(bir şeyin) üzerine - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

(bir şeyin) üzerine



Bedeutungen von dem Begriff "(bir şeyin) üzerine" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Colloquial
(bir şeyin) üzerine over and above (something) expr.

Bedeutungen, die der Begriff "(bir şeyin) üzerine" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 286 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
bir şeyin üzerine kabartılmış ya da oyulmuş harf, karakter veya sembol charact [obsolete] n.
kısmen başka bir şeyin üzerine binmek lap n.
bir şeyin üzerine akma onflow n.
bir şeyin üzerine serilen şey onlay n.
bir şeyin üzerine uygulanan şey onlay n.
bir şeyin üzerine uzanma innixion [obsolete] n.
bir şeyin üzerine yatma superincumbence n.
bir şeyin üzerine dayanma superincumbence n.
bir şeyi başka bir şeyin üzerine bindirmek superimpose on v.
işleme yapmak (bir şeyin üzerine) work v.
bir şeyin üzerine bastırmak bear down on something v.
bir şeyin üzerine sertçe bastırmak bear down too hard v.
ağırlığını bir şeyin üzerine vermek put one’s weight into something v.
bir şeyin üzerine işemek pee on something v.
fosforlu kalem kullanarak bir şeyi işaretlemek veya bir şeyin üzerine yazmak marker v.
(bir şeyin) etrafına veya üzerine toprak yığmak hill v.
(bir şeyin) üzerine höyük inşa etmek mound over v.
yükselten bir şeyin üzerine koymak mount v.
(bir şeyin) üzerine su dökmek yote v.
(bir şeyin üzerine) çökmek loom (over) v.
(bir şeyin) üzerine düşmek overfall v.
(bir şeyin) üzerine devrilmek overfall v.
(üniformayı) şeritle (bir şeyin üzerine) hidrolik borusundan su fışkırtmak pipe v.
(bir şeyin) üzerine çatı koymak roof v.
bir şeyin üzerine sürüklenmek surf v.
Phrasals
(bir şeyi birinin/bir fikrin/bir şeyin) üzerine/etrafında oluşturmak/geliştirmek build around v.
(bir şeyin) üstüne/üzerine koymak put onto (someone or something) v.
(bir şeyin) üstüne/üzerine yerleştirmek put onto (someone or something) v.
(bir şeyi başka bir şeyin) üzerine kenetlemek clamp (something) onto (something) v.
(bir şeyi başka bir şeyin) üzerine kenetlemek clamp (something) on (something) v.
bir şeyi bir şeyin üzerine çatmak/takmak clap something onto something v.
bir şeyi bir şeyin üzerine çakmak/yapıştırmak clap something onto something v.
bir şeyi bir şeyin üzerine çatmak/takmak clap something on something v.
bir şeyi bir şeyin üzerine çakmak/yapıştırmak clap something on something v.
bir şeyi bir şeyin üzerine dökmek pour something out v.
bir şeyi bir şeyin üzerine odaklayarak yansıtmak project something on to something v.
bir şeyi bir şeyin üzerine dökmek slosh something on v.
bir şeyin üzerine yemin etmek swear by something v.
bir şeyi bir şeyin üzerine yansıtmak project something on to something v.
bir şeyi bir şeyin üzerine yansıtmak project something upon something v.
bir şeyin üzerine uzanmak/yatmak lie down on something v.
bir şeyi bir şeyin üzerine dökmek pour something over something v.
bir şeyin üzerine yemin etmek swear on something v.
bir şeyi bir şeyin üzerine dökmek slosh something on(to) something v.
bir şeyin üzerine çatı yapmak roof something over v.
bir şeyi bir şeyin üzerine dökmek pour something out on to something v.
bir şeyin üzerine basmak stamp on v.
bir şeyin üzerine yemin etmek swear upon something v.
bir şeyin üzerine çatı inşa etmek roof something over v.
bir şeyin (harita vb) üzerine bir şey (rota vb) çizmek plot something on something v.
ellerini bir şeyin üzerine silmek wipe one's hands on something v.
(birinin dikkatini çekmek için) bir şeye/bir şeyin üzerine vurmak rap on something v.
(bir şeyi başka bir şeyin üzerine vb) çivilemek nail something to something v.
(bir şeyi başka bir şeyin üzerine vb) çivilemek nail something on v.
(birinin dikkatini çekmek için) bir şeye/bir şeyin üzerine vurmak rap at something v.
(bir şeyi başka bir şeyin üzerine vb) çivilemek nail something onto something v.
(birinin veya bir şeyin) üzerine vurup yakmak (güneş veya ışık) blaze down (on someone or something) v.
(birinin veya bir şeyin) üzerine yağmak drizzle down v.
(birinin veya bir şeyin) üzerine yağmur inmek drizzle down v.
(birinin veya bir şeyin üzerine) hızla çakılmak/düşmek/inmek scream down (on someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine/her tarafına salyalarını akıtmak/bulaştırmak drool (all) over (someone or something) v.
birinin veya bir şeyin üzerine/her tarafına salya akıtmak/damlatmak drool (all) over someone or something v.
birinin veya bir şeyin üzerine/her tarafına salya akıtmak/damlatmak drool over someone/something v.
(bir şeyin) üzerine çıkarmak set forth on (something) v.
birinin/bir şeyin üzerine püskürmek gush over someone or something v.
birinin/bir şeyin üzerine taşmak gush over someone or something v.
birinin/bir şeyin üzerine hücum etmek gush over someone or something v.
birinin/bir şeyin üzerine kontrolsüzce akmak gush over someone or something v.
birinin/bir şeyin üzerine fışkırmak gush over someone or something v.
birinin/bir şeyin üzerine boca olmak gush over someone or something v.
(birinin/bir şeyin) üzerine kadar çıkmak/uzamak jut out over (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine kadar genişlemek/yetişmek jut out over (someone or something) v.
ruloyla (birinin/bir şeyin) üzerine bir şey sürmek roll onto (someone or something) v.
(bir şeyin) üzerine asfalt/beton döşemek pave (something) over v.
(bir şeyin) üzerine asfalt/beton dökmek pave (something) over v.
birinin/bir şeyin üzerine işemek piss on someone/something v.
birinin/bir şeyin üzerine çişini yapmak piss on someone/something v.
(birinin/bir şeyin) üzerine akmak pour out on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine dökülmek pour out on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine gelmek pour out on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine akıtmak pour out on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine dökmek pour out on (someone or something) v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine boşaltmak pour something out on (to) someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine boca etmek pour something out on (to) someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine boşaltmak pour something out v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine boca etmek pour something out v.
(birinin/bir şeyin) üzerine akmak pour out onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine dökülmek pour out onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine gelmek pour out onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine akıtmak pour out onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine dökmek pour out onto (someone or something) v.
bir şeyi bir şeyin üzerine kaydetmek record something on something v.
bir şeyi bir şeyin üzerine yazmak/not almak record something on something v.
(bir şeyin) üzerine sürmek run onto (something) v.
(bir şeyin) üzerine oturtmak run onto (something) v.
bir şeyi bir şeyin üzerine sürmek/çıkarmak run something onto something v.
(bir şeyi bir şeyin) üzerine kurmak set (something) over (something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine (bir şey) yağdırmak shower (something) on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine (bir şey) yağdırmak shower (something) upon (someone or something) v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine örtmek slip something over someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine dökmek slop something on someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine saçmak slop something on someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine dökmek slop something onto someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine saçmak slop something onto someone or something v.
(bir şeyin/yerin) üzerine doğru yayılmak spread onto (something or some place) v.
(bir şeyin/yerin) üzerine yaymak spread onto (something or some place) v.
(bir şeyin/yerin) üzerine sürmek spread onto (something or some place) v.
birinin/bir şeyin üzerine bir şey serpmek sprinkle something on someone or something v.
birinin/bir şeyin üzerine bir şey serpmek sprinkle something to someone or something v.
birinin/bir şeyin üzerine bir şey serpmek sprinkle something on v.
(birinin/bir şeyin) üzerine bir damga basmak stamp (something) onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine (bir şey) damgalamak stamp (something) onto (someone or something) v.
bir şeyin üzerine bir damga basmak stamp something onto something v.
(birinin/bir şeyin) üzerine basmak stamp on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine bir damga basmak stamp on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine bir şey damgalamak stamp on (someone or something) v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine basmak/damgalamak stamp something upon someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine basmak/damgalamak stamp something on someone or something v.
(birinin/bir şeyin) görselini (birinin/bir şeyin) görselinin üzerine yerleştirmek superimpose (someone or something) on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) görselini (birinin/bir şeyin) görselinin üzerine yerleştirmek superimpose (someone or something) onto (someone or something) v.
bir şeyin üzerine bir şey koyarak sonlandırmak/bitirmek top something off v.
birinin/bir şeyin yükünü başka birinin/bir şeyin üzerine yıkmak pawn off v.
birinin/bir şeyin yükünü başka birinin/bir şeyin üzerine atmak pawn off v.
birinin/bir şeyin sorumluluğunu başka birinin/bir şeyin üzerine yıkmak pawn off v.
birinin/bir şeyin sorumluluğunu başka birinin/bir şeyin üzerine atmak pawn off v.
bir şeyin üzerine kadar ilerlemek/hareket etmek stop on something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine kayışla bağlamak strap something on to someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine kayışla bağlamak strap something on v.
(birinin/bir şeyin) üzerine atmak unload on (someone or something) v.
(birini/bir şeyi bir şeyin) üzerine koymak set (someone or something) down on (something) v.
(birini/bir şeyi bir şeyin) üzerine yerleştirmek set (someone or something) down on (something) v.
(birini/bir şeyi bir şeyin) üzerine koymak set (someone or something) down onto (something) v.
(birini/bir şeyi bir şeyin) üzerine yerleştirmek set (someone or something) down onto (something) v.
(bir şeyi bir şeyin) üzerine not almak set (something) down on (something) v.
(bir şeyi bir şeyin) üzerine not etmek set (something) down on (something) v.
(bir şeyi bir şeyin) üzerine kaydetmek set (something) down on (something) v.
(bir şeyi bir şeyin) üzerine not almak set (something) down onto (something) v.
(bir şeyi bir şeyin) üzerine not etmek set (something) down onto (something) v.
(bir şeyi bir şeyin) üzerine kaydetmek set (something) down onto (something) v.
bir hava aracını (bir şeyin) üzerine indirmek set (something) down on (something) v.
bir hava aracını (bir şeyin) üzerine indirmek set (something) down onto (something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine serpiştirmek/serpilmek sprinkle onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine küçük damlalar/parçacıklar halinde yağmak sprinkle onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine çiselemek sprinkle onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine serpmek sprinkle onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine saçmak sprinkle onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine atmak unload onto (someone or something) v.
şiddetle birinin/bir şeyin üzerine gelmek sweep down on someone or something v.
şiddetle birinin/bir şeyin üzerine esmek sweep down on someone or something v.
bir şeyin üzerine atılmak swoop down upon something v.
bir şeyin üzerine atılmak swoop down on something v.
bir şeyin üzerine gelmek appear upon something v.
bir şeyin üzerine gelmek appear on something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine kilitlemek/bağlamak lock something onto someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine kilitlemek/bağlamak lock something on v.
birinin/bir şeyin üzerine bir ışık, duman, renk yaymak bathe someone or something in something v.
(bir şeyin) dikkatle üzerine eğilmek bear down on (something) v.
bir şeyin kabahatini birinin üzerine atmak blame something on someone v.
bir şeyi bir şeyin üzerine inşa etmek build something upon something v.
bir şeyi bir şeyin üzerine inşa etmek build something on something v.
bir şeyin üzerine koymak build something on something v.
bir şeyin üzerine koyarak ilerletmek/geliştirmek build something on something v.
bir şeyin üzerine koymak build something upon something v.
bir şeyin üzerine koyarak ilerletmek/geliştirmek build something upon something v.
(bir şeyin) üzerine inşa etmek/kurmak/yapmak build on (something) v.
(bir şeyi başka bir şeyin) üzerine kenetlemek clamp on v.
(birinin/bir şeyin) üzerine iliştirmek clip on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine ataçlamak/klipslemek clip on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine tutturmak clip on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine iliştirmek clip onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine ataçlamak/klipslemek clip onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine tutturmak clip onto (someone or something) v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine iliştirmek clip something on someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine ataçlamak/klipslemek clip something on someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine iliştirmek clip something onto someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine ataçlamak/klipslemek clip something onto someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerinde/üzerine yoğunlaştırmak concentrate something on someone or something v.
(birinin/bir şeyin) üzerine titremek dote on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine titremek dote over (someone or something) v.
(bir şeyin) üzerine yaymak/yayılmak drape (something or oneself) over (something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine varmaktan vazgeçmek ease off on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine çökmek fall in on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine göçmek fall in on (someone or something) v.
dikkatini birinin/bir şeyin üzerine çevirmek fasten upon someone or something v.
dikkatini birinin/bir şeyin üzerine çevirmek fasten on someone or something v.
(birinin/bir şeyin) üzerine kurşun yağdırmak fire upon (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine kurşun yağdırmak fire on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine dökülmek flow over (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine akmak flow over (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine çullanmak fly at (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine atılmak fly at (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine titremek fuss over (someone or something) v.
(bir şeyin) üzerine doğru büyümek/gelişmek grow over (something) v.
(bir şeye/bir şeyin üzerine) kazımak/yazmak inscribe on (something) v.
(bir şeye/bir şeyin üzerine) kazımak/yazmak inscribe onto (something) v.
(bir şeyin) üzerine gitmek keep at (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) önünde dizinin/dizlerinin üzerine çökmek kneel before (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) önünde dizinin/dizlerinin üzerine çökmek kneel down before (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine şiddetli yağmur yağmak lash down on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine yağmur indirmek lash down on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine yağmur boşalmak/yağmak lash down on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine bardaktan boşanırcasına yağmur yağmak lash down on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine saldırmak lash into (someone or something) v.
(bir şeyi) birinin/bir şeyin üzerinde/üzerine bırakmak leave (something) on v.
(birinin/bir şeyin) üzerine fazla düşmemek/varmamak let up (on someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine atlamak/saldırmak lunge at (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine atlamak/saldırmak lunge for (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine atılmak pounce on (someone or something) v.
(bir şeyi bir şeyin) üzerine kurmak/inşa etmek predicate (something) on (something else) v.
(bir şeyi bir şeyin) üzerine kurmak/inşa etmek predicate (something) upon (something else) v.
(bir şeyi birinin/bir şeyin) üzerine yansıtmak project (something) upon (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine yansıtmak project on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine yansıtmak project onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine yağmak rain down on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine yağdırmak/dökmek rain down on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine bir şeyler atmak/fırlatmak rain down on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine yağmak rain on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine düşmek rain on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine dökülmek rain on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine yağdırmak/dökmek rain on (someone or something) v.
(bir şeyin) üzerine yansımak reflect upon (something) v.
(bir şeyin) üzerine yansımak reflect on (something) v.
(bir şeyin) üzerine koyulmak rest on (something) v.
(bir şeyin) üzerine koymak/bırakmak rest on (something) v.
(bir şeyin) üzerine koyulmak rest upon (something) v.
(bir şeyin) üzerine koymak/bırakmak rest upon (something) v.
(bir şeyin) üzerine atlamak seize onto (something) v.
(bir şeyin) üzerine atlamak seize on (something) v.
(bir şeyin) üzerine atlamak seize upon (something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine saldırmak set on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine hücum etmek set on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine saldırmak set on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine hücum etmek set on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine oturmak sit down on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine oturtmak/koymak sit down on (someone or something) v.
(bir şeyin) üzerine yatmak sit on (something) v.
(bir şeyin) üzerine yatmak sit upon (something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine sıçramak slosh on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine taşmak/dökülmek slosh on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine sıçratmak slosh on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine taşırmak/dökmek slosh on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine sıçramak slosh onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine taşmak/dökülmek slosh onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine sıçratmak slosh onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine taşırmak/dökmek slosh onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine (bir şey) püskürtmek spray (something) onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine (bir şey) sıkmak spray (something) onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine yaymak/sermek spread over (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine dağıtmak spread over (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine atlamak/sıçramak spring at (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) hemen üzerine atlamak spring at (someone or something) v.
(bir yerden çıkıp birinin/bir şeyin) üzerine atlamak spring out at (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine ayağıyla basmak stomp on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine yük bindirmek weigh on (someone or something) v.
(bir şeyin) üzerine gitmek work on (something) v.
(bir şeyin) üzerine giderek/üzerinde çalışarak uzmanlaşmak work on (something) v.
zar zor bir şeyin üzerine çıkmak work oneself up into something v.
(bir şeyin) üzerine yazmak write on (something) v.
Colloquial
(bir şeyin üzerine) çişini/kakasını yapmak do a number on (someone or something) v.
(bir şeyin üzerine) pislemek do a number on (someone or something) v.
Idioms
bir şeyin üzerine sıçmak/pislemek do a job on something v.
(bir şeyin veya birinin) üzerine çökmek fall in on someone v.
(bir şeyin) üzerine bir bardak soğuk su içmek can kiss (something) goodbye v.
(birinin/bir şeyin üzerine) şüphe çekmek cast doubt (on someone or something) v.
(birinin/bir şeyin üzerine) şüphe çekmek cast doubts (on someone or something) v.
(birinin/bir şeyin üzerine) şüphe çekmek cast doubt on (someone or something) v.
birinin/bir şeyin üzerine titremek make a fuss of somebody/something v.
birinin/bir şeyin üzerine titremek make a fuss over somebody/something v.
(bir şeyin) üzerine yapıştırmak glue on (something) v.
(bir şeyin) üzerine yapıştırmak glue onto (something) v.
birinin/bir şeyin üzerine düşmek be heavy into someone or something v.
(birinin/bir şeyin) üzerine titremek make a fuss over (someone or something) v.
dikkatleri (birinin/bir şeyin) üzerine çekmek put a spotlight on (someone or something) v.
(bir şeyin) üzerine tuz biber olmak put the tin lid on (something) [uk] v.
(bir şeyin) üzerine yansımak be reflected in (something) v.
(birinin) ilgisini tamamen (birinin/bir şeyin üzerine) çekmek/toplamak rivet (one's) attention (on someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerinde/üzerine on top of (someone or something) expr.
direkt/tam (bir şeyin) üzerine smack-bang on (something) expr.
Technical
bir şeyin üzerine akıtmak superfuse v.
Construction
bir şeyin üzerine inşa etmek found v.
Physiology
(bir şeyin üzerine) idrarını yapma wetting n.
Archaeology
bir şeyin üzerine tarihi işleme chronogram n.
Archaic
bir şeyin üzerine basılan işaret pressure n.
(bir şeyin üzerine) kasvetli bir şekilde çökmek overbulk v.
(bir şeyin içine veya üzerine) sıkıca sabitlemek pitch v.
Slang
(birinin/bir şeyin) üzerine kusmak spill (one's) guts on (someone or something) v.