ticket - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

ticket

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"ticket" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 35 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
ticket i. bilet
General
ticket i. trafik cezası verilen kimseye cezasının mahiyetini bildiren resmi kağıt
ticket i. fiyat etiketi
ticket i. fiş
ticket i. bir partinin aday listesi (seçimde)
ticket i. marka
ticket i. parti aday listesi
ticket i. etiket
ticket i. parti programı
ticket i. ehliyet
ticket i. trafik cezası
ticket i. etiket (trafik) para cezası
ticket i. sertifika
ticket i. lisans
ticket i. ehliyet
ticket i. izin belgesi
ticket i. istenen şeye ulaşma aracı
ticket i. amaçlanan süreç için yapılan plan
ticket f. etiket koymak
ticket f. etiketlemek
ticket f. trafik cezası yazmak
ticket f. bilet kesmek
ticket f. yaftalamak
ticket f. belirli bir amaç için ayırmak
ticket f. fiş kesmek
ticket f. marka vermek
Colloquial
ticket i. hak
ticket i. doğru şey
Idioms
ticket i. kaçış için bahane
Trade/Economic
ticket i. satılacak cevher için verilen teklif
Technical
ticket i. bilet
Informatics
ticket i. çağrı
Automotive
ticket i. trafik cezası
Traffic
ticket i. para cezası
Sport
ticket i. bilet

"ticket" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 408 sonuç

İngilizce Türkçe
General
ticket tout i. bilet simsarı
winning ticket i. ganyan
ticket inspector i. kontrolör
ticket office i. gişe
single ticket i. gidiş bileti
return ticket i. gidiş geliş bileti
train ticket i. tren bileti
flight ticket i. uçak bileti
ticket stub i. bilet koçanı
single ticket i. dönüş bileti
prepaid ticket advice i. peşin ödenmiş bilet ihbarı
through ticket i. aktarmasız bilet
satellite ticket printer i. uydu bilet yazıcısı
return ticket i. dönüş bileti
ticket window i. gişe
ticket agent i. bilet acentası
railroad ticket i. tren bileti
return ticket i. gidiş dönüş bileti
ticket seller i. biletçi
lottery ticket seller i. biletçi
ticket book i. bilet
ticket line i. bilet hattı
automated ticket and boarding pass i. otomatik bilet ve geçiş kartı
parking ticket i. park bileti
ticket office i. bilet ofisi
ticket agent i. seyahat acenteleri için eskiden kullanılan isim
ticket printer i. otomatik biletlerin üstüne ayrıntıları yazan yazıcı
sailing ticket i. talebin çok yoğun olduğu dönemlerde kimi gemi ve feribot seferlerinde kullanılan bir kontrol doküman
season ticket i. abonman kartı
ticket machine i. otomatik bilet makinası
theater ticket i. tiyatro bileti
return ticket i. bir yere gidişi ve oradan dönüşü kapsayan bilet
pawn ticket i. rehin makbuzu
transfer ticket i. aktarma bileti
excursion ticket i. indirimli gidiş dönüş bileti
bus ticket i. otobüs bileti
ticket agent i. bilet acentesi
season ticket i. abonman
ticket office i. biletlerin satın alınabildiği yer
season ticket i. mevsimlik bilet
round trip ticket i. gidiş geliş bileti
season ticket i. abonman bileti
ticket printer i. bilet yazıcısı
open ticket i. açık bilet
bus ticket i. abonman
ticket inspector i. kondüktör
round trip ticket i. gidiş dönüş bileti
commutation ticket i. abonman kartı
ticket booth i. bilet gişesi
ticket sales i. bilet satış
ticket sale i. bilet satışı
ticket window i. bilet penceresi
through ticket i. aktarmasız
aeroplane ticket i. uçak bileti
ticket agency i. bilet gişesi
ticket collector i. biletçi
ticket office i. bilet gişesi
ticket conductor i. biletçi
ticket inspector i. biletçi
ticket tout i. bilet karaborsacısı
luggage ticket i. bagaj bileti
name ticket i. isim fişi
ticket collector i. kondüktör
ticket conductor i. kondüktör
through ticket i. yolculuğun sonuna kadar geçerli bilet
passenger ticket i. yolcu bileti
lottery ticket i. piyango bileti
ticket at full fare i. tam bilet
lost ticket i. kayıp bilet
ticket prices i. bilet fiyatları
student ticket i. öğrenci bileti
ticket option i. bilet opsiyonu
one-way ticket i. dönüş bileti
round-trip ticket i. gidiş dönüş bileti
scratch-off ticket i. kazı kazan
scratch-off ticket i. kazı kazan bileti
ticket-window i. gişe
one-way ticket i. tek gidiş bileti
return ticket i. gidiş-dönüş bileti
ticket-holder i. bilet sahibi
one-way ticket i. gidiş bileti
travel ticket i. gezi bileti
tour ticket i. turbileti
half fare ticket i. yarım bilet
railway ticket i. tren bileti
first class ticket i. birinci mevki bileti
transfer ticket i. aktarma bilet
ticket office i. bilet satış noktası
match ticket i. maç bileti
ticket price i. bilet fiyatı
black market ticket i. karaborsa bilet
through ticket i. yolculuğun sonuna kadar olan bilet
return/round-trip ticket i. gidiş-dönüş bileti
air ticket i. uçak bileti
ticket agent i. gişe yetkilisi
ticket agent i. bilet satıcısı
meal ticket i. yemek bileti
event ticket i. etkinlik bileti
low rate ticket i. indirimli bilet
discount ticket i. indirimli bilet
national lottery ticket i. milli piyango bileti
travel cash and airline ticket i. yolculuk parası ve uçak bileti
cheap ticket i. ucuz bilet
scratch ticket i. kazı kazan kartı
scratch ticket i. kazı kazan
scratch ticket i. kazı kazan bileti
ticket size i. bilet boyutu
adult ticket i. tam bilet
infant ticket i. bebek bileti
ticket agent i. biletçi
ticket book i. bilet koçanı
ticket stub i. biletin müşteride kalan kısmı
ticket agent i. bilet görevlisi
new ticket i. yeni bilet
ticket barrier i. turnike
ticket evasion i. toplu taşıma araçlarına biletsiz binme
ticket control i. bilet kontrol
ticket control i. bilet kontrolü
parking ticket i. park cezası
raffle ticket i. piyango/çekiliş bileti
ticket seller i. bilet satıcısı
ticket [brit] i. kartvizit
ticket [brit] i. kütüphane ödünç alma kartı
ticket [obsolete] i. kısa yazılı not
ticket [obsolete] i. borç senedi
ticket holder i. bilet hamili
ticket line i. bilet sırası
ticket queue i. bilet sırası
ticket taker i. kondüktör
ticket taker i. biletçi
one-way ticket i. yapıldıktan sonra geri dönüşü olmayan hareket
cloakroom ticket i. vestiyerde verilen fiş
scratched ticket i. bir veya daha fazla aday isminin çizildiği oy pusulası
smart ticket i. yaralanmış denizcilere tazminat hakkı veren belge
draw a ticket f. kura çekmek
take ticket f. bilet almak
issue a traffic ticket f. trafik cezası kesmek
issue a parking/speeding ticket f. trafik cezası kesmek
give somebody a traffic ticket f. trafik cezası kesmek
write a traffic ticket f. trafik cezası kesmek
buy ticket f. bilet almak
get speeding ticket f. aşırı hız cezası almak
receive a parking ticket f. park cezası almak
get a parking ticket f. park cezası almak
book a ticket f. bilet ayırtmak
pick up a ticket f. bilet almak
book a ticket f. (ileri bir tarihe) bilet kestirmek
buy a ticket f. bilet satın almak
scratch a ticket f. oy pusulasından bir veya daha fazla adayın ismini çıkarmak
scratch a ticket f. oy pusulasındaki isimlere oy vermeyi bütünüyle reddetmek
scratch a ticket f. seçim listesinde oynama yapmak
punch (one's) ticket f. (birinin) biletini delmek
punch (one's) ticket f. (birinin) biletini işaretlemek
big ticket s. çok pahalı
ticket-free s. biletsiz
big-ticket s. çok pahalı
high-ticket s. çok pahalı
high-ticket s. çok pahalı
big-ticket s. çok önemli
big-ticket s. esas
big-ticket s. başlıca
Phrasals
ticket someone for some place f. birine bir yere gitmesi için bilet vermek
ticket (one) for (doing) (something) f. (birine bir şey yaptığı) için ceza kesmek
Colloquial
the ticket [obsolete] i. istenen şey
the ticket [obsolete] i. aranan şey
ticket [brit] i. silahlı kuvvetlerden atılma belgesi
ticket for some place i. bir yere bilet
low-ticket s. gayet ucuz
Idioms
big ticket i. çok pahalı
a meal ticket i. ekmek teknesi
meal ticket i. geçim kaynağı
a meal ticket i. geçim kaynağı
a one-way ticket to something i. geri dönüşü olmayan
a one-way ticket to something i. kaçınılmaz
a one-way ticket to something i. kurtuluşu olmayan
a hot ticket i. şu anda tutulan/popüler
a hot ticket i. şu anda revaçta
just the ticket i. tam aranan şey
just the ticket i. tam da istenen şey
golden ticket i. altın bilet
golden ticket i. altın anahtar
golden ticket i. altın bilezik
golden ticket i. para kazandıracak/kişisel başarı sağlayacak yetenek, nitelik, beceri
a meal ticket i. para kapısı
a meal ticket i. kazanç kaynağı
a meal ticket i. ekmek kapısı
a one-way ticket to (somewhere or something) i. (bir yere/bir şeye) geri dönüşü olmayan bir yol
a one-way ticket to (somewhere or something) i. kaçınılmaz olarak sonu (bir yerde/bir şeyle) bitecek bir yol/durum
a big-ticket item i. pahalı (bir) alışveriş
a big-ticket item i. pahalı (bir) ürün
a big-ticket item i. büyük (bir) gider
a big-ticket item i. büyük (bir) harcama
big-ticket item i. pahalı alışveriş
big-ticket item i. pahalı ürün
big-ticket item i. büyük gider
big-ticket item i. büyük harcama
dream ticket i. seçimde başarılı olmak için saflarını birleştiren iki veya daha fazla siyasetçi
dream ticket i. oylarını birleştirmek için birlikte seçim kampanyası yapan siyasetçiler
dream ticket i. seçim zamanı ittifak yapan siyasetçiler
e-ticket ride i. çok heyecanlı bir oyuncak (lunaparkta)
e-ticket ride i. çok heyecanlı bir tur (lunapark oyuncakları için)
buy someone's wolf ticket f. meydan okumaya pabuç bırakmamak
buy a woof ticket f. (birinin) boş tehditlerine karşılık vermek
buy a woof ticket f. (birinin) hava atmasına/caka satmasına karşılık vermek
buy one's woof ticket f. (birinin) boş tehditlerine karşılık vermek
buy one's woof ticket f. (birinin) hava atmasına/caka satmasına karşılık vermek
vote a split ticket f. birleşik oy pusulası ile seçim yapmak
vote a split ticket f. bütün parti ve adayları görerek oy kullanmak
vote a straight ticket f. birleşik olmayan oy pusulası ile seçim yapmak
vote a straight ticket f. ek bir partinin adayları arasından seçim yapmak
write his own ticket f. istediği gibi at oynatmak
get one's ticket punched f. ölmek
vote a split ticket f. oyunu üzerinde bütün parti ve adayların yer aldığı birleşik oy pusulası ile kullanmak
buy someone's wolf ticket f. palavrayı yememek
buy someone's wolf ticket f. restini görmek
vote a straight ticket f. üzerinde tek bir partiye ait adayların olduğu pusula ile oy kullanmak
punch (one's) ticket f. girişini garantilemek
punch (one's) ticket f. biletini eline almak
punch your ticket [us] f. terfi almayı garantilemek
punch your ticket [us] f. terfi almak için belirli görevlerin altına girmek
split (one's) ticket f. birden fazla partinin adayına farklı pozisyonla için oy vermek
split (one's) ticket f. farklı pozisyonlar için farklı partilerin adaylarına oy vermek
work (one's) ticket f. bir şey elde etmek için bir plan yapmak
work (one's) ticket f. bir şeyden kurtulmak için bir yola baş vurmak
work (one's) ticket f. bir durumdan kurtulmak için bir dolap çevirmek
work (one's) ticket f. bir şeyin yerini yapmak
work (one's) ticket f. istediği şeyi elde etmenin bir yolunu bulmak
work (one's) ticket f. bir yolunu bulup yapmak
work (one's) ticket f. ne yapıp edip yapmak
work (one's) ticket f. allem edip kallem edip yapmak
work your ticket f. hapisten/askerden çıkmanın bir yolunu bulmak
buy a wolf ticket f. meydan okumaya pabuç bırakmamak
buy a wolf ticket f. gözdağına karşılık vermek
buy a wolf ticket f. tehdide düşmanca karşılık vermek
buy a wolf ticket f. palavraya pabuç bırakmamak
buy one's wolf ticket f. meydan okumaya pabuç bırakmamak
buy one's wolf ticket f. gözdağına karşılık vermek
buy one's wolf ticket f. tehdide düşmanca karşılık vermek
buy one's wolf ticket f. palavraya pabuç bırakmamak
buy someone's woof ticket f. meydan okumaya pabuç bırakmamak
buy someone's woof ticket f. gözdağına karşılık vermek
buy someone's woof ticket f. tehdide düşmanca karşılık vermek
buy someone's woof ticket f. palavraya pabuç bırakmamak
buy wolf ticket f. meydan okumaya pabuç bırakmamak
buy wolf ticket f. gözdağına karşılık vermek
buy wolf ticket f. tehdide düşmanca karşılık vermek
buy wolf ticket f. palavraya pabuç bırakmamak
get ticket punched f. ölmek
get ticket punched f. mortoyu çekmek
split the ticket f. farklı alanlarda farklı partilerden adaylara oy vermek
write (one's) (own) ticket f. istediği gibi at oynatmak
write (one's) (own) ticket f. istediği gibi at oynatmak
write own ticket f. istediği gibi at oynatmak
write your (own) ticket [us] f. istediği gibi at oynatmak
a one-way ticket expr. geri dönüşü olmayan
a one-way ticket expr. kaçınılmaz
a one-way ticket expr. kurtuluşu olmayan
Speaking
here's your ticket expr. al biletin
this map shows where you will get a ticket expr. bu harita bileti nereden alacağını gösteriyor
I would like to buy a ticket expr. bir bilet almak istiyorum
here's your ticket expr. işte biletin
I found you a ticket expr. sana bilet buldum
that's the ticket! expr. tam da ihtiyacımız/ihtiyacım olan şey!
Trade/Economic
time ticket i. işyerinde mesai kayıtlarını gösteren kart
season ticket i. abonman bileti
family ticket i. aile bileti
season ticket i. abone kartı
commutation ticket i. abone kartı
commutation ticket i. abonman
season ticket i. abonman
open date ticket i. açık tarihli bilet
through ticket i. aktarmasız bilet
ticket window i. bilet gişesi
ticket day i. borsada tasfiyenin yapıldığı tarihin bir gün öncesi
big ticket items i. çok pahalı ürünler
return ticket i. dönüş bileti
ticket price i. etiket fiyatı
drivers of ticket account i. fiş sayısını etkileyen etmenler
job ticket i. görev kartı
ticket out of date i. günü geçmiş bilet
admission ticket i. giriş bileti
ticket day i. hesap dönemi
ticket at reduced rate i. indirimli bilet
move ticket i. iş zamanı etiketi
ticket inspector i. kontrolör
party ticket i. kolektif bilet
charge ticket i. muhasebeci ajandası
notarial ticket i. noter tezkeresi
lottery ticket i. piyango bileti
pawn ticket i. rehin makbuzu
ticket count i. satın alma yapan müşteri sayısı
commutation ticket i. seyahat kartı
commutation ticket i. seyahat pasosu
queue ticket dispenser i. sıramatik
season ticket i. seyahat kartı
season ticket i. seyahat pasosu
excursion ticket i. seyahat bileti
unexpired season ticket i. süresi geçmemiş abonman
full fare ticket i. tam ücrete tabi bilet
reduced rate ticket i. ucuz tarifeli bilet
meal ticket i. yemek fişi
debit ticket i. zimmet formu
e-ticket i. elektronik bilet
e-ticket i. e-bilet
Law
tyburn ticket i. bir suçlunun aleyhinde dava açan kişiye verilen sertifika
speeding ticket i. aşırı hız cezası
ticket of leave i. bir tutuklunun serbest bırakılması için verilen belge
mickey mouse ticket i. mahkum disiplin raporu
pawn ticket i. rehin makbuzu
pawn ticket i. rehin senedi
Politics
split-ticket voting i. birleşik oy pusulası ile yapılan oylama
split-ticket voting i. birden çok siyasi makam için oylama yapılan bir seçimde oy pusulasında farklı partilerden adayların bulunması
straight ticket i. bir partinin ilan ettiği tüm adaylara oy verme
split ticket i. birleşik oy pusulası
general ticket system i. genel bilet sistemi
ticket-splitting i. pusula bölme
a dream ticket i. seçimde başarılı olmak için saflarını birleştiren iki siyasetçi
unity ticket [australia] i. sendika seçimlerinde nasıl oy kullanılacağını gösteren kart
balanced ticket i. geniş seçmen kitlesine hitap eden aday listesinin olduğu oy pusulası
Tourism
family ticket i. aile bileti
open-date ticket i. açık tarihli bilet
interlining ticket i. aktarmalı bilet
connection ticket i. bağlantılı bilet
season ticket i. belirli bir dönem içinde seyahat için geçerli olan bilet
ticket allocation i. bilet payı
ticket stock i. bilet stoku
complimentary ticket i. bir kaybı tazmin etmek amacıyla verilen bedava bilet
ticket-holder i. bir seyahat veya etkinlik için bilet sahibi kimse
open date return ticket i. dönüşü açık bilet
round trip ticket i. gidiş-dönüş bileti
return ticket i. gidiş geliş bileti
round-trip ticket i. gidiş geliş bileti
open-jaw ticket i. ‎kalkış ve varış noktaları yahut da dinlenme noktaları farklı olan dönüş yolculuğu
satellite ticket printer i. otomatik bilet makinesi
commutation ticket i. sezon bileti
rover ticket i. serbest bilet
season ticket i. sezonluk bilet
commutation ticket i. sezonluk bilet
season ticket i. sezon bileti
single passenger ticket i. tek yolcu bileti
confirmed ticket i. teyidi yapılmış bilet
complimentary ticket i. ücretsiz bilet
prepaid ticket advice i. yolcunun bilet parası ödediğinin başka bir noktaya bildirilmesi
Media
a dream ticket [uk] i. mükemmel bir fırsat
a dream ticket [uk] i. harika bir fırsat
a dream ticket [uk] i. hayatının/hayallerinin fırsatı
Technical
ticket renewal i. bilet yenileme
ticket punch i. bilet zımbası
ticket clip i. etiket kıskacı
trouble ticket i. hata raporlama
authentication ticket i. kimlik denetleme
queue ticket dispenser i. sıra numaratörü
Computer
authentication ticket i. kimlik denetim bileti
Informatics
electronic ticket i. elektronik bilet
virtual ticket i. elektronik bilet
Textile
ticket pocket i. ceketin üst cebi
Automotive
parking ticket i. park cezası
Transportation
the ticket machine isn't working expr. bilet makinesi çalışmıyor
Traffic
smart ticket i. akbil
speeding ticket i. aşırı hız cezası
smart ticket i. akıllı bilet
parking ticket i. park cezası
traffic ticket points i. trafik ceza puanı
traffic ticket i. trafik cezası
passenger ticket i. yolcu bileti
Railway
ticket porter i. tanınmak amacıyla rozet takan lisanslı demiryolu görevlisi
ticket gate [brit] i. bilet basılan turnike
platform ticket controller i. bilet kontrolörü
ticket agent i. gişe memuru
privilege ticket i. görev bileti
ticket collector i. kondüktör
ticket collector i. özellikle yolcu trenlerinde biletlerin veya seyahat belgelerinin kontrolünden sorumlu kimse
platform ticket [uk] i. perona giriş bileti
Aeronautic
luggage ticket i. bagaj bileti
return ticket i. gidiş dönüş bilet
open ticket i. havayollarında yönü belli ve tarihi değiştirilebilen bilet türü
one way ticket i. tek yön bilet
one way ticket i. tek yönlü bilet
airplane ticket i. uçak bileti
plane ticket i. uçak bileti
Marine
shipping ticket i. gönderme belgesi
sailing ticket i. sefer bileti
Gastronomy
lunch ticket i. yemek fişi
History
yellow ticket i. sarı bilet
yellow ticket i. rusya imparatorluğu'na hayat kadınlığı izni veren sarı bilet
Military
driver's trip ticket i. şoför bakım ve görev çizelgesi
meal ticket i. yemek karnesi
Sport
free ticket i. serbest giriş kartı
season ticket i. kombine bilet
all-ticket [brit] s. tüm seyircilerin biletlerini önceden almalarını gerektiren
Football
ticket tout i. karaborsacı
ticket tout i. karaborsa biletçi
Wagering
combined ticket i. kombine bilet
Theatre
theatre ticket i. tiyatro bileti
complimentary ticket i. serbest giriş kartı
Cinema
ticket collecting i. bilet kesme
ticket collector i. bilet kesici
cinema ticket i. sinema bileti
movie ticket i. sinema bileti
Librarianship
library ticket i. kütüphane kartı
Slang
ticket (prison slang) i. disiplin raporu
ticket (prison slang) i. sevk yazısı
get a ticket f. ceza yemek
sell wolf ticket f. etrafına tehditler savurmak
get one's ticket punched f. mortoyu çekmek
British Slang
workie ticket (tyneside use) i. baş belası
workie ticket (tyneside use) i. sorun yaratan tip
shit ticket i. tuvalet kağıdı