peel - Turkish English Dictionary
History

peel

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "peel" in Turkish English Dictionary : 41 result(s)

English Turkish
Common Usage
peel v. soymak
General
peel n. sebze kabuğu
peel n. fırıncı küreği
peel n. meyve kabuğu
peel n. soyuntu
peel n. deri
peel n. kabuk
peel n. ağaç kabuğu
peel n. (kollodyon filmine gömülü) ince organik malzeme tabakası
peel n. kimyasal cilt soyucu
peel n. iskoç-ingiliz sınırında yer alan ufak bir ortaçağ kulesi
peel v. soymak
peel v. kabuğunu soymak (meyvenin/sebzenin)
peel v. soyunmak
peel v. soymak (meyveyi/sebzeyi)
peel v. kabuğunu çıkarmak (karidesin)
peel v. (patates vb) kabuğunu soymak
peel v. sıyrılmak (ağacın kabuğu/insanın derisi/boya vb)
peel v. kabuğunu soymak
peel v. (kabuğu/derisi) soyulmak
peel v. pullanmak
peel v. pul pul dökülmek
peel v. kabuğunu çıkarmak
peel v. hareketli bir araç/uçak grubundan ayrılarak farklı yöne gitmek
peel v. ayrılmak
peel v. derisi soyulmak (bronzlaşmaktan vb. dolayısı ile)
Technical
peel n. dövülebilir demir döküm üzerindeki soyulur tabaka
peel n. soyulabilir döküm tabakası
peel v. kabuğunu soymak
peel v. pul pul dökülmek
peel v. soyulmak
peel v. (dövülebilir dökme demir) dışı soyulmak
Marine
peel n. kürek palası
Gastronomy
peel n. soyulmuş kabuk
Agriculture
peel v. tahıl kepeğini ayıklamak
peel v. tahıl kepeğini temizlemek
Geography
peel n. kanada'nın kuzeybatısında bir nehir
Sport
peel n. (körling) rakibin taşını oyun dışına itmek için yapılan atış
peel v. (kroket) topu kaleden geçirmek
Football
peel n. (ragbi) oyun düzeninden kopma
Printery
peel n. t biçimli kağıt kurutma aparatı

Meanings of "peel" with other terms in English Turkish Dictionary : 199 result(s)

English Turkish
Common Usage
orange peel n. portakal kabuğu
General
baker's peel n. kürek
orange peel n. timsah derisi
lemon peel n. limon kabuğu
peel shim n. ince şim
peel shim n. lamel
apple peel n. elma kabuğu
banana peel n. muz kabuğu
tomato peel n. domates kabuğu
pizza peel n. pizza küreği
fruit peel n. meyve kabuğu
peel [dialect] [uk] n. yastık
peel [dialect] [uk] n. kömür küreği
peel [scotland] n.
peel [scotland] n. denk
peel [scotland] n. eşleme
peel tower n. iskoç-ingiliz sınırında bulunan ufak bir tahkimat kulesi
orange peel n. portakal kabuğuna benzeyen pürüzlü yüzey
peel off v. kabuğunu soymak (meyve vb)
peel off one's clothes v. soyunmak
peel off one's clothes v. elbiselerini çıkarmak
peel off v. kabuğunu soymak
peel off v. sıyırmak
peel off with knife v. bıçakla sıyırmak
peel off v. kabuk soymak (meyve vb)
peel off v. bıçakla sıyırmak
peel off v. inişe geçmek
(plaster) peel off v. alçısı dökülmek
(plaster) peel off v. tavanın alçısı dökülmek
peel off one's glove v. eldivenini çıkarmak
(paint) peel v. boya soyulmak
peel off stocking v. çorap çıkarmak
peel potato v. patates soymak
peel out v. pati çekmek
peel away v. kabuğunu yüzmek
peel away v. bir kaplama filmi veya tabakayı sıyırarak veya kavlatarak yapışık olduğu yüzeyden ayırmak
one's skin to peel v. derisi soyulmak
peel away v. kabuğunu soymak
peel away v. kabuğunu çıkarmak
peel someone off the pavement v. birini kaldırımdan kazımak
peel potatoes v. patates soymak
tear the peel from the banana v. kabuğu muzdan ayırmak/soymak
peel a tomato v. domates soymak
peel a tomato v. domatesin kabuğunu soymak
step on a banana peel v. muz kabuğuna basmak
step on a banana peel v. muza basmak
peel an egg v. yumurta soymak
peel an onion v. soğan soymak
peel [scotland] v. eşleştirmek
peel [scotland] v. eşlemek
peel [scotland] v. birleştirmek
peel [obsolete] v. yağmalamak
peel [obsolete] v. soymak
peel [obsolete] v. zorla almak
peel [obsolete] v. gasp etmek
peel (off) v. (gruptan, oluşumdan) ayrılmak
Phrasals
peel off v. çırılçıplak bırakmak
peel off v. kabuğunu soymak
peel something away (from something) v. soyup çıkarmak
peel off v. parça parça soymak
peel off (of) (something) v. soyulmak/dökülmek
peel off v. soymak
peel something off (of) (something) v. (kabuğu vb) soyarak çıkarmak
peel something back (from something) v. (yorganı vb) kaldırıp çıkarmak
peel something off from something v. (kabuğu vb) soyarak çıkarmak
peel off v. sıyırmak
peel off v. sıyırıp çıkarmak
peel off v. dış tabakasını soymak
peel off v. derisini, boyasını, kabuğunu sıyırmak/soymak
peel off v. sıyrılmak
peel off v. soyulmak
peel off v. dış tabakası kalkmak
peel off v. dış tabakasını, kabuğunu, boyasını kaldırmak
peel off v. kaplamasını/üst tabakasını kaldırmak
peel off v. kaplamasını/üst tabakasını sökmek
peel off v. kaplamasını/üst tabakasını çıkarmak
peel off v. ince bir kısmını/tabakasını sökmek
peel off v. ince bir kısmını/tabakasını kaldırmak
peel off v. ince bir kısmını/tabakasını çıkarmak
peel off v. üst katmanını çıkarmak/soymak
peel off v. dış katmanını çıkarmak/soymak
peel off v. gruptan ayrılmak
peel off v. grubun gittiği yönden sapmak
peel off v. gruptan kopmak
peel off v. sıyrılmak
peel off v. ince bir tabaka halinde kalmak
peel off v. soyulmak
peel off v. kıyafetleri çıkarmak
peel off v. sıkan kıyafetleri çıkarmak
peel off v. soyunmak
peel off v. uçuş düzeninden ayrılıp inmek veya dalış yapmak
peel off v. birlikte uçtuğu diğer uçaklardan ayrılıp inmek veya dalış yapmak
peel off v. gruptan ayrılmak
peel off v. grubun gittiği yönden sapmak
peel off v. gruptan kopmak
peel off v. gruptan ayrılıp başka bir yöne doğru gitmek
peel off from (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) soyulmak
peel off from (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) soymak
peel off from (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üzerinden çıkarmak
peel off from (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üstünü soymak
peel off from (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üstünden koparmak
peel off from (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) ayrılmak
peel off from (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) ayrı bir yöne gitmek
peel off from (something) v. (bir şeyden/yerden) hızla uzaklaşmak
peel off from (something) v. (bir şeyden/yerden) gaza basıp uzaklaşmak
peel off from (something) v. (bir şeyden/yerden) bir araçla basıp gitmek
peel back v. soyup çıkarmak
peel back v. yüzeyinden sökmek
peel back v. sıyırmak
peel away v. ana gövdesini ayırmak
peel away v. bir tarafını almak
peel away v. bir tarafını çıkarmak
peel away v. ana gruptan ayrılmak
peel away v. esas bölümden ayrılmak
peel away v. ayrılmak
peel away v. soyulmak
peel away v. çıkarılmak
peel away v. bir yerden götürmek
peel away v. bir yerden uzaklaştırmak
Colloquial
slip on a banana peel [uk] v. gülünç bir duruma düşmek
slip on a banana peel [uk] v. aptal durumuna düşmek
slip on a banana peel [uk] v. aptalca bir hata yapmak
slip on a banana peel [uk] v. utanç verici bir hata yapmak
Idioms
peel off v. inişe geçmek
peel the onion v. bir şeyin derinine inmek
peel the onion v. bir şeyin başka yönlerini açığa çıkarmak
peel the onion v. bir şeyin iç yüzünü açığa çıkarmak
have one foot in the grave and the other on a banana peel v. bir ayağı çukurda olmak
have one foot in the grave and the other on a banana peel v. hayatının sonuna yaklaşmış olmak
have one foot in the grave and the other on a banana peel v. ölmek üzere olmak
have one foot in the grave and the other on a banana peel v. bir gözü torağa bakmak
have one foot in the grave and the other on a banana peel v. gidici olmak
have one foot in the grave and the other on a banana peel v. belirsiz bir durumda olmak
have one foot in the grave and the other on a banana peel v. her an değişebilecek bir durumda olmak
have one foot in the grave and the other on a banana peel v. problemli bir durumda olmak
have one foot in the grave and the other on a banana peel v. bir anda felakete dönüşebilecek bir durumda olmak
have one foot in the grave and the other on a banana peel v. pamuk ipliğine bağlı olmak
have one foot on a banana peel expr. sürekli bir belirsizlik içinde
have one foot on a banana peel expr. sürekli bir kararsızlık içinde
have one foot on a banana peel expr. sürekli bir değişkenlik içinde
have one foot on a banana peel expr. her an değişebilir bir halde
have one foot on a banana peel expr. kesin/stabil bir durumda değil
have one foot on a banana peel expr. her an bir şey olabilecek gibi
have one foot on a banana peel expr. her an her şey bozulabilirmiş gibi
have one foot on a banana peel expr. her an her şey ayağının altından/elinden kayacakmış gibi
Technical
orange peel n. camda pütürlü yüzey
wet peel test n. ıslak sıyırma deneyi
peel strength n. kabuk dayancı
peel test perpendicular to the weld n. kaynağa dik sıyırma deneyi
peel strength of a touch and close fastener n. kenetlenen bantın ayrılma mukavemeti
mechanized peel test n. mekanize soyma deneyi
orange peel effect n. portakal kabuğumsu görüntü
peel off n. pilof
orange peel n. portakal kabuğu
orange peel n. portakal kabuğumsu görüntü
measurement of peel adhesion from stainless steel or from its own backing n. paslanmaz çelik plakadan ve kendi üzerinden ayrılma dayanımı tayini
orange peel n. portakal kabuğu (yüzey kusuru)
orange peel n. pürüzlü metal yüzeyi
peel test n. sıyırma deneyi
peel resistance n. sıyrılma mukavemeti
peel force n. soyulma kuvveti
peel ply n. soyma kumaşı
peel strength n. soyulma dayanımı
peel test n. soyma deneyi
Computer
peel off expr. ayır
Construction
peel resistance of joints n. bağlantıların soyulma mukameti
peel resistance of joints n. birleşim yerinin ayrılmaya karşı direnci
orange peel surface n. portakal kabuğu görünümlü yüzey bitişi
peel test n. sıyrılma testi
Dyeing
orange peel n. portakal kabuğu oluşumu
orange peel n. bir turuncu tonu
Automotive
peel or burn rubber n. soyulmuş veya yanmış lastik
peel ply n. soyma kumaşı
Traffic
peel off n. beton sökülmesi
Aeronautic
peel off n. uçuş düzeninden yarım tono ile ayrılma
Marine
orange peel n. ince tabaka tarayıcı
Medical
chemical peel n. aşındırıcı kimyasal uygulayarak ciltteki kırışıklıkların ve lekelerin giderilmesi
chemical peel n. kimyasal cilt temizleme
orange peel appearance n. portakal kabuğu görünümü
peel-off label n. soyularak çıkan etiket
Food Engineering
orange peel oil n. portakal kabuğu yağı
Gastronomy
candied citrus peel n. narenciye kabuğu şekerlemesi
candied orange peel n. portakal kabuğu şekerlemesi
grapefruit peel n. şeker şurubunda pişirilip şekerle kaplanan greyfurt kabuğu şeritleri
potato peel n. patates kabuğu cipsi
peel garlic v. sarımsak soymak
Marine Biology
salmon peel n. ilk dönen
salmon peel n. kışı denizde geçirdikten sonra tatlı suya dönen yavru somon
Zoology
orange peel fungus (aleuria aurantia) n. parlak turuncu fincan veya tabak şeklinde sporokarpları olan bir mantar
Agriculture
orange peel fungus n. mantar filizlerinin yaprak ve tomurcuklarından hazırlanan bir çay
orange peel fungus n. hindistan ve seylan'a özgü küçük yapraklı bir çay
orange peel fungus n. yüksek kaliteli hint veya seylan çayı
Archaic
peel [us] n. kürek bıçağı
Slang
peel off v. çekip gitmek
peel off v. uzaklaşmak
peel off v. uzaklaştırmak
peel off v. göndermek
peel off v. terk etmek
peel off v. gönderilmek