fall for - Türkisch Englisch Wörterbuch

fall for

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "fall for" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 17 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
fall for v. çok beğenmek
Tom always falls for my jokes.
Tom her zaman benim fıkralarımı çok beğenir.

More Sentences
fall for v. kanmak
I'm not falling for this again.
Buna tekrar kanmayacağım.

More Sentences
fall for v. aşık olmak
I wrote a novel and fell for my editor, Lindsey.
Bir roman yazdım ve editörüm Lindsey'e aşık oldum.

More Sentences
fall for v. bağlanmak
fall for v. bitmek
fall for v. bayılmak
fall for v. vurulmak
fall for v. kendini kaptırmak
fall for v. aldatılmak
fall for v. tutulmak
fall for v. birine aşık olmak
fall for v. aşka düşmek
fall for v. gönlünü kaptırmak
fall for v. abayı yakmak
fall for v. tongaya basmak
fall for v. aldanmak
Colloquial
fall for v. tav olmak

Bedeutungen, die der Begriff "fall for" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 108 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Phrasals
fall for (something) v. (bir şeyi) yutmak
Tom fell for the oldest trick in the book.
Tom kitaptaki en eski numarayı yuttu.

More Sentences
fall for (something) v. (bir şeye) inanmak
I can't believe you fell for that.
Buna kandığına inanamıyorum.

More Sentences
Slang
fall for it v. kanmak
I knew you wouldn't fall for it.
Buna kanmayacağını biliyordum.

More Sentences
General
fall for it v. çapraza gelmek
fall for somebody v. kesilmek
ride for a fall v. felakete sürüklenmek
fall for a trick v. oltayı yutmak
fall for somebody v. aşka düşmek
get somebody to fall for it v. dalgaya düşmek
fall for somebody v. aşık olmak (birisine)
get someone's to fall for it v. dalgaya gelmek
fall for a trick v. zokayı yutmak
fall for a trick v. zokaya gelmek
ride for a fall v. deli gibi davranmak
ride for a fall v. saçmalamak
ride for a fall v. çıldırmak
be riding for a fall v. kendine fazla güvenip tehlikeli bir işe kalkışmak
be riding for a fall v. dikkatsizce davranak başarısızlığa davetiye çıkarmak
(for night) to fall v. gece çökmek
Phrasals
fall for (something) v. (bir şeye aldatmacaya) düşmek
fall for (something) v. (bir şeye) sorgusuz sualsiz inanmak
fall for something v. bir şeye (aldatmacaya) düşmek
fall for something v. bir şeye sorgusuz sualsiz inanmak
fall for something/someone v. birinin/bir şeyin üçkağıdına gelmek/düşmek
fall for something/someone v. birine/bir şeye kanmak
fall for (something) v. (bir şeye) sazan gibi atlamak/düşmek
fall for something/someone v. birine/bir şeye aldanmak
fall for something/someone v. birinin/bir şeyin zokasını yutmak
fall for something v. bir şeye sazan gibi atlamak/düşmek
fall for something v. bir şeye inanmak
fall for (something) v. zokayı yutmak
Phrases
don't fall for it expr. sakın aldanma
don't fall for it expr. sakın kanma
don't fall for it expr. sakın inanma
Proverb
a man who stands for nothing will fall for anything güçlü bir duruşu/tutumu olmayan her yana çekilir/her şeye tav olur
Colloquial
fall for in a big way v. bitmek
fall for in a big way v. çok beğenmek
fall for in a big way v. aşık olmak
fall for in a big way v. bayılmak
fall for in a big way v. kesilmek
fall for a scam v. kanmak
fall for a scam v. kandırılmak
fall for a scam v. aldanmak
Idioms
riding for a fall n. kendine fazla güvenip tehlikeli bir işe kalkışma
riding for a fall n. belasını arama
riding for a fall n. dikkatsizce davranarak başarısızlığa davetiye çıkarma
riding for a fall n. kendi sonunu hazırlama
riding for a fall n. soruna/probleme davetiye çıkaracak biçimde davranma
fall in for v. almak
ride for a fall v. canına susamak
fall for something hook, line and sinker v. üç kağıda gelmek
ride for a fall v. kaşınmak
ride for a fall v. belasını aramak
ride for a fall v. bela aramak
ride for a fall v. aranmak
fall head over heels for someone v. gönlünü kaptırmak
fall head over heels for someone v. abayı yakmak
fall for somebody hook line and sinker v. tamamen bağlanmak
fall for somebody hook line and sinker v. abayı yakmak
fall for someone v. aşık olmak
fall for someone v. abayı yakmak
take the fall for somebody v. suçu üzerine almak
be headed for a fall v. kendini bırakmak/koyvermek
be riding for a fall v. kendini bırakmak/koyvermek
be heading for a fall v. kendini bırakmak/koyvermek
be heading/riding for a fall v. soruna/probleme davetiye çıkaracak biçimde davranmak
be headed for a fall v. soruna/probleme davetiye çıkaracak biçimde davranmak
fall for something hook line and sinker v. gözü kapalı inanmak
be headed for a fall v. kendi sonunu hazırlamak
be heading/riding for a fall v. kendi sonunu hazırlamak
be headed for a fall v. belasını aramak
be heading/riding for a fall v. belasını aramak
set someone up for a fall v. tuzak kurmak
fall for (something) hook, line, and sinker v. (bir şeye) sorgusuz sualsiz inanmak
fall for (something) hook, line, and sinker v. (bir şeye aldatmacaya) düşmek
fall for someone hook, line and sinker v. birine sırılsıklam aşık olmak
fall for (someone) hook, line, and sinker v. (birine) deli gibi aşık olmak
fall for (something) hook, line, and sinker v. (bir şeye) inanmak
fall for (something) hook, line, and sinker v. zokayı yutmak
fall for (someone) hook, line, and sinker v. (birine) sırılsıklam aşık olmak
fall for (someone) hook, line, and sinker v. (birine) körkütük aşık olmak
fall for someone hook, line and sinker v. birine körkütük aşık olmak
fall for someone hook, line and sinker v. birine abayı yakmak
fall for (something) hook, line, and sinker v. (bir şeyi) yutmak
fall for (something) hook, line, and sinker v. (bir şeye) sazan gibi atlamak/düşmek
fall for someone hook, line and sinker v. birine deli gibi aşık olmak
fall for (someone) hook, line, and sinker v. (birine) abayı yakmak
head for a fall v. kendini bırakmak/koyvermek
head for a fall v. belasını aramak
head for a fall v. kendi sonunu hazırlamak
head for a fall v. soruna/probleme davetiye çıkaracak biçimde davranmak
take the fall (for someone) v. (birinin) suçunu üzerine almak
take the fall (for someone) v. (birinin) suçunu üstlenmek
take the fall (for someone) v. (birinin) suçunun cezasını çekmek
fall for the bait v. tuzağa düşmek
fall for the bait v. tongaya düşmek
fall for the bait v. oyuna gelmek
fall for the bait v. tongaya basmak
fall for the bait v. tufaya gelmek
fall for the bait v. tufaya düşmek
fall for the bait v. faka basmak
Speaking
he is riding for a fall expr. belasını arıyor
I'm not drunk enough to fall for it expr. bunu yiyecek kadar sarhoş değilim
you're that old and you fell for a trick that not even a child would fall for expr. bu yaşa gelmişsin çoluğun çocuğun yemediği numarayı yiyorsun
you're that old and you fell for a trick that not even a child would fall for expr. bu yaşa gelmişsin çoluğun çocuğun yemeyeceği numarayı yiyorsun
Trade/Economic
speculate for the fall v. değer azalması üzerinden spekülasyon yapmak
Slang
ride for a fall v. kaşınmak
fall for it v. aldanmak