Verlauf

çok yoğun

Bedeutungen von dem Begriff "çok yoğun" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 35 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	çok yoğun	tightly packed adj.
2	General	çok yoğun	capsule adj.
3	General	çok yoğun	big adj.
4	General	çok yoğun	mortal adj.
5	General	çok yoğun	overrich adj.
6	General	çok yoğun	fervent adj.
7	General	çok yoğun	seething adj.
8	General	çok yoğun	overwhelming adj.
Idioms
9	Idioms	çok yoğun	(in) up to (one's) elbows adj.
10	Idioms	çok yoğun	rushed off your feet [uk] adj.
11	Idioms	çok yoğun	as busy as a bee expr.
12	Idioms	çok yoğun	as busy as popcorn on a skillet expr.
13	Idioms	çok yoğun	busy as a cranberry merchant expr.
14	Idioms	çok yoğun	as busy as a one-armed paperhanger expr.
15	Idioms	çok yoğun	busy as a cranberry merchant at thanksgiving expr.
16	Idioms	çok yoğun	busy as popcorn on a skillet expr.
17	Idioms	çok yoğun	busy as a bee expr.
18	Idioms	çok yoğun	as busy as a cranberry merchant at thanksgiving expr.
19	Idioms	çok yoğun	busy as a beaver expr.
20	Idioms	çok yoğun	as busy as grand central station expr.
21	Idioms	çok yoğun	as busy as a fish peddler in lent expr.
22	Idioms	çok yoğun	busy as a cat on a hot tin roof expr.
23	Idioms	çok yoğun	busy as a one-armed paperhanger expr.
24	Idioms	çok yoğun	as busy as a beaver building a new dam expr.
25	Idioms	çok yoğun	as busy as a cat on a hot tin roof expr.
26	Idioms	çok yoğun	busy as grand central station expr.
27	Idioms	çok yoğun	busy as a fish peddler in lent expr.
28	Idioms	çok yoğun	busy as a beaver building a new dam expr.
29	Idioms	çok yoğun	busy as a peddler expr.
30	Idioms	çok yoğun	in up to one's eyeballs expr.
31	Idioms	çok yoğun	in up to one's eyes expr.
Speaking
32	Speaking	çok yoğun	It's all go expr.
Technical
33	Technical	çok yoğun	condense adj.
Literature
34	Literature	çok yoğun	elliptical adj.
Slang
35	Slang	çok yoğun	metal adj.

Bedeutungen, die der Begriff "çok yoğun" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 63 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	talebin çok yoğun olduğu dönemlerde kimi gemi ve feribot seferlerinde kullanılan bir kontrol doküman	sailing ticket n.
2	General	işlerin çok yoğun olması	negotiousness n.
3	General	(bir edebi eser için) gece saatlerinde çok yoğun çalışma	elucubration [obsolete] n.
4	General	gece saatlerinde çok yoğun çalışarak üretilen edebi eser	elucubration n.
5	General	çok yoğun ve baskılı şey	mindblower n.
6	General	çok yoğun ve baskılı olma	overbearingness n.
7	General	çok yoğun çalışmak	work hard v.
8	General	çok yoğun çalışmak	study hard v.
9	General	çok yoğun çalışmak	study intensively v.
10	General	çok yoğun çalışmak	work intensively v.
11	General	(bir edebi eser için) gece saatlerinde çok yoğun çalışmak	elucubrate [obsolete] v.
12	General	çok yoğun olmak	move v.
13	General	çok parlak ve yoğun olmak (ışık, renk)	glare v.
14	General	çok yoğun ve baskılı	overwhelming adj.
15	General	çok yoğun ve baskılı	overbearing adj.
Phrasals
16	Phrasals	(çok yoğun bir duygudan dolayı) ağlamak	weep with (something) v.
Colloquial
17	Colloquial	çok yoğun olmak	be all go v.
18	Colloquial	çok yoğun olmak	hop v.
19	Colloquial	tüm gücüyle, çok yoğun bir şekilde	(one's) heart out expr.
Idioms
20	Idioms	çok yoğun bir şekilde gelme	fire hose n.
21	Idioms	çok yoğun program	full plate n.
22	Idioms	çok yoğun olmak	hardly have time to breathe v.
23	Idioms	çok yoğun olmak	have a lot on one's plate v.
24	Idioms	çok meşgul/yoğun olmak	be rushed off your feet v.
25	Idioms	çok yoğun programı olmak	have a full plate v.
26	Idioms	çok yoğun olmak	scarcely have time to breathe v.
27	Idioms	çok yoğun olmak	hum with activity v.
28	Idioms	çok yoğun/meşgul olmak	hardly have time to think v.
29	Idioms	çok meşgul/yoğun olmak	be run off your feet v.
30	Idioms	çok yoğun olmak	have too much on one's plate v.
31	Idioms	çok yoğun çalışmak	wear (one's) fingers to the bone v.
32	Idioms	çok yoğun çalışmak	powerstudy v.
33	Idioms	çok yoğun olmak	be in the thick of it v.
34	Idioms	çok yoğun olmak	be in the thick of things v.
35	Idioms	çok meşgul/yoğun olmak	be rushed off (one's) feet v.
36	Idioms	çok yoğun olmak	be rushed off your feet v.
37	Idioms	çok yoğun olmak	get rushed off your feet v.
38	Idioms	çok yoğun olmak	run off your feet v.
39	Idioms	çok yoğun olmak	have too much on plate v.
40	Idioms	bir hissi çok yoğun yaşayan	filled to the brim adj.
41	Idioms	çok/aşırı yoğun	(as) busy as a one-armed paperhanger (with an itch) adj.
42	Idioms	çok/aşırı yoğun	(as) busy as a peddler adj.
43	Idioms	(garson/komi) çok yoğun	(deep) in the weeds expr.
44	Idioms	(garson/komi) çok yoğun	(deep) into the weeds expr.
45	Idioms	(bir şey) çok yoğun	you could cut (something) with a knife expr.
Speaking
46	Speaking	son zamanlarda gerçekten çok yoğun çalışmak	been working really hard lately expr.
Technical
47	Technical	yoğun/çok katmanlı	densely-layered adj.
Computer
48	Computer	sunucu çok yoğun	server is too busy expr.
Construction
49	Construction	çok yoğun agrega	high density aggregate n.
Medical
50	Medical	çok güzel sanat eserleriyle veya doğal güzelliklerle yoğun bir şekilde karşılaşıldığında (kalp çarpıntısı veya baş dönmesi gibi durumlar ile) duyulan psikosomatik rahatsızlık	stendhal's syndrome n.
51	Medical	çok güzel sanat eserleriyle veya doğal güzelliklerle yoğun bir şekilde karşılaşıldığında (kalp çarpıntısı veya baş dönmesi gibi durumlar ile) duyulan psikosomatik rahatsızlık	stendhal syndrome n.
52	Medical	çok güzel sanat eserleriyle veya doğal güzelliklerle yoğun bir şekilde karşılaşıldığında (kalp çarpıntısı veya baş dönmesi gibi durumlar ile) duyulan psikosomatik rahatsızlık	hyperkulturemia n.
53	Medical	çok güzel sanat eserleriyle veya doğal güzelliklerle yoğun bir şekilde karşılaşıldığında (kalp çarpıntısı veya baş dönmesi gibi durumlar ile) duyulan psikosomatik rahatsızlık	florence syndrome n.
Physiology
54	Physiology	çok yoğun orgazm	superorgasm n.
Pathology
55	Pathology	ter kokusunun çok yoğun olması	osmidrosis n.
Astronomy
56	Astronomy	hızla genişleyen bir gaz katmanı ile çevrili bir grup çok sıcak, yoğun ve parlak yıldız	wolf-rayet star n.
57	Astronomy	çekirdeği çok yoğun olduğu için bozulan düşük kütleli bir yıldızda meydana gelen helyumun patlayıcı bir şekilde yanması	helium flash n.
Botanic
58	Botanic	kuzey ılıman bölgelerde yetişen, yoğun püsküllü yapıdaki çok yıllık sıçankulağı	field chickweed (cerastium arvense) n.
59	Botanic	kuzey ılıman bölgelerde yetişen, yoğun püsküllü yapıdaki çok yıllık sıçankulağı	field mouse-ear n.
60	Botanic	çok sayı kısa dikenleri ve yoğun yaprakları olan, uzun boylu bir çalı veya küçük ağaççık	texas catclaw (acacia wrightii) n.
61	Botanic	çok sayı kısa dikenleri ve yoğun yaprakları olan, uzun boylu bir çalı veya küçük ağaççık	tree cat's-claw n.
62	Botanic	eski dünya tropik bölgelerinde yetişen yoğun dallı çok yıllık çalılar	cajanus n.
Slang
63	Slang	çok meşgul/yoğun olmak	be busier than a one-legged man in a butt-kicking contest v.