ayrılarak - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

ayrılarak



Bedeutungen von dem Begriff "ayrılarak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 4 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
ayrılarak separably adv.
ayrılarak off adv.
ayrılarak differingly adv.
ayrılarak divaricately adv.

Bedeutungen, die der Begriff "ayrılarak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 42 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
gruptan ayrılarak kendi başına kalmış kimse straggler n.
sürüden ayrılarak kendi başına kalmış kimse straggler n.
küçük bir çizimin karelere ayrılarak daha geniş alana aktarılması işlemi squaring n.
başkalarından ayrılarak kendi başına dolaşmak wander off v.
hareketli bir araç/uçak grubundan ayrılarak farklı yöne gitmek peel v.
(eşten) ayrılarak evlilik bağından feragat etmek desert v.
parçalara ayrılarak incelenebilir olmak parse v.
dallara ayrılarak branching adv.
doğru yoldan ayrılarak errantly adv.
üç bölüme ayrılarak tripartitely adv.
birbirini kesen iki çapraz çizgi içerisinde dört bölüme ayrılarak per saltire adv.
birbirini kesen iki çapraz çizgi içerisinde dört bölüme ayrılarak saltirewise adv.
birbirini kesen iki çapraz çizgi içerisinde dört bölüme ayrılarak saltireways adv.
Phrasals
(bir şeylere) ayrılarak çeşitlenmek branch out (into something) v.
Idioms
tepkisini bir yerden ayrılarak koymak vote with one's feet v.
tepkisini bir yerden ayrılarak koymak vote with feet v.
tepkisini bir yerden ayrılarak koymak vote with your feet v.
bir yerden ayrılarak/giderek tepki göstermek vote with your feet v.
Politics
fransa'dan ayrılarak bağımsız olmayı isteyen yeni kaledonyalı kimse kanak n.
19. yüzyılda liberallerden ayrılarak ayrı parti kuran siyasi bir gruba mensup kimse liberal unionist [uk] n.
1997'de geçici irlanda cumhuriyet ordusu'ndan ayrılarak kurulan radikal bir terör örgütü rira n.
1997'de geçici irlanda cumhuriyet ordusu'ndan ayrılarak kurulan radikal bir terör örgütü dissident irish republican army n.
karşıt iki gruba ayrılarak oy kullanmak divide v.
Technical
kimyasal olarak en etkili ışınların görsel olarak etkili olanlardan ayrılarak bir araya getirildiği odak chemical focus n.
tel elemanlarının kablo boyunca belirli aralıklarla birbirinden ayrılarak ve nodal noktalarda birleştirilerek oluşturulduğu kafes sistemi birdcaging system n.
tel elemanlarının kablo boyunca belirli aralıklarla birbirinden ayrılarak ve nodal noktalarda birleştirilerek oluşturulduğu kafes sistemi bird-caging system n.
alkolde çözünememe özelliği ile şellaktan ayrılarak elde edilen sert bir parafin shellac wax n.
Electric
tel elemanlarının kablo boyunca belirli aralıklarla birbirinden ayrılarak ve nodal noktalarda birleştirilerek oluşturulduğu kafes sistemi bird-caging n.
tel elemanlarının kablo boyunca belirli aralıklarla birbirinden ayrılarak ve nodal noktalarda birleştirilerek oluşturulduğu kafes sistemi birdcaging n.
Medical
karkastan ayrılarak düz bir şekilde açılmış open adj.
Gastronomy
kavrulup ufak parçalara ayrılarak şekerle kaplanmış mısır yokeage n.
kavrulup ufak parçalara ayrılarak şekerle kaplanmış mısır rokeage n.
Physics
su ile bileşenlerine ayrılarak veya yumuşatılarak hazırlanan madde macerate n.
Chemistry
gül yağından ayrılarak elde edilen katı ve kokusuz bir madde rose camphor n.
katı bir bileşiğin ısı uygulanıp iki bileşenine ayrılarak sıvıya dönüşmesi süreciyle ilgili dystectic adj.
Biology
istenilen ürünün hücre kütlesinden ayrılarak saflaştırılması downstream processing n.
Breeding
sürüden ayrılarak tek dolaşan kısır fil rogue elephant n.
Philosophy
ayrılarak yeniden doğma schismogenesis n.
Environment
çevreye zararlı maddelerin su ile karışmaksızın atmosferden ayrılarak yeryüzünde birikmesi dry deposition n.
Geography
karada oluştuktan sonra ayrılarak deniz tabanına oturmuş geniş buz tabakası shelf ice n.
Music
senfonik parçanın bölümlere ayrılarak farklı enstrümanlara göre yazılması div n.
Printery
ilgili olduğu metinden ayrılarak basılı sayfa veya sütunun altında görünen ilk satır orphan n.