duyu - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

duyu



Bedeutungen von dem Begriff "duyu" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 13 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
duyu sense n.
General
duyu feeling n.
duyu faculty n.
duyu sensus n.
duyu sense n.
duyu interoception n.
duyu tibbit [dialect] n.
duyu tabet [scottish] n.
Technical
duyu sense n.
Psychology
duyu sensation n.
Physiology
duyu aesthesis n.
Biology
duyu sense n.
Slang
duyu senso n.

Bedeutungen, die der Begriff "duyu" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 226 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
duyu yitimi anesthesia n.
ampul duyu lamp socket n.
lamba duyu lamp holder n.
duyu merkezi sensorium n.
iyi duyu good sense n.
beş duyu the five senses n.
keskin duyu keen sense n.
duyu yitimi anaesthesia n.
duyu deneyimi sense experience n.
birleşik duyu synesthesia n.
beş duyu organımız our five sense organs n.
duyu ikamesi sensory substitution n.
duyu deneyimi aesthesis n.
duyu ile edinilen düzensiz deneyimin toplamı manifold n.
nörolinguistik programlama (duyu, dil programlama) neurolinguistic programming (nlp) n.
duyu fiili sense verb n.
beş duyu five senses n.
hissedilebilir algı veya duyu verisi presentation n.
duyu organı sense [obsolete] n.
bir canlının veya duyu organının uyartıya tepki verme yetisi sensitivity n.
duyu hissini azaltmak blunt v.
duyu ile hissetmek sensate v.
duyu organlarıyla hissedilen sensated adj.
herhangi bir duyu organıyla hissedilen sensated adj.
duyu dışı extrasensory adj.
duyu organı içinde ortaya çıkan internal adj.
duyu modalitesi ile deneyimlenebilecek olan ile meşgul olan sensate adj.
yalnızca duyu modalitesi ile deneyimlenebilecek olana yönelmiş sensate adj.
duyu organlarından bağımsız supersensory adj.
duyu organları ile algılanmayan supersensory adj.
duyu organlarından bağımsız supersensual adj.
duyu organları ile algılanmayan supersensual adj.
birden fazla duyu içeren synaesthetic adj.
birden fazla duyu içeren synesthetic adj.
duyu yolu ile sensorially adv.
Technical
ampul duyu lamp socket n.
ampul duyu bulb holder n.
bağlama cıvatası duyu anchorage bolt bush n.
duyu hattı sense line n.
emme supabı duyu suction valve bushing n.
kam mili duyu camshaft bush n.
kontak duyu contact bush n.
lamba duyu yuvası lamp holder housing n.
lamba duyu lamp holder n.
sigorta duyu fuse socket n.
vida duyu screw socket n.
Electric
ampul duyu bulb holder n.
lamba duyu bulb holder n.
Lighting
floresan lamba duyu fluorescent tube socket n.
lamba duyu incandescent bulb socket n.
lamba duyu ve dış kabuğu body n.
Automotive
biyel ayağı duyu connecting rod small end bearing n.
biyel ayağı duyu connecting rod small end bushing n.
izolasyon duyu insulating bush n.
kam mili duyu camshaft bush n.
kontak duyu contact bush n.
lamba duyu bulb holder n.
külbütör duyu rocker arm bush n.
piston pimi duyu piston pin bushing n.
piston pimi duyu gudgeon pin bushing n.
yalıtım duyu insulating bush n.
Aeronautic
yapay duyu artificial feel n.
Medical
duyu siniri afferent nerve n.
ekstremitelerde duyu kaybı acroanaesthesia n.
ekstremitelerde duyu kaybı acroanesthesia n.
duyu organının kimyasal uyarıcıya verdiği fizyolojik tepki chemoreception n.
duyu yoluyla değerlendirme organoleptic evaluation n.
duyu ve motor fonksiyon sensorimotor function n.
duyu organları sense organs n.
duyu tabanlı tanım sensory-based description n.
duyu ve motor blok sensory and motor blockade n.
duyu muayenesi sensory examination n.
duyu yitimi anaesthesia n.
duyu kusuru sensation disorder n.
duyu kaybı loss of sense n.
duyu azalması hyperthesia n.
duyu modaliteleri sensorial modalities n.
duyu kaybı sensory loss n.
duyu yitimi anesthesia n.
duyu bozukluğu sensory loss n.
duyu ve motor blok başlama süresi time of onset of sensory and motor blockade n.
duyu ötesi extrasensory n.
kas duyu lifi muscle spindle n.
stereognostik duyu stereognostic sense n.
sinir uçlarını etkileyip duyu kaybına yol açan bulaşıcı hastalık leprosy n.
sinir uçlarını etkileyip duyu kaybına yol açan bulaşıcı hastalık measles [obsolete] n.
duyu organının uyarılmasıyla motor veya zihinsel aktivitenin artışı dynamogenesis n.
duyu bütünleme bozukluğu sensory processing disorder n.
beden ile ilişkili duyu sistemleri somataesthesis n.
beden ile ilişkili duyu sistemleri somatic sense n.
beden ile ilişkili duyu sistemleri somatic sensory n.
beden ile ilişkili duyu sistemleri somatosensory system n.
Anatomy
duyu organı receptor n.
sinir/duyu sistemi nerve system n.
yutağın ve dilin arka bölümündeki duyu siniri nervus glossopharyngeus n.
yüzün ana duyu siniri olan ve çiğneme kaslarını kontrol eden motor sinir nervus trigeminus n.
yüzdeki motor ve çiğneme kaslarını hareket ettiren ana duyu siniri trigeminal n.
yüzdeki motor ve çiğneme kaslarını hareket ettiren ana duyu siniri fifth cranial nerve n.
yüzdeki motor ve çiğneme kaslarını hareket ettiren ana duyu siniri nervus trigeminus n.
yüzdeki motor ve çiğneme kaslarını hareket ettiren ana duyu siniri trigeminus n.
yüzdeki motor ve çiğneme kaslarını hareket ettiren ana duyu siniri trigeminal nerve n.
yüzdeki motor ve çiğneme kaslarını hareket ettiren ana duyu siniri trigeminus nerve n.
beş duyu organı sense organs n.
dokunma duyu halkası tactile ring n.
duyu organları sense organs n.
ikincil duyu hücresi secondary sensorial cell n.
duyu veya motor sistem ile doğrudan bağlantılı olmadığı düşünülen korteks associative cortex n.
duyu organlarını neredeyse tamamen çevreleyen kıkırdaksı veya kemiksi kavite sense capsule n.
duyu siniri liflerine yakın bulunan modifikasyona uğramış epitel hücrelerine verilen ad sense organule n.
duyu organı sensory [obsolete] n.
duyu sistemi sensory nervous system n.
duyu alıcısı sensory receptor n.
duyu kılı smeller n.
hem sinirlere hem de duyu organlarına ait neurosensiferous adj.
hem sinirleri hem de duyu organlarını oluşturan neurosensiferous adj.
Psychology
aşırı duyu hyperaesthesia n.
aşırı duyu hyperesthesia n.
birincil duyu korteksi primary sensory cortex n.
derin duyu bozukluğu deep sensory impairment n.
duyu ipuçları sensory cues n.
duyu dışı algı extrasensory perception n.
duyu aşırı yükü sensory overload n.
duyu belleği sensory memory n.
duyu organı sense organ n.
duyu-motor evresi sensorimotor stage n.
duyu sistemi sensory system n.
duyu süreçleri sensory processes n.
duyu siniri sensory nerve n.
duyu yansıtma alanı sensory-projection area n.
duyu örgütlenmesi sensory organization n.
duyu-motor zekası sensorimotor intelligence n.
duyu kanalı sensory channel n.
duyu ötesi algı extrasensory perception n.
duyu-motor sensorimotor n.
duyu korteksi sensory cortex n.
duyu alıcıları sensory receptors n.
duyu fizyolojisi sensory physiology n.
duyu odağı sensate focus n.
duyu ihtiyacı sentience need n.
duyu alanları sensory areas n.
duyu birikimi sensory summation n.
duyu keskinliği sensory acuity n.
duyu düzeyi sensation level n.
duyu yolları sensory pathways n.
duyu verileri sense data n.
duyu kültürü sensate culture n.
duyu modalitesi sense modality n.
duyu alanı sensory field n.
duyu kapasitesi sensory capacity n.
göndermeli duyu referred sensation n.
kimyasal duyu chemosense n.
iç duyu undersense n.
duyu ötesi iletişim yollarıyla başkasının düşüncelerini sezinleme yetisi mind-reading n.
duyu verisi sense datum n.
ilettiği tüm bilgiden ve dış dünyadaki varsayımsal kaynağından arındırılmış duyu sense datum n.
duyu nesnesi sensum n.
duyu verisi sensum n.
duyu ötesi algı cryptesthesia [us] n.
duyu ötesi algı cryptaesthesia [uk] n.
duyu ötesi algıya ait veya ilişkin cryptesthetic [us] adj.
duyu ötesi algıya ait veya ilişkin cryptaesthetic [uk] adj.
Physiology
duyu organlarında dış etkenlerin neden olduğu ve sinirlerin kaslara ilettiği hareket nervimotion n.
duyu organının normal uyaranı olup ilişkili organ tarafından algılandığında etki eden etken homologous stimulus n.
duyu bütünleme bozukluğu sensory integration dysfunction n.
duyu nöronu sensory neuron n.
sinir sinyallerini duyu organından merkezi sinir sistemine ileten nöron sensory neuron n.
duyu nöronları sensory neurons n.
beden duyu sistemi somatosense n.
duyu ileten aesthesodic adj.
vestibüler duyu ile ilgili vestibular adj.
Pathology
çenenin bir tarafında ve alt dudakta krampla birlikte yaşanan duyu kaybı numb chin syndrome n.
vücutta uyarılan bölge harici başka bir noktada hissedilen duyu allocheiria n.
vücutta uyarılan bölge harici başka bir noktada hissedilen duyu allochiria n.
baldır düzeyinde kutanöz duyu sinir yaralanması cutan sensory nerve injury at low leg level n.
görme dışındaki bir duyu yoksunluğu blindness n.
sinir uçlarını etkileyip duyu kaybına yol açan bulaşıcı hastalık measelry [obsolete] n.
kas gücü kaybı, duyu kaybı, duyu değişimi ve bazen de felç ile karakterize edilen nadir bir polinevrit türü guillain-barrésyndrome n.
vücudun bir bölümünde meydana gelen duyu bozukluğu veya kaybı sensory paralysis n.
Pharmaceutics
beden duyu dengesini kuran (yenebilir bitki) somatotensic adj.
Dermatology
duyu alanı dermatome n.
Optics
görsel duyu visual sense n.
Biology
eklem bacaklı veya diğer omurgasız organizmalarda bulunan duyu kılı trichobothrium n.
eklem bacaklı veya diğer omurgasız organizmalarda bulunan duyu kılına bağlı duyu organı trichobothrium n.
bir hayvanın aynı anda iki farklı duyu organından gelen uyaranlara cevaben hareketi tropotaxis n.
duyu siniri sensitive nerve n.
duyu organları sense organs n.
duyu sistemleri sensory systems n.
duyu organı tarafından alınıp sinir sisteminde taşınarak uyarım işlevi gören bilgi birimi message n.
bazı denizanalarının gövdelerinin kenarlarında bulunan duyu organlarına verilen ad rhopalium n.
duyu dokunacı palp n.
kıl ayaklı solucanların başının iki yanında bulunan lob şeklinde duyu alıcı bölüm palp n.
bir veya birkaç hücreden oluşup sinirle bağlantısı bulunan epitel duyu organı sensillum n.
duyu alıcı dokunaçları olan palpate adj.
Marine Biology
sinir hücrelerine bağlı bir grup kirpikli hücreden oluşan, balık veya amfibilerdeki küçük duyu organı neuromast n.
balığın her iki yanında ve deri içinde uzanan sudaki titreşimleri sinir sistemine ileten duyu organı lateral line n.
bazı süngerlerde bulunan bir duyu organı synocil n.
Zoology
böcekteki duyu organları cercus n.
duyu kılı vibrissa n.
duyu kılı whisker n.
duyu organı chordotonal organ n.
duyu kılı sensory hair n.
balıklarda ve suda yaşayan amfibilerde basınç değişimleri ve titreşimleri algılamaya yarayan bir duyu organı sistemi lateral line system n.
(omurgasız hayvanlarda) böceklerinkine benzer duyu dokunacı palpus n.
duyu siniri lifinin ucunda yer alıp bir veya birkaç hücreden oluşan basit duyu organı sensillum n.
taraklılarda bulunan duyu organı ctenocyst n.
Apiculture
duyu siniri sensilla n.
duyu organı chordotonal organ n.
duyu deliği sense pore n.
duyu çukuru sense plate n.
duyu kılı sensory hair n.
duyu kancası sense peg n.
duyu kılı sense hair n.
Linguistics
sayısı 214 olup duyu kategorilerini temsil eden ve fonetiklerle birleşince fonogramları oluşturan çin yazısı karakterlerine verilen ad determinant n.
farklı duyu modalitelerinden bilgileri birleştirebilme cross-modality n.
Philosophy
bilişin nesnesi ve duyu verisinin aynı olduğu teorisi monism n.
tüm bilginin duyu unsurlarından oluştuğu görüşü sensationism n.
(kantçılık'ta) duyu temsilinin mevcudiyetinin temelleri veya sebepleri ile ilişkili dynamic adj.
Music
(duyu testinde) sesin bir yerden diğerine gitme kolaylığı immittance n.
Archaic
(shakespeare döneminde) beş duyu/fikir the five wits n.
duyu merkezi sensory n.
Engineering
duyu bilimi aestho-physiology n.
duyu fizyolojisi aestho-physiology n.
Entomology
duyu alıcı dokunaçlar palpi n.
duyu alıcı dokunaca benzeyen palpiform adj.
duyu dokunaçlı palpigerous adj.
duyu alıcı dokunacı olmayan palpless adj.