Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Synonyme
Über uns
Werkzeuge
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Über uns
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf
call to
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Bedeutungen von dem Begriff
"call to"
im Türkisch Englisch Wörterbuch : 2 Ergebniss(e)
Kategorie
Englisch
Türkisch
General
1
General
call to
v.
haykırmak
2
General
call to
v.
seslenmek
Bedeutungen, die der Begriff
"call to"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 269 Ergebniss(e)
Kategorie
Englisch
Türkisch
Common Usage
1
Common Usage
call out to
v.
seslenmek
General
2
General
person to person call
n.
davetli konuşma
3
General
person to person call
n.
ihbarlı konuşma
4
General
station to station call
n.
normal konuşma
5
General
station to station call
n.
santral aracılığıyla konuşma
6
General
call to prayer
n.
ezan
7
General
call to prayer sounds
n.
ezan sesleri
8
General
sounds of the call to prayer
n.
ezan sesleri
9
General
station-to station call
n.
santral aracılığıyla şehirlerarası konuşma
10
General
person-to-person call
n.
şehirlerarası ihbarlı konuşma
11
General
click to call
n.
tek tuşla arama
12
General
call to action
n.
eylem çağrısı
13
General
call to order
v.
toplantıyı açmak
14
General
call a halt to
v.
durdurmak
15
General
call out to proclaim
v.
ünlemek
16
General
call something to mind
v.
birine bir şeyi hatırlatmak
17
General
call a halt to
v.
kesmek
18
General
call to arms
v.
silah altına almak
19
General
call to mind
v.
akla getirmek
20
General
call someone's attention to
v.
birinin dikkatini bir şeye çekmek
21
General
call to mind
v.
hatırlamak
22
General
transfer one's call to someone
v.
telefonu bağlamak (birisine)
23
General
call to the blackboard
v.
(öğrenciyi) tahtaya kaldırmak
24
General
call a student to the blackboard
v.
öğrenciyi tahtaya kaldırmak
25
General
call attention to
v.
dikkatini çekmek
26
General
call to mind
v.
hatırlatmak
27
General
call back to mind
v.
aklına getirmek
28
General
call somebody to account
v.
hesap sormak
29
General
call back to mind
v.
hatırına getirmek
30
General
call to the chalkboard
v.
tahtaya kaldırmak
31
General
not to call
v.
aramamak
32
General
call somebody to account for
v.
hesap sormak
33
General
call someone to account
v.
birinden hesap sormak
34
General
call a halt to
v.
son vermek
35
General
call to proclaim
v.
ünlemek
36
General
call students to the chalkboard
v.
öğrencileri tahtaya kaldırmak
37
General
transfer call to
v.
telefon bağlamak
38
General
call attention to
v.
dikkat çekmek
39
General
call to hearing
v.
duruşmaya çağırmak
40
General
call to court case
v.
duruşmaya çağırmak
41
General
call (someone's) attention to
v.
hatırlatma yapmak
42
General
call on someone to resign
v.
istifaya çağırmak
43
General
call on someone to resign
v.
istifaya davet etmek
44
General
put through a call to
v.
-e telefon etmek
45
General
transfer one's call to someone
v.
telefon aktarmak
46
General
call the witness to testify
v.
tanıklığa davet etmek
47
General
call attention to
v.
dikkati çekmek
48
General
call attention to
v.
nazarı dikkati celbetmek
49
General
call attention to
v.
dikkat verilmesini istemek
50
General
call attention to
v.
ilgiyi bir yöne çekmek istemek
51
General
call attention to
v.
dikkati bir yöne çekmek
52
General
call a halt to something
v.
bir şeyin durdurulmasını istemek
53
General
call someone to testify
v.
birini tanıklık için çağırmak
54
General
respond to a burglary call
v.
hırsızlık çağrısına/anonsuna yanıt vermek
55
General
call public attention to something
v.
kamunun dikkatini bir şeye çekmek
56
General
transfer the call to
v.
telefonu aktarmak
57
General
call upon someone to speak
v.
birisine söz vermek
Phrasals
58
Phrasals
call in to
v.
birini bir yere çağırmak
59
Phrasals
call in to
v.
(telefonla) sipariş etmek
60
Phrasals
call in to
v.
birinin yardımını istemek
61
Phrasals
call in to
v.
piyasadan çekmek
62
Phrasals
call in to
v.
(telefonla) bildirmek
63
Phrasals
call in to
v.
(telefonla) rapor etmek/belirtmek
64
Phrasals
call in to
v.
(telefonla) bir yeri aramak
65
Phrasals
call someone over (to some place)
v.
birisini çağırmak
66
Phrasals
call upon someone (to do something)
v.
(birini bir şey yapmaya) çağırmak
67
Phrasals
call upon someone (to do something)
v.
(birini bir şey yapmaya) davet etmek
68
Phrasals
call upon someone (to do something)
v.
(birinin bir şey yapmasını) istemek
69
Phrasals
call upon someone (to do something)
v.
(birini bir şey yapması için) seçmek
70
Phrasals
call on someone (to do something)
v.
(birini bir şey yapmaya) çağırmak
71
Phrasals
call on someone (to do something)
v.
(birini bir şey yapmaya) davet etmek
72
Phrasals
call on someone (to do something)
v.
(birinin bir şey yapmasını) istemek
73
Phrasals
call on someone (to do something)
v.
(birini bir şey yapması için) seçmek
74
Phrasals
call something down (to someone)
v.
(aşağıdaki birine) yüksek sesle bir şey demek
75
Phrasals
call something down (to someone)
v.
(aşağıdaki birine) seslenerek bir şey söylemek
76
Phrasals
call in (to some place)
v.
(bir yeri) aramak
77
Phrasals
call in (to some place)
v.
(bir yere) telefon etmek
78
Phrasals
call in (to some place)
v.
(bir merkezi, iş yerini) arayıp mesajları kontrol etmek
79
Phrasals
call out (to someone)
v.
(birine) seslenmek
80
Phrasals
call out (to someone)
v.
(birine) duyurmak için bağırmak
81
Phrasals
call to someone
v.
birine seslenmek
82
Phrasals
call to someone
v.
birine (duyurmak için) bağırmak
83
Phrasals
call to (one)
v.
(birine) seslenmek
84
Phrasals
call to (one)
v.
(birine) duyurmak için bağırmak
85
Phrasals
call to (one)
v.
(birini) çağırmak
86
Phrasals
call to (one)
v.
(birini) cezbetmek
87
Phrasals
call to (one)
v.
(birini) çekmek
88
Phrasals
call to (one)
v.
(birini) kışkırtmak
89
Phrasals
call to (one)
v.
(birinin) aklını çelmek
90
Phrasals
call to (one)
v.
(birine) cazip görünmek/gelmek
91
Phrasals
call to (one)
v.
(birinin) ilgisini/dikkatini çekmek
92
Phrasals
call in to
v.
bir konuda bir uzmanın görüşünü almak
Phrases
93
Phrases
call to action
n.
eyleme çağrı
94
Phrases
call to arms
v.
silah başına çağırmak
95
Phrases
call to battle
v.
silah başına çağırmak
96
Phrases
your call is important to us
expr.
aramanız bizim için önemli
97
Phrases
your call is important to us
expr.
bizi aradığınız için teşekkür ederiz
Colloquial
98
Colloquial
a place to call own
n.
evi diyeceği bir yer
99
Colloquial
a place to call own
n.
kendi evi
100
Colloquial
a place to call own
n.
kendine ait bir yer
101
Colloquial
call to mind
v.
anımsamak
102
Colloquial
call to mind
v.
anımsatmak
103
Colloquial
call to arms
v.
askere çağırmak
104
Colloquial
go so far as to call someone stupid
v.
birisine aptal diyecek kadar ileri gitmek
105
Colloquial
call to mind
v.
hatırlamak
106
Colloquial
call to mind
v.
hatırlatmak
107
Colloquial
call to arms
v.
orduya çağırmak
108
Colloquial
place a call to
v.
telefonla aramak
109
Colloquial
place a call to
v.
telefon etmek
110
Colloquial
parents are advised to call their child's school for more information
expr.
ebeveynlere daha fazla bilgi için çocuklarının okullarını aramaları tavsiye ediliyor
111
Colloquial
we have to call the police
expr.
polisi aramalıyız
112
Colloquial
(it's) time to call it a day
expr.
bugünlük bu kadar
113
Colloquial
(it's) time to call it a day
expr.
bugünlük bu kadar çalışma yeter
114
Colloquial
(it's) time to call it a day
expr.
bugünlük paydos
115
Colloquial
(it's) time to call it a day
expr.
bugünlük yeter
116
Colloquial
(it's) time to call it a night
expr.
bu gecelik bu kadar
117
Colloquial
(it's) time to call it a night
expr.
bu gecelik bu kadar çalışma yeter
118
Colloquial
(it's) time to call it a night
expr.
bu gecelik paydos
119
Colloquial
(it's) time to call it a night
expr.
bu gecelik yeter
120
Colloquial
(something) to call (one's) own
expr.
(birinin) kendine ait (bir şey)
121
Colloquial
(something) to call (one's) own
expr.
(birinin) kendine ayırdığı (bir şey)
122
Colloquial
(something) to call (one's) own
expr.
(birinin) benim diyebileceği (bir şey)
123
Colloquial
(something) to call (one's) own
expr.
(birinin) sahip olduğu (bir şey)
124
Colloquial
(something) to call (one's) own
expr.
(birinin) kontrolünde olan (bir şey)
Idioms
125
Idioms
a call to arms
n.
harekete geçirme
126
Idioms
a call to arms
n.
teşvik etme
127
Idioms
a call to arms
n.
telkin etme
128
Idioms
a call to arms
n.
meydan okumaya davet etme
129
Idioms
a place to call one's own
n.
evi diyeceği bir yer
130
Idioms
a place to call one's own
n.
kendi evi
131
Idioms
call someone to attention
v.
dikkat komutu vermek
132
Idioms
call someone to attention
v.
dikkat çekmek
133
Idioms
call a halt to something
v.
bir şeyi durdurmak
134
Idioms
call somebody to heel
v.
boyun eğdirmek
135
Idioms
call/bring someone to task
v.
birini ciddi anlamda azarlamak/paylamak
136
Idioms
call someone's attention to something
v.
birinin dikkatini bir şeye çekmek
137
Idioms
not able to call one's time one's own
v.
başını kaşıyacak vakti olmamak
138
Idioms
call something to someone's attention
v.
birinin dikkatini bir şeye çekmek
139
Idioms
call somebody to heel
v.
dize getirmek
140
Idioms
not have a minute to call your own
v.
çok meşgul olmak
141
Idioms
call someone to account
v.
hesap sormak
142
Idioms
not have a minute to call your own
v.
kafasını kaşıyacak vakti olmamak
143
Idioms
not able to call one's time one's own
v.
kafasını kaşıyacak vakti olmamak
144
Idioms
not have a minute to call your own
v.
kafasını kaşıyacak zamanı olmamak
145
Idioms
call to account
v.
suçlayarak hesap sormak
146
Idioms
call to order
v.
resmi olarak başlatmak
147
Idioms
call to order
v.
sessizliğe davet etmek
148
Idioms
call to order
v.
sükunete davet etmek
149
Idioms
call to order
v.
resmi olarak açmak
150
Idioms
call the meeting to order
v.
toplantıyı duyurmak
151
Idioms
call a meeting to order
v.
toplantıyı duyurmak
152
Idioms
call the meeting to order
v.
toplantının başlayacağını duyurmak
153
Idioms
call a meeting to order
v.
toplantının başlayacağını duyurmak
154
Idioms
call someone to attention
v.
hazır ol komutunu vermek
155
Idioms
call someone to attention
v.
esas duruş komutunu vermek
156
Idioms
call someone to task on it
v.
göreve çağırmak
157
Idioms
bring/call to mind
v.
hatırlamak
158
Idioms
bring/call to mind
v.
anımsamak
159
Idioms
bring/call to mind
v.
aklına getirmek
160
Idioms
bring/call to mind
v.
hatırlatmak
161
Idioms
bring/call to mind
v.
anımsatmak
162
Idioms
call someone to heel
v.
birine boyun eğdirmek
163
Idioms
call someone to heel
v.
birini dize getirmek
164
Idioms
call someone to heel
v.
birine itaat ettirmek
165
Idioms
bring/call somebody/something to mind
v.
birini/bir şeyi akla getirmek
166
Idioms
bring/call somebody/something to mind
v.
birini/bir şeyi hatırlatmak
167
Idioms
bring/call somebody/something to mind
v.
birini/bir şeyi anımsatmak
168
Idioms
call (one) to attention
v.
(askeri) hazır ola geçirmek
169
Idioms
call (one) to attention
v.
(askeri) esas duruşa geçirmek
170
Idioms
call (one) to attention
v.
(askere) vaziyet aldırmak
171
Idioms
call (one) to attention
v.
teyakkuz durumuna/teyakkuza geçirmek
172
Idioms
call (one) to task
v.
(birini) ciddi anlamda azarlamak/paylamak
173
Idioms
call (one) to task
v.
(birine) fırça atmak
174
Idioms
call (one) to task
v.
(birini) fırçalamak
175
Idioms
call (one) to task
v.
(birine yaptığı bir hatayla ilgili) ders/öğüt vermek
176
Idioms
call (one) to task
v.
(birine) nutuk çekmek
177
Idioms
call (someone or something) to (one's) attention
v.
(birinin) tüm dikkatini (birine/bir şeye) çekmek
178
Idioms
call (someone or something) to (one's) attention
v.
(birini/bir şeyi birinin) gözüne sokmak
179
Idioms
call (someone or something) to (one's) attention
v.
(birinin/bir şeyin biri) tarafından fark edilmesini sağlamak
180
Idioms
call (someone or something) to (one's) attention
v.
(birinin birine/bir şeye) odaklanmasına neden olmak
181
Idioms
call (someone) to heel
v.
(birine) boyun eğdirmek
182
Idioms
call (someone) to heel
v.
(birini) dize getirmek
183
Idioms
call a halt to (something)
v.
(bir şeyin) durdurulmasını emretmek
184
Idioms
call a meeting to order
v.
toplantının başlayacağını/başlamak üzere olduğunu duyurmak
185
Idioms
call a meeting to order
v.
toplantıyı açmak
186
Idioms
call the meeting to order
v.
toplantının başlayacağını/başlamak üzere olduğunu duyurmak
187
Idioms
call the meeting to order
v.
toplantıyı açmak
188
Idioms
call attention to (someone or something)
v.
dikkati/dikkatleri (birine/bir şeye) çekmek
189
Idioms
call attention to (someone or something)
v.
dikkati/dikkatleri (birinin/bir şeyin) üstüne çekmek
190
Idioms
call attention to someone or something
v.
birinin/bir şeyin fark edilmesini sağlamak
191
Idioms
call attention to someone or something
v.
birinin/bir şeyin görülmesini sağlamak
192
Idioms
call attention to someone or something
v.
dikkati/dikkatleri birine/bir şeye çekmek
193
Idioms
call attention to someone or something
v.
dikkati/dikkatleri birinin/bir şeyin üstüne çekmek
194
Idioms
call somebody to account (for/over something)
v.
birine/birinden (bir şey için/hakkında) hesap sormak
195
Idioms
call to account
v.
suçlamak
196
Idioms
call to account
v.
sorumlu tutmak
197
Idioms
call to attention
v.
dikkat komutu vermek
198
Idioms
call to attention
v.
dikkat çekmek
199
Idioms
call to attention
v.
hazır ol komutu vermek
200
Idioms
call to attention
v.
esas duruş komutu vermek
201
Idioms
call to attention
v.
hazır ola/esas duruşa geçirmek
202
Idioms
not able to call time own
v.
başını kaşıyacak vakti olmamak
203
Idioms
not able to call time own
v.
kafasını kaşıyacak vakti olmamak
204
Idioms
not have a minute to call (one's) own
v.
çok meşgul olmak
205
Idioms
not have a minute to call (one's) own
v.
kafasını kaşıyacak vakti olmamak
206
Idioms
not have a minute to call (one's) own
v.
kafasını kaşıyacak zamanı olmamak
207
Idioms
pay a call to (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) ziyaret etmek
208
Idioms
pay a call to (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) görmeye gitmek
209
Idioms
pay a call to (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) uğramak
210
Idioms
to call one's own
expr.
kendine ait
211
Idioms
to call one's own
expr.
yalnızca ona ait
212
Idioms
time to call it a day
expr.
bu kadar çalışma yeter
213
Idioms
time to call it a day
expr.
bugünlük bu kadar çalışma yeter
214
Idioms
time to call it a night
expr.
bu gecelik bu kadar
215
Idioms
too close to call
expr.
(sonucunu) tahmin etmesi zor (sınav/seçim)
216
Idioms
no call to do something
expr.
(bunu) yapmak için bir neden/gerekçe yok
217
Idioms
too close to call
expr.
başa baş
Speaking
218
Speaking
he wants to call a truce
expr.
ateşkes yapmak istiyor
219
Speaking
do not hesitate to call me
expr.
beni tereddüt etmeden arayabilirsiniz
220
Speaking
I was about to call you
expr.
ben de tam seni arıyordum
221
Speaking
can you ask him to call me?
expr.
beni aramasını söyler misin?
222
Speaking
I want you to call me
expr.
beni aramanı istiyorum
223
Speaking
I was about to call you
expr.
ben de tam seni arayacaktım
224
Speaking
I was about to call you
expr.
ben de seni aramak üzereydim
225
Speaking
what are we going to call him?
expr.
ismini ne koyacağız?
226
Speaking
what are we going to call her?
expr.
ismini ne koyacağız?
227
Speaking
tell him to call me
expr.
ona beni aramasını söyle
228
Speaking
I need to make a personal telephone call
expr.
özel bir telefon görüşmesi yapmalıyım
229
Speaking
what do you want me to call you?
expr.
size nasıl hitap etmemi istersiniz?
230
Speaking
I told you not to call my husband
expr.
sana kocamı arama demiştim
231
Speaking
we've got to call the police
expr.
polisi aramalıyız
232
Speaking
call me the minute you get to town
expr.
şehre geldiğin an beni ara
233
Speaking
I waited for you to call
expr.
senin aramanı bekledim
234
Speaking
I told you not to call me
expr.
sana beni aramamanı söylemiştim
235
Speaking
I tried to call your mobile but it's off
expr.
seni cepten aramayı denedim ama kapalıydı
236
Speaking
I'm sorry to call you so early
expr.
seni bu kadar erken aradığım için özür dilerim
237
Speaking
what do you want me to call you?
expr.
sana nasıl hitap etmemi istersin?
238
Speaking
I am transfering your call to
expr.
telefonunuzu bağlıyorum
239
Speaking
I have to make a phone call
expr.
telefon etmem gerek
240
Speaking
there is no call to blush
expr.
utanacak bir neden yok
241
Speaking
I waited three hours for you to call me
expr.
üç saat beni aramanı bekledim
Trade/Economic
242
Trade/Economic
yield to call
n.
bir tahvilin, (tahvili çıkaran tarafından) bedelinin geri ödenmek üzere istenmesine (yani geri çağrılmasına) kadar geçen süredeki getirisi
243
Trade/Economic
option to call
n.
öncelik hakkı
244
Trade/Economic
option to call
n.
rüçhan hakkı
245
Trade/Economic
yield to call
n.
tahvil getirişi
246
Trade/Economic
option to call
n.
tercih hakkı
247
Trade/Economic
call for/invitation to a meeting
n.
toplantı çağrısı
248
Trade/Economic
call somebody to account
v.
hesap sormak
249
Trade/Economic
call someone to account
v.
hesap sormak
250
Trade/Economic
call someone to account
v.
hesap istemek
251
Trade/Economic
call somebody to account
v.
hesap istemek
252
Trade/Economic
call to order
v.
resmen başlatmak
253
Trade/Economic
call to order
v.
(toplantıyı vb) usule göre açmak
Law
254
Law
call to the bar
n.
bir avukata yüksek mahkeme huzuruna çıkma hakkını verme
255
Law
right to call evidence
n.
delil gösterme hakkı
256
Law
option to call
n.
öncelik hakkı
257
Law
option to call
n.
rüçhan hakkı
258
Law
option to call
n.
tercih hakkı
259
Law
call to witness
n.
tanık dinletme hakkı
260
Law
call to the bar
v.
baroya kaydolmak
261
Law
call somebody to testify
v.
ifade vermesi için çağırmak
262
Law
call to witness
v.
tanıklığa davet etmek
Politics
263
Politics
call to calm
n.
itidal çağrısı
Computer
264
Computer
name to place in call log
n.
çağrı günlüğüne yerleştirilecek ad
Telecom
265
Telecom
station-to-station call
n.
istasyonlar arası arama
266
Telecom
person-to-person call
n.
kişiler arası arama
267
Telecom
fixed to mobile call
n.
sabitten mobil telefonu arama
Medical
268
Medical
patient-to-nurse call systems
n.
hasta-hemşire çağrı sistemi
Military
269
Military
call to the quarters
n.
yatmaya hazırlık borusu
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of call to
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy