bilgi veren - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

bilgi veren



Bedeutungen von dem Begriff "bilgi veren" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 7 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
bilgi veren enlightener n.
bilgi veren edifier n.
bilgi veren communicant adj.
bilgi veren informatory adj.
bilgi veren informing adj.
bilgi veren posted adj.
Linguistics
bilgi veren informant adj.

Bedeutungen, die der Begriff "bilgi veren" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 38 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
bilgi veren kimse reporter n.
bilgi veren kimse informant n.
bilgi veren kimse communicant n.
haber veya bilgi veren kimse informant n.
yanlış bilgi veren kimse misinformant n.
yanlış bilgi veren kimse misinformer n.
aydınlatıcı bilgi veren kaynak torch n.
detaylı bilgi veren elaborator n.
(el falında) elde bulunan, yaşam ve kader çizgisinden daha uzun olan, evlilik ve gönül ilişkilerinin yaklaşık zamanları ile ilgili bilgi veren çizgi marriage lines n.
(el falında) elde bulunan, yaşam ve kader çizgisinden daha uzun olan, evlilik ve gönül ilişkilerinin yaklaşık zamanları ile ilgili bilgi veren çizgi line of marriage n.
manastırlar hakkında bilgi veren kitap monasticon n.
bilgi veren kimse informer [obsolete] n.
bilgi veren televizyon programı infotainment n.
ön bilgi veren ifade preview n.
yanıltıcı bilgi veren sinister [obsolete] adj.
bilgi anlamı veren son ek -gnosis suf.
bilgi anlamı veren kelime kökü -scient suf.
bilgi veren kimse rep (reporter) abrev.
Idioms
bahis oynayacaklar için yarış atları ve jokeylerle ilgili detaylı bilgi veren bir yayın scratch sheet n.
Trade/Economic
bilgi veren taraf disclosing party n.
tüketicilere şirketin mal veya hizmetleriyle ilgili bilgi veren kaynak sales literature n.
teşhir ürününe dair bilgi veren tanıtım levhası shelftalker n.
Law
başsavcının aleyhine dava açtığı kişi hakkında bilgi veren kimse relator [brit] n.
başsavcının aleyhine dava açtığı kişi hakkında bilgi veren kimse (kadın) relatrix n.
Tourism
otellerde kişilere bilgi veren ve misafirlerin ihtiyaçlarını dinleyen kimse concierge n.
Telecom
herkesin üzerinde istediği gibi düzenlemeler yapmasına izin veren bilgi sayfaları topluluğu wiki n.
Television
televizyon veya sinema ekranında yavaşça geçerek bilgi veren metin crawl n.
Railway
belirli noktalar arasında hareket eden trenlere dair bilgi veren cihaz describer [uk] n.
Aeronautic
uçağa tam konum ve yönü hakkında bilgi veren radyo sinyalleri ağından oluşan bir navigasyon sistemi omnidirectional radio range n.
uçağa tam konum ve yönü hakkında bilgi veren radyo sinyalleri ağından oluşan bir navigasyon sistemi omnidirectional range n.
Psychology
(hasta hakkında) bilgi veren kişi informant n.
Logic
(adlandırılan sınıfa ait bilgi veren) terim kullanmak distribute v.
Physics
kuantum sistemi hakkında bilgi veren araç dalga fonksiyonu schrödinger's equation n.
Linguistics
genellikle önceki söylem veya ortak yaşantıdan bilgi veren, cümlenin geri kalanının atıfta bulunduğu kelime theme n.
genellikle önceki söylem veya ortak yaşantıdan bilgi veren, cümlenin geri kalanının atıfta bulunduğu kelime topic n.
Geography
sular ile ilgili bilgi veren denizcilik haritası hydrographic chart n.
Meteorology
hava durumu hakkında bilgi veren sinyal weather signal n.
Printery
baskının genel görünümü hakkında bilgi veren baskı press proof n.