bilme - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

bilme



Bedeutungen von dem Begriff "bilme" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 11 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
bilme recognition n.
bilme conversance n.
bilme conversancy n.
bilme consciousness of n.
bilme familiarity n.
bilme kenning n.
bilme cognition n.
bilme recognization n.
bilme gnosis n.
Computer
bilme cognition n.
Philosophy
bilme knowing n.

Bedeutungen, die der Begriff "bilme" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 62 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
karşılıklı olarak bilme interknowledge n.
bilme yetisi cognition n.
değerini bilme appreciation n.
sorumluluğunu bilme dutifulness n.
her şeyi bilme omniscience n.
iyi bilme familiarity n.
bilme istemi will to knowledge n.
önceden bilme foreknowledge n.
vaktinde gerekli tedbirleri almayı bilme providence n.
ne istediğini bilme knowing what he/she wants n.
önceden bilme prescience n.
hayat hakkında çok şey bilme sophistication n.
iki dil bilme bilingualism n.
okuma yazma bilme literacy n.
kendini bilme self-consciousness n.
uzak geçmişi bilme retrocognition n.
uzak geçmişi bilme postcognition n.
aklın bilme gücü cognation n.
çok sayıda dil bilme ve konuşma multilingualism n.
çok sayıda dil bilme ve konuşma polyglotism n.
çok sayıda dil bilme ve konuşma polyglottism n.
öznel bilme hissi yedasentience n.
yeterince olduğunu bilme yedasentience n.
bir şeyi yeterli seviyede yaptığını içsel olarak bilme/hissetme yedasentience n.
duyusal algıları kullanmadan gelecekte yaşanacak olayları bilme telegnosis n.
bilme sürecinin düşünce veya çıkarımdan ayrışan bileşeni given n.
her şeyi bilme omnisciency n.
geleceğe dair her şeyi bilme prescience n.
özünü bilme self-knowledge n.
çat pat bilme smatter n.
bilme gücüne sahip olan cognoscitive adj.
Colloquial
işin iç yüzünü bilme in the know expr.
Idioms
(ingilizce) alfabeyi bilme (one's) abcs n.
(ingilizce) alfabeyi ezbere bilme (one's) abcs n.
neler olup bittiğini iyi bilme (one's) finger on the pulse n.
işini bilme an eye for the main chance n.
işini bilme an eye on the main chance [uk] n.
işini bilme an eye to the main chance n.
işini bilme an eye for the main chance n.
işini bilme an eye on the main chance [uk] n.
işini bilme an eye to the main chance n.
etrafında olup biten her şeyi bilme/görme eyes in the back of (one's) head n.
etrafında olup biten her şeyi bilme/görme eyes in the back of your head n.
avucunun içi gibi bilme the back of (one's) hand expr.
Trade/Economic
müşteriyi yakından bilme ve bu doğrultuda müşterinin istek ve ihtiyaçlarını en hızlı ve en etkin şekilde karşılayabilme customer intimacy n.
Law
bilme hakkı right to know n.
bilme hakkına ait right-to-know adj.
bilme hakkıyla ilgili right-to-know adj.
Math
saymadan anlık bilme yetisi (sanbil yetisi) subitizing n.
Religious
milattan sonra 4. yüzyılda ortaya çıkan, tanrı'nın her şeyi bilme yeteneğinin yalnızca şimdiki zamanla kısıtlı olduğunu düşünen aryan tarikatı themistian n.
milattan sonra 4. yüzyılda ortaya çıkan, tanrı'nın her şeyi bilme yeteneğinin yalnızca şimdiki zamanla kısıtlı olduğunu düşünen aryan tarikatı agnoete n.
milattan sonra 4. yüzyılda ortaya çıkan, tanrı'nın her şeyi bilme yeteneğinin yalnızca şimdiki zamanla kısıtlı olduğunu düşünen aryan tarikatı agnoite n.
milattan sonra 4. yüzyılda ortaya çıkan, tanrı'nın her şeyi bilme yeteneğinin yalnızca şimdiki zamanla kısıtlı olduğunu düşünen aryan tarikatı agnoetae n.
Philosophy
bilme yöntemi episteme n.
karşılaşılan durumlarda neyin iyi veya doğru olduğunu bilme practical wisdom n.
Wagering
at yarışında birinci ikinci ve üçüncü gelecek atları sırasıyla doğru bilme üzerine yapılan bahis triple n.
ilk üçü bilme trifecta n.
yarışmada 1inci 2inci ve 3üncü gelecek kişileri doğru bilme ve sıralamayı doğru bilme üzerine yapılan bahis trifecta n.
yarışmada 1inci 2inci ve 3üncü gelecek kişileri doğru bilme üzerine yapılan bahis tricast n.
yarışmada 1inci 2inci ve 3üncü gelecek kişileri doğru bilme üzerine yapılan bahis tiercé n.
Slang
sorumluluklarını bilme big-boy pants n.
sorumluluklarını bilme big-girl pants n.