trafik cezası verilen kimseye cezasının mahiyetini bildiren resmi kağıt
ticket n. fiyat etiketi
ticket n. fiş
ticket n. bir partinin aday listesi (seçimde)
ticket n. marka
ticket n. parti aday listesi
ticket n. etiket
ticket n. parti programı
ticket n. ehliyet
ticket n. etiket (trafik) para cezası
ticket n. sertifika
ticket n. lisans
ticket n. ehliyet
ticket n. izin belgesi
ticket n. istenen şeye ulaşma aracı
ticket n. amaçlanan süreç için yapılan plan
ticket v. etiket koymak
ticket v. etiketlemek
ticket v. trafik cezası yazmak
ticket v. bilet kesmek
ticket v. yaftalamak
ticket v. belirli bir amaç için ayırmak
ticket v. fiş kesmek
ticket v. marka vermek
Colloquial
ticket n. hak
ticket n. doğru şey
Idioms
ticket n. kaçış için bahane
Trade/Economic
ticket n. satılacak cevher için verilen teklif
Informatics
ticket n. çağrı
Traffic
ticket n. para cezası

Bedeutungen, die der Begriff "ticket" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 408 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
train ticket n. tren bileti
A plane ticket is more expensive than a train ticket.
Uçak bileti tren biletinden daha pahalıdır.

More Sentences
flight ticket n. uçak bileti
Do you have a cheap flight ticket on a domestic line?
İç hatlarda ucuz bir uçak biletiniz var mı?

More Sentences
return ticket n. dönüş bileti
Do you have a return ticket to Japan?
Japonya'ya dönüş biletiniz var mı?

More Sentences
theater ticket n. tiyatro bileti
Who'll buy the theater tickets?
Tiyatro biletlerini kim alacak?

More Sentences
ticket line n. bilet hattı
This is the ticket line.
Bu bilet hattı.

More Sentences
parking ticket n. park bileti
Can you validate this parking ticket?
Bu park biletini onaylayabilir misiniz?

More Sentences
ticket office n. bilet ofisi
Where is the ticket office?
Bilet ofisi nerede?

More Sentences
round trip ticket n. gidiş dönüş bileti
Did you buy a round trip ticket?
Gidiş dönüş bilet aldın mı?

More Sentences
ticket booth n. bilet gişesi
Where's the ticket booth?
Bilet gişesi nerede?

More Sentences
ticket sales n. bilet satış
Ticket sales will begin Monday.
Bilet satışları Pazartesi başlayacak.

More Sentences
bus ticket n. otobüs bileti
Old people don't pay for bus tickets.
Yaşlı insanlar otobüs biletleri için para ödemezler.

More Sentences
open ticket n. açık bilet
Let's get an open ticket.
Açık bilet alalım.

More Sentences
ticket office n. bilet gişesi
He had to stand in line at the ticket office.
Bilet gişesindeki kuyrukta beklemek zorunda kaldı.

More Sentences
ticket prices n. bilet fiyatları
Ticket prices are very important for social, but not exclusively social, reasons.
Bilet fiyatları sosyal nedenlerle çok önemlidir, ancak sadece sosyal nedenlerle değil.

More Sentences
air ticket n. uçak bileti
They prefer to pass on safety costs to the government instead of factoring them into the price of air tickets.
Güvenlik maliyetlerini uçak bileti fiyatlarına yansıtmak yerine devlete yansıtmayı tercih ediyorlar.

More Sentences
meal ticket n. yemek bileti
Sami lost his meal ticket.
Sami yemek biletini kaybetti.

More Sentences
discount ticket n. indirimli bilet
Let's get discount tickets.
İndirimli bilet alalım.

More Sentences
parking ticket n. park cezası
I lost my parking ticket.
Park cezası makbuzumu kaybettim.

More Sentences
buy ticket v. bilet almak
Can I buy tickets on the day of the tour?
Tur gününde biletleri alabilir miyim?

More Sentences
buy a ticket v. bilet satın almak
He bought a ticket for Paris.
Paris için bir bilet satın aldı.

More Sentences
Speaking
here's your ticket expr. işte biletin
Here's your ticket.
İşte biletin.

More Sentences
Trade/Economic
ticket window n. bilet gişesi
Where is the ticket window?
Bilet gişesi nerede?

More Sentences
return ticket n. dönüş bileti
Do you have a return ticket to Japan?
Japonya'ya geri dönüş biletin var mı?

More Sentences
admission ticket n. giriş bileti
How much is the admission ticket?
Giriş bileti ne kadar?

More Sentences
meal ticket n. yemek fişi
Sami lost his meal ticket.
Sami yemek fişini kaybetti.

More Sentences
Law
speeding ticket n. aşırı hız cezası
There are no priors, not even a speeding ticket, in the system.
Sistemde herhangi bir sabıka kaydı hatta aşırı hız cezası bile yok.

More Sentences
Tourism
round trip ticket n. gidiş-dönüş bileti
Did you buy a round trip ticket?
Gidiş-dönüş bilet mi aldın?

More Sentences
season ticket n. sezon bileti
Season tickets will be available.
Sezon biletleri satışa sunulacak.

More Sentences
season ticket n. sezonluk bilet
My season ticket expires on March 31.
Sezonluk biletimin süresi 31 Mart'ta doluyor.

More Sentences
Automotive
parking ticket n. park cezası
I got a parking ticket.
Park cezam var.

More Sentences
Traffic
speeding ticket n. aşırı hız cezası
Have you ever gotten a speeding ticket?
Hiç aşırı hız cezası aldın mı?

More Sentences
parking ticket n. park cezası
Tom has a whole pile of unpaid parking tickets.
Tom'un bir yığın ödenmemiş park cezası var.

More Sentences
Aeronautic
airplane ticket n. uçak bileti
Are airplane tickets expensive?
Uçak biletleri pahalı mı?

More Sentences
plane ticket n. uçak bileti
Passengers on package holidays will therefore benefit in the same way as those who only buy a plane ticket.
Bu nedenle paket tatil yapan yolcular, sadece uçak bileti alan yolcularla aynı şekilde yararlanacaktır.

More Sentences
Cinema
cinema ticket n. sinema bileti
The concert ticket costs more than the cinema ticket.
Konser bileti sinema biletinden daha pahalıdır.

More Sentences
movie ticket n. sinema bileti
We're buying movie tickets.
Sinema bileti alıyoruz.

More Sentences
General
ticket tout n. bilet simsarı
winning ticket n. ganyan
ticket inspector n. kontrolör
ticket office n. gişe
single ticket n. gidiş bileti
return ticket n. gidiş geliş bileti
ticket stub n. bilet koçanı
single ticket n. dönüş bileti
prepaid ticket advice n. peşin ödenmiş bilet ihbarı
through ticket n. aktarmasız bilet
satellite ticket printer n. uydu bilet yazıcısı
ticket window n. gişe
ticket agent n. bilet acentası
railroad ticket n. tren bileti
return ticket n. gidiş dönüş bileti
ticket seller n. biletçi
ticket agent n. seyahat acenteleri için eskiden kullanılan isim
ticket printer n. otomatik biletlerin üstüne ayrıntıları yazan yazıcı
sailing ticket n. talebin çok yoğun olduğu dönemlerde kimi gemi ve feribot seferlerinde kullanılan bir kontrol doküman
season ticket n. abonman kartı
ticket machine n. otomatik bilet makinası
return ticket n. bir yere gidişi ve oradan dönüşü kapsayan bilet
ticket book n. bilet
lottery ticket seller n. biletçi
automated ticket and boarding pass n. otomatik bilet ve geçiş kartı
pawn ticket n. rehin makbuzu
transfer ticket n. aktarma bileti
excursion ticket n. indirimli gidiş dönüş bileti
bus ticket n. abonman
ticket inspector n. kondüktör
commutation ticket n. abonman kartı
ticket agent n. bilet acentesi
season ticket n. abonman
ticket office n. biletlerin satın alınabildiği yer
season ticket n. mevsimlik bilet
round trip ticket n. gidiş geliş bileti
season ticket n. abonman bileti
ticket printer n. bilet yazıcısı
ticket sale n. bilet satışı
ticket window n. bilet penceresi
through ticket n. aktarmasız
aeroplane ticket n. uçak bileti
ticket collector n. biletçi
ticket conductor n. biletçi
ticket inspector n. biletçi
ticket tout n. bilet karaborsacısı
luggage ticket n. bagaj bileti
ticket agency n. bilet gişesi
name ticket n. isim fişi
ticket collector n. kondüktör
ticket conductor n. kondüktör
through ticket n. yolculuğun sonuna kadar geçerli bilet
passenger ticket n. yolcu bileti
lottery ticket n. piyango bileti
ticket at full fare n. tam bilet
lost ticket n. kayıp bilet
student ticket n. öğrenci bileti
ticket option n. bilet opsiyonu
one-way ticket n. tek gidiş bileti
one-way ticket n. gidiş bileti
one-way ticket n. dönüş bileti
round-trip ticket n. gidiş dönüş bileti
ticket-window n. gişe
scratch-off ticket n. kazı kazan
scratch-off ticket n. kazı kazan bileti
return ticket n. gidiş-dönüş bileti
ticket-holder n. bilet sahibi
travel ticket n. gezi bileti
railway ticket n. tren bileti
tour ticket n. turbileti
half fare ticket n. yarım bilet
first class ticket n. birinci mevki bileti
transfer ticket n. aktarma bilet
ticket office n. bilet satış noktası
match ticket n. maç bileti
ticket price n. bilet fiyatı
black market ticket n. karaborsa bilet
through ticket n. yolculuğun sonuna kadar olan bilet
return/round-trip ticket n. gidiş-dönüş bileti
ticket agent n. bilet satıcısı
ticket agent n. gişe yetkilisi
event ticket n. etkinlik bileti
low rate ticket n. indirimli bilet
national lottery ticket n. milli piyango bileti
travel cash and airline ticket n. yolculuk parası ve uçak bileti
cheap ticket n. ucuz bilet
scratch ticket n. kazı kazan kartı
scratch ticket n. kazı kazan
scratch ticket n. kazı kazan bileti
ticket size n. bilet boyutu
adult ticket n. tam bilet
infant ticket n. bebek bileti
ticket agent n. biletçi
ticket book n. bilet koçanı
ticket stub n. biletin müşteride kalan kısmı
ticket agent n. bilet görevlisi
new ticket n. yeni bilet
ticket barrier n. turnike
ticket evasion n. toplu taşıma araçlarına biletsiz binme
ticket control n. bilet kontrol
ticket control n. bilet kontrolü
raffle ticket n. piyango/çekiliş bileti
ticket seller n. bilet satıcısı
ticket [brit] n. kartvizit
ticket [brit] n. kütüphane ödünç alma kartı
ticket [obsolete] n. kısa yazılı not
ticket [obsolete] n. borç senedi
ticket holder n. bilet hamili
ticket line n. bilet sırası
ticket queue n. bilet sırası
ticket taker n. kondüktör
ticket taker n. biletçi
one-way ticket n. yapıldıktan sonra geri dönüşü olmayan hareket
cloakroom ticket n. vestiyerde verilen fiş
scratched ticket n. bir veya daha fazla aday isminin çizildiği oy pusulası
smart ticket n. yaralanmış denizcilere tazminat hakkı veren belge
draw a ticket v. kura çekmek
take ticket v. bilet almak
issue a parking/speeding ticket v. trafik cezası kesmek
write a traffic ticket v. trafik cezası kesmek
give somebody a traffic ticket v. trafik cezası kesmek
issue a traffic ticket v. trafik cezası kesmek
get speeding ticket v. aşırı hız cezası almak
receive a parking ticket v. park cezası almak
get a parking ticket v. park cezası almak
book a ticket v. bilet ayırtmak
pick up a ticket v. bilet almak
book a ticket v. (ileri bir tarihe) bilet kestirmek
scratch a ticket v. oy pusulasından bir veya daha fazla adayın ismini çıkarmak
scratch a ticket v. oy pusulasındaki isimlere oy vermeyi bütünüyle reddetmek
scratch a ticket v. seçim listesinde oynama yapmak
punch (one's) ticket v. (birinin) biletini delmek
punch (one's) ticket v. (birinin) biletini işaretlemek
big ticket adj. çok pahalı
ticket-free adj. biletsiz
big-ticket adj. çok pahalı
high-ticket adj. çok pahalı
high-ticket adj. çok pahalı
big-ticket adj. çok önemli
big-ticket adj. esas
big-ticket adj. başlıca
Phrasals
ticket someone for some place v. birine bir yere gitmesi için bilet vermek
ticket (one) for (doing) (something) v. (birine bir şey yaptığı) için ceza kesmek
Colloquial
the ticket [obsolete] n. istenen şey
the ticket [obsolete] n. aranan şey
ticket [brit] n. silahlı kuvvetlerden atılma belgesi
ticket for some place n. bir yere bilet
low-ticket adj. gayet ucuz
Idioms
big ticket n. çok pahalı
a meal ticket n. ekmek teknesi
a meal ticket n. geçim kaynağı
meal ticket n. geçim kaynağı
a one-way ticket to something n. geri dönüşü olmayan
a one-way ticket to something n. kaçınılmaz
a one-way ticket to something n. kurtuluşu olmayan
a hot ticket n. şu anda tutulan/popüler
a hot ticket n. şu anda revaçta
just the ticket n. tam aranan şey
just the ticket n. tam da istenen şey
golden ticket n. altın bilet
golden ticket n. altın anahtar
golden ticket n. altın bilezik
golden ticket n. para kazandıracak/kişisel başarı sağlayacak yetenek, nitelik, beceri
a meal ticket n. para kapısı
a meal ticket n. kazanç kaynağı
a meal ticket n. ekmek kapısı
a one-way ticket to (somewhere or something) n. (bir yere/bir şeye) geri dönüşü olmayan bir yol
a one-way ticket to (somewhere or something) n. kaçınılmaz olarak sonu (bir yerde/bir şeyle) bitecek bir yol/durum
a big-ticket item n. pahalı (bir) alışveriş
a big-ticket item n. pahalı (bir) ürün
a big-ticket item n. büyük (bir) gider
a big-ticket item n. büyük (bir) harcama
big-ticket item n. pahalı alışveriş
big-ticket item n. pahalı ürün
big-ticket item n. büyük gider
big-ticket item n. büyük harcama
dream ticket n. seçimde başarılı olmak için saflarını birleştiren iki veya daha fazla siyasetçi
dream ticket n. oylarını birleştirmek için birlikte seçim kampanyası yapan siyasetçiler
dream ticket n. seçim zamanı ittifak yapan siyasetçiler
e-ticket ride n. çok heyecanlı bir oyuncak (lunaparkta)
e-ticket ride n. çok heyecanlı bir tur (lunapark oyuncakları için)
buy someone's wolf ticket v. meydan okumaya pabuç bırakmamak
buy a woof ticket v. (birinin) boş tehditlerine karşılık vermek
buy a woof ticket v. (birinin) hava atmasına/caka satmasına karşılık vermek
buy one's woof ticket v. (birinin) boş tehditlerine karşılık vermek
buy one's woof ticket v. (birinin) hava atmasına/caka satmasına karşılık vermek
vote a split ticket v. bütün parti ve adayları görerek oy kullanmak
vote a split ticket v. birleşik oy pusulası ile seçim yapmak
vote a straight ticket v. birleşik olmayan oy pusulası ile seçim yapmak
vote a straight ticket v. ek bir partinin adayları arasından seçim yapmak
write his own ticket v. istediği gibi at oynatmak
vote a split ticket v. oyunu üzerinde bütün parti ve adayların yer aldığı birleşik oy pusulası ile kullanmak
get one's ticket punched v. ölmek
buy someone's wolf ticket v. restini görmek
buy someone's wolf ticket v. palavrayı yememek
vote a straight ticket v. üzerinde tek bir partiye ait adayların olduğu pusula ile oy kullanmak
punch (one's) ticket v. girişini garantilemek
punch (one's) ticket v. biletini eline almak
punch your ticket [us] v. terfi almayı garantilemek
punch your ticket [us] v. terfi almak için belirli görevlerin altına girmek
split (one's) ticket v. birden fazla partinin adayına farklı pozisyonla için oy vermek
split (one's) ticket v. farklı pozisyonlar için farklı partilerin adaylarına oy vermek
work (one's) ticket v. bir şey elde etmek için bir plan yapmak
work (one's) ticket v. bir şeyden kurtulmak için bir yola baş vurmak
work (one's) ticket v. bir durumdan kurtulmak için bir dolap çevirmek
work (one's) ticket v. bir şeyin yerini yapmak
work (one's) ticket v. istediği şeyi elde etmenin bir yolunu bulmak
work (one's) ticket v. bir yolunu bulup yapmak
work (one's) ticket v. ne yapıp edip yapmak
work (one's) ticket v. allem edip kallem edip yapmak
work your ticket v. hapisten/askerden çıkmanın bir yolunu bulmak
buy a wolf ticket v. meydan okumaya pabuç bırakmamak
buy a wolf ticket v. gözdağına karşılık vermek
buy a wolf ticket v. tehdide düşmanca karşılık vermek
buy a wolf ticket v. palavraya pabuç bırakmamak
buy one's wolf ticket v. meydan okumaya pabuç bırakmamak
buy one's wolf ticket v. gözdağına karşılık vermek
buy one's wolf ticket v. tehdide düşmanca karşılık vermek
buy one's wolf ticket v. palavraya pabuç bırakmamak
buy someone's woof ticket v. meydan okumaya pabuç bırakmamak
buy someone's woof ticket v. gözdağına karşılık vermek
buy someone's woof ticket v. tehdide düşmanca karşılık vermek
buy someone's woof ticket v. palavraya pabuç bırakmamak
buy wolf ticket v. meydan okumaya pabuç bırakmamak
buy wolf ticket v. gözdağına karşılık vermek
buy wolf ticket v. tehdide düşmanca karşılık vermek
buy wolf ticket v. palavraya pabuç bırakmamak
get ticket punched v. ölmek
get ticket punched v. mortoyu çekmek
split the ticket v. farklı alanlarda farklı partilerden adaylara oy vermek
write (one's) (own) ticket v. istediği gibi at oynatmak
write (one's) (own) ticket v. istediği gibi at oynatmak
write own ticket v. istediği gibi at oynatmak
write your (own) ticket [us] v. istediği gibi at oynatmak
a one-way ticket expr. geri dönüşü olmayan
a one-way ticket expr. kaçınılmaz
a one-way ticket expr. kurtuluşu olmayan
Speaking
here's your ticket expr. al biletin
I would like to buy a ticket expr. bir bilet almak istiyorum
this map shows where you will get a ticket expr. bu harita bileti nereden alacağını gösteriyor
I found you a ticket expr. sana bilet buldum
that's the ticket! expr. tam da ihtiyacımız/ihtiyacım olan şey!
Trade/Economic
time ticket n. işyerinde mesai kayıtlarını gösteren kart
season ticket n. abonman bileti
family ticket n. aile bileti
season ticket n. abone kartı
commutation ticket n. abone kartı
commutation ticket n. abonman
season ticket n. abonman
open date ticket n. açık tarihli bilet
through ticket n. aktarmasız bilet
ticket day n. borsada tasfiyenin yapıldığı tarihin bir gün öncesi
big ticket items n. çok pahalı ürünler
ticket price n. etiket fiyatı
drivers of ticket account n. fiş sayısını etkileyen etmenler
ticket out of date n. günü geçmiş bilet
job ticket n. görev kartı
ticket day n. hesap dönemi
ticket at reduced rate n. indirimli bilet
move ticket n. iş zamanı etiketi
ticket inspector n. kontrolör
party ticket n. kolektif bilet
charge ticket n. muhasebeci ajandası
notarial ticket n. noter tezkeresi
lottery ticket n. piyango bileti
ticket count n. satın alma yapan müşteri sayısı
pawn ticket n. rehin makbuzu
commutation ticket n. seyahat pasosu
commutation ticket n. seyahat kartı
queue ticket dispenser n. sıramatik
season ticket n. seyahat kartı
season ticket n. seyahat pasosu
excursion ticket n. seyahat bileti
unexpired season ticket n. süresi geçmemiş abonman
full fare ticket n. tam ücrete tabi bilet
reduced rate ticket n. ucuz tarifeli bilet
debit ticket n. zimmet formu
e-ticket n. elektronik bilet
e-ticket n. e-bilet
Law
tyburn ticket n. bir suçlunun aleyhinde dava açan kişiye verilen sertifika
ticket of leave n. bir tutuklunun serbest bırakılması için verilen belge
mickey mouse ticket n. mahkum disiplin raporu
pawn ticket n. rehin makbuzu
pawn ticket n. rehin senedi
Politics
split-ticket voting n. birden çok siyasi makam için oylama yapılan bir seçimde oy pusulasında farklı partilerden adayların bulunması
straight ticket n. bir partinin ilan ettiği tüm adaylara oy verme
split ticket n. birleşik oy pusulası
split-ticket voting n. birleşik oy pusulası ile yapılan oylama
general ticket system n. genel bilet sistemi
ticket-splitting n. pusula bölme
a dream ticket n. seçimde başarılı olmak için saflarını birleştiren iki siyasetçi
unity ticket [australia] n. sendika seçimlerinde nasıl oy kullanılacağını gösteren kart
balanced ticket n. geniş seçmen kitlesine hitap eden aday listesinin olduğu oy pusulası
Tourism
family ticket n. aile bileti
open-date ticket n. açık tarihli bilet
interlining ticket n. aktarmalı bilet
connection ticket n. bağlantılı bilet
season ticket n. belirli bir dönem içinde seyahat için geçerli olan bilet
ticket allocation n. bilet payı
ticket stock n. bilet stoku
complimentary ticket n. bir kaybı tazmin etmek amacıyla verilen bedava bilet
ticket-holder n. bir seyahat veya etkinlik için bilet sahibi kimse
open date return ticket n. dönüşü açık bilet
return ticket n. gidiş geliş bileti
round-trip ticket n. gidiş geliş bileti
open-jaw ticket n. ‎kalkış ve varış noktaları yahut da dinlenme noktaları farklı olan dönüş yolculuğu
satellite ticket printer n. otomatik bilet makinesi
commutation ticket n. sezon bileti
commutation ticket n. sezonluk bilet
rover ticket n. serbest bilet
confirmed ticket n. teyidi yapılmış bilet
single passenger ticket n. tek yolcu bileti
complimentary ticket n. ücretsiz bilet
prepaid ticket advice n. yolcunun bilet parası ödediğinin başka bir noktaya bildirilmesi
Media
a dream ticket [uk] n. mükemmel bir fırsat
a dream ticket [uk] n. harika bir fırsat
a dream ticket [uk] n. hayatının/hayallerinin fırsatı
Technical
ticket punch n. bilet zımbası
ticket renewal n. bilet yenileme
ticket clip n. etiket kıskacı
trouble ticket n. hata raporlama
authentication ticket n. kimlik denetleme
queue ticket dispenser n. sıra numaratörü
Computer
authentication ticket n. kimlik denetim bileti
Informatics
electronic ticket n. elektronik bilet
virtual ticket n. elektronik bilet
Textile
ticket pocket n. ceketin üst cebi
Transportation
the ticket machine isn't working expr. bilet makinesi çalışmıyor
Traffic
smart ticket n. akbil
smart ticket n. akıllı bilet
traffic ticket points n. trafik ceza puanı
traffic ticket n. trafik cezası
passenger ticket n. yolcu bileti
Railway
ticket porter n. tanınmak amacıyla rozet takan lisanslı demiryolu görevlisi
ticket gate [brit] n. bilet basılan turnike
platform ticket controller n. bilet kontrolörü
privilege ticket n. görev bileti
ticket agent n. gişe memuru
ticket collector n. kondüktör
ticket collector n. özellikle yolcu trenlerinde biletlerin veya seyahat belgelerinin kontrolünden sorumlu kimse
platform ticket [uk] n. perona giriş bileti
Aeronautic
luggage ticket n. bagaj bileti
return ticket n. gidiş dönüş bilet
open ticket n. havayollarında yönü belli ve tarihi değiştirilebilen bilet türü
one way ticket n. tek yön bilet
one way ticket n. tek yönlü bilet
Marine
shipping ticket n. gönderme belgesi
sailing ticket n. sefer bileti
Gastronomy
lunch ticket n. yemek fişi
History
yellow ticket n. sarı bilet
yellow ticket n. rusya imparatorluğu'na hayat kadınlığı izni veren sarı bilet
Military
driver's trip ticket n. şoför bakım ve görev çizelgesi
meal ticket n. yemek karnesi
Sport
free ticket n. serbest giriş kartı
season ticket n. kombine bilet
all-ticket [brit] adj. tüm seyircilerin biletlerini önceden almalarını gerektiren
Football
ticket tout n. karaborsacı
ticket tout n. karaborsa biletçi
Wagering
combined ticket n. kombine bilet
Theatre
theatre ticket n. tiyatro bileti
complimentary ticket n. serbest giriş kartı
Cinema
ticket collecting n. bilet kesme
ticket collector n. bilet kesici
Librarianship
library ticket n. kütüphane kartı
Slang
ticket (prison slang) n. disiplin raporu
ticket (prison slang) n. sevk yazısı
get a ticket v. ceza yemek
sell wolf ticket v. etrafına tehditler savurmak
get one's ticket punched v. mortoyu çekmek
British Slang
workie ticket (tyneside use) n. baş belası
workie ticket (tyneside use) n. sorun yaratan tip
shit ticket n. tuvalet kağıdı