absürt - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

absürt



Bedeutungen von dem Begriff "absürt" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 31 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
absürt absurd adj.
General
absürt incongruence n.
absürt farcical adj.
absürt meaningless adj.
absürt nonsense adj.
absürt ridiculous adj.
absürt nonsensical adj.
absürt unreasonable adj.
absürt silly adj.
absürt foolish adj.
absürt ridiculous adj.
absürt preposterous adj.
absürt laputan adj.
absürt stiff adj.
absürt kafkaesque adj.
absürt amphigoric adj.
absürt unearthly adj.
absürt zany adj.
absürt harebrained adj.
absürt hare-brained adj.
absürt ludibrious adj.
absürt ridicule [obsolete] adj.
absürt dotty adj.
absürt fanciful adj.
absürt counterintuitive adj.
absürt surd adj.
Colloquial
absürt it's to laugh expr.
Slang
absürt hot adj.
absürt ridic adj.
absürt ricockulous adj.
absürt ridonkulous adj.

Bedeutungen, die der Begriff "absürt" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 29 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
absürt durum the absurd n.
absürt şey ridiculosity n.
absürt davranış fandango n.
absürt uyuşmazlık solecism n.
absürt durum pantomime n.
beklenmedik şekilde absürt ve talihsiz şartlarda tanışmak meet cute v.
absürt hale getirmek ridiculize v.
absürt hale getirmek ridiculise v.
absürt bir şekilde nonsensically adj.
absürt isteklerle dolu maggoty [uk] adj.
absürt bir şekilde ludicrously adv.
absürt bir halde idiotically adv.
Phrases
absürt derecede to the point of absurdity expr.
Colloquial
absürt durum pantomime [uk] n.
Idioms
absürt olaylar silsilesi comedy of errors n.
absürt miktarda çok para silly money n.
absürt şaka/espri a shaggy-dog story n.
absürt hikaye a shaggy-dog story n.
bir sonuca varmayan absürt ve eğlenceli bir hikaye/espri a shaggy-dog story n.
bir yere varmayan saçma/absürt hikaye/espri a shaggy-dog story n.
tuhaf/absürt bulup (birini/bir şeyi) reddetmek laugh (someone or something) out of court v.
aptalca/absürt bir şeyden yüce bir şeye from the ridiculous to the sublime expr.
yüce bir şeyden aptalca/absürt bir şeye sublime to the ridiculous expr.
Literature
absürt ötesi pythonesque adj.
Art
absürt tiyatro theatre of the absurd n.
Cinema
(romantik komedide) iki kahramanın beklenmedik şekilde absürt ve talihsiz şartlarda tanışması motifi meet-cute n.
Latin
ışık olmadığı için karanlık gibi mantıksız/absürt bir açıklama/neden sunma lucus a non lucendo expr.
Modern Slang
işte sonra onu arkadan becerdim (bir hikaye anlatırken kimsenin dinlemediğini fark edince kurulan absürt/alakasız bir ifade) and then I fucked her up the ass expr.
sonra da işte yattık/seviştik (bir hikaye anlatırken kimsenin dinlemediğini fark edince insanların dikkatini çekmek için kurulan absürt/alakasız bir ifade) and then we made out expr.