bilgi hakkında bilgi - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

bilgi hakkında bilgi



Bedeutungen von dem Begriff "bilgi hakkında bilgi" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
bilgi hakkında bilgi metadata n.

Bedeutungen, die der Begriff "bilgi hakkında bilgi" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 199 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
şirket hakkında kısa bilgi company brief n.
kendi hakkında bilgi verme self-revelation n.
halktan kimselerin bir okulu ziyaret ederek okuldaki faaliyetler hakkında bilgi sahibi olabildiği gün open day n.
içerik hakkında keyif kaçırıcı bilgi uyarısı spoiler alert n.
halktan kimselerin bir itfaiye istasyonunu ziyaret ederek istasyondaki faaliyetler hakkında bilgi sahibi olabildiği gün open day n.
hakkında bilgi sahibi olunmayan alan blind spot n.
manastırlar hakkında bilgi veren kitap monasticon n.
el yazısı türleri hakkında bilgi sahibi olan kimse chirographist n.
(suç örgütünde, çetede) belirli faaliyetler hakkında konuşmayı veya bilgi ifşa etmeyi yasaklayan kural omerta n.
(suç örgütü, çete) belirli faaliyetler hakkında konuşmayı veya bilgi ifşa etmeyi yasaklayan yasa omerta n.
(bir şey hakkında bilinen) kesin bilgi bead n.
yeni katılan üyeye topluluk hakkında gizli bilgi verme initiation ceremony n.
hakkında bilgi vermek diagnose v.
izleyerek hakkında bilgi vermek (bir olayı) cover v.
belirli bir konu hakkında bilgi vermek cover ground v.
hakkında bilgi vermek snitch v.
hakkında bilgi vermek inform of v.
hakkında bilgi vermek inform about v.
hakkında bilgi almak istemek inquire about v.
(son gelişmeler hakkında) bilgi sahibi olmak keep abreast of v.
hakkında bilgi vermek snitch on v.
bir şey hakkında bilgi edinmek familiarize oneself with v.
hakkında bilgi vermek inform that v.
birine bir şey hakkında bilgi vermek prime someone about v.
hakkında genel bilgi vermek give an outline of v.
hakkında bilgi toplamak scout something out v.
hakkında bilgi toplamak scout someone out v.
birisini hakkında bilgi almak get information about someone v.
birine bir konu hakkında bilgi vermek fill someone in on something v.
hakkında bilgi toplamak gather information about v.
hakkında bilgi sahibi olmak stay on top of v.
(hakkında) bilgi vermek pimp (on) v.
(birinin) fikri veya yazıları hakkında bilgi edinmek frequent v.
başkaları hakkında bilgi edinmeyi seven inquisitive adj.
güncel olaylar hakkında bilgi sahibi au courant [french] adj.
hakkında bilgi sahibi olunan beknown adj.
Phrasals
(mevcut yayım hakkında) daha fazla bilgi aramak follow up v.
(birine bir kişi/konu hakkında) bilgi vermek brief (someone) about (someone or something) v.
(birine bir kişi/konu hakkında) kısaca bilgi vermek brief (someone) about (someone or something) v.
(birine bir kişi/konu hakkında) özet bilgi geçmek brief (someone) about (someone or something) v.
(birine bir kişi/konu hakkında) bilgi vermek brief someone about someone or something v.
(birine bir kişi/konu hakkında) kısaca bilgi vermek brief someone about someone or something v.
(birine bir kişi/konu hakkında) özet bilgi geçmek brief someone about someone or something v.
(birine bir kişi/konu hakkında) bilgi vermek brief someone on someone or something v.
(birine bir kişi/konu hakkında) kısaca bilgi vermek brief someone on someone or something v.
(birine bir kişi/konu hakkında) özet bilgi geçmek brief someone on someone or something v.
hakkında bilgi almak inquire about v.
hakkında bilgi edinmek inquire about v.
hakkında bilgi toplamak study up on someone or something v.
(kütüphanede/okuyarak) bir şey hakkında bilgi toplamak read up on something v.
birine (biri/bir şey hakkında) bilgi vermek fill someone in (on someone or something) v.
birinin hakkında ona karşı bir bilgi edinmek get something on someone v.
birinin hakkında ona zarar verecek bir bilgi edinmek get something on someone v.
bir şey hakkında bilgi edinmek get in v.
(bir şey/biri) hakkında bilgi edinmiş olmak get with (someone or something) v.
(bir şey/biri) hakkında bilgi sahibi olmak get with (someone or something) v.
(biriyle gizli bir şey hakkında) bilgi paylaşmak(birine bir şeyi) ötmek breathe (something) to (someone) v.
(birini/kendini bir şey) hakkında bilgi sahibi yapmak verse (someone or oneself) in (something) v.
(birine biri/bir şey) hakkında ana hatlarıyla bilgi vermek brief (one) on (someone or something) v.
(birine biri/bir şey) hakkında kısaca bilgi vermek brief (one) on (someone or something) v.
hakkında ana hatlarıyla bilgi vermek brief about v.
hakkında kısaca bilgi vermek brief about v.
sağı solu/birilerini arayıp (biri/bir şey hakkında) bilgi almak call around (about someone or something) v.
(birinden) gidişat hakkında tekrar bilgi almak check back (with someone) v.
gidişat hakkında bilgi almak için iletişim kurmak check in v.
birine (bir şey hakkında) bilgi vermek clue someone in (on something) v.
birinin bir şey hakkında bilgi edinmesini/bilgi sahibi olmasını sağlamak familiarize someone with something v.
(birinin/kendinin bir şey) hakkında bilgi edinmesini/bilgi sahibi olmasını sağlamak familiarize (someone or oneself) with (something) v.
(biri/bir şey) hakkında bilgi bulmaya çalışmak feel around (for someone or something) v.
(birinden bir şey) hakkında bilgi almak follow up on (something) v.
biriyle irtibata geçip (bir şeyin) gidişatı/durumu hakkında bilgi almak follow up on (something) v.
(birinden bir şey) hakkında bilgi almak follow up with (one) v.
(biriyle) irtibata geçip bir şeyin gidişatı/durumu hakkında bilgi almak follow up with (one) v.
hakkında bilgi edinmek get at v.
(birine bir şey) hakkında bilgi vermek gen (someone) up on (something) [uk] v.
(biri) hakkında suçlayıcı bir bilgi edinmek get on (one) v.
(biriyle bir şey) hakkında bilgi paylaşmak inform (one) about (something) v.
(biriyle bir şey) hakkında bilgi paylaşmak inform (one) of (something) v.
(biri/bir şey) hakkında bilgi almak istemek inquire about (someone or something) [us] v.
(son gelişmeler hakkında) bilgi sahibi olmak keep across (something) v.
(bir şey) hakkında bilgi vermek key into (something) v.
hakkında detaylı bilgi almak mine for v.
(özel, gizli hassas bir konu) hakkında bilgi toplamaya çalışmak nose into (something) v.
hakkında okuyarak bilgi edinmek read of v.
(biri/bir şey) hakkında okuyarak bilgi edinmek read of (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında okuyarak bilgi edinmek read up on (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında kitaplardan bilgi edinmek read up on (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında etraftan bilgi toplamak sniff about (something or some place) v.
hakkında bilgi toplamak study up on v.
Colloquial
facebook hesabından birinin hakkında gizlice bilgi toplamaya çalışma facebook stalking n.
(bir şey) hakkında en ufak bir bilgi a whiff of (something) n.
bir şey hakkında ufak bir bilgi whiff of something n.
bir şey hakkında en ufak bir bilgi whiff of something n.
kendi hakkında çok fazla kişisel bilgi paylaşan kimse oversharer n.
kendi hakkında haddinden fazla bilgi paylaşan kimse oversharer n.
facebook hesabından birinin hakkında gizlice bilgi toplamaya çalışma fb stalking n.
facebook hesabından birinin hakkında gizlice bilgi toplamaya çalışmak facebook stalk v.
(biri/bir şey) hakkında hiçbir bilgi olmamak not have anything on (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında hiçbir bilgi içermemek not have anything on (someone or something) v.
herkes hakkında bilgi sahibi olmak know who's who v.
Idioms
aslında pek bilmediği bir şey hakkında bilgi sahibi gibi davranan kişi guardhouse lawyer n.
(bir şey) hakkında detaylı bilgi the goods on (something) n.
(bir şey) hakkında ayrıntılı bilgi the goods on (something) n.
(bir şey) hakkında yol gösterici bilgi the goods on (something) n.
bir şeyin nasıl çalıştığı hakkında bilgi x's and o's n.
bir şeyin ayrıntıları hakkında bilgi x's and o's n.
(biri/bir şey) hakkında birkaç ufak bilgi thing or two (about someone or something) n.
(bir şey) hakkında derinlemesine bilgi the feel of (something) n.
(bir şey) hakkında derinlemesine bilgi a feel of (something) n.
hakkında derinlemesine bilgi the lowdown on n.
hakkında ufak bir bilgi whiff of n.
hakkında en ufak bir bilgi whiff of n.
(biri veya bir şey hakkında) karşılıklı bilgi paylaşımında bulunmak swap notes about (someone or something) v.
belirli bir bölgede olanlar hakkında bilgi sahibi olmak finger on the pulse (of something) v.
bir kimseye bir şey hakkında bilgi vermek ground someone in something v.
hakkında bilgi toplamak keep tabs on v.
hakkında bilgi sahibi olmak stay on top of v.
olup bitenler hakkında detaylı bilgi vermek enlighten about v.
olup bitenler hakkında detaylı bilgi vermek enlighten on v.
(biri/bir şey hakkında) birkaç bilgi edinmek find out a thing or two (about someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) biraz bilgi edinmek find out a thing or two (about someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) birkaç bilgi toplamak find out a thing or two (about someone or something) v.
(birine bir şeyin) genel havası hakkında bilgi vermek give (one) the feel of (something) v.
(birine bir şeyin) önemli noktaları hakkında bilgi vermek give (one) the feel of (something) v.
(birinin bir durum) hakkında iyice bilgi sahibi olması için yardım etmek give (one) the feel of (something) v.
(birine bir şeyin) genel havası hakkında bilgi vermek give (one) a feel of (something) v.
(birine bir şeyin) önemli noktaları hakkında bilgi vermek give (one) a feel of (something) v.
(birinin bir durum) hakkında iyice bilgi sahibi olması için yardım etmek give (one) a feel of (something) v.
bir şey hakkında bilgi sahibi olmak know the time of day v.
bir şey hakkında bilgi sahibi olmak know the time of day v.
(bir şey) hakkında yakından/sürekli bilgi sahibi olmak keep astride of (something) v.
(bir konuda/bir şey hakkında) kendisine bilgi verilmemek be left in the dark (about something) v.
bir şey hakkında bilgi sahibi olmak/bilgi almak be in on something v.
bir şey hakkında bilgi sahibi olmak/bilgi almak get in on something v.
biri hakkında bilgi almak get a line on someone [us] v.
biri hakkında bilgi edinmek get a line on someone [us] v.
(biri/bir şey hakkında) derinlemesine bilgi sahibi olmak get the lowdown (on someone or something) v.
birine (biri/bir şey hakkında) bilgi vermek give somebody the low-down (on somebody/something) v.
birinden (biri/bir şey hakkında) bilgi almak get the low-down (on somebody/something) v.
(birine biri/bir şey) konusunda/hakkında bilgi vermek give an account (of someone or something) (to someone) v.
(birine biri/bir şey) konusunda/hakkında bilgi vermek give someone an account of someone or something v.
(biri/bir şey) konusunda/hakkında bilgi vermek give an account of (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında bilgi edinmek have a line on (someone or something) v.
(biri/bir şey) hakkında bilgi almak have a line on (someone or something) v.
biri/bir şey hakkında biraz bilgi sahibi olmak have a nodding acquaintance with someone or something v.
(bir şey hakkında birine) bilgi/haber vermemek keep (someone) in the dark (about something) v.
son gelişmeler hakkında bilgi sahibi olmak keep abreast of something v.
(birine bir şey hakkında) bilgi/haber vermemek leave (someone) in the dark (about something) v.
(bir şey) hakkında bilgi sahibi olmak stay on top of (someone or something) v.
(bir şey) hakkında bilgili/bilgi sahibi well up with (something) adj.
son ayrıntılar hakkında bilgi sahibi up to speed expr.
(bir şeyle ilgili) son ayrıntılar hakkında bilgi sahibi up to speed (on something) expr.
Trade/Economic
kurumun ürün veya hizmetleri hakkında müşterilere bilgi verilen telefon hattı careline n.
firma hakkında bilgi sağlama amacına yönelik olarak iki bilanço veya kar-zarar tablosunun karşılaştırılması financial ratio n.
iki tarafın aynı konu hakkında bilgi sahibi olması ama bu bilgilerin farklı değer taşıması durumu asymmetric information n.
kamu oyunda tartışmalı bir konu hakkında bilgi sunmak veya belirli bir görüşü açıklamak üzere verilen reklam advocacy advertising n.
menkul kıymet fiyatları hakkında anında bilgi alınabilecek pazarlar efficient market n.
Law
başsavcının aleyhine dava açtığı kişi hakkında bilgi veren kimse relator [brit] n.
başsavcının aleyhine dava açtığı kişi hakkında bilgi veren kimse (kadın) relatrix n.
şirket veya kooperatifler hakkında yanlış bilgi false information about companies or co-operatives n.
(iskoç medeni hukukunda) dahil olunan dava hakkında bilgi edinmiş eş yetkili ilk yargıcın dava üzerinde yetki üstünlüğü prevention [scotland] n.
Politics
ülke hakkında bilgi notu country fact sheets n.
yabancı hukuk hakkında bilgi edinilmesine dair avrupa sözleşmesine ek protokol additional protocol to the european convention on information on foreign law n.
yabancı hukuk hakkında bilgi edinilmesine dair avrupa sözleşmesi european convention on information on foreign law n.
Institutes
ingiltere'de doğa rezervlerini yönetmek ve doğanın korunması hakkında bilgi sağlamak üzere yasayla oluşturulan bir kurul nature conservancy council n.
çevreyle ilgili kimyasallar hakkında veri ve bilgi ağı environmental chemicals data and information network n.
Media
bir ürün hakkında yanlış bilgi verme false advertising n.
(birinin) hakkında yanlış bilgi yayınlamak mislight v.
Advertising
(ürün, hizmet hakkında) hatalı veya yanıltıcı bilgi vermek misdescribe v.
Computer
bir malın veya hizmetin üreticileri ve potansiyel müşterileri hakkında özel bilgi sağlayan internet siteleri infomediaries n.
bir malın veya hizmetin üreticileri ve potansiyel müşterileri hakkında özel bilgi sağlayan internet sitesi infomediary n.
hakkında bilgi information about n.
yeni ürünler ve güncelleştirmeler hakkında bilgi notification of updates and new products n.
filler hakkında bilgi aramak elephant search v.
facebook hesabından birinin hakkında gizlice bilgi toplamaya çalışmak fb stalk v.
hakkında bilgi edin learn about expr.
Aeronautic
uçağa tam konum ve yönü hakkında bilgi veren radyo sinyalleri ağından oluşan bir navigasyon sistemi omnidirectional radio range n.
uçağa tam konum ve yönü hakkında bilgi veren radyo sinyalleri ağından oluşan bir navigasyon sistemi omnidirectional range n.
Petrol
petrol kuyuları hakkında bilgi toplayan petrol firması çalışanı scout n.
Psychology
(hasta hakkında) bilgi veren kişi informant n.
Logic
bir gruptaki her üye hakkında bilgi vermeyen (terim) undistributed adj.
Physics
kuantum sistemi hakkında bilgi veren araç dalga fonksiyonu schrödinger's equation n.
Astronomy
güneşin iç kısımları hakkında bilgi edinilebilen, güneş veya süpernovalar tarafından salınan nötrinoların tespiti neutrino astronomy n.
Education
vatandaşların bir okulu ziyaret ederek okuldaki faaliyetler hakkında bilgi edinebildiği gün at-home [us/canada] n.
belirli bir hukuk alanı hakkında temel bilgi içeren ders kitabı hornbook n.
Literature
orta çağ fantastik oyun ve bazı hikâyelerde canavar, yaratık ve hayvanlar hakkında bilgi içeren kitapçık bestiary n.
Religious
halaha hakkında bilgi sahibi kimse halachist n.
Philosophy
ezoterik, belirsiz veya zorlu durumlar hakkında özel bilgi sahibi kimse cabalist n.
Meteorology
hava durumu hakkında bilgi veren sinyal weather signal n.
Military
askeri örgütün üyeleri ve ailelerine örgüt hakkında verdiği bilgi internal information n.
Sport
rakibin stratejileri hakkında birinci elden bilgi toplayan kimse scout n.
Music
doğaçlama veya standart notaların yerine kullanılması amacı ile kullanılan müzik eserlerinin akor ve melodileri hakkında bilgi içeren kitap veya derleme fake book n.
Printery
baskının genel görünümü hakkında bilgi veren baskı press proof n.
Slang
yöneticinin iş hakkında bilgi sahibi olmayıp konuya yalnızca bir sorun yaşandığında dahil olduğu ve sorunu büyüttüğü yönetim şekli seagull management n.
(bir şey hakkında) bilgi sahibi ve hevesli full bottle [australia] n.
iş hakkında bilgi sahibi olmayıp konuya yalnızca bir sorun yaşandığında dahil olan ve sorunu büyüten yönetici seagull manager n.
son gelişmeler hakkında bilgi sahibi olan hep adj.
Modern Slang
flört edilen fakat hakkında pek bilgi sahibi olunmayan erkek arkadaş almost boyfriend n.
flört edilen fakat hakkında pek bilgi sahibi olunmayan kız arkadaş almost girlfriend n.