başka olmak - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

başka olmak



Bedeutungen von dem Begriff "başka olmak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
başka olmak be different v.

Bedeutungen, die der Begriff "başka olmak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 109 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
başka bir şeyle bitişik durumda olmak lap n.
başka bir işi olmak have other fish to fry v.
mallar bir yerden başka bir yere taşınmakta olmak be in transit v.
insanlar bir yerden başka bir yere geçmekte olmak be in transit v.
bir yerden çıkarılıp başka bir yere dikilmeye elverişli olmak (bitki) transplant v.
benzeri olmak (başka birinin/başka bir şeyin) correspond to v.
bir şey başka bir şeye bağlı olmak be conditioned by v.
-den başka olmak differ from v.
yapacak başka işleri olmak have other thing to do v.
başka biri gibi olmak istemek want to be like someone else v.
aklını başka yere vermesine sebep olmak distract v.
içi-dışı başka olmak engage in deception v.
(bir ağacın) düşerken başka bir ağaca takılmasına neden olmak hang up v.
başka bir kartı olmak hit v.
benzer başka yapıtları etkileyecek nitelikte olmak inspire v.
başka biri gibi olmak isteyen wannabe adj.
Phrasals
sözlerinin altında başka bir anlam gizli olmak mean (something) by (something) v.
sözlerinin altında başka bir anlam gizli olmak mean by something v.
bulunduğun alanla bağlantılı başka bir alana geçip başarılı olmak cross over v.
başka bir alan geçişe ön ayak olmak cross over v.
(biriyle başka biri) arasında değişimli/dönüşümlü olmak alternate between (someone and someone else) v.
biriyle başka biri arasında değişimli/dönüşümlü olmak alternate between something and something else v.
(biriyle başka biri) arasında değişimli/dönüşümlü olmak alternate between (someone and someone else) v.
biriyle başka biri arasında değişimli/dönüşümlü olmak alternate between something and something else v.
(bir ağacın) düşerken başka bir ağaca takılmasına neden olmak hang up v.
(biriyle başka birinin) arasında olmak come between (someone and someone else) v.
(bir şeyle başka bir şeyin) arasında olmak come between (something and something else) v.
(birinden/bir şeyden) başka olmak differ from (someone or something) v.
-den başka olmak differentiate from v.
(biriyle başka biri) arasında kararsız olmak fluctuate between (someone and someone else) v.
(başka bir okula) transfer olmak transfer to (something, or some place) v.
Colloquial
başka biri gibi olmak isteyen wanna be n.
(bir şey) olmaktan çok (başka bir şey) olmak be not so much (something) as (something else) v.
(bir şey) olduğu kadar/olmasının yanı sıra (başka bir şey) de olmak be not so much (something) as (something else) v.
(bir şeyden) çok (başka bir şey) olmak be not so much (something) as (something else) v.
bir şey olmaktan çok başka bir şey olmak be not so much something as something v.
bir şey olduğu kadar/olmasının yanı sıra başka bir şey de olmak be not so much something as something v.
başka bir şeye karışarak yok olmak drown v.
Idioms
kafası başka yerde olmak not with it v.
başlangıçta başka bir şey olmak start (life) as (something) v.
başlangıçta başka bir şey olmak start off as (something) v.
(başka şeyler) etkili olmak/dahil olmak put (something) into play v.
(başka şeyler) etkili olmak/dahil olmak bring something into play v.
(başka şeyler) etkili olmak/dahil olmak call something into play v.
(başka şeyler) etkili olmak/dahil olmak put something into play v.
sadece eşiyle cinsel ilişkiye girip başka kimseyle girmemiş olmak cleave to (one) [uk] v.
aklı başka bir şeyde olmak have one's mind on other thing v.
aklı başka yerde olmak be million miles away v.
aklı başka yerde olmak one's heart is not in v.
aklı başka yerde olmak be miles away v.
aklında başka bir şey olmak have other fish to fry v.
bir gözü (dikkati) başka bir şeyde olmak keep one eye on something v.
bir gözü başka birinde olmak have half an eye on v.
başka bir mesele olmak be a different kettle of fish v.
bir kulağı başka yerde olmak have half an ear on something v.
bir gözü başka bir şeyde olmak keep half an eye on v.
başka bir mesele olmak be another kettle of fish v.
başka bir hikaye olmak be a different kettle of fish v.
bir gözü başka bir şeyde olmak have half an eye on v.
başka bir hikaye olmak be another kettle of fish v.
bir gözü başka birinde olmak keep half an eye on v.
bir gözü (dikkati) başka bir şeyde olmak have one eye on something v.
dikkati başka yerde olmak have half an ear on something v.
kafası başka yerde olmak be miles away v.
yapacak başka işleri olmak have other fish to fry v.
yapacak başka işleri olmak have more important fish to fry v.
yapacak başka işleri olmak have bigger fish to fry v.
başka bir konu/durum olmak be another matter v.
başka bir şey olmak be another matter v.
başka zorlukları/problemleri olan bir durum olmak be another matter v.
o başka olmak be another/a different matter v.
başka bir konu olmak be another/a different matter v.
başka bir role/pozisyona daha sahip olmak wear another hat v.
aynı zamanda başka bir pozisyonu/rolü daha olmak wear another hat v.
aynı anda başka bir rolü/görevi daha olmak wear another hat v.
başka bir rolü/pozisyonu daha olmak wear another hat v.
bir şeye ulaşmak için başka bir yolu olmak have a second string to (one's) bow v.
bir şeye ulaşmak için başka bir yolu olmak have a second string to your bow v.
başka bir seçeneği olmak have another string to (one's) bow v.
başka bir seçeneği olmak have another string to your bow v.
başka bir seçeneği olmak have more strings to (one's) bow v.
başka seçenekleri olmak have more strings to (one's) bow v.
başka bir dünyada/gezegende olmak be in another world v.
başka bir mesele olmak be another thing v.
başka bir konu/şey olmak be another thing v.
o ayrı/başka olmak be another thing v.
yapacak başka işleri olmak have better/bigger/other fish to fry v.
yapacak başka işleri olmak have better fish to fry v.
aklı başka şeylerde olmak have (one's) mind on other things v.
bir kulağı (başka birinde/bir şeyde) olmak have half an ear on (someone or something) v.
dikkati (başka birinde/bir şeyde) olmak have half an ear on (someone or something) v.
bir gözü (başka birinde/bir şeyde) olmak have half an eye on (someone or something) v.
dikkati (başka birinde/bir şeyde) olmak have half an eye on (someone or something) v.
bir gözü/dikkati başka (birinde/bir şeyde) olmak have one eye on (someone or something) v.
bir gözü (dikkati) başka bir şeyde olmak have one eye on something v.
bir gözü (dikkati) başka bir şeyde olmak have half an eye on something v.
yapacak başka işleri olmak have other cats to whip v.
aklında başka bir şey olmak have other cats to whip v.
başka bir işi olmak have other cats to whip v.
aklı başka bir şeyde olmak have your mind on other things v.
bir gözü başka (birinde/bir şeyde) olmak keep half an eye on (someone or something) v.
(bir şey) olur olmaz (başka bir şey) olmak no sooner (do something) than (do something else) v.
(bir şeyin) olmasıyla/bitmesiyle birlikte (başka bir şey) olmak no sooner (do something) than (do something else) v.
(bir şey) olduğunda (başka bir şey) daha yeni/henüz bitmiş/olmuş olmak no sooner (do something) than (do something else) v.
(onun için) bir başka olmak mean the world to (one) v.
Informal
aklı başka yerde olmak be out to lunch v.
Slang
bir başka hapishaneye transfer olmak ride out v.
başka bir kafada olmak be on some other shit v.
başka bir dine mensup olmak kick with the other foot [ireland] v.