gramer - Türkisch Englisch Wörterbuch

gramer

Bedeutungen von dem Begriff "gramer" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 6 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
gramer grammar n.
Learning a whole new language structure and grammar system is like an exercise for your brain.
Tamamen yeni bir dil yapısı ve gramer sistemi öğrenmek beyniniz için bir egzersiz gibidir.

More Sentences
Psychology
gramer grammar n.
You will learn new words and grammar through active examples instead of dull explanations.
Sıkıcı açıklamalar yerine aktif örnekler üzerinden yeni kelimeler ve gramer öğreneceksiniz.

More Sentences
Linguistics
gramer grammatical adj.
His composition is excellent, except for some grammatical mistakes.
Bazı gramer hataları dışında kompozisyonu mükemmel olmuş.

More Sentences
General
gramer donet n.
Linguistics
gramer donat n.
gramer grammatic adj.

Bedeutungen, die der Begriff "gramer" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 82 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
gramer olarak grammarly adv.
gramer olarak grammarly (grammatically) adv.
General
gramer hatası grammatical error n.
The sentence has no grammatical errors.
Cümlede gramer hatası yok.

More Sentences
gramer kitabı grammar n.
I have a grammar book.
Bir gramer kitabım var.

More Sentences
gramer bakımından incelemek parse v.
Students have been asked to parse the sentence.
Öğrencilerden cümleyi gramer yönünden incelemeleri istendi.

More Sentences
gramer kurallarına uygun grammatical adj.
Her article was totally grammatical.
Makalesi gramer kurallarına tamamen uygundu.

More Sentences
gramer olarak doğru grammatically correct adj.
Your English is grammatically correct, but sometimes what you say just doesn't sound like what a native speaker would say.
İngilizceniz gramer olarak doğru, ancak bazen söyledikleriniz anadili İngilizce olan birinin söyleyeceği gibi gelmiyor.

More Sentences
Speaking
(hatalı telaffuz) gramer grammer n.
Esperanto's grammer is very simple.
Esperanto'nun grameri çok basittir.

More Sentences
Linguistics
gramer yapıları grammatical structures n.
Closed systems were tied to the sound and grammatical structures of specific languages.
Kapalı sistemler, belirli dillerin ses ve gramer yapılarına bağlıydı.

More Sentences
General
karşılaştırmalı gramer comparative grammar n.
gramer kuralları grammar n.
bağımlı gramer dependency grammar n.
gramer açısından ifade grammar n.
üretken gramer generative grammar n.
gramer yanlışı solecism n.
karşılaştırmalı ve genel gramer comparative and general grammar n.
gramer okulu grammer school n.
gramer incelemesi grammatical analysis n.
gramer incelemesi grammatical parse n.
gramer yönünden yanlış cümle grammatically incorrect sentence n.
gramer bilgisi grammar knowledge n.
gramer uzmanının uyguladığı dil bilgisi ilkeleri grammarianism [rare] n.
gramer yanlışları yapan kimse solecist n.
gramer hatası yapmak make a grammatical mistake v.
gramer hatası düzeltmek correct a grammar mistake v.
gramer hatası düzeltmek correct a grammatical mistake v.
bir veya birden fazla sözcüğü gramer açısından tanımlamak parse v.
(cümleyi) öğelerine ayırıp gramer bakımından incelemek parse v.
gramer olarak yanlış grammatically incorrect adj.
gramer olarak hatalı grammatically incorrect adj.
gramer kurallarına uymayan agrammatical adj.
gramer kurallarına aykırı agrammatical adj.
katı gramer uygunluğuna ait veya ilgili grammatic adj.
gramer yanlışı içeren solecistical adj.
gramer yanlışı ile ilgili solecistical adj.
gramer hatası yaparak solecistically adv.
Colloquial
gramer polisi grammar nazi n.
gramer polisi grammar police n.
Idioms
gramer hatası yapmak commit a solecism v.
Law
gramer yoluyla yorum grammatical interpretation n.
Psychology
dönüşümsel gramer transformational grammar n.
üretici gramer generative grammar n.
evrensel gramer universal grammar n.
bilişsel gramer cognitive grammar n.
Linguistics
gramer okulu grammar school n.
gramer anlamı grammatical meaning n.
anlamı kuvvetlendirmek için gramer kurallarında yapılan kasti değişiklik enallage n.
gramer uzmanı grammarian n.
en ufak gramer bölümü taxeme n.
bir gramer hatasından kaçınmak üzere hatalı bir şekilde kullanılmış bir ifadenin doğru biçim yerine kullanılması hypercorrection n.
yunan gramer uzmanı ve deipnosophistai adlı kitabın yazarı athenaeus n.
yapay gramer artificial grammar n.
gramer-çeviri yöntemi translation method n.
gramer kuralı grammar rule n.
bilişsel gramer cognitive grammar n.
geçişsiz fiilin gramer haliyle ilgili absolutive n.
bütün olarak aynı gramer fonksiyonuna sahip başlı bileşik sözcüğün birincil bileşeni nucleus n.
aynı gramer yapısındaki kelimeler arasında sayıca uygunluk olması number agreement n.
endosentrik yapının aynı gramer işlevine sahip olmayan iki temel bileşeninden her biri attribute n.
sözdizimsel olarak bağlantılı olmayan ve birbirine yakın iki kelime arasındaki gramer uyumu attraction n.
gramer hatasından kaçınmak için uğraşırken dile yerleşmiş hatalı yapı veya telaffuz hypercorrection n.
gramer hatasından kaçınmak isterken hatalı yapı üretme hypercorrection n.
gramer açısından doğru olup sözdizimi birden fazla şekilde yorumlanmaya açık cümle garden path n.
değişen gramer formu mutable n.
gramer hatasından kaçınmak isterken hatalı yapı üretme overcorrection n.
gramer hatasından kaçınmak için uğraşırken dile yerleşmiş hatalı yapı veya telaffuz overcorrection n.
bazı dillerde hareketin yönünü belirten bir gramer formu illative n.
bir yapıyı gramer kuralına uygun hale getiren ilave sözcük dummy n.
(gramer yapısı) sayılabilir olma countability n.
eski ingilizce kökenli gramer yapısı saxonism n.
daralan gramer yapısı contract n.
yer aldığı pasajla gramer açısından ilişkili olmayan ve bu pasajdan noktalama işaretleriyle ayrılabilen, tamamlayıcı veya açıklayıcı ifade parenthesis n.
gramer açısından incelemek parse v.
(cümleyi) gramer açısından yanlış incelemek misparse v.
(gramer yapısını) daraltmak contract v.
gramer hatası yapmak solecize [us] v.
gramer hatası yapmak solecise [uk] v.
kural olarak üçüncü sırada yer alan (gramer konjugasyonu) third adj.
gramer uyumuna ait concordial adj.
(latincede) ikincil gramer çekiminden olan second adj.
bir eylemin tekrarını ifade eden (gramer formu) frequentative adj.
ünlülerin önünde yer alan (gramer formu) prevocalic adj.