at risk - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

at risk

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "at risk" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 3 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
at risk adv. tehlikede
at risk adv. risk altında
Psychology
at risk adj. riskli

Bedeutungen, die der Begriff "at risk" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 77 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
put at risk v. tehlikeye atmak
be at risk v. tehlikede olmak
put at risk v. riske atmak
put oneself at great risk v. büyük bir riske girmek
put oneself at great risk v. kendini tehlikeye atmak
at one's own risk adj. riski kendi kabul ederek
at your risk adv. ziyan olduğu takdirde sizin hesabınıza
at the risk of adv. göze alarak
at your risk adv. tehlike sorumluluğu size ait olmak üzere
at the risk of adv. mek pahasına
at the risk of adv. pahasına
at one's own risk adv. riski kendine ait olmak üzere
at the risk of one's life adv. canı pahasına
at your own risk adv. riski size ait olmak üzere
at the risk of adv. -mek pahasına
at the risk of one's life adv. hayatı pahasına
at the risk of one's life adv. hayatını tehlikeye atarak
Phrases
at risk to yourself/somebody/something v. kendi/birinin/bir şeyin riskini alarak
at risk to yourself/somebody/something v. kendi/birinin/bir şeyin riskini önceden kabul ederek
at risk to yourself/somebody/something v. kendi/birinin/bir şeyin riskini önceden kabul etmek suretiyle
at risk to yourself/somebody/something v. kendi/birinin/bir şeyin riskini önceden üstüne almak suretiyle
at risk to yourself/somebody/something v. kendi/birinin/bir şeyin riskini bilerek
at risk to yourself/somebody/something v. kendini/birini/bir şeyi riske atarak
at risk to yourself/somebody/something v. kendini/birini/bir şeyi riske attığını bilerek
at risk to yourself/somebody/something v. kendini/birini/bir şeyi riske attığının bilincinde olarak
at risk to yourself/somebody/something v. kendi/biri/bir şey pahasına
enter at your own risk expr. riskin size ait olduğunu bilerek girin
at risk to (someone, something, or oneself) expr. (birinin/bir şeyin/kendi) riskini alarak
at risk to (someone, something, or oneself) expr. (birinin/bir şeyin/kendi) riskini önceden kabul ederek
at risk to (someone, something, or oneself) expr. (birinin/bir şeyin/kendi) riskini önceden kabul etmek suretiyle
at risk to (someone, something, or oneself) expr. (birinin/bir şeyin/kendi) riskini önceden üstüne almak suretiyle
at risk to (someone, something, or oneself) expr. (birinin/bir şeyin/kendi) riskini bilerek
at risk to (someone, something, or oneself) expr. (birini/bir şeyi/kendini) riske atarak
at risk to (someone, something, or oneself) expr. (birini/bir şeyi/kendini) riske attığını bilerek
at risk to (someone, something, or oneself) expr. (birini/bir şeyi/kendini) riske attığının bilincinde olarak
at risk to (someone, something, or oneself) expr. (biri/bir şey/kendi) pahasına
at risk (from/of something) expr. (bir şeyden dolayı) tehlikede
at risk (from/of something) expr. (bir şeyden dolayı) risk altında
at risk (from/of something) expr. (bir şey) tehlikesi altında
at risk (from/of something) expr. (bir şey) riski altında
at the risk of (doing something) expr. (bir şey yapmak) pahasına
at the risk of (doing something) expr. (bir şey yapmayı) göze alarak
at the risk of (doing something) expr. (bir şey yapma) riskine girerek
Colloquial
be at risk v. risk altında olmak
be at risk v. tehlikede olmak
Idioms
put someone at risk v. birini riske atmak
do (something) at (one's) own risk v. (bir şeyi) riski kendine ait olmak üzere yapmak
do (something) at (one's) own risk v. (bir şeyi) riski göze alarak yapmak
do something at your own risk v. riski kendine ait olmak üzere yapmak
do something at your own risk v. riski kendin kabul ederek yapmak
do something at your own risk v. riski kendi üzerine alarak yapmak
do something at your own risk v. sorumluluğu kendin alarak yapmak
do something at your own risk v. riski kendin göze alarak yapmak
Trade/Economic
protection of workers from the risk related to exposure to noise at work n. işyerindeki gürültüye maruz kalma ile ilgili risklerden etkilenen işçilerin korunması
value at market risk n. piyasa riskine maruz tutar
at your risk n. risk size ait olmak üzere
value at risk n. riske maruz değer
value at risk n. riske maruz değer
at your risk n. riziko size ait olmak üzere
amount at risk n. risk miktarı
freight at risk n. tehlikede navlun
goods and values held by third parties in their name but at risk to and for the benefit of the enterprise n. üçüncü şahıslar tarafından elinde bulunan ancak risk ve menfaatleri şirkete ait olan mallar ve kıymetler
goods and values held on behalf of, or at risk to and for the benefit of third parties n. üçüncü şahısların adına ve menfaatine elde tutulan mallar ve kıymetler
creditors in respect of goods and values held on behalf of, or at risk to and for the benefit of third parties n. üçüncü şahısların adına ve menfaatine elde tutulan mallar ve kıymetlere ilişkin alacaklılar
at the owner's risk adv. riski mal sahibine ait olmak üzre
at the owner's risk expr. riski mal sahibine ait olan
Law
at shipper's risk n. güvertedeki emtianın hasarının yükleyen tarafa ait olduğunu gösterir kayıt
at shipper's risk n. yükleyenin riski
Politics
children-at-risk n. risk altındaki çocuklar
Medical
patients at the highest risk n. en yüksek riski taşıyan hastalar
patients at high risk of future cardiac events n. gelecekte kardiyak olaylar açısından yüksek risk altında olan hastalar
patients at high risk for local recurrence n. hastalığın lokal olarak nüksetmesi riskinin yüksek olduğu hastalar
patients at risk for cardiovascular events n. kalp-damar olayları riski taşıyan hastalar
patients at high risk for cardiovascular morbidity and mortality n. kalp-damar olayları morbidite ve mortalitesi riski yüksek hastalar
patients at high risk for local recurrence n. lokal rekürrens riski yüksek hastalar
Marine Biology
at-risk fish stocks n. tehlikedeki balık stokları
Environment
element at risk n. risk altındaki element