hard work - Türkisch Englisch Wörterbuch

hard work

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "hard work" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 4 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
hard work n. sıkı çalışma
I would like to congratulate everybody on the hard work they put in.
Herkesi gösterdikleri sıkı çalışmadan dolayı tebrik etmek istiyorum.

More Sentences
hard work n. ağır iş
A chance to do as we please, especially to do as little hard work as possible, is a secret desire of almost everybody.
İstediğimizi yapma şansı, özellikle de mümkün olduğunca az ağır iş yapmak, hemen herkesin gizli arzusudur.

More Sentences
hard work n. zor iş
However, the hardest work still lies ahead of us.
Bununla birlikte, en zor iş hala önümüzde duruyor.

More Sentences
Trade/Economic
hard work n. ağır iş

Bedeutungen, die der Begriff "hard work" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 59 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
work hard v. didinmek
General
work hard v. harıl harıl çalışmak
Scientists are working hard to put an end to AIDS.
Bilim adamları AIDS'e son vermek için harıl harıl çalışıyorlar.

More Sentences
work hard v. sıkı çalışmak
The Commission has met its commitment to work hard on improving its administrative and control practices.
Komisyon, idari ve kontrol uygulamalarını iyileştirmek için sıkı çalışma taahhüdünü yerine getirmiştir.

More Sentences
work very hard v. çok çalışmak
He has worked very hard on this report and it is a good one.
Bu rapor üzerinde çok çalışmıştır ve iyi bir rapordur.

More Sentences
work hard v. uğraşmak
work hard v. emek çekmek
work hard v. yoğun çalışmak
work hard v. çok yoğun çalışmak
do a hard day's work v. yorucu bir çalışma günü geçirmek
do a hard day's work v. (işte) çok çalışmak
do a hard day's work v. yoğun bir çalışma günü yaşamak
do a hard day's work v. (işte) çok yorulmak
do a hard day's work v. zor bir çalışma günü geçirmek
work under hard conditions v. zor şartlar altında çalışmak
work under hard conditions v. zor şartlar altında görev yapmak
work hard at something v. bir şey üzerinde çok çalışmak
work hard v. çalışıp çabalamak
Phrases
work hard play hard expr. sıkı çalış sıkı eğlen
love is hard work expr. sevgi emektir
hard work pays off expr. sıkı çalışma karşılığını verir
Proverb
little hard work never hurt anyone biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmak kimseyi öldürmez
little hard work never killed anyone biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmak kimseyi öldürmez
little (hard) work never hurt anyone biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmak kimseyi öldürmez
a little (hard) work never killed anybody biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmaktan kimseye zarar gelmez
a little (hard) work never killed anyone biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmak kimseyi öldürmez
a little (hard) work never hurt anyone biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmak kimseyi öldürmez
a little (hard) work never killed anyone biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmaktan kimseye zarar gelmez
a little (hard) work never hurt anyone biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmaktan kimseye zarar gelmez
a little (hard) work never hurt anybody biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmaktan kimseye zarar gelmez
a little (hard) work never killed anybody biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmak kimseyi öldürmez
a little (hard) work never hurt anybody biraz fazla/yoğun/sıkı çalışmak kimseyi öldürmez
Colloquial
hard work always pays off expr. sıkı çalışma her zaman karşılığını verir
Idioms
work hard v. tüm yolları denemek
work hard v. elinden geleni yapmak
put in a hard day's work v. işinde çok çalışmak
put in a hard day at work v. işinde çok çalışmak
put in a hard day at work v. iş yerinde yoğun bir gün geçirmek
put in a hard day's work v. iş yerinde yoğun bir gün geçirmek
make hard work of doing something v. bir şey için gerekenden daha fazla uğraşmak
make hard work of something v. bir işin için haddinden fazla uğraşmak/didinmek
make hard work of something v. bir şey için gerekenden daha fazla uğraşmak
make hard work of doing something v. bir işin için haddinden fazla uğraşmak/didinmek
hard work is not easy expr. sıkı çalışmak emek işidir
hard work is not easy expr. sıkı çalışmak çaba gerektirir
hard work is not easy expr. sıkı/çok çalışmak zordur
hard work is not easy expr. çok çalışmak kolay değildir
too much like hard work expr. devam etmesi aşırı zor
too much like hard work expr. devam ettirmesi aşırı stresli
too much like hard work expr. aşırı zor
too much like hard work expr. aşırı yorucu
too much like hard work expr. devam ettirmesi aşırı zahmetli
Speaking
come home from a hard day's work v. yorucu bir iş gününden sonra eve gelmek
don't work too hard expr. (birisiyle vedalaşırken) kendine iyi bak/kendini fazla yorma anlamına gelen bir söz
I believe in hard work expr. ben sıkı çalışmaya inanırım
don't work too hard expr. çok çalışma
our hard work paid off expr. sıkı çalışmamızın karşılığını aldık
you work very hard expr. çok çalışıyorsun
I should work hard expr. sıkı çalışmalıyım
I don't know why you work so hard expr. neden bu kadar çok çalışıyorsun anlamıyorum