peel

Bedeutungen von dem Begriff "peel" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 41 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
Common Usage
1	Common Usage	peel v.	soymak
Peel the apple and start slicing it. Elmayı soy ve dilimlemeye başla. More Sentences
General
2	General	peel n.	kabuk
Can you throw these apple peels in the trash bin, please? Bu elma kabuklarını çöp kutusuna atabilir misiniz lütfen? More Sentences
3	General	peel v.	soymak
You should peel the paper on the bandage before sticking it on your body. Bandajı vücudunuza yapıştırmadan önce üzerindeki kağıdı soymalısınız. More Sentences
4	General	peel v.	pul pul dökülmek
If you buy a cheap wallpaper, the paper on it is going to start peeling soon. Ucuz bir duvar kağıdı alırsanız üzerindeki kağıt yakında pul pul dökülmeye başlayacaktır. More Sentences
5	General	peel v.	derisi soyulmak (bronzlaşmaktan vb. dolayısı ile)
My skin is peeling. Derim soyuluyor. More Sentences
Technical
6	Technical	peel v.	soyulmak
We need to fix the walls, they peeled throughout the years, probably because of the damp. Duvarları onarmamız gerekiyor, muhtemelen rutubet yüzünden yıllar boyunca soyulmuşlar. More Sentences
General
7	General	peel n.	sebze kabuğu
8	General	peel n.	fırıncı küreği
9	General	peel n.	meyve kabuğu
10	General	peel n.	soyuntu
11	General	peel n.	deri
12	General	peel n.	ağaç kabuğu
13	General	peel n.	(kollodyon filmine gömülü) ince organik malzeme tabakası
14	General	peel n.	kimyasal cilt soyucu
15	General	peel n.	iskoç-ingiliz sınırında yer alan ufak bir ortaçağ kulesi
16	General	peel v.	kabuğunu soymak (meyvenin/sebzenin)
17	General	peel v.	soyunmak
18	General	peel v.	soymak (meyveyi/sebzeyi)
19	General	peel v.	kabuğunu çıkarmak (karidesin)
20	General	peel v.	(patates vb) kabuğunu soymak
21	General	peel v.	sıyrılmak (ağacın kabuğu/insanın derisi/boya vb)
22	General	peel v.	kabuğunu soymak
23	General	peel v.	(kabuğu/derisi) soyulmak
24	General	peel v.	pullanmak
25	General	peel v.	kabuğunu çıkarmak
26	General	peel v.	hareketli bir araç/uçak grubundan ayrılarak farklı yöne gitmek
27	General	peel v.	ayrılmak
Technical
28	Technical	peel n.	dövülebilir demir döküm üzerindeki soyulur tabaka
29	Technical	peel n.	soyulabilir döküm tabakası
30	Technical	peel v.	kabuğunu soymak
31	Technical	peel v.	pul pul dökülmek
32	Technical	peel v.	(dövülebilir dökme demir) dışı soyulmak
Marine
33	Marine	peel n.	kürek palası
Gastronomy
34	Gastronomy	peel n.	soyulmuş kabuk
Agriculture
35	Agriculture	peel v.	tahıl kepeğini ayıklamak
36	Agriculture	peel v.	tahıl kepeğini temizlemek
Geography
37	Geography	peel n.	kanada'nın kuzeybatısında bir nehir
Sport
38	Sport	peel n.	(körling) rakibin taşını oyun dışına itmek için yapılan atış
39	Sport	peel v.	(kroket) topu kaleden geçirmek
Football
40	Football	peel n.	(ragbi) oyun düzeninden kopma
Printery
41	Printery	peel n.	t biçimli kağıt kurutma aparatı

Bedeutungen, die der Begriff "peel" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 199 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
Common Usage
1	Common Usage	orange peel n.	portakal kabuğu
General
2	General	lemon peel n.	limon kabuğu
Lemon peels can help prevent and control motion sickness. Limon kabukları hareket hastalığını önlemeye ve kontrol etmeye yardımcı olabilir. More Sentences
3	General	banana peel n.	muz kabuğu
Rub the white portion of a fresh banana peel over your teeth. Taze muz kabuğunun beyaz kısmını dişlerinizin üzerine sürün. More Sentences
4	General	(paint) peel v.	boya soyulmak
The paint is peeling off. Boyası soyuluyor. More Sentences
5	General	peel potato v.	patates soymak
Some teachers peel potatoes while teaching. Bazı öğretmenler öğretirken patates soyarlar. More Sentences
6	General	peel potatoes v.	patates soymak
Tom is in the kitchen, peeling potatoes. Tom mutfakta, patatesleri soyuyor. More Sentences
Phrasals
7	Phrasals	peel off v.	soyulmak
Sami's skin began to peel off. Sami'nin derisi soyulmaya başladı. More Sentences
8	Phrasals	peel off v.	soyulmak
His fake moustache started to peel off on one side. Sahte bıyığının bir tarafı soyulmaya başladı. More Sentences
Gastronomy
9	Gastronomy	peel garlic v.	sarımsak soymak
Did you get married to peel garlic? Sarımsak soymak için mi evlendin? More Sentences
General
10	General	baker's peel n.	kürek
11	General	orange peel n.	timsah derisi
12	General	peel shim n.	ince şim
13	General	peel shim n.	lamel
14	General	apple peel n.	elma kabuğu
15	General	tomato peel n.	domates kabuğu
16	General	pizza peel n.	pizza küreği
17	General	fruit peel n.	meyve kabuğu
18	General	peel [scotland] n.	denk
19	General	peel [scotland] n.	eşleme
20	General	peel tower n.	iskoç-ingiliz sınırında bulunan ufak bir tahkimat kulesi
21	General	peel [dialect] [uk] n.	kömür küreği
22	General	peel [dialect] [uk] n.	yastık
23	General	peel [scotland] n.	eş
24	General	orange peel n.	portakal kabuğuna benzeyen pürüzlü yüzey
25	General	peel off v.	kabuğunu soymak (meyve vb)
26	General	peel off one's clothes v.	soyunmak
27	General	peel off one's clothes v.	elbiselerini çıkarmak
28	General	peel off v.	kabuğunu soymak
29	General	peel off v.	sıyırmak
30	General	peel off with knife v.	bıçakla sıyırmak
31	General	peel off v.	kabuk soymak (meyve vb)
32	General	peel off v.	bıçakla sıyırmak
33	General	peel off v.	inişe geçmek
34	General	(plaster) peel off v.	alçısı dökülmek
35	General	(plaster) peel off v.	tavanın alçısı dökülmek
36	General	peel off one's glove v.	eldivenini çıkarmak
37	General	peel off stocking v.	çorap çıkarmak
38	General	peel out v.	pati çekmek
39	General	peel away v.	kabuğunu yüzmek
40	General	peel away v.	bir kaplama filmi veya tabakayı sıyırarak veya kavlatarak yapışık olduğu yüzeyden ayırmak
41	General	one's skin to peel v.	derisi soyulmak
42	General	peel away v.	kabuğunu soymak
43	General	peel away v.	kabuğunu çıkarmak
44	General	peel someone off the pavement v.	birini kaldırımdan kazımak
45	General	tear the peel from the banana v.	kabuğu muzdan ayırmak/soymak
46	General	peel a tomato v.	domates soymak
47	General	peel a tomato v.	domatesin kabuğunu soymak
48	General	step on a banana peel v.	muz kabuğuna basmak
49	General	step on a banana peel v.	muza basmak
50	General	peel an egg v.	yumurta soymak
51	General	peel an onion v.	soğan soymak
52	General	peel [obsolete] v.	yağmalamak
53	General	peel [scotland] v.	eşleştirmek
54	General	peel [scotland] v.	eşlemek
55	General	peel (off) v.	(gruptan, oluşumdan) ayrılmak
56	General	peel [obsolete] v.	gasp etmek
57	General	peel [obsolete] v.	zorla almak
58	General	peel [obsolete] v.	soymak
59	General	peel [scotland] v.	birleştirmek
Phrasals
60	Phrasals	peel off v.	soymak
61	Phrasals	peel off v.	çırılçıplak bırakmak
62	Phrasals	peel off v.	kabuğunu soymak
63	Phrasals	peel off v.	parça parça soymak
64	Phrasals	peel something off from something v.	(kabuğu vb) soyarak çıkarmak
65	Phrasals	peel something back (from something) v.	(yorganı vb) kaldırıp çıkarmak
66	Phrasals	peel off (of) (something) v.	soyulmak/dökülmek
67	Phrasals	peel something off (of) (something) v.	(kabuğu vb) soyarak çıkarmak
68	Phrasals	peel something away (from something) v.	soyup çıkarmak
69	Phrasals	peel off v.	dış tabakasını, kabuğunu, boyasını kaldırmak
70	Phrasals	peel off v.	dış katmanını çıkarmak/soymak
71	Phrasals	peel off v.	sıyırmak
72	Phrasals	peel off v.	soyunmak
73	Phrasals	peel off v.	kaplamasını/üst tabakasını kaldırmak
74	Phrasals	peel off v.	grubun gittiği yönden sapmak
75	Phrasals	peel off v.	ince bir kısmını/tabakasını kaldırmak
76	Phrasals	peel off v.	gruptan kopmak
77	Phrasals	peel off v.	sıyrılmak
78	Phrasals	peel off v.	dış tabakasını soymak
79	Phrasals	peel off v.	grubun gittiği yönden sapmak
80	Phrasals	peel off v.	dış tabakası kalkmak
81	Phrasals	peel off v.	ince bir kısmını/tabakasını sökmek
82	Phrasals	peel off v.	uçuş düzeninden ayrılıp inmek veya dalış yapmak
83	Phrasals	peel off v.	gruptan ayrılmak
84	Phrasals	peel off v.	kıyafetleri çıkarmak
85	Phrasals	peel off v.	birlikte uçtuğu diğer uçaklardan ayrılıp inmek veya dalış yapmak
86	Phrasals	peel off v.	sıyırıp çıkarmak
87	Phrasals	peel off v.	kaplamasını/üst tabakasını çıkarmak
88	Phrasals	peel off v.	gruptan ayrılıp başka bir yöne doğru gitmek
89	Phrasals	peel off v.	gruptan kopmak
90	Phrasals	peel off v.	derisini, boyasını, kabuğunu sıyırmak/soymak
91	Phrasals	peel off v.	sıyrılmak
92	Phrasals	peel off v.	ince bir kısmını/tabakasını çıkarmak
93	Phrasals	peel off v.	sıkan kıyafetleri çıkarmak
94	Phrasals	peel off v.	kaplamasını/üst tabakasını sökmek
95	Phrasals	peel off v.	ince bir tabaka halinde kalmak
96	Phrasals	peel off v.	gruptan ayrılmak
97	Phrasals	peel off v.	üst katmanını çıkarmak/soymak
98	Phrasals	peel off from (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) üzerinden çıkarmak
99	Phrasals	peel off from (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) üstünü soymak
100	Phrasals	peel off from (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) üstünden koparmak
101	Phrasals	peel off from (something) v.	(bir şeyden/yerden) gaza basıp uzaklaşmak
102	Phrasals	peel off from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) soyulmak
103	Phrasals	peel off from (something) v.	(bir şeyden/yerden) bir araçla basıp gitmek
104	Phrasals	peel off from (something) v.	(bir şeyden/yerden) hızla uzaklaşmak
105	Phrasals	peel off from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) soymak
106	Phrasals	peel off from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) ayrılmak
107	Phrasals	peel off from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) ayrı bir yöne gitmek
108	Phrasals	peel back v.	soyup çıkarmak
109	Phrasals	peel back v.	yüzeyinden sökmek
110	Phrasals	peel back v.	sıyırmak
111	Phrasals	peel away v.	çıkarılmak
112	Phrasals	peel away v.	bir yerden uzaklaştırmak
113	Phrasals	peel away v.	soyulmak
114	Phrasals	peel away v.	bir tarafını almak
115	Phrasals	peel away v.	ana gruptan ayrılmak
116	Phrasals	peel away v.	esas bölümden ayrılmak
117	Phrasals	peel away v.	bir tarafını çıkarmak
118	Phrasals	peel away v.	bir yerden götürmek
119	Phrasals	peel away v.	ana gövdesini ayırmak
120	Phrasals	peel away v.	ayrılmak
Colloquial
121	Colloquial	slip on a banana peel [uk] v.	aptalca bir hata yapmak
122	Colloquial	slip on a banana peel [uk] v.	utanç verici bir hata yapmak
123	Colloquial	slip on a banana peel [uk] v.	gülünç bir duruma düşmek
124	Colloquial	slip on a banana peel [uk] v.	aptal durumuna düşmek
Idioms
125	Idioms	peel off v.	inişe geçmek
126	Idioms	peel the onion v.	bir şeyin derinine inmek
127	Idioms	peel the onion v.	bir şeyin başka yönlerini açığa çıkarmak
128	Idioms	peel the onion v.	bir şeyin iç yüzünü açığa çıkarmak
129	Idioms	have one foot in the grave and the other on a banana peel v.	her an değişebilecek bir durumda olmak
130	Idioms	have one foot in the grave and the other on a banana peel v.	hayatının sonuna yaklaşmış olmak
131	Idioms	have one foot in the grave and the other on a banana peel v.	problemli bir durumda olmak
132	Idioms	have one foot in the grave and the other on a banana peel v.	bir gözü torağa bakmak
133	Idioms	have one foot in the grave and the other on a banana peel v.	ölmek üzere olmak
134	Idioms	have one foot in the grave and the other on a banana peel v.	belirsiz bir durumda olmak
135	Idioms	have one foot in the grave and the other on a banana peel v.	bir anda felakete dönüşebilecek bir durumda olmak
136	Idioms	have one foot in the grave and the other on a banana peel v.	gidici olmak
137	Idioms	have one foot in the grave and the other on a banana peel v.	pamuk ipliğine bağlı olmak
138	Idioms	have one foot in the grave and the other on a banana peel v.	bir ayağı çukurda olmak
139	Idioms	have one foot on a banana peel expr.	sürekli bir belirsizlik içinde
140	Idioms	have one foot on a banana peel expr.	kesin/stabil bir durumda değil
141	Idioms	have one foot on a banana peel expr.	her an değişebilir bir halde
142	Idioms	have one foot on a banana peel expr.	her an her şey bozulabilirmiş gibi
143	Idioms	have one foot on a banana peel expr.	her an bir şey olabilecek gibi
144	Idioms	have one foot on a banana peel expr.	sürekli bir değişkenlik içinde
145	Idioms	have one foot on a banana peel expr.	her an her şey ayağının altından/elinden kayacakmış gibi
146	Idioms	have one foot on a banana peel expr.	sürekli bir kararsızlık içinde
Technical
147	Technical	orange peel n.	portakal kabuğu
148	Technical	orange peel n.	portakal kabuğumsu görüntü
149	Technical	orange peel n.	pürüzlü metal yüzeyi
150	Technical	peel off n.	pilof
151	Technical	peel resistance n.	sıyrılma mukavemeti
152	Technical	measurement of peel adhesion from stainless steel or from its own backing n.	paslanmaz çelik plakadan ve kendi üzerinden ayrılma dayanımı tayini
153	Technical	peel strength n.	kabuk dayancı
154	Technical	peel test n.	soyma deneyi
155	Technical	orange peel n.	portakal kabuğu (yüzey kusuru)
156	Technical	orange peel effect n.	portakal kabuğumsu görüntü
157	Technical	orange peel n.	camda pütürlü yüzey
158	Technical	peel strength of a touch and close fastener n.	kenetlenen bantın ayrılma mukavemeti
159	Technical	mechanized peel test n.	mekanize soyma deneyi
160	Technical	peel force n.	soyulma kuvveti
161	Technical	peel test n.	sıyırma deneyi
162	Technical	peel test perpendicular to the weld n.	kaynağa dik sıyırma deneyi
163	Technical	wet peel test n.	ıslak sıyırma deneyi
164	Technical	peel ply n.	soyma kumaşı
165	Technical	peel strength n.	soyulma dayanımı
Computer
166	Computer	peel off expr.	ayır
Construction
167	Construction	peel test n.	sıyrılma testi
168	Construction	peel resistance of joints n.	birleşim yerinin ayrılmaya karşı direnci
169	Construction	peel resistance of joints n.	bağlantıların soyulma mukameti
170	Construction	orange peel surface n.	portakal kabuğu görünümlü yüzey bitişi
Dyeing
171	Dyeing	orange peel n.	portakal kabuğu oluşumu
172	Dyeing	orange peel n.	bir turuncu tonu
Automotive
173	Automotive	peel or burn rubber n.	soyulmuş veya yanmış lastik
174	Automotive	peel ply n.	soyma kumaşı
Traffic
175	Traffic	peel off n.	beton sökülmesi
Aeronautic
176	Aeronautic	peel off n.	uçuş düzeninden yarım tono ile ayrılma
Marine
177	Marine	orange peel n.	ince tabaka tarayıcı
Medical
178	Medical	peel-off label n.	soyularak çıkan etiket
179	Medical	orange peel appearance n.	portakal kabuğu görünümü
180	Medical	chemical peel n.	aşındırıcı kimyasal uygulayarak ciltteki kırışıklıkların ve lekelerin giderilmesi
181	Medical	chemical peel n.	kimyasal cilt temizleme
Food Engineering
182	Food Engineering	orange peel oil n.	portakal kabuğu yağı
Gastronomy
183	Gastronomy	candied orange peel n.	portakal kabuğu şekerlemesi
184	Gastronomy	candied citrus peel n.	narenciye kabuğu şekerlemesi
185	Gastronomy	grapefruit peel n.	şeker şurubunda pişirilip şekerle kaplanan greyfurt kabuğu şeritleri
186	Gastronomy	potato peel n.	patates kabuğu cipsi
Marine Biology
187	Marine Biology	salmon peel n.	ilk dönen
188	Marine Biology	salmon peel n.	kışı denizde geçirdikten sonra tatlı suya dönen yavru somon
Zoology
189	Zoology	orange peel fungus (aleuria aurantia) n.	parlak turuncu fincan veya tabak şeklinde sporokarpları olan bir mantar
Agriculture
190	Agriculture	orange peel fungus n.	mantar filizlerinin yaprak ve tomurcuklarından hazırlanan bir çay
191	Agriculture	orange peel fungus n.	yüksek kaliteli hint veya seylan çayı
192	Agriculture	orange peel fungus n.	hindistan ve seylan'a özgü küçük yapraklı bir çay
Archaic
193	Archaic	peel [us] n.	kürek bıçağı
Slang
194	Slang	peel off v.	çekip gitmek
195	Slang	peel off v.	göndermek
196	Slang	peel off v.	terk etmek
197	Slang	peel off v.	uzaklaşmak
198	Slang	peel off v.	gönderilmek
199	Slang	peel off v.	uzaklaştırmak