Verlauf

from someone

Bedeutungen von dem Begriff "from someone" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 2 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
Colloquial
1	Colloquial	from someone expr.	birisinden
2	Colloquial	from someone expr.	birinden

Bedeutungen, die der Begriff "from someone" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	inhibit someone from v.	birinin bir şey yapmasına ket vurmak
2	General	stop someone from v.	birini vazgeçirmek
3	General	ask someone to relieve from a job v.	affını istemek
4	General	prohibit someone from v.	imkansızlaştırmak
5	General	deflect someone from his purpose v.	birini amacından çevirmek
6	General	keep something a secret from someone v.	bir şeyi birinden saklamak
7	General	stop someone from v.	engellemek (birinin) (bir şey yapmasını)
8	General	deflect someone from her purpose v.	birini amacından çevirmek
9	General	wrench something away from someone v.	bir şeyi birinden zorla çekip almak
10	General	keep someone from doing something v.	birini bir şey yapmaktan alıkoymak
11	General	restrain someone from v.	birini bir şey yapmaktan alıkoymak
12	General	prohibit someone from v.	birini menetmek (bir şey yapmaktan)
13	General	restrain someone from v.	birinin bir şey yapmasını engellemek
14	General	feel strange from someone v.	birinden soğumak
15	General	prevent someone from enjoying (something) v.	zevkini bozmak
16	General	be extricated (someone/something) (from) v.	dışarı çıkarılmak
17	General	discharge someone from hospital v.	hastaneden taburcu etmek
18	General	discharge someone from hospital v.	taburcu etmek
19	General	drive (someone) from pillar to post v.	sürüm sürüm süründürmek
20	General	save someone from the wreckage v.	göçükten kurtarmak
21	General	cut someone free from the wreckage v.	göçükten çıkarmak
22	General	cut someone from the wreckage v.	enkazdan çıkarmak
23	General	save someone from the wreckage v.	enkaz altından kurtarmak
24	General	save someone from the wreckage v.	göçük altından kurtarmak
25	General	cut someone free from the wreckage v.	göçük altından çıkarılmak
26	General	pull someone from the wreckage v.	göçükten çıkarmak
27	General	cut someone from the wreckage v.	enkaz altından çıkarmak
28	General	save someone from the wreckage v.	enkazdan kurtarmak
29	General	cut someone from the wreckage v.	göçük altından çıkarılmak
30	General	pull someone from the wreckage v.	enkazdan çıkarmak
31	General	free someone from the wreckage v.	enkaz altından çıkarmak
32	General	free someone from the wreckage v.	enkazdan çıkarmak
33	General	pull someone from the wreckage v.	göçük altından çıkarmak
34	General	pull someone from the wreckage v.	enkaz altından çıkarmak
35	General	cut someone from the wreckage v.	göçükten çıkarmak
36	General	cut someone free from the wreckage v.	enkaz altından çıkarmak
37	General	free someone from the wreckage v.	göçük altından çıkarılmak
38	General	cut someone free from the wreckage v.	enkazdan çıkarmak
39	General	free someone from the wreckage v.	göçükten çıkarmak
40	General	get strength from someone/something v.	güç almak (birinden/bir şeyden)
41	General	go to take someone from somewhere v.	birini bir yerden almaya gitmek
42	General	expect something in return from someone v.	karşılık beklemek
43	General	topple someone from one's throne v.	tahtından etmek
44	General	topple someone from one's throne v.	tahtından indirmek
45	General	stop someone from worrying about something v.	içine su serpmek
46	General	dissuade someone from v.	aklını çelmek
47	General	take someone from somewhere v.	birini bir yerden almak
48	General	tear someone limb from limb v.	lime lime etmek
49	General	dissuade someone from v.	-den vazgeçirmek
50	General	dissuade someone from v.	-den döndürmek
51	General	dissuade someone from v.	-den caydırmak
52	General	topple someone from the throne v.	birini tahttan indirmek
53	General	demand money from someone v.	birinden para talep etmek
54	General	demand money from someone v.	birisinden para talep etmek
55	General	keep one's distance (from someone) v.	resmiyeti korumak
56	General	ask for information from someone v.	bilgisine başvurmak
57	General	ask for advice from someone v.	bilgisine başvurmak
58	General	prevent someone from doing her/his job v.	işini yapmasına engel olmak
59	General	prevent someone from doing her/his job v.	işinden alıkoymak
60	General	take the burden away from someone v.	birisinin üzerindeki yükü almak
61	General	take the burden away from someone v.	birisinin yükünü hafifletmek
62	General	call someone from his/her cell phone v.	cebinden aramak
63	General	call someone from one's cell phone v.	cep telefonundan aramak
64	General	call someone from his/her cell phone v.	cep telefonundan aramak
65	General	call someone from one's cell phone v.	cebinden aramak
66	General	win someone away (from something) v.	(birini bir takım görüşlerden vb.) kurtarmak
67	General	ban someone from something v.	birinin bir şey yapmasını yasaklamak
68	General	ask for information from someone v.	bilgisine danışmak
69	General	ask for advice from someone v.	bilgisine danışmak
70	General	dismiss someone from employment v.	işten çıkarmak
71	General	divert someone from something v.	başka yöne çevirmek
72	General	segregate someone from someone else v.	birini başka birinden ayırmak
73	General	distract someone from something v.	dikkatini dağıtmak
74	General	separate someone from someone else v.	birini başka birinden ayırmak
75	General	distract someone from something v.	dikkatini başka yöne çekmek
76	General	stop someone from hurting anyone else v.	başkasına zarar vermesini önlemek
77	General	pick up someone from the airport v.	birini havaalanından almak
78	General	eject someone from some place v.	birini bir yerden atmak/çıkarmak
79	General	emancipate someone from something v.	birini özgür kılmak
80	General	emancipate someone from something v.	birini serbest bırakmak
81	General	embezzle something from someone or something v.	(bir hesaptan/birinden) zimmetine para geçirmek
82	General	eliminate someone from the list v.	birini listeden çıkarmak
83	General	enjoin someone from something v.	(mahkeme) birini bir şey yapmaktan menetmek
84	General	evacuate someone from something v.	birini bir yerden tahliye etmek
85	General	gather something from someone v.	birilerinden bir şeyler toplamak
86	General	remember someone from somewhere v.	birini bir yerden hatırlamak
87	General	guard someone from someone v.	birini birinden korumak
88	General	get some support from someone v.	(birinden) biraz destek almak
89	General	get some backup from someone v.	(birinden) biraz destek almak
90	General	ban someone from teaching v.	birini öğretmenlikten men etmek
91	General	save someone from the attacker v.	birini saldırgandan kurtarmak
92	General	pick someone up from the airport v.	birini havaalanından almak
93	General	suspend someone from school v.	okuldan uzaklaştırmak
94	General	get a gift from someone v.	birinden hediye almak
95	General	save someone from drowning v.	birini boğulmaktan kurtarmak
96	General	hide something from someone v.	birisinden birşeyi saklamak
97	General	cut out someone from a photograph v.	birini bir fotoğraftan çıkartmak
98	General	trim out someone from a photograph v.	birini bir fotoğraftan çıkartmak
99	General	rescue someone from somewhere v.	birini bir yerden kurtarmak
100	General	elicit something from someone v.	birinden birtakım bilgiler edinmek
101	General	away (from someone or something) adv.	(birinden/bir şeyden) uzak
102	General	away (from someone or something) adv.	(birinden/bir şeyden) uzakta
Phrasals
103	Phrasals	avert something (away) from someone or something n.	(dikkatleri/gözleri birinden veya bir şeyden) başka yere çekmek
104	Phrasals	avert something (away) from someone or something n.	(dikkatleri/gözleri birinden veya bir şeyden) uzaklaştırmak
105	Phrasals	avert something (away) from someone or something n.	(birinden veya bir şeyden) gözlerini kaçırmak
106	Phrasals	absolve someone from something v.	-den aklamak
107	Phrasals	tear (oneself) away (from someone or something) v.	bir yerden zorla/istemeyerek ayrılmak
108	Phrasals	buffet someone or something (from someone or something) (to someone or something) v.	birinden alıp ötekine vermek
109	Phrasals	buffet someone or something (from someone or something) (to someone or something) v.	birileri/bir şeyler arasında sürekli el değiştirmek
110	Phrasals	buffet someone or something (from someone or something) (to someone or something) v.	elden ele/bir yerden ötekine paslamak
111	Phrasals	collect (something) from (someone) v.	(birinden bir şey) toplamak
112	Phrasals	collect (something) from (someone) v.	para, bağış toplamak
113	Phrasals	collect (something) from (someone) v.	insanlardan para toplamak
114	Phrasals	collect (something) from (someone) v.	tıbbi amaçlarla birinden biyolojik numune almak
115	Phrasals	conceal (someone or something) from (someone or something) v.	(birini ya da bir şeyi birinden ya da bir şeyden) saklamak
116	Phrasals	conceal (someone or something) from (someone or something) v.	(birini ya da bir şeyi birinden ya da bir şeyden) gizlemek
117	Phrasals	confiscate (something) from (someone) v.	(birinin bir şeyine) el koymak
118	Phrasals	confiscate (something) from (someone) v.	(birinin bir şeyini) toplamak
119	Phrasals	confiscate (something) from (someone) v.	zorla almak
120	Phrasals	confiscate (something) from (someone) v.	haczetmek
121	Phrasals	confiscate something from someone or something v.	birinin bir şeyine el koymak
122	Phrasals	confiscate something from someone or something v.	birinin bir şeyini toplamak
123	Phrasals	confiscate something from someone or something v.	zorla almak
124	Phrasals	confiscate something from someone or something v.	haczetmek
125	Phrasals	convey (something) from (someone or something) v.	(birisine bir şey) iletmek
126	Phrasals	convey (something) from (someone or something) v.	(birisine bir şey) söylemek
127	Phrasals	convey (something) from (someone or something) v.	(bir şeyi bir yerden başka bir yere) taşımak
128	Phrasals	convey (something) from (someone or something) v.	(bir şeyi bir yerden başka bir yer) götürmek
129	Phrasals	convey (something) from (someone or sth) to (someone or sth) v.	(birisine bir şey) iletmek
130	Phrasals	convey (something) from (someone or sth) to (someone or sth) v.	(birisine bir şey) söylemek
131	Phrasals	convey (something) from (someone or sth) to (someone or sth) v.	(taziye, baş sağlığı) iletmek
132	Phrasals	convey (something) from (someone or sth) to (someone or sth) v.	(selam, saygılar) söylemek
133	Phrasals	convey (something) from (someone or sth) to (someone or sth) v.	(bir şeyi bir yerden başka bir yere) taşımak
134	Phrasals	convey (something) from (someone or sth) to (someone or sth) v.	(bir şeyi bir yerden başka bir yer) götürmek
135	Phrasals	cop (something) from (someone or something) v.	(birisi ya da bir şeyden) (bir şey) çalmak
136	Phrasals	cop (something) from (someone or something) v.	(birisi ya da bir şeyden) (bir şey) yürütmek
137	Phrasals	cop (something) from (someone or something) v.	(birisi ya da bir şeyden) (bir şey) çalıp kaçmak
138	Phrasals	cop (something) from (someone or something) v.	(birisi ya da bir şeyden) (bir şey) araklamak
139	Phrasals	cop (something) from (someone or something) v.	aparmak
140	Phrasals	cop (something) from (someone or something) v.	(birisi ya da bir şeyden) (bir şey) çarpmak
141	Phrasals	cop (something) from (someone or something) v.	(birisi ya da bir şeyden) (bir şey) tokatlamak
142	Phrasals	cop something from someone or something v.	birinden ya da bir şeyden bir şey çalmak
143	Phrasals	cop something from someone or something v.	birinden ya da bir şeyden bir şey yürütmek
144	Phrasals	cop something from someone or something v.	birinden ya da bir şeyden bir şey çalıp kaçmak
145	Phrasals	cop something from someone or something v.	birinden ya da bir şeyden bir şey araklamak
146	Phrasals	cop something from someone or something v.	birinden ya da bir şeyden bir şey aparmak
147	Phrasals	cop something from someone or something v.	birinden ya da bir şeyden bir şey çarpmak
148	Phrasals	cop something from someone or something v.	birinden ya da bir şeyden bir şey tokatlamak
149	Phrasals	steer away from (someone or something) v.	(bir şeye) çarpmamak için direksiyonu kırmak
150	Phrasals	steer away from (someone or something) v.	(birinden) uzak durmak
151	Phrasals	steer away from (someone or something) v.	(birinin) yoluna çıkmamak
152	Phrasals	steer away from (someone or something) v.	(bir şeyden) kaçınmak
153	Phrasals	steer away from (someone or something) v.	(bir şeyden) uzak durmak
154	Phrasals	steer away from (someone or something) v.	(bir şeyden) kaçınmak
155	Phrasals	steer away from (someone or something) v.	(bir şeyi) kullanmamaya çalışmak
156	Phrasals	steer away from (someone or something) v.	uzak tutmaya çalışmak
157	Phrasals	steer away from (someone or something) v.	uzak durması için uyarmak
158	Phrasals	steer away from (someone or something) v.	kullanmaması için ikna etmeye çalışmak
159	Phrasals	catch something from someone v.	birinden bir hastalık kapmak
160	Phrasals	catch something from someone v.	birinden bir hastalık bulaşmak
161	Phrasals	catch something from someone v.	birinden bir hastalık geçmek
162	Phrasals	abduct (someone) from v.	birini kaçırmak/alıkoymak
163	Phrasals	abduct someone from someone or something v.	birini birinin elinden kaçırmak
164	Phrasals	abduct someone from someone or something v.	birini bir yerden kaçırmak
165	Phrasals	seduce someone away from something v.	ayartarak uzaklaştırmak
166	Phrasals	lure someone away from something v.	ayartarak uzaklaştırmak
167	Phrasals	woo someone away from something v.	ayartarak uzaklaştırmak
168	Phrasals	set someone apart (from someone else) v.	ayrı tutmak
169	Phrasals	request something from someone v.	birinden bir şey istemek
170	Phrasals	demand something from someone or something v.	birinden bir şey talep etmek
171	Phrasals	borrow something from someone v.	birinden bir şeyi ödünç almak
172	Phrasals	steal away from someone v.	birinin elinden kaçmak/sıvışmak
173	Phrasals	help someone down from something v.	birinin bir yerden inmesine yardım etmek
174	Phrasals	mooch something from someone v.	birinden bir şey dilenmek
175	Phrasals	wean someone away from something v.	birini bir şeyden vazgeçirmek
176	Phrasals	recall someone from something v.	birini bir yerden hatırlamak/anımsamak
177	Phrasals	preserve someone from something v.	birini bir şeyden korumak
178	Phrasals	strike someone or something from something v.	birini veya bir şeyi bir şeyden silmek
179	Phrasals	pluck something from someone v.	birinden bir şeyi kapmak
180	Phrasals	disbar someone from something v.	barodan kovmak
181	Phrasals	chase someone away from some place v.	birini bir yerden defetmek/kovmak
182	Phrasals	retire someone (from) v.	birini emekli etmek
183	Phrasals	learn something from someone v.	birinden bir şey öğrenmek
184	Phrasals	hinder someone from something v.	birini bir şeyden engellemek/alıkoymak
185	Phrasals	protect someone from something v.	birini bir şeyden korumak
186	Phrasals	run from someone v.	birinden kaçmak
187	Phrasals	shuttle someone or something from place to place v.	bir yerden bir yere gitmek/götürmek
188	Phrasals	hide out from someone v.	birinden saklanmak
189	Phrasals	hide from someone v.	birinden gizlenmek
190	Phrasals	jerk something away from someone v.	bir şeyi birinden (elinden vb) hızla/aniden kapmak
191	Phrasals	lure someone away from something v.	birini bir şeyden caydırmak
192	Phrasals	pull something back from someone v.	bir şeyi birinden (elinden vb) hızla/aniden kapmak
193	Phrasals	sponge something from someone v.	birinden bir şey dilenmek
194	Phrasals	steal from someone v.	birini soymak
195	Phrasals	know someone from someone v.	birini başka birinden bilmek/tanımak
196	Phrasals	bring someone over from some place v.	birini (yakın veya uzak bir yerden) getirmek
197	Phrasals	receive something from someone v.	birinden bir şey almak
198	Phrasals	beg something from someone v.	birinden bir şey dilenmek
199	Phrasals	bar someone from some place v.	birisinin bir yere girişini engellemek
200	Phrasals	hide out from someone v.	birinden gizlenmek
201	Phrasals	guard someone from something v.	birini bir şeyden korumak
202	Phrasals	repel someone from something v.	birini bir yerden püskürtmek
203	Phrasals	oust someone from something v.	birini bir yerden atmak/çıkarmak
204	Phrasals	call someone away from somewhere v.	birini bir yerden yanına çağırmak
205	Phrasals	chase someone away from some place v.	birinin bir yerden gitmesini sağlamak
206	Phrasals	shuttle someone or something from (person to person) v.	bir yerden bir yere gitmek/götürmek
207	Phrasals	disbar someone from something v.	barodan ihraç etmek
208	Phrasals	hide from someone v.	birinden saklanmak
209	Phrasals	remember someone from some place v.	birini bir yerden hatırlamak/anımsamak
210	Phrasals	deliver someone from somewhere v.	birini bir yerden kurtarmak
211	Phrasals	steal something from someone v.	birinden bir şey çalmak
212	Phrasals	steal from someone v.	birinden çalmak
213	Phrasals	seduce someone from something v.	birini bir şeyden caydırmak
214	Phrasals	get something away from someone v.	bir şeyi birinden uzak tutmak
215	Phrasals	retrieve someone from some place v.	birisini bir yerden almak
216	Phrasals	bar someone from some place v.	birisinin bir yere girmesini engellemek
217	Phrasals	warn someone away from v.	birisini bir şeye karşı uyarmak
218	Phrasals	incline away from someone v.	birinden uzaklaşmak
219	Phrasals	wheedle something away from someone v.	dil dökerek edinmek
220	Phrasals	buy something back (from someone) v.	geri satın almak
221	Phrasals	motion someone away from something v.	el işareti yaparak uzaklaştırmak
222	Phrasals	motion someone away from something v.	el işareti yaparak bir yerden uzaklaştırmak
223	Phrasals	guide someone away from something v.	eşlik etmek
224	Phrasals	whip something away (from someone) v.	hızla kapıp/çalıp uzaklaşmak
225	Phrasals	discharge someone from something v.	işten kovmak
226	Phrasals	hound someone from some place v.	kovalayarak atmak/kovmak
227	Phrasals	cadge something from someone v.	ödünç almak/istemek
228	Phrasals	guide someone away from something v.	rehberlik etmek
229	Phrasals	absolve someone from something v.	suçsuzluğunu ispatlamak
230	Phrasals	demote someone from something v.	rütbesini indirmek
231	Phrasals	buy something back (from someone) v.	tekrar almak
232	Phrasals	insulate someone from something v.	-den korumak/izole etmek
233	Phrasals	wheedle something away from someone v.	yalvararak almak
234	Phrasals	learn from someone v.	-den öğrenmek
235	Phrasals	thrust someone away from v.	yana itmek/ittirmek
236	Phrasals	buy something back (from someone) v.	yeniden satın almak
237	Phrasals	deter someone from v.	(birinin bir şey yapmasını) engellemek
238	Phrasals	repulse someone from something v.	-den geri püskürtmek
239	Phrasals	grab something away from someone v.	(birisinin elinden) (bir şeyi) hızla kapmak
240	Phrasals	call someone away from something v.	(birini birşeyden) uzaklaştırmak
241	Phrasals	get something away from someone v.	uzak tutmak
242	Phrasals	set someone free from something v.	(birini bir yerden)kurtarmak
243	Phrasals	promote someone (from something) (to something) v.	(birini) (bir pozisyondan) (başka bir pozisyona) terfi ettirmek
244	Phrasals	scratch someone from something v.	(birinin isimini) (listeden vb) çıkarmak
245	Phrasals	recoil from someone v.	uzak durmak
246	Phrasals	whip something away (from someone) v.	(cüzdan vb.) kapıp kaçmak
247	Phrasals	recruit someone from something v.	(özel sektörden/başka bir şirketten vb) işe almak
248	Phrasals	repel someone from something v.	-den geri püskürtmek
249	Phrasals	obliterate someone or something from something v.	(bir şeyi bir yerden) tamamen çıkarmak/silmek/yok etmek
250	Phrasals	guide someone away from something v.	yolu göstermek
251	Phrasals	cower (away) from someone or something v.	(birinden ya da bir şeyden) korkup kaçmak
252	Phrasals	cower (away) from someone or something v.	korkup uzaklaşmak
253	Phrasals	cower (away) from someone or something v.	tırsıp kaçmak
254	Phrasals	cower (away) from someone or something v.	tüymek
255	Phrasals	crib (something) from (someone) v.	(birinden bir şey) kopyalamak
256	Phrasals	crib (something) from (someone) v.	kopya çekmek
257	Phrasals	crib (something) from (someone) v.	(sınav) kopya çekmek
258	Phrasals	crib something from someone or something v.	birinden kopya çekmek
259	Phrasals	crib something from someone or something v.	(sınav) yandakinden kopya çekmek
260	Phrasals	cut (someone or something) from (something) v.	(bir şeyi başka bir şeyden) keserek ayırmak
261	Phrasals	cut (someone or something) from (something) v.	bir şeyi bir şeyden kesmek
262	Phrasals	cut (someone or something) from (something) v.	(takımdan, ekipten) çıkarmak
263	Phrasals	cut (someone or something) from (something) v.	(gösteriden, oyundan) çıkarmak
264	Phrasals	cut (someone or something) from (something) v.	(birini) listeden çıkarmak
265	Phrasals	cut (someone or something) from (something) v.	(bir filmin ya da bir kitabın bir kısmın) kesip atmak
266	Phrasals	cut (someone or something) from (something) v.	çıkarıp atmak
267	Phrasals	deport (someone) from (some place) v.	(birisini bir yerden) göndermek
268	Phrasals	deport (someone) from (some place) v.	(birisini bulunduğu ülkeden) göndermek
269	Phrasals	deport (someone) from (some place) v.	(birisini geldiği ülkeye) göndermek
270	Phrasals	deport (someone) from (some place) v.	(birisini ülke dışına) çıkarmak
271	Phrasals	deport (someone) from (some place) v.	sınır dışı etmek
272	Phrasals	deport (someone) from (some place) to (some place) v.	(birisini bir yerden başka bir yere) göndermek
273	Phrasals	deport (someone) from (some place) to (some place) v.	(birini bir ülkeden başka bir ülkeye) göndermek
274	Phrasals	deport (someone) from (some place) to (some place) v.	sınır dışı etmek
275	Phrasals	deport someone (from some place) (to some other place) v.	(birisini bir yerden başka bir yere) göndermek
276	Phrasals	deport someone (from some place) (to some other place) v.	(birini bir ülkeden başka bir ülkeye) göndermek
277	Phrasals	deport someone (from some place) (to some other place) v.	sınır dışı etmek
278	Phrasals	drop someone or something from something v.	birini/bir şeyi yüksek bir yerden bırakmak/aşağı atmak
279	Phrasals	drop someone or something from something v.	(takımdan, gruptan) çıkarmak/atmak
280	Phrasals	drop someone or something from something v.	bırakmak (ders)
281	Phrasals	drop someone or something from something v.	dersten bırakmak
282	Phrasals	elicit (something) from (someone) v.	(birinde bir tepkiyi, duyguyu) tetiklemek/tahrik etmek
283	Phrasals	elicit (something) from (someone) v.	(birinde bir tepkiyi, duyguyu) ayağa kaldırmak/ayaklandırmak
284	Phrasals	elicit (something) from (someone) v.	(birinde bir tepkiyi duyguyu) ortaya çıkarmak, (birinde bir tepkiyi, duyguyu) uyandırmak
285	Phrasals	elicit (something) from (someone) v.	(birinde bir tepkinin, duygunun) açığa çıkmasına neden olmak
286	Phrasals	elicit (something) from (someone) v.	(birinde bir tepkiyi, duyguyu) kışkırtmak
287	Phrasals	elicit (something) from (someone) v.	(birinde bir tepkiye, duyguya) yol açmak
288	Phrasals	elicit (something) from (someone) v.	(birinden bir şeyi) ele geçirmek
289	Phrasals	elicit (something) from (someone) v.	(birinden bir şeyi) almak
290	Phrasals	elicit (something) from (someone) v.	(birinden bir şeye) erişmek
291	Phrasals	elicit (something) from (someone) v.	(birinden bir şeyi) temin etmek
292	Phrasals	elicit (something) from (someone) v.	(birinden bir şeyi) elde etmek
293	Phrasals	eliminate (someone or something) from (something) v.	(birini/bir şeyi bir şeyden) elemek
294	Phrasals	eliminate (someone or something) from (something) v.	(birini/bir şeyi bir şeyden) çıkarmak
295	Phrasals	eliminate (someone or something) from (something) v.	(birini/bir şeyi bir şeyden) uzaklaştırmak
296	Phrasals	eliminate (someone or something) from (something) v.	(birini/bir şeyi bir şeyden) ekarte etmek
297	Phrasals	eliminate (someone or something) from (something) v.	(birini/bir şeyi bir şeyden) saf dışı bırakmak
298	Phrasals	eliminate someone or something from something v.	birini/bir şeyi bir şeyden elemek
299	Phrasals	eliminate someone or something from something v.	birini/bir şeyi bir şeyden çıkarmak
300	Phrasals	eliminate someone or something from something v.	birini/bir şeyi bir şeyden uzaklaştırmak
301	Phrasals	eliminate someone or something from something v.	birini/bir şeyi bir şeyden ekarte etmek
302	Phrasals	eliminate someone or something from something v.	birini/bir şeyi bir şeyden saf dışı bırakmak
303	Phrasals	switch from someone (to someone else) v.	tercih edilen kişiyi değiştirmek
304	Phrasals	switch from someone (to someone else) v.	birinin yerine (başka birini) tercih etmek
305	Phrasals	switch from someone (to someone else) v.	biriyle ilgili tercihini (başka biriyle) değiştirmek
306	Phrasals	erupt from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) patlak vermek
307	Phrasals	erupt from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) püskürmek
308	Phrasals	erupt from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) çıkmak
309	Phrasals	erupt from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) patlamak
310	Phrasals	escort someone or something from something v.	birine/bir şeye bir yerden çıkarken eşlik etmek
311	Phrasals	escort someone or something from something v.	birini/bir şeyi bir yerden çıkartmak
312	Phrasals	escort someone or something from something v.	birini/bir şeyi bir yerden atmak
313	Phrasals	escort someone or something from something v.	birine/bir şeye bir yerden çıkış yolunu göstermek
314	Phrasals	escort someone or something from something v.	birine/bir şeye çıkışa kadar eşlik etmek
315	Phrasals	escort someone or something from something v.	birine/bir şeye kapıyı göstermek
316	Phrasals	escort someone or something from something v.	birini/bir şeyi kapıya kadar geçirmek
317	Phrasals	escort someone or something from something v.	birini/bir şeyi çıkışa kadar geçirmek
318	Phrasals	exact something from someone v.	birinden bir şey istemek
319	Phrasals	exact something from someone v.	birinden bir şey talep etmek
320	Phrasals	exact something from someone v.	birinden bir şey almak
321	Phrasals	expect (something) from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden bir şey) beklemek
322	Phrasals	expect (something) from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden bir şey) almayı beklemek
323	Phrasals	expect (something) from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden bir şey) istemek/talep etmek
324	Phrasals	expect (something) from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden bir şey) rica etmek
325	Phrasals	expect something from someone or something v.	birinden/bir şeyden bir şey beklemek
326	Phrasals	expect something from someone or something v.	birinden/bir şeyden bir şey almayı beklemek
327	Phrasals	expect something from someone or something v.	birinden/bir şeyden bir şey beklemek
328	Phrasals	expect something from someone or something v.	birinden/bir şeyden bir şey beklentisi içinde olmak
329	Phrasals	expect something from someone or something v.	birinin/bir şeyin kendinden bir şey katmasını beklemek
330	Phrasals	recoup something from someone or something v.	bir şeyi birinden/bir şeyden telafi etmek
331	Phrasals	recoup something from someone or something v.	bir şeyi birinden/bir şeyden karşılamak
332	Phrasals	recoup something from someone or something v.	bir şeyi birinden/bir şeyden tazmin etmek
333	Phrasals	recoup something from someone or something v.	bir şeyi birinden/bir şeyden geri almak
334	Phrasals	recoup something from someone or something v.	(bir şeyi birinden/bir şeyden iade almak
335	Phrasals	recoup something from someone or something v.	bir şeyi birinden/bir şeyden kurtarmak
336	Phrasals	expropriate (something) from (someone or something) v.	(birinin/ bir şeyin bir şeyine) el koymak
337	Phrasals	expropriate (something) from (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin bir şeyini) elinden almak
338	Phrasals	expropriate (something) from (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin bir şeyini) zorla almak
339	Phrasals	expropriate (something) from (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin bir şeyini) gasp etmek
340	Phrasals	expropriate (something) from (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin bir şeyini) almak (birinin/bir şeyin bir şeyini) ele geçirmek
341	Phrasals	expropriate (something) from (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin bir şeyini) zapt etmek
342	Phrasals	expropriate (something) from (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin bir şeyini) istimlak etmek
343	Phrasals	extort something from someone or something v.	birinden para sızdırmak
344	Phrasals	extort something from someone or something v.	birinden para koparmak
345	Phrasals	extort something from someone or something v.	birinden zorla bir şey almak
346	Phrasals	extort something from someone or something v.	birinden tehditle bir şey almak
347	Phrasals	extort something from someone or something v.	zor kullanarak birinden bir şey çalmak
348	Phrasals	extradite (someone) from (some place) v.	(bir suçluyu bir yerden) iade etmek
349	Phrasals	extradite (someone) from (some place) v.	(bir suçluyu bir yerden) ülkesine iade etmek
350	Phrasals	extradite (someone) from (some place) v.	(birini bir yerden) ülkesine geri göndermek
351	Phrasals	extradite (someone) from (some place) to (some place) v.	(bir suçluyu bir yerden) suçu işlediği yere gitmeye zorlamak
352	Phrasals	extradite (someone) from (some place) to (some place) v.	(bir suçluyu) ceza alması için suçu işlediği yere teslim etmek/göndermek
353	Phrasals	extricate (someone, something, or oneself) from (someone or something) v.	(birini/bir şeyi/kendini birinden veya bir şeyden) kurtarmak
354	Phrasals	extricate (someone, something, or oneself) from (someone or something) v.	(birini/bir şeyi/kendini birinden veya bir şeyden) ayırmak
355	Phrasals	extricate (someone, something, or oneself) from (someone or something) v.	(birini/bir şeyi/kendini) zor durumdan kurtarmak
356	Phrasals	extricate (someone, something, or oneself) from (someone or something) v.	(birini/bir şeyi/kendini) zor durumdan çıkarmak
357	Phrasals	extricate (someone, something, or oneself) from (someone or something) v.	(birini/bir şeyi/kendini) sıkıştığı yerden çıkarmak/kurtarmak
358	Phrasals	fence (someone or something) off from (something) v.	(bir şeyi) çitle çevirerek (birinin/bir şeyin) ulaşmasına engel olmak
359	Phrasals	fence (someone or something) off from (something) v.	(birinin/bir şeyin) yaklaşmasına engel olmak için (bir şeyi) çitle çevirmek
360	Phrasals	fence (someone or something) off from (something) v.	çitle çevirmek
361	Phrasals	fence (someone or something) off from (something) v.	(bir şeyi) çitle çevirerek (birinin/bir şeyin) girmesini engellemek
362	Phrasals	fence (someone or something) off from (something) v.	(birini/bir şeyi) uzak tutmak için (bir şeyi) çitle çevirmek
363	Phrasals	fence (someone or something) off from (something) v.	(birini/bir şeyi bir şeye) karşı çitle çevirmek
364	Phrasals	develop from someone or something (into someone or something) v.	birinden veya bir şeyden (birine/bir şeye) evrilmek
365	Phrasals	develop from someone or something (into someone or something) v.	birinden veya bir şeyden (birine/bir şeye) doğru gelişmek/gelişim göstermek
366	Phrasals	hear from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) haber almak
367	Phrasals	hear from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) mesaj almak
368	Phrasals	hear from (someone or something) v.	(birinden) azar işitmek
369	Phrasals	hear from (someone or something) v.	(birinden) papara yemek
370	Phrasals	hear from (someone or something) v.	(birinden) fırça yemek
371	Phrasals	hear from (someone or something) v.	(birinden) zılgıt yemek
372	Phrasals	hear from (someone or something) v.	(birinden) laf işitmek
373	Phrasals	hear from (someone or something) v.	(bir şeyi) dinlemek
374	Phrasals	hear from (someone or something) v.	sunulan bir şeyi dinlemek
375	Phrasals	keep away (from someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) uzak durmak
376	Phrasals	keep away (from someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) fiziksel mesafeyi korumak
377	Phrasals	keep away (from someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) mesafeli durmak
378	Phrasals	keep away (from someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) uzak tutmak
379	Phrasals	keep away (from someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) fiziksel mesafesini korumak
380	Phrasals	keep away (from someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) mesafeli durdurmak
381	Phrasals	keep away (from someone or something) v.	(bir şeyden) uzak durmak
382	Phrasals	keep away (from someone or something) v.	(bir şeyden) kaçınmak
383	Phrasals	keep away (from someone or something) v.	(bir şeye) engel olmak
384	Phrasals	keep away (from someone or something) v.	(bir şeyin) yapılmasını engellemek
385	Phrasals	liberate someone or something from someone or something v.	birini veya bir şeyi birinden veya bir şeyden kurtarmak
386	Phrasals	liberate someone or something from someone or something v.	birini veya bir şeyi birinden veya bir şeyden özgür bırakmak
387	Phrasals	lift something from someone or something v.	birinin üstünden/sırtından bir yük kaldırmak
388	Phrasals	lift something from someone or something v.	bir şeyi birinin üstünden/omuzlarından almak
389	Phrasals	lift something from someone or something v.	bir şeyi birinin üstünden/omuzlarından kaldırmak
390	Phrasals	lift something from someone or something v.	bir şeyi bir şeyin üstünden almak/kaldırmak
391	Phrasals	procure (something) from (someone) v.	(birinden bir şey) almak
392	Phrasals	procure (something) from (someone) v.	(birinden bir şey) temin etmek
393	Phrasals	pull away from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) geri çekilmek
394	Phrasals	pull away from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) uzaklaşmak
395	Phrasals	pull away from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) kendini geri çekmek
396	Phrasals	pull away from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) sıdkı sıyrılmak
397	Phrasals	pull away from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) soğumak
398	Phrasals	pull away from (someone or something) v.	(bir şeyden) sıyrılmak
399	Phrasals	pull away from (someone or something) v.	(birini/bir şeyi, bir şeyden/birinden) uzaklaştırmak
400	Phrasals	pull away from (someone or something) v.	(birini/bir şeyi, bir şeyden/birinden) geri çekmek
401	Phrasals	pull away from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) uzaklaşıp gitmek (bir araçla)
402	Phrasals	pull away from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) ayrılıp gitmek
403	Phrasals	pull away from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) kopup gitmek
404	Phrasals	pull away from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) üstün pozisyona/konuma geçmek
405	Phrasals	pull away from (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) önüne geçmek
406	Phrasals	pull away from (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) arayı açmak
407	Phrasals	pull away from (someone or something) v.	(birinden) sosyal/duygusal olarak soğumak
408	Phrasals	pull away from (someone or something) v.	(birinden) sosyal/duygusal olarak kendini geri çekmek
409	Phrasals	raise (someone or something) from (some state) v.	(birini/bir şeyi) alıp yetiştirmek/büyütmek
410	Phrasals	raise (someone or something) from (some state) v.	(birini/bir şeyi) belli bir yaştan/dönemden itibaren yetiştirmek
411	Phrasals	raise (someone or something) from (some state) v.	(birini/bir şeyi) belli bir yaştan/dönemden itibaren büyütmek
412	Phrasals	raise (someone or something) from (some state) v.	(birinin) hayatını/durumunu iyileştirmek
413	Phrasals	raise (someone or something) from (some state) v.	(birinin) hayatına değer katmak
414	Phrasals	raise (someone or something) from (some state) v.	(birinin) zor bir durumdan çıkıp gelişmesini sağlamak
415	Phrasals	raise (someone or something) from (some state) v.	(birini) kötü bir durumdayken ayağa kaldırmak
416	Phrasals	raise (someone or something) from (some state) v.	(bir şeyi) kötü bir durumdayken alıp yükseltmek
417	Phrasals	raise (someone or something) from (some state) v.	(bir şeyin) durumunu iyileştirmek
418	Phrasals	raise (someone or something) from (some state) v.	(bir şeyi) içinde bulunduğu kötü/zor durumdan çıkarmak/kurtarmak
419	Phrasals	raise (someone or an animal) from something v.	(birini/bir şeyi) belli bir dönemden itibaren yetiştirmek
420	Phrasals	raise (someone or an animal) from something v.	(birini/bir şeyi) belli bir dönemden itibaren büyütmek
421	Phrasals	raise someone from something v.	birinin bulunduğu kötü bir durumdan çıkmasına yardım etmek
422	Phrasals	raise someone from something v.	birinin durumunu iyileştirmek
423	Phrasals	raise someone from something v.	birini içinde bulunduğu kötü bir durumdan kurtarmak/çekip çıkarmak
424	Phrasals	rebound from (someone or something) v.	(bir hastalıktan) iyileşmek
425	Phrasals	rebound from (someone or something) v.	(kötü bir şeyi/durumu) hemen atlatmak
426	Phrasals	rebound from (someone or something) v.	(kötü bir şeyin/durumun) hemen üstesinden gelmek
427	Phrasals	rebound from (someone or something) v.	(kötü bir durumdan) hemen çıkmak/sıyrılıp çıkmak
428	Phrasals	rebound from (someone or something) v.	(kötü bir şeyi/durumu) hemen toparlamak
429	Phrasals	recede from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) geri çekilmek
430	Phrasals	recede from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) uzaklaşmak
431	Phrasals	recede from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) kendini geri çekmek
432	Phrasals	recede from (someone or something) v.	hafızadan/bellekten silinmek
433	Phrasals	recede from (someone or something) v.	hafızadan/bellekten yavaş yavaş yok olmak
434	Phrasals	regain something from someone or something v.	birinden/bir şeyden bir şeyin mülkiyetini geri almak
435	Phrasals	regain something from someone or something v.	birinden/bir şeyden bir şeyi geri almak
436	Phrasals	regain something from someone or something v.	birinden/bir şeyden hakkını geri kazanmak/elde etmek
437	Phrasals	release (someone or something) from (something) v.	(birini/bir şeyi bir şeyden) serbest bırakmak
438	Phrasals	release (someone or something) from (something) v.	(bir şeyi/birini bir şeyden) özgür bırakmak
439	Phrasals	release someone or something from something v.	birini/bir şeyi bir şeyden serbest bırakmak
440	Phrasals	release someone or something from something v.	bir şeyi/birini bir şeyden özgür bırakmak
441	Phrasals	release someone or something from something v.	birinin/bir şeyin bir yerden gitmesine izin vermek
442	Phrasals	remove from (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) bir şeyden veya bir yerden çıkarmak
443	Phrasals	remove from (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) birinin sorumluluğundan/korumasından almak
444	Phrasals	remove from (someone or something) v.	(birini) zorla yerinden/işinden etmek
445	Phrasals	remove from (someone or something) v.	(birinin) ayağını kaydırmak
446	Phrasals	remove from (someone or something) v.	(birini) işten çıkarmak
447	Phrasals	remove from (someone or something) v.	(birini) görevden atmak
448	Phrasals	remove from (someone or something) v.	(birini) kovmak
449	Phrasals	remove from (someone or something) v.	(birini) dışarı atmak
450	Phrasals	rend from (someone or something) v.	bir şeyi (birinde/bir şeyden) söküp atmak
451	Phrasals	rend from (someone or something) v.	bir şeyi (birinden/bir şeyden) çekip koparmak
452	Phrasals	rend from (someone or something) v.	bir şeyi (birinin/bir şeyin) üstünden yırtıp atmak
453	Phrasals	rend from (someone or something) v.	bir şeyi yolmak
454	Phrasals	rend something from someone or something v.	bir şeyi birinin/bir şeyin üzerinden yırtıp atmak
455	Phrasals	rend something from someone or something v.	bir şeyi birinden/bir şeyden söküp atmak
456	Phrasals	repulse from (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) geri püskürtmek
457	Phrasals	repulse from (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) geri göndermek
458	Phrasals	repulse from (someone or something) v.	(birini bir şeyden/birinden) soğutmak
459	Phrasals	repulse from (someone or something) v.	(birini bir şeyden/birinden) uzaklaştırmak
460	Phrasals	require (something) from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden bir şey) istemek/talep etmek
461	Phrasals	require (something) from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden bir şeye) ihtiyacı olmak
462	Phrasals	require (something) from (someone or something) v.	(birine/bir şeye bir şeyi) şart koşmak
463	Phrasals	require (something) from (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) sağladığı bir şeye/malzemeye ihtiyacı olmak
464	Phrasals	require something from someone v.	birinden bir şey istemek/talep etmek
465	Phrasals	require something from someone v.	birinden bir talepte bulunmak
466	Phrasals	requisition from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) resmi istekte/talepte bulunmak
467	Phrasals	requisition from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) resmi istekle bir şey talep etmek
468	Phrasals	requisition from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) resmi taleple bir şey istemek
469	Phrasals	requisition something from someone or something v.	birinden/bir şeyden bir şey için resmi istekte/talepte bulunmak
470	Phrasals	resurrect someone or something from something v.	birini/bir şeyi bir durumdan eski haline getirmek
471	Phrasals	resurrect someone or something from something v.	bir şeyi/birini bir durumdan iyileştirmek
472	Phrasals	rise from someone or something v.	birinden/bir şeyden yükselmek/çıkmak
473	Phrasals	rise from someone or something v.	birinden/bir şeyden ortaya çıkmak
474	Phrasals	seal (someone or something) off from (someone or something) v.	(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) men etmek
475	Phrasals	seal (someone or something) off from (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin bir şeye/yere) girişini kısıtlamak/yasaklamak
476	Phrasals	seal (someone or something) off from (someone or something) v.	(birini/bir şeyi bir şeye/yere) sokmamak
477	Phrasals	seal (someone or something) off from (someone or something) v.	(bir şeyi/yeri) mühürlemek
478	Phrasals	seal (someone or something) off from (someone or something) v.	(bir şeyi/yeri) girişe kapatmak
479	Phrasals	seal (someone or something) off from (someone or something) v.	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) tamamen tecrit etmek
480	Phrasals	seal (someone or something) off from (someone or something) v.	(birini bir şeyi birinden/bir şeyden) tamamen izole etmek
481	Phrasals	seal (someone or something) off from (someone or something) v.	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) tamamen yalıtmak
482	Phrasals	seal something off from someone or something v.	bir şeyi biri/bir şey için ulaşılmaz/erişilmez kılmak
483	Phrasals	seal something off from someone or something v.	bir şeyi birinin/bir şeyin erişimine kapatmak
484	Phrasals	seek (something) from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden bir şey) elde etmeye çabalamak
485	Phrasals	seek (something) from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden bir şey) elde etmeye çalışmak
486	Phrasals	seek (something) from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) bir şey elde etmeye uğraşmak
487	Phrasals	seek something from someone or something v.	birinden/bir şeyden bir şey elde etmeye çabalamak
488	Phrasals	seek something from someone or something v.	birinden/bir şeyden bir şey elde etmeye çalışmak
489	Phrasals	seek something from someone or something v.	birinden/bir şeyden bir şey elde etmeye uğraşmak
490	Phrasals	seek something from someone or something v.	birinden/bir şeyden bir şey elde etmenin peşine düşmek
491	Phrasals	stamp out (something) from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden bir şeyin) kökünü kurutmak
492	Phrasals	suspend someone or something from something v.	birini veya bir şeyi bir yerden sarkıtmak/sallandırmak
493	Phrasals	suspend someone or something from something v.	birini veya bir şeyi bir yere asmak
494	Phrasals	swerve into (from someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) çarpışmak
495	Phrasals	swerve into (from someone or something) v.	(bir şeye/bir yere) girmek
496	Phrasals	swerve into (from someone or something) v.	dönüp (bir şeye/bir yere) girmek
497	Phrasals	swerve into (from someone or something) v.	başka bir alana/sektöre dönmek
498	Phrasals	swerve into (from someone or something) v.	direksiyonu başka bir alana/sektöre kırmak
499	Phrasals	swerve into (from someone or something) v.	sektör/alan değiştirmek
500	Phrasals	take from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) çalmak