en uzak - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

en uzak



Bedeutungen von dem Begriff "en uzak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 15 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
en uzak outermost adj.
en uzak uttermost adj.
en uzak most distant adj.
en uzak outmost adj.
en uzak farthermost adj.
en uzak endmost adj.
en uzak ultimate adj.
en uzak furthest adj.
en uzak furthermost adj.
en uzak farthest adj.
en uzak utmost adj.
en uzak far-flung adj.
en uzak overest [obsolete] adj.
en uzak ferrest adj.
Technical
en uzak extreme adj.

Bedeutungen, die der Begriff "en uzak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 46 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
en uzak aşama apogee n.
en uzak nokta extreme n.
stadyumda sahaya en uzak bölüm nosebleed section n.
stadyumda sahaya en uzak bölüm nosebleed seats n.
en uzak nokta aphelion n.
dünyanın en uzak bölgeleri ends of the earth n.
dünyanın en uzak yerleri ends of the earth n.
sirk çadırının en uzak uçlarında yer alan, maviye boyanmış, rezervesiz koltuklar blues n.
en uzak nokta solstice n.
Idioms
en uzak köprü a bridge too far n.
stadyumda, konser alanında yüksekte kalan ve sahaya/sahneye en uzak bölüm nosebleed seat n.
dünyanın en uzak köşesinden/köşelerinden from the ends of the earth expr.
dünyanın en uzak yerine kadar to the ends of the world expr.
Technical
demiryolunun en uzak noktası railhead n.
en uzak nokta remotest point n.
Telecom
uydu yörüngesinin dünyaya olan en uzak mesafesi peregee n.
uydu yörüngesinin dünyaya olan en uzak mesafesi apogee n.
Architecture
eski yunan tapınağında naosun girişe en uzak bölümü opisthodome n.
eski yunan tapınağında naosun girişe en uzak bölümü opisthodomos n.
Marine
ayın dünyaya en uzak konumda meydana gelen gel-git apogean tide n.
geri dönüş akımının yaptığı en uzak mesafe limit of backrush n.
rüzgara maruz kalan tarafa en uzak olan weathermost adj.
Anatomy
mesiyal düzlemde oksipitun ofriyondan en uzak noktası occipital point n.
iki kafatası kemiğinin birbirine en uzak noktaları arasında ölçülen biparietal adj.
Physiology
en uzak nokta punctum remotum n.
Optics
bileşik göz merceğinde göze en uzak bulunan mercek field lens n.
Astronomy
gök cisminin yörüngeye kütlesinden en yakın veya uzak noktası apsis n.
gök cisminin yörüngeye kütlesinden en yakın veya uzak noktası absis n.
ayın yörüngesinin yeryüzünden en uzak noktası apogee n.
güneş çevresindeki eliptik bir yörünge üzerinde güneşten en uzak nokta aphelion n.
nesnenin yörüngesinde bulunduğu yıldızın kütle merkezinden en uzak nokta apastron n.
ay yörüngesindeki bir uzay aracının aya en uzak olduğu nokta apocynthion n.
jüpiter etrafındaki yörüngede bulunan, gezegene en uzak nokta apojove n.
ay yörüngesindeki bir cismin aya en uzak olduğu nokta apolune n.
ay yörüngesinde ay'a en uzak nokta aposelene n.
gök cisminin yörüngesine kütlesinden en yakın veya en uzak noktalar apse n.
görünür ışıkta çekilen resimleri ve ultraviyole filtreleri karşılaştırarak en uzak galaksilerin belirlendiği bir teknik ultraviolet dropout n.
ayın aylık dönüşünde kuzeye ve güneye aldığı yoldaki en uzak nokta lunistice n.
evrende gözlemleyebileceğimiz mümkün olan en uzak mesafe cosmic horizon n.
en uzak yörünge noktası point of apoapsis n.
Geography
denizin karadan görülebilen en uzak yeri offing n.
Sport
oval yarış parkurunun seyircilere ve bitiş çizgisine en uzak kısmı backside n.
oval yarış parkurunun seyircilere ve bitiş çizgisine en uzak kısmı backstretch n.
oval yarış parkurunun seyircilere ve bitiş çizgisine en uzak kısmı back straight n.
(golf) oynanan çukurda topu bayrak direğine en uzak olan away adj.
Photography
en uzak odak uzaklığı hyperfocal distance n.