be oneself - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

be oneself

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "be oneself" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 7 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
be oneself v. normal bir şekilde hareket etmek
be oneself v. kendisi gibi davranmak
Colloquial
be oneself v. kendisi gibi olmak
be oneself v. doğal olmak
be oneself v. içten olmak
be oneself v. rahat olmak
be oneself v. yapmacıksız olmak

Bedeutungen, die der Begriff "be oneself" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 125 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
be unable to contain oneself for v. yerinde duramamak
be beside oneself v. kendini kaybetmek
be unable to bring oneself to v. kendine yedirememek
be beside oneself v. aklı başından gitmek
be oneself talked about v. dile düşmek
be divert oneself v. avunmak
be full of oneself v. kendini beğenmek
be oneself talked about v. dillere düşmek
be beside oneself with joy v. külahını havaya atmak
let oneself be cheated v. avanaklık etmek
be locked oneself into something v. kendini adamak
be beside oneself with v. kendini kaybetmek
be sure of oneself v. kendinden emin olmak
be unaware of the happenings around oneself v. dünyadan haberi olmamak
be a law unto oneself v. kafasına göre hareket etmek
allow oneself be led by the nose v. sakalı ele vermek
be unable to bring oneself (to do something) v. nefsine yedirememek
be in possession of oneself v. kendine hakim olmak
be in possession of oneself v. kendine sahip olmak
be pleased with oneself v. kendinden memnun olmak
be sure of oneself v. kendine güvenmek
be a law unto oneself v. bildiği gibi davranmak
be a law unto oneself v. bildiğini okumak
be oneself again v. kendine gelmek
be unable to contain oneself v. içi içine sığmamak
be beside oneself v. kendinden geçmek
be left all by oneself v. ortalıkta kalmak
think oneself be important v. fasulye gibi kendini nimetten saymak
be enjoying oneself v. gününü gün etmek
be unaware of what is going on around oneself v. dünyadan haberi olmamak
be ashamed of oneself v. kendinden utanmak
be unable to bring oneself to say v. dili varmamak
be not oneself anymore v. kendi olmaktan çıkmak
not to be able to make oneself understood v. derdini anlatamamak
be unfair to oneself v. kendine haksızlık etmek
be unjust to oneself v. kendine haksızlık etmek
be a law unto oneself v. başına buyruk gitmek
be a law unto oneself v. kanun benim diyerek yaşamak
be at peace with oneself v. kendisiyle barışık olmak
be at peace with oneself v. kendiyle barışık olmak
be proud of oneself v. kendisiyle gurur duymak
be proud of oneself v. kendisiyle gururlanmak
not be able to go to the bathroom by oneself v. kendi başına tuvalete gidememek
be full of oneself v. çalımından geçilmemek
be angry at oneself v. kendine kızmak
be mad at oneself v. kendine kızmak
be pleased with oneself v. halinden memnun olmak
Colloquial
be cocksure of (oneself) v. kendinden çok emin olmak
be all about (someone, something, or oneself) v. (biri, bir şey ya da kendi) hakkında olmak
be all about (someone, something, or oneself) v. (birine, bir konuya) odaklanmak
be all about (someone, something, or oneself) v. kendiyle meşgul olmak
be all about (someone, something, or oneself) v. tamamen kendisiyle ilgilenmek
be all about (someone, something, or oneself) v. (birini ya da bir şeyi) yeğlemek
be not (oneself) v. (kendisi) olmamak
be not (oneself) v. (kendinde) olmamak
be not (oneself) v. (kendini) iyi/normal hissetmemek
be sorry for (oneself) v. (kendi) derdine yanmak
be sorry for (oneself) v. (kendi) kendine acımak
be sorry for (oneself) v. (kendi) haline acımak
Idioms
be unable to hear (oneself) think v. kendi sesini/kendi düşüncelerini bile duyamamak
be unable to hear (oneself) think v. kafasını toparlayamamak/toplayamamak
be unable to hear (oneself) think v. gürültüden dolayı konsantre olamamak
be unable to hear (oneself) think v. kafası şişmek
be up (oneself) v. burnu havada olmak
be up (oneself) v. burnu büyük olmak
be up (oneself) v. burnu kaf dağı'nda olmak
be up (oneself) v. burnu kaf dağı'na çıkmak
be up (oneself) v. küçük dağları ben yarattım demek
be up (oneself) v. tafra satmak
be up (oneself) v. afra tafra yapmak
be up (oneself) v. böbürlenmek
be up (oneself) v. çalım satmak
be up (oneself) v. çalımından geçilmemek
be up (oneself) v. kendini beğenmek
be up (oneself) v. kibir yapmak
be up (oneself) v. kibirli olmak
be up (oneself) v. büyüklenmek
be up (oneself) v. kendini dev aynasında görmek
be up (oneself) v. kendini fasulye gibi nimetten satmak
be all about oneself v. tamamen kendisiyle ilgili olmak
be all about oneself v. tek derdi kendisi olmak
be a law unto oneself v. bildiğini okumak
be shadow of oneself v. eski halinden eser kalmamak
be shadow of oneself v. eski halini mumla aratmak
be shadow of oneself v. eski halinin silik bir gölgesi olmak
be full of oneself v. kendisiyle dolu olmak
be full of oneself v. kendini çok önemli sanmak
be full of oneself v. kendini bir bok sanmak
be full of oneself v. kendini fasulyeden nimet saymak
be full of oneself v. kendini bir şey sanmak
be full of oneself v. yalnızca kendini düşünmek
be full of oneself v. yalnızca kendinden konuşmak
be above (oneself) v. burnu kafdağı'nda olmak
be above (oneself) v. burnu kafdağı'na çıkmak
be above (oneself) v. kendini bir şey sanmak
be above (oneself) v. kendini dev aynasında görmek
be above (oneself) v. burun şişirmek
be above (oneself) v. burun yapmak
be above (oneself) v. üstünlük taslamak
be above (oneself) v. kendini diğerlerinden üstün görmek
be above (oneself) v. burnu havada olmak
be above (oneself) v. burnu büyük olmak
be above (oneself) v. havalara girmek
be above (oneself) v. kibirlenmek
be above (oneself) v. büyüklenmek
be falling over (oneself) to (do something) v. (bir şeyi yapmak için) çok hevesli olmak
be falling over (oneself) to (do something) v. (bir şeyi yapmak için) dünden hazır olmak
be falling over (oneself) to (do something) v. (bir şeyi yapmaya) can atmak
be falling over (oneself) to (do something) v. (bir şeyi yapmak için) birbirlerinin üstüne çullanmak
be cocksure of (oneself) v. (kendinden) fazla emin olmak
be cocksure of (oneself) v. (kendinden) gayet emin olmak
be cocksure of (oneself) v. (kendine) fazla güvenmek
be beside oneself v. kendini kaybetmek
be beside oneself v. kendinden geçmek
be beside oneself v. aklı başından gitmek
be beside oneself v. çıldırmak
be beside oneself v. çılgına dönmek
be beside oneself v. külahını havaya atmak
Informal
be greek to oneself v. fransız kalmak
be greek to oneself v. yabancı kalmak
Slang
be smelling (oneself) v. kibirlenmek
be smelling (oneself) v. kurumlanmak
be smelling (oneself) v. kasılmak
be smelling (oneself) v. götü kalkmak
be smelling (oneself) v. burnu büyüklük etmek