dik şekilde - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

dik şekilde



Bedeutungen von dem Begriff "dik şekilde" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 4 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
dik şekilde in an upright manner adv.
dik şekilde vertically adv.
dik şekilde uprightly adv.
dik şekilde perpendicularly adv.

Bedeutungen, die der Begriff "dik şekilde" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 49 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
(kerestecilikte) dik yamaçlı kanyon ve vadileri geçmek için iki ağaç arasına gevşek şekilde çekilen çelik halat slackline n.
kollar dik şekilde yerde tutulurken bacakların toplanıp serbest bırakıldığı bir hareket squat thrust n.
dik bir şekilde düşmek fall steeply v.
fikrini dik kafalı şekilde öne sürmek opinionate v.
at yelesini dik kalacak şekilde kesmek roach v.
dik şekilde asmak plumb v.
dik bir şekilde düşmek precipitate v.
belli olmayacak bir şekilde dik finedraw adj.
dik bir şekilde ileriye atılan gadarene adj.
dik bir şekilde steeply adv.
dik kafalı bir şekilde spikily adv.
dik bir şekilde straightly adv.
dik başlı bir şekilde frowardly adv.
dik kafalı bir şekilde fractiously adv.
dik bir şekilde erectly adv.
dik kafalı bir şekilde unsubmissively adv.
dik kafalı şekilde wrongheadedly adv.
dik kafalı bir şekilde opinionatedly adv.
dik kafalı bir şekilde recalcitrantly adv.
dik kafalı bir şekilde intractably adv.
dik başlı bir şekilde bullheadedly adv.
dik kafalı şekilde wrong-headedly adv.
dik kafalı bir şekilde unpliably adv.
Phrasals
yatakta dik bir şekilde oturmak sit up v.
Phrases
di̇k şeki̇lde taşıyınız carry upright expr.
Technical
dalgaya dik bir şekilde ileri ve geri hareket eden titreşim transverse vibration n.
dik dairesel silindirin çapraz kesitine karşılık gelecek şekilde şaft üzerine yerleştirilmiş eliptik doğrayıcı wobbler n.
köşeye veya dirseğe uyacak şekilde dik açılı parça mitre n.
dik bir şekilde bükülmüş geniculate adj.
Computer
köşeleri dik veya yay şeklinde genellikle dik bir şekilde birleştirmek fillet v.
Woodworking
yaş halkaları yüzeye dik olacak şekilde kütükten radyal olarak (odun) kesmek rift v.
Marine
çıpanın üzerine dik olacak şekilde vira etmek heave a cable short v.
küreği ıskarmozdan kaldırıp dik bir şekilde tutmak toss the oars v.
Anatomy
dik bir şekilde bükülmüş geniculated adj.
Botanic
amerika'nın kuzeybatısı ve kanada'nın güneybatısına özgü, yoğun bir şekilde kümelenmiş dik yaprakları ve sarı çiçekleri olan bir ot haplopappus acaulis n.
amerika'nın kuzeybatısı ve kanada'nın güneybatısına özgü, yoğun bir şekilde kümelenmiş dik yaprakları ve sarı çiçekleri olan bir ot stemless golden weed n.
amerika'nın kuzeybatısı ve kanada'nın güneybatısına özgü, yoğun bir şekilde kümelenmiş dik yaprakları ve sarı çiçekleri olan bir ot stenotus acaulis n.
avrasya'ya özgü, ince gri kabuğu ve dik şekilde yükselen dalları olan yüksek bir selvi italian cypress n.
eğimli yamaçtan dik bir şekilde yükselen ascendant adj.
eğimli yamaçtan dik bir şekilde yükselen ascending adj.
eğimli yamaçtan dik bir şekilde yükselen ascendent adj.
Geography
kavisli bir şekilde inan dik yol veya patika bajada n.
kavisli bir şekilde inan dik yol veya patika bahada n.
bir kıta veya adanın suyun altında yer alan ve kıyıdan başlayıp deniz tabanının dik şekilde okyanus tabanına doğru alçaldığı yere kadar uzanan bölümünün sınırı shelf n.
Military
birliklerin genel muharebe hattına neredeyse dik çizgi oluşturacak şekilde düzenlenmesi crotchet n.
düşman birliklerini döndürmek veya düşmana yandan saldırmak için düşman konumuna paralel veya dik şekilde yapılan ilerleme flank march n.
(tüfeği) sağ kolun hizasında dik bir şekilde taşımak trail v.
Sport
(bilardoda) ıstakayı neredeyse dik şekilde tutup beyaz topa vurarak beyaz topun başka bir top etrafında döndükten sonra hedef topa çarpması şeklinde yapılan atış masse shot n.
(kano küreğini) kanoya dik şekilde suya vurmak square v.