Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Synonyme
Über uns
Werkzeuge
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Über uns
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf
önünden
Bedeutungen von dem Begriff
"önünden"
im Englisch Türkisch Wörterbuch : 2 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
önünden
ahead
adv.
2
General
önünden
in front
adv.
Bedeutungen, die der Begriff
"önünden"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 101 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
ölüm anında kişinin hayatının gözünün önünden geçmesi
life review
n.
2
General
gözün önünden gitmeyen görüntü
obsession
n.
3
General
göz önünden akıp gitme
phantasmagory
n.
4
General
gözün önünden geçen yıldızlar
star
n.
5
General
arabayla önünden geçmek
drive by
v.
6
General
eyerin önünden yukarı doğru uzanan tutamak
saddlebow
v.
7
General
hayatı gözünün önünden geçmek
(one's life) flash before one's eyes
v.
8
General
önünden geçmek
come by
v.
9
General
gözünün önünden gitmemek
haunt
v.
10
General
gözünün önünden uzaklaşmak
get out of somebody's sight
v.
11
General
gözünün önünden çekilmek
get out of somebody's sight
v.
12
General
önünden geçmek
pass by
v.
13
General
okulun önünden arabayla geçmek
drive past one's school
v.
14
General
önünden kaldırmak
forelift
v.
15
General
önünden geçip gitmek
outstride
v.
16
General
önünden geçmek
pass
v.
Phrasals
17
Phrasals
(biri/bir şey) yanından/önünden/çevresinden koşarak geçmek
run by
v.
18
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yanından/önünden kayarak geçmek
slide by
v.
19
Phrasals
yanından/önünden hızla geçmek
zip by
v.
20
Phrasals
birinin önünden yürümek
walk ahead of someone
v.
21
Phrasals
(geçit töreninde) birinin önünden geçmek
march past someone
v.
22
Phrasals
(birinin/bir şeyin) önünden geçit yapmak
parade in front of (someone or something)
v.
23
Phrasals
(birinin) bir şeyin) önünden havalı havalı geçmek/yürümek
parade in front of (someone or something)
v.
24
Phrasals
(birinin/bir şeyin) önünden uzayıp gitmek
stretch away from (someone or something)
v.
25
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yanından/önünden geçmek
go by (someone or something)
v.
26
Phrasals
(birinin/bir şeyin) yanından/önünden geçip gitmek
go by (someone or something)
v.
27
Phrasals
önünden gitmek
go on before
v.
28
Phrasals
önünden geçit yapmak
parade in front of
v.
29
Phrasals
önünden havalı havalı geçmek/yürümek
parade in front of
v.
30
Phrasals
göz önünden almak/saklamak/kaldırmak
thrust out of (something or some place)
v.
31
Phrasals
(birinin/bir şeyin) önünden yürümek/gitmek
walk ahead (of someone or something)
v.
32
Phrasals
-in önünden yürümek/gitmek
walk ahead of
v.
Phrases
33
Phrases
birilerini başka birilerinin önünden tek tek geçirmek
parade someone or something in front of someone or something
v.
34
Phrases
o görüntüler gözümün önünden gitmiyor
what has been seen cannot be unseen
expr.
35
Phrases
kaybol gözümün önünden
get thee behind me
expr.
Colloquial
36
Colloquial
kalçayı iki yana sallarken ellerin de ters yönde kalçanın önünden arkasına doğru hareket ettirildiği dans figürü
the floss
n.
Idioms
37
Idioms
önünden/başından ayrılmamak
be glued to (someone or something)
v.
38
Idioms
anıları gözünün önünden geçmek
take a stroll down memory lane
v.
39
Idioms
anıları gözünün önünden geçmek
trip down memory lane
v.
40
Idioms
birini gözünün önünden uzaklaştırmak
get someone out of one's sight
v.
41
Idioms
bir şeyi yoldan/önünden çekmek
put something out of the way
v.
42
Idioms
bir şeyi yoldan/önünden çekmek
get something out of the way
v.
43
Idioms
geçmişi gözünün önünden geçmek
take a stroll down memory lane
v.
44
Idioms
geçmişi gözünün önünden geçmek
trip down memory lane
v.
45
Idioms
hayatı bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçmek
(one's life) flashes before his/her eyes
v.
46
Idioms
hayatı film şeridi gibi gözlerinin önünden geçmek
one's life flashes before his/her eyes
v.
47
Idioms
film şeridi gibi gözlerinin önünden geçmek
(one's life) flashes before his/her eyes
v.
48
Idioms
gözünün önünden yıkılmak
get someone out of one's sight
v.
49
Idioms
(kamyon/otobüsün) bir şeyin önünden çekilmek
get out of the way of something
v.
50
Idioms
(kamyon/otobüsün) bir şeyin önünden çekilmek
jump clear of something
v.
51
Idioms
(birinin) gözünün önünden gitmemek
come back to haunt (one)
v.
52
Idioms
(birinin) gözünün önünden gitmemek
return to haunt (one)
v.
53
Idioms
(bir şeyin) önünden/başından ayrılmamak
be glued to (something)
v.
54
Idioms
bir şeyin önünden/başından ayrılmamak
be glued to something
v.
55
Idioms
(birini/bir şeyi) gözünün önünden uzaklaştırmak/almak
get (someone or something) out of (one's) sight
v.
56
Idioms
(bir şeyin) önünden/başından ayrılmamak
be glued to (something)
v.
57
Idioms
anıları gözünün önünden geçmek
go down memory lane
v.
58
Idioms
(kamyonun, otobüsün) önünden çekilmek
jump clear of
v.
59
Idioms
önünden çekilmek
keep out of the way
v.
60
Idioms
önünden çekilmek
keep out of one's way
v.
61
Idioms
birinin önünden çekilmek
keep out of somebody's way
v.
62
Idioms
birinin önünden çekilmek
stay out of somebody's way
v.
63
Idioms
sıçrayıp/atlayıp (bir şeyin önünden) çekilmek
leap clear (of something)
v.
64
Idioms
sekip/zıplayıp (bir şeyin önünden) çekilmek
leap clear (of something)
v.
65
Idioms
bir daha (birinin) kapısının önünden bile geçmemek
never darken (one's) door again
v.
66
Idioms
bir daha (birinin) kapısının önünden bile geçmemek
never darken (one's) doorstep again
v.
67
Idioms
bir daha (birinin) kapısının önünden bile geçmemek
never darken (one's) doorway again
v.
68
Idioms
bir daha (birinin) kapısının önünden bile geçmemek
not darken (one's) door again
v.
69
Idioms
gözünün önünden gitmemek
return to haunt
v.
70
Idioms
anıları gözünün önünden geçmek
stroll down memory lane
v.
71
Idioms
geçmişi gözünün önünden geçmek
stroll down memory lane
v.
Speaking
72
Speaking
çocuğunuzu gözünüzün önünden ayırmayın
never let your kids out of your sight
expr.
73
Speaking
çekil gözümün önünden!
get out of my sight!
expr.
74
Speaking
hayatım bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti
my life flashed before my eyes
expr.
75
Speaking
yürüyüşümüze buckingham sarayının önünden başlayacağız
we begin our walk in front of buckingham palace
expr.
76
Speaking
al/alın şunu gözümün önünden!
get that out of my sight!
exclam.
Automotive
77
Automotive
önünden geçmek
cut across
v.
Transportation
78
Transportation
at arabasının önünden arkasına uzanan ve arabayı destekleyip yay görevi gören deri bantlardan her biri
thorough brace
n.
79
Transportation
at arabasının önünden arkasına uzanan ve arabayı destekleyip yay görevi gören deri bantlardan her biri
thoroughbrace
n.
80
Transportation
at arabasının önünden arkasına uzanan ve arabayı destekleyip yay görevi gören deri bantlardan her biri
thorough-brace
n.
Marine
81
Marine
rüzgarın önünden gitmek için yelken konumunu gemi omurgasına dik ayarlamak
square away
v.
Anatomy
82
Anatomy
rahime her iki tarafından bağlı olup yumurta kanalının önünden ve altından geçerek kasık kanalından dış dudaklara inen bağ doku
ligamentum teres uteri
n.
83
Anatomy
rahime her iki tarafından bağlı olup yumurta kanalının önünden ve altından geçerek kasık kanalından dış dudaklara inen bağ doku
round ligament of the uterus
n.
Gastronomy
84
Gastronomy
orta kaburganın önünden kesilen sığır eti dilimi
chuck rib
n.
85
Gastronomy
sığır kısa kontrafilesinin önünden kesilen küçük biftek
club steak
n.
86
Gastronomy
sığır kısa kontrafilesinin önünden kesilen küçük biftek
delmonico steak
n.
87
Gastronomy
sığır kısa kontrfilesinin önünden kesilen küçük biftek
shell
n.
Physics
88
Physics
termal kameranın önündeki nesne kameranın önünden çekilse bile, termal gradyan nedeniyle kamera görüntüsünde gözükmeye devam eden gölge
thermal shadow
n.
Astronomy
89
Astronomy
güneş'in önünden geçiş
solar transit
n.
90
Astronomy
venüs'ün güneş önünden geçişi
venus transit
n.
91
Astronomy
merkür'ün güneş önünden geçişi
mercury transit
n.
92
Astronomy
venüs'ün güneş önünden geçişi
transit of venus
n.
93
Astronomy
merkür'ün güneş önünden geçişi
transit of mercury
n.
94
Astronomy
ötegezegenlerin yıldızlarının önünden geçmesiyle keşfedilmesi yöntemi
transit photometry method
n.
Sport
95
Sport
bir ayağın diğerinin önünden geçerek ters yönde iniş yaptığı atlama ve dönüş
rivoltade
n.
Basketball
96
Basketball
iki hücum oyuncusunun savunma oyuncusunun önünden ayrı yönlere doğru hareket etmesi
crisscross play
n.
Baseball
97
Baseball
atışçının önünden kıvrılarak ilerleyen beyzbol topu
incurve
n.
Theatre
98
Theatre
(tiyatro veya oditoryumda) alt katta sahne önünden başlayıp paradilerin arkasına kadar uzanan bölüm
parquette
n.
Printery
99
Printery
(eskiden alfabe kitaplarının önünden yer alan) haç işareti
christcross
n.
Archaic
100
Archaic
önünden yürümek
preambulate
v.
101
Archaic
önünden gitmek
preambulate
v.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of önünden
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy