black and white - Türkisch Englisch Wörterbuch

black and white

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "black and white" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 16 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
black and white n. siyah beyaz resim
Tom has a lot of black and white pictures of his grandparents.
Tom'un büyükanne ve büyükbabasının bir sürü siyah beyaz resmi var.

More Sentences
Idioms
black and white adj. net
That guarantee was written in black and white into the Amsterdam Treaty.
Bu güvence, Amsterdam Antlaşması'nda açık ve net olarak yazılmıştır.

More Sentences
General
black and white n. yazı
black and white adj. aklı karalı
Colloquial
black and white n. polis
black and white n. siyah beyaz polis arabası
black and white n. siyah beyaz devriye arabası
Idioms
black and white adj. apaçık
black and white adj. kesin
black and white adj. gün gibi açık
black and white adj. siyah beyaz kadar net
black and white adj. besbelli
black and white adj. çizgileri net/belli
Computer
black and white n. siyah beyaz
black and white n. siyah ve beyaz
Photography
black and white n. siyah-beyaz renk paleti

Bedeutungen, die der Begriff "black and white" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 75 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Technical
black-and-white n. siyah beyaz
The black-and-white digital image can be used to create a rubber stamp.
Siyah beyaz dijital görüntü, lastik damga oluşturmak için kullanılabilir.

More Sentences
Computer
black-and-white n. siyah-beyaz
Penguins are not the only black-and-white birds in the world.
Penguenler dünyadaki tek siyah-beyaz kuşlar değildir.

More Sentences
General
black-and-white photography n. siyah-beyaz fotoğrafçılık
black-and-white adj. yazılı
black-and-white adj. iyi ve kötü olarak birbirinden net çizgilerle ayrılmış
black-and-white adj. basılı
black-and-white adj. beyaz zemin üstünde siyah yazılı
black-and-white adj. net bir şekilde belirlenmiş
in black and white adv. yazılı olarak
in black and white adv. sadece grinin tonlarını kullanarak
bw (black and white) abrev. siyah ve beyaz
Colloquial
not all black and white expr. ne siyah ne beyaz
not all black and white expr. akla kara değil
not all black and white expr. siyah ve beyaz değil
not all black and white expr. iyi ya da kötü değil
Idioms
set something down in black and white v. yazılı hale getirmek
put something down in black and white v. yazıya dökmek
put something down in black and white v. yazılı hale getirmek
set something down in black and white v. yazıya dökmek
stop seeing things in black and white v. at gözlüğünü çıkarmak
get (something) down in black and white v. (bir şeyi) yazıya dökmek
get (something) in black and white v. (bir şeyi) yazılı olarak almak
get (something) in black and white v. (bir şeyi) yazıyla teyit etmek
get (something) in black and white v. (bir şeyi) yazıyla resmiyete dökmek
get (something) down in black and white v. (bir şeyi) yazarak resmileştirmek
get (something) in black and white v. (bir şeyle) ilgili yazılı belge almak
get (something) down in black and white v. (bir şeyi) yazılı hale getirmek
put down in black and white v. yazılı hale getirmek
put down in black and white v. yazıya dökmek
as clear as black and white adj. apaçık belli
as clear as black and white adj. belirgin
as clear as black and white adj. gün gibi açık/ortada/aşikar
as clear as black and white adj. çizgileri net
as clear as black and white adj. kolay anlaşılır
as clear as black and white adj. besbelli
as clear as black and white adj. apaçık
as clear as black and white adj. ayan beyan ortada
as clear as black and white adj. siyah beyaz kadar net
as clear as black and white adv. siyah ve beyaz kadar net
as clear as black and white adv. hiçbir şüpheye yer bırakmayacak derecede açık
as clear as black and white adv. ak ve kara kadar açık
in black and white expr. sade
in black and white expr. basit ve yalın
in black and white expr. basılı biçimde
in black and white expr. dosdoğru
in black and white expr. yazılı biçimde
not all black and white expr. kim suçlu kim güç belli olmaz
not all black and white expr. hiçbir şey siyah ve beyaz değil
Technical
black-and-white image n. siyah-beyaz görüntü
black-and-white television n. siyah-beyaz televizyon
gelatin type black-and white film n. jelatin tip siyah ve beyaz film
black and white cctv cameras n. siyah-beyaz cctv kameraları
Computer
solid black and white n. kesin siyah ve beyaz
black and white overheads n. siyah beyaz asetatlar
black and white display n. renksiz ekran
black and white display n. siyah-beyaz ekran
black-and-white adj. ak kara
compress to black and white expr. siyah beyaz'a sıkıştır
print in black and white expr. siyah beyaz yazdır
print in black and white only expr. sadece siyah beyaz yazdır
pure black and white expr. yalnızca siyah ve beyaz
Television
black and white television tube n. siyah beyaz televizyon tüpü
black and white television n. siyah beyaz televizyon
black and white image n. siyah beyaz görüntü
black and white film n. siyah beyaz film
black and white display n. renksiz ekran
black-and-white television tube n. siyah-beyaz televizyon tüpü
black-and-white film n. siyah-beyaz film
Automotive
black and white diagonal flag n. siyah beyaz diyagonal bayrak
black and white checkered flag n. siyah beyaz damalı bayrak
black and white flag n. siyah ve beyaz bayrak
Zoology
black-and-white ruffed lemur n. madagaskar'a özgü bir lemur
Philosophy
black and white thinking n. yanlış seçim
black and white thinking n. yanlış ikilem
Slang
black-and-white n. polis arabası