Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | görünür hale getirmek | make something apparent v. |
General | görünür hale getirmek | distinguish v. |
Phrasals | ||
Phrasals | görünür hale getirmek | throw out v. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | (denizde uzaktaki bir nesneyi) yaklaşarak görünür hale getirmek | rise v. |
Technical | ||
Technical | film veya baskı kağıdını bazı kimyasal çözeltilere sokarak resmi görünür hale getirmek | develop v. |
Technical | (görünmez mürekkebi ısı, kimyasal vb. ile) görünür hale getirmek | develop v. |
Photography | ||
Photography | görüntüyü görünür hale getirmek için ışığa duyarlı malzemeyi işleme | developing n. |