diffusé - Türkisch Englisch Wörterbuch

diffusé

Bedeutungen von dem Begriff "diffusé" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 40 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
diffuse v. dağıtmak
In order to diffuse people's anger, you must listen to them.
İnsanların öfkesini dağıtmak için onları dinlemelisiniz.

More Sentences
diffuse v. yayılmak
Estrogens diffuse into their target cells and interact with a protein receptor.
Östrojenler hedef hücrelerine yayılır ve bir protein reseptörü ile etkileşime girer.

More Sentences
diffuse adj. dağınık
European Union actions are still very diffuse and complex in this area.
Avrupa Birliği'nin bu alandaki eylemleri hala çok dağınık ve karmaşıktır.

More Sentences
Linguistics
diffuse adj. dağınık
At present, decision-making in the EU is too diffuse and too sluggish, which leads to alienation.
Halihazırda AB'de karar alma mekanizması çok dağınık ve çok yavaş işlemekte; bu da yabancılaşmaya yol açmaktadır.

More Sentences
General
diffuse n. dağılma
diffuse v. yaymak
diffuse v. karıştırmak
diffuse v. dağılmak
diffuse v. dökmek
diffuse v. neşretmek
diffuse v. nüfuz etmek
diffuse v. (yüzey, gelen ışığı) yansımayla kırıp dağıtmak
diffuse adj. mufassal
diffuse adj. zaman zaman konu dışına çıkarak meseleyi uzun uzadıya anlatan
diffuse adj. ayrıntılı
diffuse adj. pek tafsilatlı
diffuse adj. dağılmış
diffuse adj. gereksiz ayrıntılı
diffuse adj. geniş
diffuse adj. uzun uzadıya yayılmış
diffuse adj. yaygın
diffuse adj. yayılmış
diffuse adj. yayılan
diffuse adj. dağılan
diffuse adj. birçok yöne hareket eden
diffuse adj. sözü çok uzatan
diffuse adj. çenesi düşük
diffuse adj. lafı uzatan
Technical
diffuse yayılmak (sıvı gaz)
diffuse yaygın
diffuse yayılmış
Computer
diffuse n. dağılım
Medical
diffuse n. difüze
diffuse adj. difüz
diffuse midenin diffüz karsinomu
Optics
diffuse adj. kırılarak dağılmış (ışık yansıması)
Physics
diffuse yayınık
Biochemistry
diffuse yayınmak
Botanic
diffuse adj. geniş alana yayılan (sürüngen gövde)
diffuse adj. dokudan gelişen (bitki büyümesi)