Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Synonyme
Sätze
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf
önceden olan
Bedeutungen von dem Begriff
"önceden olan"
im Englisch Türkisch Wörterbuch : 4 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
önceden olan
previous
adj.
2
General
önceden olan
long
adj.
3
General
önceden olan
one
adj.
4
General
önceden olan
prev (previous)
abrev.
Bedeutungen, die der Begriff
"önceden olan"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 48 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
önceden belli olan sonuç
foregone conclusion
n.
2
General
daha önceden belirlenmiş olan standartları karşılama
living up to
n.
3
General
önceden element olarak kabul edilen ve indirgenmesi zor olan metal oksitler
earth
n.
4
General
üzerinde tartışılmakta olan tasarı gibi hukuki meselelerin önceden belirtilen zamanın dolması ile müzakereye kapanması
guillotine
n.
5
General
önceden haberi olan kimse
foreknower
n.
6
General
(blastuladan gastrula oluşumunda) önceden katı olan yapının içinde boşluk oluşacak şekilde katlanmak
invaginate
v.
7
General
daha önceden mevcut olan
preexisting
adj.
8
General
önceden belli olan
assured
adj.
9
General
önceden var olan
preexisting
adj.
10
General
önceden satın alma hakkı olan
preemptive
adj.
11
General
önceden gerekli olan
prerequisite
adj.
12
General
önceden satın alınmış hakları olan
preemptive
adj.
13
General
önceden satın alınmış hakları olan
preemptory
adj.
14
General
önceden söylenmiş olan
canned
adj.
15
General
daha önceden mevcut olan
pre-existing
adj.
16
General
önceden satın alınmış hakları olan
pre-emptive
adj.
17
General
önceden satın alma hakkı olan
pre-emptive
adj.
18
General
önceden var olan
pre-existing
adj.
19
General
önceden satın alınmış hakları olan
pre-emptory
adj.
20
General
önceden var olan
pre-existing
adj.
21
General
önceden geçmiş olan
forepassed
adj.
Phrasals
22
Phrasals
(bilgisayar oyunlarında) önceden var olan bir unsuru kaldırmak/çıkartmak
dummy out
v.
Trade/Economic
23
Trade/Economic
sözleşmesi önceden yapılmış bir satışa konu olan ürünü tedarik için alım yapmak
cover
v.
Law
24
Law
kanun veya anlaşma hükmüyle önceden belirlenmiş olmayıp olaya göre ikamesi mümkün olan her türlü yasal delil
casual evidence
n.
25
Law
(haksız muamele hukukunda) önceden kestirilebilir olan şey
foreseeability
n.
Politics
26
Politics
marksizm ve panislamizmi birleştirmeyi amaçlayan, önceden ırak'ta, şimdilerde suriye'de aktif olan michel aflaq tarafından kurulan arap sosyalist partisi
ba'ath
n.
27
Politics
marksizm ve panislamizmi birleştirmeyi amaçlayan, önceden ırak'ta, şimdilerde suriye'de aktif olan michel aflaq tarafından kurulan arap sosyalist partisi
ba'th
n.
Technical
28
Technical
önceden mevcut olan çatlak
preexisting crack
n.
Computer
29
Computer
önceden linklenmiş olan
aforelinked
adj.
30
Computer
önceden gönderilmiş olan
aforeposted
adj.
31
Computer
önceden paylaşılmış olan
aforeposted
adj.
32
Computer
önceden/yukarıda kaynak gösterilmiş olan
aforereferenced
adj.
33
Computer
önceden/yukarıda alıntı yapılmış olan
aforereferenced
adj.
34
Computer
önceden/yukarıda referans alınmış olan
aforereferenced
adj.
Construction
35
Construction
önceden karıştırılmış hazır durumda olan (çimento)
ready-mixed
adj.
Railway
36
Railway
yüksekliği birbirinden farklı olan önceden belirlenmiş iki nokta arasındaki hattın uzunluğunu artırarak demiryolundaki eğimi düşürme
development
n.
Mining
37
Mining
önceden var olan minerallerin tamamen veya kısmen turmaline dönüştüğü süreç
tourmalinization
n.
38
Mining
önceden var olan minerallerin tamamen veya kısmen turmaline dönüştüğü süreç
tourmalinize
v.
Medical
39
Medical
önceden var olan
preexisting
adj.
40
Medical
önceden var olan
pre-existing
adj.
Printing
41
Printing
tekrar kullanılacak olan önceden kullanılmış dizili harfler
live matter
n.
Chemistry
42
Chemistry
evrenin erken dönemlerinde önceden var olan çekirdek parçacıklarından yeni atomik elementlerin oluşması süreci
nucleosynthesis
n.
Social Sciences
43
Social Sciences
önceden kansas'ta yaşayan bir kızılderili konfederasyonun üyesi olan bir halk
wichita
n.
Religious
44
Religious
dini törenlerin önceden kurallarla belirlenmiş olan düzeni
ceremonial
n.
Geology
45
Geology
önceden var olan koyu renkli bir mineralin amfibole dönüştüğü metasomatik süreç
amphibolization
n.
46
Geology
(erimiş kayayı) önceden var olan kaya içine zorla sokmak
thrust
v.
Music
47
Music
laterna veya müzik kutusu gibi önceden derlenmiş olan bir parçayı mekanik yollarla çalan müzik aleti
mechanical instrument
n.
Slang
48
Slang
sonucu önceden belli olan bir yarışı kazanmak
go off [australia]
v.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of önceden olan
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy